AYIPLI İNŞAAT- Eserin tesliminden sonra usulü veçhile muayenesinde müşahede edilemeyecek olan kusurları hakkında yüklenicinin mesuliyeti devam eder
Ekleyen: Av. Esin Kılıç Şehirlioğlu | Tarih: 20-12-2008 | Kategori: İçtihat | Not
Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 7.Asliye Hukuk Mahkemesince asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen 16.03.2004 gün ve 2001/496 E- 2004/148 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 10.03.2005 gün ve 2004/3056-2005/1356 sayılı ilamı ile;

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; inşaatını davalının yaptığı binada sonradan ortaya çıkan ayıplı imalatın giderilmesi için gerekli bedelin ödetilmesine ilişkindir. Mahkemece davanın makul bir sürede açılmadığından bahisle reddine karar verilmiş, karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Borçlar Kanununun 362. maddesi uyarınca eserin tesliminden sonra usulü veçhile muayenesinde müşahede edilemeyecek olan kusurları hakkında yüklenicinin mesuliyetinin devam edeceği kabul edilmiş, 360. maddede ise kusurların giderilmesi için gerekli bedelin yükleniciden talep edilebileceği hususu düzenlenmiştir. Aynı Kanun'un 126/IV. Maddesinde de ayıplı bir iş meydana getirilmesinden dolayı açılacak davaların 10 yılda zamanaşımına uğrayacağı belirlenmiştir. Dava konusu olayda yüklenicinin inşa ettiği binanın 15.11.1994 tarihinde iskan ruhsatının alınmasından sonra taşıyıcı sistemlerinde esaslı şekilde ve binayı tehlikeye atacak derecede kusurların ortaya çıktığı ve bu gizli ayıpların nelerden ibaret olup nasıl giderileceğinin de esaslı bir incelemeden sonra belirlenebildiği anlaşılmış olup, davanın on yıllık zamanaşımı süresi dolmadan açıldığının kabulü gerekir. Bu nedenle mahkemece işin esasına girilerek mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle iddia ve savunmanın değerlendirilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmamış kararın bozulması uygun bulunmuştur...

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle binadaki çatlakların davanın devamı sırasında dahi artış gösterdiğinin tespit edilmiş olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Davacılar vekilinin ve Davacı Levent Aydın Öztürk'ün temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 31.05.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. YHGK E. 2006/15-272 K. 2006/321 T. 31.5.2006