Uyuşmazlığın doğduğu Tarihe Göre Yeni Kurulan Mahkemenin Görev Durumu • Denizcilik Ýhtisas Mahkemesi*
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 17-11-2008 | Kategori: İçtihat | Not
 
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
E: 2007/11-189 K: 2007/193 T: 04.04.2007
Uyuşmazlığın Doğduğu Tarihe Göre Yeni  Kurulan Mahkemenin Görev Durumu • Denizcilik İhtisas Mahkemesi*
Özet: Uyuşmazlığın doğduğu tarihte, bu
uyuşmazlığı çözecek mahkemenin belli olması
durumunda, davanın mutlaka bu mahkeme
tarafından çözüme kavuşturulacağı Anayasa’da
belirlenmiştir.
Denizcilik İhstisas Mahkemesi’nin kurulması
nı öngören yasada görülmekte olan davaları
n Denizcilik İhtisas Mahkemesi’ne devredileceğ
ini ya da görevsizlik kararı verilece-
ğini öngören bir kural yoktur.
Bu nedenle Denizcilik İhtisas Mahkemesi
kurulmadan açılmış olan davanın Denizcilik
İhtisas Mahkemesi’ne gönderilmesi mümkün
değildir.
Taraşar arasındaki "Alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın aktif husumet ehliyeti
bulunmadığından reddine dair verilen 04.11.2004 gün ve 2003/770-
2004/807 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi
üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13.06.2006 gün ve 2005/4289-
2006/6848 sayılı ilamı ile;
(...Davacı vekili, müvekkilinin ihraç ettiği dondurulmuş karidesin İspanya'ya
taşınması için D. Nak. AŞ ile taşıyıcının acentesi sıfatı ile anlaşıldığı
nı, müvekkili şirketin diğer davalıya bu yük için nakliye sigortası yaptı
rdığını, soğutucunun taşıma sırasında hasar görmesi üzerine konteyner
ısısının uzun süre yükselerek malların bozulmasına neden olduğunu, davalı
taşıyıcı ile nakliyat sigortacısının hasar bedelini müvekkiline ödemedi-
ğini ileri sürerek, 99.240,17 Euro'nun 27.08.2003 tarihinden itibaren faiziyle
birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava
etmiştir.
Davalı İ. Sigorta AŞ vekili, dava konusu emtianın sevkiyatına ilişkin
nakliyat sigorta poliçesinde bozulma rizikosuna karşı teminat verilmemiş
olup, bozulmanın teminat harici olduğunu, istenen tazminatın fahiş olduğu-
Yargıtay Kararları 2505
___________________________________________________
(*) Gönderen: Av. Talih UYAR
nu, olay tarihinden itibaren faiz istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini
istemiştir.
Diğer davalı vekili, satış ister CİF isterse FOB olsun, satılan malların
neŞ ve hasarın geminin küpeştesini aştığı andan itibaren alıcıya ait olaca-
ğını, satıcı olan davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, davacının
iddiasının aksine soğutuculu konteynere taşıyanın hasar vermediğini ve
taşıyanın kusuru bulunmadığını, yükte bir bozulma ve hasarın söz konusu
olmadığını, istenen tazminatın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini
istemiştir.
Mahkemece bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı ile dava
dışı İspanyol şirket arasında akdedilen satış sözleşmesinde FOB teslim
şeklinin kararlaştırıldığı, TTK'nın 1138. maddesine göre FOB satışlarda
malların geminin küpeştesini aştığı andan itibaren mallara ilişkin nef i ve
hasarın alıcıya geçeceği, dava konusu taşıma sırasında meydana gelen
hasarlardan dolayı taşıyanı dava etme hakkının dava dışı alıcı Şrmaya ait
olduğu, FOB satış nedeni ile taşınan malların neŞ ve hasarın davacı şirketten
dava dışı alıcıya intikal etmiş olmasının sonucu olarak, dava konusu
mallara ilişkin sigorta menfaatinin de davacı şirketten dava dışı alıcıya intikal
ettiği, davacı şirketin sigorta sözleşmesini dava dışı alıcı hesabına
yaptığı, davalı sigorta şirketi yönünden de davacının aktif husumet ehliyeti
bulunmadığı, yargılama sırasında dava dışı alıcının alacağını davacıya
temlik ettiğine dair belge sunulmuş ise de; temlikname ekinde döviz transfer
bordosu ya da benzeri belge sunulmadığı, temliknamenin, temliknamedeki
taraşarın kendi iç ilişkileri ile davayı kazanmaya yönelik bir çaba olduğ
u gerekçesiyle, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmaması nedeniyle
davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1- Dava, davalı sigorta şirketine nakliyat sigorta poliçesiyle sigortalı
emtianın diğer davalı tarafından İspanya'ya taşınması sırasında meydana
gelen zararın tazmini istemine ilişkindir.
28.04.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5136 Sayılı Kanun ile 6762 Sayı
lı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesine eklenen fıkra uyarınca "iş durumunun
gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun
olumlu görüşü ile Adalet Bakanlığı'nca, bu Kanunun Dördüncü Kitabında
yer alan deniz ticaretine ilişkin ihtilaşara bakmak ve asliye derecesinde olmak
üzere Denizcilik İhtisas Mahkemeleri kurulur. Bu mahkemelerin yargı
çevresi Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenir." Değinilen
yasal düzenleme sonrasında, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun
24.03.2005 tarih ve 188 Sayılı kararı ile Denizcilik İhtisas Mahkemesi bulunmayan
yerlerdeki uyuşmazlıklara bakmak, birden fazla ticaret mahkemesinin
bulunması halinde (1) numaralı ticaret mahkemesinin görevine verilmiştir.
2506 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 82 • Sayı: 5 • Yıl 2008
Mahkemelerin görevi, temyiz dahil, yargılamanın her aşamasında dikkate
alınacağından, mahkemece görevsizlik kararı verilerek, dosyanın görevli
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesi gerektiğinden, kararı
n bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazları
nın şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak
dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece
önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde
temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereğ
i görüşüldü:
5136 Sayılı Kanun ile 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine;
"İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Kurulunun
olumlu görüşü ile Adalet Bakanlığınca, bu Kanunun Dördüncü Kitabı
nda yer alan deniz ticaretine ilişkin ihtilaşara bakmak ve asliye derecesinde
olmak üzere Denizcilik İhtisas Mahkemeleri kurulur. Bu mahkemelerin
yargı çevresi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenir."
hükmü son fıkra olarak eklenmiş, bu yasa değişikliği 28.04.2004 günlü
Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Hakimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu'nun 20.07.2004 gün ve 370 sayılı Kararı ile İstanbul'da
Denizcilik İhtisas Mahkemesi kurularak faaliyete geçirilmiş, Yüksek Kurul'un
24.03.2005 gün ve 188 sayılı kararında ise, Denizcilik İhtisas
Mahkemesi kurulmayan, birden fazla ticaret mahkemesi bulunan yerlerde,
anılan davalara 1 numaralı ticaret mahkemesince bakılması kabul
edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 142. maddesine göre; mahkemelerin
kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla
düzenlenir. Anayasanın "kanuni hakim güvencesi" başlığını taşıyan 37.
maddesi, "Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci
önüne çıkarılamaz" hükmünü öngörmektedir. Uygulamada ve bilimsel
çevrelerde kanuni hakim güvencesi; uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek
olan mahkemenin, o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması
şeklinde tanımlanmıştır. 1982 Anayasasını kabul eden Danışma
Meclisinin Anayasa Komisyonunun gerekçesinde, "bu suretle davanın
olaydan sonra çıkarılacak bir kanunla yaratılan bir mahkeme önüne getirilmesi
yasaklanmakta yani kişiye yahut olaya göre kişiyi yahut olayı
gözönünde tutarak mahkeme kurma imkanı ortadan kaldırılmaktadır.
Bu ise tarafsız yargı merciinin ilk gereğidir" denilmektedir. Dikkat edilecek
olursa Anayasadaki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden
herhangi bir ayrım gözetmemiş, uyuşmazlığın doğduğu tarihte, bu
Yargıtay Kararları 2507
uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda, yargılama
yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal
bir düzenleme yapılmadığı takdirde, davanın mutlaka bu mahkeme tarafı
ndan çözüme kavuşturulması gereği Anayasa buyruğudur.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1. maddesi; bu kanunu, Türk
Medeni Kanununun ayrılmaz bir cüzü (parçası) olarak kabul etmiştir.
4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkı
nda Kanunun 1. maddesinde de ise, "Türk Medeni Kanununun yürürlüğ
e girdiği tarihten önceki olayların hukuki sonuçlarına, bu olaylar hangi
kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri
uygulanır" denilmekte, aynı yasanın 3. maddesiyle de yasa ile öngörülen
farklı düzenlemeler ayrık tutulmaktadır.
O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasası
nda zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara
bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı takdirde
her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece
çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre
görülüp sonuçlandırılacaktır.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte
yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı
çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle
böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
Bu noktada 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve
Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi; "Aile Mahkemesi
kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve
görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile
mahkemelerine devredilir." hükmünü içermektedir. Anılan yasal düzenlemeye
istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına
giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir. Hâlbuki Denizcilik İhtisas
Mahkemelerinin kurulmasını öngören 5136 Sayılı Yasada, görülmekte
olan davaların Denizcilik İhtisas Mahkemesine devri ya da görevsizlikle
gönderilmesi yönünde bir düzenleme mevcut değildir.
Somut olayda dava, 19.12.2003 tarihinde İzmir 4. Asliye Ticaret
Mahkemesinde açılmış; hükmün verildiği 4.11.2004 tarihinden sonra,
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 24.03.2005 gün ve 188 sayılı
kararı ile Denizcilik İhtisas Mahkemesi kurulmayan, birden fazla ticaret
mahkemesi bulunan yerlerde 1 numaralı ticaret mahkemesi görevlendirilmiştir.
Belirtilen bu maddi ve yasal olgular çerçevesinde, Denizcilik İhtisas
Mahkemesi kurulmayan yerlerde anılan davalara bakmakla görevlendirilen
1 numaralı ticaret mahkemesinin, görevlendirilme tarihinden önce
açılmış bulunan davalara bakması ve aynı yerde bulunan diğer Asliye Ticaret
Mahkemelerinde açılmış davaların, istek üzerine veya doğrudan
2508 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 82 • Sayı: 5 • Yıl 2008
doğruya, görevsizlik ya da gönderme kararıyla 1 numaralı ticaret mahkemesine
gönderilmesi yasal olarak olanaklı değildir. Taraşar arasındaki
uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkeme, Yüksek Kurulun
anılan kararından önce belirtilen yöndeki uyuşmazlıklara dayalı davaları
görme konusunda kanunen görevli bulunan İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
olup, dava tarihinden sonra Yüksek Hakimler ve Savcılar Kurulu
tarafından görevlendirilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya
bakması olanaklı bulunmamaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 19.4.2006 gün ve 2006/11-58 Esas, 228
Karar, 22.11.2006 gün ve 2006/11-720 Esas, 745 sayılı Kararlarında da bu ilkelere
dikkat çekilmiştir.
Belirtilen maddi ve yasal olgular gözetildiğinde, temyize konu davanı
n İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğine ilişkin
Yerel Mahkemece verilen direnme kararı isabetlidir.
Ne var ki, esasa ilişkin temyiz itirazları Özel Dairece incelenmediğinden,
bu konuda inceleme yapılmak üzere dosya Özel Dairesine gönderilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme kararı isabetli bulunduğ
undan, davacı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi
için dosyanın 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
04.04.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yargıtay Kararları 2509