Üye iş yerinin sorumluluğu (Çalıntı kredi kartı)
Ekleyen: Kaval | Tarih: 3-10-2005 | Kategori: İçtihat | Not
Davalı şirket davacı bankanın üye işyeri olup, üye işyeri sözleşmesi uyarınca kendisine tahsil olunan "POS" cihazı ile müşterilerine kredi kartı kullandırarak alışveriş yapma imkanı sağlamaktadır. Sahibi bulunduğu işletmede "POS" cihazının kullanımı ve yapılan alışverişlerin bedelinin tahsili için dava dışı E. B.'ü istihdam etmiştir. İstihdam edilen E. B. Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesinin 1998/88 Esas, 2000/420 Karar Sayılı ve 6. Ceza Dairesince onama ilamından da anlaşıldığı üzere dava dışı T. P. adlı kişi ile el ve işbirliği yaparak işletmeye "Encoder" adlı cihazı getirip "POS" cihazına monte ettikleri, alışveriş yapan müşterilerin ödeme sırasında verdikleri kredi kartlarını önce "POS" cihazından geçirdikten sonra manyetik alandaki kart bilgilerini kopyalamak için "Encoder" cihazında işleme tabi tutarak kopyalanan manyetik alanları bir başka kredi kartına bilgisayar marifeti ile aktararak sahte kredi kartları düzenledikleri ve bu sahte kartlar ile alışveriş yapıldığı anlaşılmaktadır. E. B., davalı şirketin tahsilat yapmak ile görevli olarak istihdam edilen kişi olup, zararın oluşumuna neden olan eylem görevin ifası sırasında gerçekleşmiştir. Sahte kart düzenlenmesi sırasında eylem için asıl gerekli olan sözleşme uyarınca davalı şirkete müşterilerin alışveriş yapmasına imkan sağlayan ve doğrudan banka ile irtibatlı olan "POS" cihazı olup anılan cihaz davalı şirketin kontrol ve güvenliği altındadır. Dışarıdan temin edilen "Encoder" cihazı eylemin asli unsuru değildir.
Bu durumda mahkemece, davalı şirketin ( istihdam ) sorumluluktan kurtulmak için yukarıda açıklanan yasa maddesindeki kurtuluş beyyinesini iddia ve ispat edemediği ve istihdam eden olarak istihdam ettiği kimsenin davacıya verdiği zarardan sorumlu tutulması gerekir.
YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ E. 2003/10647 K. 2004/7469 T. 21.6.2004
818/m. 55
ÖZET : Davalı şirket davacı bankanın üye işyeri olup, üye işyeri sözleşmesi uyarınca kendisine tahsil olunan "POS" cihazı ile müşterilerine kredi kartı kullandırarak alışveriş yapma imkanı sağlamaktadır. Sahibi bulunduğu işletmede "POS" cihazının kullanımı ve yapılan alışverişlerin bedelinin tahsili için dava dışı E. B.'ü istihdam etmiştir. İstihdam edilen E. B. Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesinin 1998/88 Esas, 2000/420 Karar Sayılı ve 6. Ceza Dairesince onama ilamından da anlaşıldığı üzere dava dışı T. P. adlı kişi ile el ve işbirliği yaparak işletmeye "Encoder" adlı cihazı getirip "POS" cihazına monte ettikleri, alışveriş yapan müşterilerin ödeme sırasında verdikleri kredi kartlarını önce "POS" cihazından geçirdikten sonra manyetik alandaki kart bilgilerini kopyalamak için "Encoder" cihazında işleme tabi tutarak kopyalanan manyetik alanları bir başka kredi kartına bilgisayar marifeti ile aktararak sahte kredi kartları düzenledikleri ve bu sahte kartlar ile alışveriş yapıldığı anlaşılmaktadır. E. B., davalı şirketin tahsilat yapmak ile görevli olarak istihdam edilen kişi olup, zararın oluşumuna neden olan eylem görevin ifası sırasında gerçekleşmiştir. Sahte kart düzenlenmesi sırasında eylem için asıl gerekli olan sözleşme uyarınca davalı şirkete müşterilerin alışveriş yapmasına imkan sağlayan ve doğrudan banka ile irtibatlı olan "POS" cihazı olup anılan cihaz davalı şirketin kontrol ve güvenliği altındadır. Dışarıdan temin edilen "Encoder" cihazı eylemin asli unsuru değildir.
Bu durumda mahkemece, davalı şirketin ( istihdam ) sorumluluktan kurtulmak için yukarıda açıklanan yasa maddesindeki kurtuluş beyyinesini iddia ve ispat edemediği ve istihdam eden olarak istihdam ettiği kimsenin davacıya verdiği zarardan sorumlu tutulması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı üye işyerine, işletmeye gelen müşterilerin kredi kartı ile alışveriş yapmalarını teminen "POS" cihazı tahsis edildiğini, davalının satış bedellerinin tahsilat ile görevli elemanı dava dışı E. B. ün dava dışı H. B. ve T. P. adlı kişiler ile birlikte müşterilerin kredi kartlarını "POS" cihazına bağladıkları "Encoder" adlı cihaz ile manyetik alanlarını kopyaladıktan sonra sahte kart düzenleyerek bu kartlar ile alışveriş yaptıklarının anlaşıldığını, bu eylem ile bankanın zarara uğradığını, davalı şirketin B.K.nun 55. maddesi uyarınca zarardan sorumlu olduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında, kredi kartlarının kopyalanması suretiyle yapılan sahtecilik suçu ile bir ilgilerinin bulunmadığını, faillerin dava dışı kişiler olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre, sahtecilik eyleminde kullanılan "Encoder" adlı cihazın dava dışı ve davalının elemanı olmayan T. P. tarafından temin edildiği, bu nedenle hukuka aykırı eylem ile davalının elemanının görevi arasındaki bağlılığın ortadan kalktığı ve davalı şirketin zarardan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
B.K.nun 55. maddesi, "başkalarını istihdam eden kimse mahiyetindeki istihdam ettiği kimselerin ve amelesinin hizmetlerini ifa ettikleri esnada yaptıkları zarardan mesuldür. Şu kadar ki, böyle bir zararın vuku bulmaması için hal ve maslahatın icap ettiği bütün dikkat ve itinada bulunduğunu yahut dikkat ve itinada bulunmuş olsa bile zararın vukuuna mani olamayacağını ispat ederse mesul olmaz" hükmünü içermektedir.
İstihdam edenin sorumluluğu, istihdam edilenin istihdama tabi ve hizmetinde bulunması, istihdam edilen hizmetini yaparken hukuka aykırı bir fiille zarar vermiş olması, istihdam edilene verilen işle zarar arasında sıkı münasebet bulunması koşullarına bağlıdır.
Somut olayda, davalı şirket davacı bankanın üye işyeri olup, üye işyeri sözleşmesi uyarınca kendisine tahsil olunan "POS" cihazı ile müşterilerine kredi kartı kullandırarak alışveriş yapma imkanı sağlamaktadır. Sahibi bulunduğu işletmede "POS" cihazının kullanımı ve yapılan alışverişlerin bedelinin tahsili için dava dışı E. B.'ü istihdam etmiştir. İstihdam edilen E. B. Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesinin 1998/88 Esas, 2000/420 Karar Sayılı ve 6. Ceza Dairesince onama ilamından da anlaşıldığı üzere dava dışı T. P. adlı kişi ile el ve işbirliği yaparak işletmeye "Encoder" adlı cihazı getirip "POS" cihazına monte ettikleri, alışveriş yapan müşterilerin ödeme sırasında verdikleri kredi kartlarını önce "POS" cihazından geçirdikten sonra manyetik alandaki kart bilgilerini kopyalamak için "Encoder" cihazında işleme tabi tutarak kopyalanan manyetik alanları bir başka kredi kartına bilgisayar marifeti ile aktararak sahte kredi kartları düzenledikleri ve bu sahte kartlar ile alışveriş yapıldığı anlaşılmaktadır. E. B., davalı şirketin tahsilat yapmak ile görevli olarak istihdam edilen kişi olup, zararın oluşumuna neden olan eylem görevin ifası sırasında gerçekleşmiştir. Sahte kart düzenlenmesi sırasında eylem için asıl gerekli olan sözleşme uyarınca davalı şirkete müşterilerin alışveriş yapmasına imkan sağlayan ve doğrudan banka ile irtibatlı olan "POS" cihazı olup anılan cihaz davalı şirketin kontrol ve güvenliği altındadır. Dışarıdan temin edilen "Encoder" cihazı eylemin asli unsuru değildir.
Bu durumda mahkemece, davalı şirketin ( istihdam ) sorumluluktan kurtulmak için yukarıda açıklanan yasa maddesindeki kurtuluş beyyinesini iddia ve ispat edemediği ve istihdam eden olarak istihdam ettiği kimsenin davacıya verdiği zarardan sorumlu tutulması gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davacı banka yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 375.000.000.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 21.6.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2003/952 K. 2003/6782 T. 23.6.2003
4721/m.2 6762/m.20
ÖZET :Bankalararası Kart Merkezi'nden konunun uzmanı bilirkişilerden oluşan heyetten yeniden, işlemlerde kullanılan kart sayısının çokluğu, teyit adresinin internet cafe oluşu, faturaların iade edilmesi, kart sahibi ile bilet satın alan kişilerin farklı oluşundan şüphelenerek basiretli bir tacir gibi bilgilerin doğruluğunu araştırması gereken ve teyidi banka yerine yabancı kart sahibinden alma yoluna giden davacının müterafik kusuru bulunup bulunmadığı hususlarında rapor alınması gerekir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Marmaris Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 22.10.2002 tarih ve 2002/352-1034 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp,düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, Türk Hava Yolları'nın genel satış acentesi olan müvekkilinin davalı bankadan aldığı cihazla mail order yoluyla sattığı bilet bedellerinin Marmaris Şubesi'ndeki hesaba yatırıldığını, davalının hukuka aykırı olarak hesaptaki 43.692.367.600 TL.ye bloke koyduğunu ve müvekkilini mağdur ettiğini ileri sürerek, blokenin kaldırılmasına ve 45.000.000.000 TL. maddi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki üye işyeri sözleşmesinin 14. maddesine göre davaya yetkili İstanbul Mahkemeleri'nde bakılması gerektiğini, davacının elektronik posta yoluyla verilen siparişler üzerine yaptığı kredi kartı satış işlemlerinin sözleşmeye aykırı ve usulsüz olduğunu, davalının sözleşmenin kendisine tanıdığı yetkiye dayanarak işlem tutarlarını blokeye aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı bankanın sözleşmenin Ek.2.maddesine göre onayladığını sipariş listelerinin kendisine ulaşmasını beklemeden sipariş bedellerini davacı hesabına alacak kaydetmekle işlemlerin doğru ve güvenilir şekilde yürüdüğü intibaını yarattığından kusurlu olduğu, kredi kartı hamillerinin itirazı halinde bankanın sorumlu olmayacağına ve takas-mahsup hakkına dair Ek 4.maddenin hakkaniyete, adalet duygusuna ve iyiniyet kurallarına uygun bulunmadığı, davacının maddi zararını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacı hesabına banka tarafından konulan blokenin kaldırılmasına, bu paranın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, taraflar arasındaki üye işyeri sözleşmesi gereğince mail order yoluyla satış yapan davacının banka hesabına davalının sözleşmeye aykırılık gerekçesiyle koyduğu blokenin kaldırılması ve maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkeme kararına dayanak yapılan bilirkişi raporunda, davacının taraflar arasındaki üye işyeri sözleşmesiyle bankadan POS cihazı aldığı, ek sözleşmeyle kendisine internet üzerinden elektronik posta ile verilen siparişlerle ( mail order ) kredi kartı işlemi yapma yetkisi tanındığını, 4-16.04.2002 tarihleri arasında bu yolla davacının 43.692.367.600 TL.lik bilet satışı yaptığı, Güney Afrika'nın Pretoria şehrinden Dr.Batemon'a ait 7 ayrı kredi kartı kullanılarak 19 ayrı şahıs adına sipariş verildiği, bu işlemlerde kullanılan kredi kartı numaralarının çokluğu, iki e-mail mesajı hariç tüm e-mail adreslerinin Adebisi A. adlı başka bir şahsa ait olması, teyit için gönderilen faks mesajlarının bir internet-cafeden cevaplanması, davacı tarafından düzenlenen faturaların Dr.Piter B.'ın verdiği adresine tebliğ edilmeyişi hususlarının dikkat çekici olduğu ve bunların dolandırıcılık şebekesiyle karşılaşıldığını gösterdiği, davacının Ek Sözleşme hükümlerine göre işlem teyitlerini bankadan alması gerekirken yurt dışındaki kart sahibi Pieter B.'dan istediği belirtildiği halde Ek Sözleşme'nin Ek 2.maddesine göre onayladığı sipariş listelerinin yazı ekinde kendisine ulaşmasını beklemeden sipariş bedellerini davacı hesabına alacak kaybetmekle işlemlerinin doğru ve güvenilir şekilde yürütüldüğü intibaını yarattığı gerekçesiyle bankanın tamamen kusurlu bulunduğu belirtilmiştir.
Mahkemece, davalı savunması üzerinde durularak ve Bankalararası Kart Merkezi'nden konunun uzmanı bilirkişilerden oluşan üç kişilik heyetten yeniden, işlemlerde kullanılan kart sayısının çokluğu, teyit adresinin internet cafe oluşu, faturaların iade edilmesi, kart sahibi ile bilet satın alan kişilerin farklı oluşundan şüphelenerek basiretli bir tacir gibi bilgilerin doğruluğunu araştırması gereken ve teyidi banka yerine yabancı kart sahibinden alma yoluna giden davacının müterafik kusuru bulunup bulunmadığı hususlarında rapor alınması gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolubentte belirtilen nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23.06.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 1991/2946 K. 1992/9916 T. 14.10.1992
6762/m.557
ÖZET : Davacı ile davalı banka arasındaki akdi ilişkiyi düzenleyen Visa Kartı Üye İşyeri Anlaşmasının ( D-Kredi Kartı kullanma limitleri ) başlıklı bölümünde limit aşılması halinde 150.000 TL.lık kısmının bankanın garanti ettiğini, bunun üzerinde yapılan alışverişlerde kart sahibinin bağlı olduğu bankadan otorizasyon alması gerekeceği öngörülebilir.
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, ( Adana Üçüncü Sulh Hukuk Mahkemesi )nce verilen 12.2.1991 tarih ve 72-187 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili; müvekkilinin konfeksiyonculuk işi ile uğraştığını, davalı banka ile müşterilerinin "Visa kredi kartları" ile alışveriş yapmaları konusunda bir sözleşme yaptığını, dava dışı Oktay'ın visa kredi kartı ile 28.11.1988 ve 29.11.1988 tarihinde üç parça halinde toplam 625.000 TL.lık alışveriş yaptığını, müvekkilinin bankaya parasını almak için gittiğini sözlü ve yazılı ihtara cevap alamadığını ileri sürerek 625.000 TL.nın yasal ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini taleb etmiştir.
Davalı vekili cevabında; üye işyeri ile banka arasındaki Visa sözleşmesinin D/2 maddesine göre, borç ilişkisinde 150.000 TL.lık kısmının bankanın garanti ettiğini, bunun üzerinde yapılan alışverişlerde kart sahibinin bağlı olduğu bankadan otorizasyon alması gerekirken bu şarta uymadığını beyanla haksız açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; dosyadaki bilgi ve belgelere, tanık ifadelerine, kredi kartları sözleşmesi ve toplanan delillere dayanılarak kredi kartı limiti 150.000 TL. olup, bunun aksinin ispatı da ancak yazılı delil ile ispat edileceğinden davacının üç adet kredi kartı ile yaptığı satışlar için toplam 425.000 TL. hakkındaki iddia sabit olduğu gerekçesiyle 425.000 TL.lık kısmının kabulüne, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiş, davacı vekili de katılma yolu ile temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre aşağıdaki bent dışında kalan davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Ancak, davacı ile davalı banka arasındaki akdi ilişkiyi düzenleyen Visa Kartı Üye İşyeri Anlaşmasının ( D-Kredi kartı kullanma limitleri ) başlıklı bölümünde limit aşılması halinde bu konuda bankadan otorizasyon alınacağı ve bunu satış belgesindeki özel hanesine işleneceği öngörülmüş bulunmaktadır.
Dava dosyası içerisindeki davacı tarafından düzenlenen satış belgesinde ( Sales Draft ) otorizasyon No bölümünün boş bırakıldığı görüldüğüne göre, davacının limit aşılması konusunda davalı bankadan otorizasyon almadığı anlaşılmaktadır. Sözleşme hükümleri ve yukarıdaki açıklamalar dikkate alınmadan, davalı bankadan otorizasyon alındığının tanıkla ispatının kabulü doğru görülmemiş ve kararın bu yönden davalı banka yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının ( REDDİNE ), ( 2 ) nolu bentte gösterilen nedenlerle kararın davalı yararına ( BOZULMASINA ), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14.10.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.