Kredi kartı ve Tüketici yasası ilişkisi
Ekleyen: Kaval | Tarih: 2-10-2005 | Kategori: İçtihat | Not
HUKUK GENEL KURULU E. 2004/19-218 K. 2004/221 T. 14.4.2004
4077/m.10/A 818/m.110, 483 1086/m.7, 571
ÖZET :Davacılar vekili; Davalı banka tarafından, dava dışı Orhan S'a kredi kartı verilmesi sırasında 17.02.1998 tarihli sözleşmede kefil olarak müvekkillerinin imzasının bulunduğunu; kefalet limiti belirli olmadığından Borçlar Kanunu'nun 483 ve devamı maddeleri uyarınca kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığını, ancak Bankanın geçersiz sözleşmeye dayanarak müvekkilleri aleyhine icra takibine giriştiğini ileri sürerek davalı Bankaya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemiştir. Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık; davaya bakmakla Asliye Hukuk yada Tüketici Mahkemesinin mi görevli olduğu noktasındadır. Mevcut banka kayıtlarından ve icra dosyasından borçlu-kart hamilinin bankomat/kredi kartı hesabından kredi kartı ile para çektiği ve davalı bankanın "Kredili Bankomat Kart Sözleşmesinden doğan borcun" ödenmemesi nedeniyle kart hamili borçlu ve kefili olan davacılar aleyhine icra takibine girişmesi üzerine bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, görülmekte olan davaya konu uyuşmazlığın, banka kredi kartı borcundan kaynaklandığı, dolayısıyla, tüketici mahkemesinin görev alanı içerisinde olduğu kuşkusuzdur. Diğer taraftan, görev kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkeme görevli olup olmadığını yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetir ve görevli olmadığı kanısına varırsa kendiliğinden görevsizlik kararı vermesi gerekir. Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir kanunla kabul edilen görev kuralları, geçmişe de etkilidir. Bu nedenle hükmü görev yönünden bozan yerel mahkeme kararı isabetli olup yerel mahkemece uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.