Haksız Eylem - Zamanaşımı
Ekleyen: Av.dilek Kuzulu Yüksel | Tarih: 2-10-2005 | Kategori: İçtihat | Not
Dava konusu
HAKSIZ EYLEM/ ZAMANAŞIMI
Karar tarihi
11.06.1998
Daire
HD
Daire no
11
Esas yılı
1998
Esas no
2684
Karar yılı
1998
Karar no
4373
 
            DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen 24.12.1997 tarih 450-1459 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
            KARAR : Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketine kasko sigortası ile sigortalı.... 695 plakalı aracın park halinde iken davalıya ait binanın cephe kaplamalarından 2 adet traverten'in 2. kattaki yerlerinden düşerek hasarlanmasına neden olduğunu ileri sürerek BK 58. maddesine göre sigortalılarına ödedikleri 66.060.000 TL'nin ödeme tarihi olan 10.10.1995 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
            Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından davalının zaman aşımı itirazını cevap süresinde bildirmediğini, itirazın davacı tarafından kabul görmediği, muvafakat etmediği, ayrıca KTK 50. maddesi uyarınca 2 yıllık zaman aşımının uygulanacağı, BK'nin 60/1. maddesi değil, BK'nin 125. maddesinin zaman aşımı süresinin geçmediğini belirterek davanın kabulüne karar verilmiştir.
            Kararı davalı temyiz etmiştir.
            Dava konusu olayda, davalı N.D. bina maliki sıfatıyla Borçlar Kanunu'nun 58. maddesi uyarınca kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği zararı gidermekle yükümlüdür. Bina malikinin sorumluluğu kural olarak Borçlar Kanunu'nun 60. maddesinin birinci bendinde yazılı 1 yıllık zaman aşımına tabi olup, bu sürenin başlangıcı da sigortalının zararı ve zarar sorumlusunu öğrenme tarihi olacaktır. Yine 17.1.1972 tarih, 1970/2 E., 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'na göre, halefiyete dayalı sigorta rücu davalılarında sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki hukuki ilişki dikkate alınarak onlar arasındaki zaman aşımı süresi hangi yasal düzenlemeye dayanıyorsa rücu davasında da o hükümler uygulanacaktır. O halde, dosyada bulunan 16.9.1995 tarihli olay tutanağına göre bir yıllık zaman aşımı süresi geçtikten sonra 8.4.1997'de açılan işbu rücu davasının davalının zaman aşımı def'inin davacının süresinde olmadığı yönünden açık bir itirazı ile karşılaşmaması da dikkate alınarak zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir.
            SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.6.1998 tarihinde, oybirliği ile karar verildi.