Yaralama sonucu ölüme sebebiyet vermek
Ekleyen: Av.dilek Kuzulu Yüksel | Tarih: 22-02-2007 | Kategori: İçtihat | Not

ÖZET: Lehe olan yasanın belirlenmesi ve uygulanması sırasında; temel cezanın belirlenmesi nedeniyle takdir hakkının kullanılması söz konusu olduğundan, duruşma inceleme yapılarak hüküm kurulması gerekirken, duruşma yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi, usule aykırı olup bozma sebebidir.

    

T.C. YARGITAY

1.Ceza Dairesi

Esas: 2006/3027

Karar: 2006/5030

Karar Tarihi: 20.11.2006

(5237 S. K. m. 7/2) (5252 S. K. m. 2, 9/1) (5275 S. K. m. 98, 101) (1412 S. K. m. 253) (5271 S. K. m. 223, 271)

Öldürme kastı olmaksızın müessir fiil sonucu S.G.nin ölümüne sebebiyet vermekten sanık E.K.nın yapılan yargılanması sonunda;756 sayılı TCK. nun 448,452/1,81/2-3 md. leri gereğince 8 sene 3 ay ağır hapis cezası verilen ve kesinleşen bu karara karşı hükümlünün 5237 sayılı Yasanın uygulanması ile ilgili uyarlama talebi üzerine 5237 sayılı TCK. nun 87/4,53/1,63.md. leri uyarınca 8 yıl hapis cezasına dair... Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 08.07.2005 gün ve 84/85 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi hükümlü tarafından istenmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile dairemize gönderilmekle incelendi ve aşağıdaki karar tespit edildi.

TÜRK MİLLETİ ADINA

5237 sayılı TCK. nun 7/2.md. si gereğince, kesinleşmiş olan hükümlerin yeniden ele alınması ve lehe olan yasanın belirlenip uygulanmasında izlenecek yolu gösteren 2 yasa vardır. Biri,1 Haziran 2005 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5237 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinden önce işlenmiş suçlar hakkında ne şekilde hüküm kurulacağına ve kesinleşmiş cezaların nasıl infaz edileceğine ilişkin hükümleri kapsadığını belirten (m.2) ve <1 Haziran 2005 tarihinden önce kesinleşmiş hükümlerle ilgili olarak, TCK. nun lehe olan hükümlerinin derhal uygulanabileceği hallerde duruşma yapılmaksızın da karar verilebilir> (md.9/1) şeklinde bir düzenlemeye yer veren 5252 Sayılı TCK. nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanundur. Diğeri ise, <mahkumiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun hükümlünün lehine olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir> şeklinde düzenlemeye yer veren (m.98/1) bu kararın duruşma yapılmaksızın verileceğini ve itiraz yoluna tabi olduğunu belirten (m.101) ve 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanundur.

Görüldüğü gibi, ancak 1 Haziran 2005 tarihinden sonra kesinleşmiş mahkumiyetler hakkında uygulanabilecek olan 5275 Sayılı Yasa karşısında özel bir yasa olan ve öncelikle uygulanması gereken 5252 Sayılı Yasaya göre, kararların duruşma yapılarak verilmesi asıl, takdire bağlı olarak duruşma yapılmaksızın verilmesi istisnadır.

Asıl olanı, mahkeme kararlarının duruşma yapılarak verilmesidir.(CMUK. m. 253, CMK. m. 223) ancak yasa koyucu, bazı hallerde, örneğin,5252 Sayılı Yasada olduğu gibi duruşma yapılmasını takdire bağlı kıldığı halde; bazı hallerde de, örneğin,5275 Sayılı Yasada, CMUK. nun m.302 de ve CMK. m. 271/1 de olduğu gibi, duruşma yapılmasını zorunlu kılmaktadır.

Beraat, mahkumiyet, davanın reddi, davanın düşmesi, muhakemenin durması, ceza verilmesine yer olmadığı, güvenlik tedbirine hükmedilmesi kararları hüküm sayılmaktadır. (CMUK. m. 253, CMK. m.223). Genel kural ceza mahkemelerinden verilen hükümlere karşı temyiz yoluna başvurulabileceği şeklindedir.(CMUK.m.305). Ancak, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilmesi için yasanın bunu açıkça belirtmesi gerekir.(CMUK. m. 298, CMK. m.267).5275 Sayılı Yasanın aksine,5252 Sayılı Yasada, bu yasaya göre verilecek kararlara karşı itiraz yoluna gidilebileceğini belirten bir hüküm bulunmamaktadır.

Kabul edilebilir bir başvuru var ise, yasa yolunun veya merciin belirlenmesindeki yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldıramayacağı (CMK.m.264) gibi; duruşma yapılarak verilmesi gereken bir kararın duruşmasız ya da duruşma yapılmaksızın verilmesi gereken bir kararın duruşma yapılarak verilmiş olması da o kararın tabi olduğu yasa yolunu değiştiremez.

5252 Sayılı Yasaya göre karar verilirken, derhal karar verilmesi, başka bir anlatımla, herhangi bir inceleme, araştırma, kanıt tartışması ve takdir hakkının kullanılması gerekmeden lehe olan yasanın belirlenmesi mümkün ise, duruşma yapılarak ya da duruşma yapılmaksızın; aksi halde, duruşma yapılarak karar verilebilir.

Bu açıklamalar ışığında somut olayın değerlendirilmesinde;

a)765 sayılı TCK. uygulanarak verilmiş ve kesinleşmiş olan hükmün,5237 sayılı TCK. nun 7/2 ve 5252 Sayılı TCK. nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 9.md. si gereğince yeniden ele alınıp, lehe olan yasanın belirlenmesi ve uygulanması sırasında; temel cezanın belirlenmesi nedeniyle takdir hakkının kullanılması söz konusu olduğundan, duruşma inceleme yapılarak hüküm kurulması gerekirken, duruşma yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi,

b)Kabule göre; 5237 sayılı TCK. nun lehe kabul edilip hüküm kurulduğu hallerde Yargıtay Ceza Genel Kurulunun kararı da nazara alınarak mükerrir sanıklar hakkında aynı yasanın 58.md. sinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,

Usule aykırı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair cihetleri incelenmeksizin, hükmün CMUK. nun 321.md. si uyarınca BOZULMASINA 20.11.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.