Kamulaştirma Bedeli • Uygulanacak Faiz
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 12-02-2007 | Kategori: İçtihat | Not
Kesin hükme bağlanan kamulaş­tırma bedelinin ödenmemesi halinde 17.10.2001 tarihinden itibaren kamu alacak­lısı için öngörülen en yüksek faizin uygulan­ması talep edilebilir

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ

E: 2005/14507 K: 2005/18196 T: 27.09.2005

Kamulaştirma Bedeli • Uygulanacak Faiz

(Anayasa m. 46/son)

Özet: Kesin hükme bağlanan kamulaş­tırma bedelinin ödenmemesi halinde 17.10.2001 tarihinden itibaren kamu alacak­lısı için öngörülen en yüksek faizin uygulan­ması talep edilebilir.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti için­de temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgi­li dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görü­şülüp düşünüldü:

Anayasanın 4709 sayılı yasa ile değişik 46/son maddesi hükmüne göre kesin hükme bağlanan (kesinleşmiş) kamulaştırma bedellerinin ödenmemesi halinde 17.10.2001 tarihinden itibaren kamu alacaklı için öngörülen en yüksek faizin uygulanması talep edilebilir. Bir başka anla­tımla, henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedeli için 17.10.2001 tari­hinden itibaren kamu alacaklı için öngörülen en yüksek faiz oranı uygu­lanmaz. Bu oran kararın kesinleşme tarihinden sonrası için hesaplama­

Bu durumda, mahkemece dayanak ilamın kesinleşme tarihi sorulup tespit edilmeli, kesinleşme tarihine kadar 3095 sayılı kanunun 1. madde­si, kesinleşme tarihinden sonra ise Anayasanın 46. maddesinde yazılı fa­iz oranı tatbik edilerek sonuca gidilmelidir.

Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda Anayasanın 4709 sayılı yasa ile değişik 46/son maddesinin yürürlük tarihinin 17.10.2001 olduğu ve ilamın kesinleşme tarihinden itibaren anılan yasa uyarınca faiz hesaplanması gerektiği hususları göz ardı edilerek faiz baş­langıç tarihi 5.5.2000 tarihinden takip tarihi olan 21.5.2003 tarihine ka­dar kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranları üzerinden he­saplama yapıldığı tespit edilmiş olup bu hali ile hüküm kurmaya elveriş­li değildir.

O halde, Mahkemece şikâyetin yukarıdaki kurallara göre değerlendi­rilip sonuçlandırılması gerekirken bu ilkelere uygun olmayan bilirkişi ra­poruna dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme ka­rarının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK 428. maddeleri uya­rınca (BOZULMASINA), 27.09.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.