Gecikmesinde Zarar Umulan Durumlar
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 12-02-2007 | Kategori: İçtihat | Not
Gecikmenin zarar oluşturacağı du­rumlarda, Mahkeme “vereceği kesin bir süre içinde” vekâletnamesini getirmek koşuluyla vekilin dava açmasına veya usul işlemleri yapmasına izin verebilir.

 

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ

E: 2005/4073 K: 2005/7506 T: 07.04.2005

Gecikmesinde Zarar Umulan Durumlar

• Vekilin Vekâletname Olmadan Dava Açabilmesi

(HUMK. m. 67/1)

Özet: Gecikmenin zarar oluşturacağı du­rumlarda, Mahkeme “vereceği kesin bir süre içinde” vekâletnamesini getirmek koşuluyla vekilin dava açmasına veya usul işlemleri yapmasına izin verebilir.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti için­de temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgi­li dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görü­şülüp düşünüldü:

HUMK’un 67/1.maddesi gereğince vekâletnamenin aslını veya örne­ğini vermeyen vekil dava açamaz ve yargılama ile ilgili hiçbir görev yapa­maz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar umulan hallerde Mahkeme "vere­ceği kesin bir süre içinde" vekâletnamesini getirmek şartıyla vekilin dava açmasına veya usul işlemleri yapmasına izin verebilir. Bu süre içerisinde vekâletname verilmez veya aynı süre içinde asil, yapılan işlemleri kabul

Somut olayda şikâyetçi vekili tebliğ tarihinin düzeltilmesini istemiş­tir. Bu istek süreye tabi olup, geçirilmesi halinde takibin kesinleşmesi so­nucu ortaya çıkacaktır. Yani, gecikmesinde zarar umulan bir durumun varlığı tartışmasızdır. Mahkemece şirket adına vekâlet veren Mihail şirket temsilcisi olmadığı belirtildikten sonra, vekilin "vekâletname ibrazı için ke­sin süre talep etmediği" gerekçe gösterilmiş ve davanın açılmamış sayıl­masına karar verilmiştir. Oysa ki, kesin süre vermek durumunda olan ve yukarıda yazılı usul hükmünü uygulaması gereken mahkemedir. O hal­de, yukarıda yazılı kurallar uygulanmadan eksik incelemeyle yazılı şekil­de hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme ka­rarının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK 428. maddeleri uya­rınca (BOZULMASINA), 07.04.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.