Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
T.C
YARGITAY
ONUNCU HUKUK DAİRESİ
E: 2010/6659
K: 2011/14739
T: 27.10.2011
· Yersiz Ödenen Ölüm Aylıklarının Tahsili
· Geri Ödeme Süreleri
Özet: Sigortalının geçimini sağlayacak başka geliri olmamak koşulu ile yaşları ne olursa olsun bekar kız çocuklarına ölüm sigortasından aylık bağlanır. Bağlanan ölüm aylığı ancak sigortalının kız çocuğunun evlenmesi halinde kesilir. Ölüm aylığının bağlanması tarihi itibariyle geçimini sağlayacak başka geliri olmayan ve bir daha evlenmemiş olan davalı açısından aylık bağlama engeli veya kesilmesi sebebi olacak bir olgu bulunmamaktadır.
Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir ve aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen kanun kapsamındaki her türlü ödemeler; kasıtlı ve kusurlu davranışlardan doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla 10 yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden; Kurumun hatalı işleminden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla 5 yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan itibaren hesaplanacak olan kanuni faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır.
(1479 s. Bağ-Kur K. m. 45/c, 46)
(5510 s. SSGSSK m. 96)
Prdon bu kararın neresinden ,
çalışan da olsa yetim maaşı alınabileceği sonucunu çıkartabildiniz?
Yetim aylığı alabilmenin ilk şartıdır, kendi çalışmasından dolayı gelir getiren bir işte çalışmıyor olmak .
Sayın Avukatım,
Cevabınız için öncelikle teşekkür ederim.Sayın Ali Tezel'in yazısını aynen aktarıyorum.
Cumartesi, 16 Haziran 2012 15:16
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi çok ilginç bir karara imza attı. Bağ-Kur’dan yetim aylığı alırken SSK’lı işe giren ve sonrasında da SSK’dan da emekli olan kadının babasından aldığı yetim aylığının devamına karar verdi…
Ali bey, babam Bağ-Kur emeklisiydi ve 1978 yılında vefat etmişti. Ben de 1989 yılında boşandım ve babamdan yetim aylığı almaya başladım. Bilahare de daha önce var SSK sigortamın üstüne 1993 ile 1995 yılları arasında çalıştım. 1995 yılında da SSK’dan emekli oldum. SGK, 2007 yılında babamdan aldığım yetim aylığımı kesti ve benden geçmişte ödediği yetim aylıklarını da mahkeme ile geri istedi. Param olmadığından avukat tutamadım ve ilk davayı kaybettim bana epeyce borç çıkardılar. Sonra temyize gittim ve temyiz beni haklı buldu. Temyizden sonra, yerel mahkeme SGK’nın alacak davasını reddetti ve beni borçtan kurtardı ama SGK hala kestiği yetim aylığını bana ödemeye başlamadı. Ne yapayım da babamdan aldığım aylığım devam etsin? Şefika Demirci-Salihli
Şefika hanım tebrik ederim, zor bir davayı kazanmışsınız ama Yargıtay 10. Hukuk Dairesi sizinle ilgili güzel bir karar yayınlamış. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun uygulaması yani Bağ-Kur’dan (veya SSK’dan) yetim aylığı alan kızların bu aylık başladıktan sonra işe girmeleri veya emekli olmaları halinde kesilmektedir. Yargıtay ise size bağlanan yetim aylığının siz SSK’dan emekli olduğunuz halde kesilmemesine karar vermiş. Bu arada hatırlatayım SGK; SSK’dan veya Bağ-Kur’dan yetim aylığı alan emekli veya çalışan kızlara yetim aylığı vermez ama ana-babası memur olanlara veriyor. Siz dava ile bir haksızlığı gidermiş oldunuz.
***YARGITAY KARARI ÇOK İLGİNÇ
“12.01.1978 günü ölen sigortalının, 06.01.1989 tarihinde boşanan hak sahibi konumunda kız çocuğu davalıya, 01.07.1990 tarihinden itibaren 1479 sayılı Kanun hükümlerine göre, ölüm sigortasından aylık bağlandığı, davalının 01.10.1993 tarihinden kesintisiz biçimde 506 sayılı Kanun kapsamında çalışarak, 01.12.1995 tarihinden itibaren de kendi çalışmaları nedeniyle 506 sayılı Kanun hükümlerine göre yaşlılık aylığı almaya başladığı, davacı Kurum tarafından 2007 yılının Ekim ayında tesis edilen işlemle davalının ölüm-yetim aylığı kesilip, yersiz ödendiği gerekçesiyle aylıkların istirdadı (geri alınması) yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanaklarından olan 1479 sayılı Kanunun “ Eş ve çocuklara, Ana ve Babaya Tahsis Yapılması” başlığını taşıyan 45. maddesinin 2229 sayılı Kanunla değişik, ilk fıkrasının (c ) bendinde; sigortalının geçimini sağlayacak başka geliri olmamak koşulu ile yaşları ne olursa olsun bekar kız çocuklarına ölüm aylığı bağlanacağı, anılan Kanunun “Ölüm Aylığının Kesilmesi” başlığını taşıyan 46. maddesinin ikinci fıkrasında ise; bağlanan ölüm aylığının ancak sigortalının kız çocuğunun evlenmesi halinde kesileceği öngörülmüştür. Bu yasal düzenleme çerçevesinde; ölüm aylığının bağlanması itibariyle geçimini sağlayacak başka geliri olmayan ve bir daha evlenmemiş olan davalı açısından aylık bağlama engeli veya kesilmesi sebebi olacak herhangi bir olgu bulunmadığı açıktır…
Bu nedenle davalın ölüm aylığının kesilmesi işlemi yerinde olmadığında, yersiz olmayan aylıkların istirdadına ilişkin talebin de reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir…”
***SGK’DAN AYLIKLARINIZI İSTEYİN
Şefika hanım, davayı kazanmışsınız şimdi yapacağınız son mahkeme kararı ve Yargıtay ilamını da ekleyerek, SGK’ya dilekçe verip, aylıklarınızın devamını ve bugüne kadar ödenmeyenleri de ödemeleri için başvurun (Sigortalı Emeklilik İşlemleri Dairesi Başkanlığı, Mithatpaşa Cad. No.7 Sıhhiye-ANKARA). Normalde gerekli işlemi yapıp paralarınızı ödeyeceklerdir. Ödemezlerse de bu kere mahkeme kararını uygulamayanlar hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmanız gerekir.
Kaynak:
http://www.alitezel.com/tezel/index....d=yazi&id=5462
Ayrıca Yargıtay Kararı da ;
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi 2010/6659 E.N , 2011/14739 K.N.
İlgili Kavramlar
GERİ ÖDEME SÜRELERİ
YERSİZ ÖDENEN ÖLÜM AYLIKLARININ TAHSİLİ
Özet
SİGORTALININ, GEÇİMİNİ SAĞLAYACAK BAŞKA GELİRİ OLMAMAK KOŞULU İLE YAŞLARI NE OLURSA OLSUN BEKAR KIZ ÇOCUKLARINA ÖLÜM SİGORTASINDAN AYLIK BAĞLANIR. BAĞLANAN ÖLÜM AYLIĞI ANCAK SİGORTALININ KIZ ÇOCUĞUNUN EVLENMESİ HALİNDE KESİLİR. ÖLÜM AYLIĞININ BAĞLANMASI TARİHİ İTİBARİYLE GEÇİMİNİ SAĞLAYACAK BAŞKA GELİRİ OLMAYAN VE BİR DAHA EVLENMEMİŞ OLAN DAVALI AÇISINDAN AYLIK BAĞLAMA ENGELİ VEYA KESİLMESİ SEBEBİ OLACAK BİR OLGU BULUNMAMAKTADIR.
KURUMCA İŞVERENLERE, SİGORTALILARA, İSTEĞE BAĞLI SİGORTALILARA, GELİR VE AYLIK ALMAKTA OLANLARA VE BUNLARIN HAK SAHİPLERİNE, GENEL SAĞLIK SİGORTALILARINA VE BUNLARIN BAKMAKLA YÜKÜMLÜ OLDUĞU KİŞİLERE, FAZLA VEYA YERSİZ OLARAK YAPILDIĞI TESPİT EDİLEN KANUN KAPSAMINDAKİ HER TÜRLÜ ÖDEMELER; KASITLI VE KUSURLU DAVRANIŞLARINDAN DOĞMUŞSA, HATALI İŞLEMİN TESPİT TARİHİNDEN GERİYE DOĞRU EN FAZLA 10 YILLIK SÜREDE YAPILAN ÖDEMELER, BU ÖDEMELERİN YAPILDIĞI TARİHLERDEN; KURUMUN HATALI İŞLEMİNDEN KAYNAKLANMIŞSA, HATALI İŞLEMİN TESPİT TARİHİNDEN GERİYE DOĞRU EN FAZLA 5 YILLIK SÜREDE YAPILAN ÖDEMELER TOPLAMI, İLGİLİYE TEBLİĞ EDİLDİĞİ TARİHTEN İTİBAREN ÜÇ AY İÇİNDE YAPILACAK ÖDEMELERDE FAİZSİZ, ÜÇ AYLIK SÜRENİN DOLDUĞU TARİHTEN SONRA YAPILACAK ÖDEMELERDE İSE BU SÜRE SONUNDAN İTİBAREN HESAPLANACAK OLAN KANUNİ FAİZİ İLE BİRLİKTE, İLGİLİLERİN KURUMDAN ALACAĞI VARSA BU ALACAKLARINDAN MAHSUP EDİLİR, ALACAKLARI YOKSA GENEL HÜKÜMLERE GÖRE GERİ ALINIR.
İçtihat Metni
Dava, yersiz ödendiği ileri sürülen ölüm aylıklarının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
(1) 12.01.1978 günü ölen sigortalının, 06.02.1989 tarihinde boşanan hak sahibi konumundaki kız çocuğu davalıya, 01.07.1990 tarihinden itibaren 1479 sayılı Kanun hükümlerine göre ölüm sigortasından aylık bağlandığı, davalının 01.10.1993 tarihinden itibaren kesintisiz biçimde 506 sayılı Kanun kapsamında çalışarak, 01.12.1995 tarihinden itibaren de kendi çalışmaları nedeniyle 506 sayılı Kanun hükümlerine göre yaşlılık aylığı almaya başladığı, davacı Kurum tarafından 2007 yılının Ekim ayında tesis edilen işlemle davalının ölüm aylığı kesilip, yersiz ödendiği gerekçesiyle aylıkların istirdadı (geri alınması) yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanaklarından olan 1479 sayılı Kanun'un "Eş ve Çocuklara, Ana ve Babaya Tahsis Yapılması" başlığını taşıyan 45. maddesinin 2229 sayılı Kanun'la değişik ilk fıkrasının (c) bendinde; sigortalının geçimini sağlayacak başka geliri olmamak koşulu ile yaşları ne olursa olsun bekar kız çocuklarına ölüm sigortasından aylık bağlanacağı, anılan Kanun'un "Ölüm Aylığının Kesilmesi" başlığını taşıyan 46. maddesinin ikinci fıkrasında ise; bağlanan ölüm aylığının ancak sigortalının kız çocuğunun evlenmesi halinde kesileceği belirtilmiştir. Bu yasal düzenleme çerçevesinde; ölüm aylığının bağlanması tarihi itibariyle geçimini sağlayacak başka geliri olmayan ve bir daha evlenmemiş olan davalı açısından aylık bağlama engeli veya kesilmesi sebebi olacak herhangi bir olgu bulunmadığı açıktır.
Bu arada, 04.10.2000 tarihinde yürürlüğe giren 619 sayılı KHK ile; 1479 sayılı Kanun'un 45 ve 46. maddeleri değiştirilerek, sigortalının bekar kız çocuklarına bir Sosyal Güvenlik Kanunu kapsamında çalışmamaları veya bu Kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir ve aylık almamaları şartıyla ölüm aylığı bağlanabileceği ve bağlanan aylığın ancak evlenmeleri ya da bir Sosyal Güvenlik Kanunu kapsamında çalışmaya başlamaları halinde kesileceği kabul edilmiş, anılan KHK Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilerek, 08.08.2001 tarihinde yürürlükten kalkmış, ancak bu defa 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanun'la düzenleme aynen korunmuştur.
Somut olaya anılan yasal değişiklik ve düzenlemeler çerçevesinde bakıldığında; ölüm aylığının bağlanma tarihi itibariyle bir bağlama engeli bulunmayan davalı açısından, gerek 619 sayılı KHK gerekse 4956 sayılı Kanun'un ne yürürlük tarihlerinde ne de daha sonra evlenmesi ya da bir Sosyal Güvenlik Kanunu kapsamında çalışması söz konusu olmadığından herhangi bir aylığın kesilmesi sebebinden de bahsedilemez. Bu nedenle davalının ölüm aylığının kesilmesi işlemi yerinde olmadığından, yersiz olmayan aylıkların istirdadına ilişkin talebin de reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
(2) Kabule göre;
(a) 5510 sayılı Kanun'un 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 96. maddesindeki, "Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a. Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b. Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan itibaren hesaplanacak olan kanuni faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır..." düzenlemesi üzerinde durulması gerekir.
5510 sayılı Kanun'un 96. maddesi ile 1479 sayılı Kanun'da yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin iyi niyetle veya kötü niyetle gerçekleşmesine bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa, geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Kanun'un geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural da yer almamaktadır.
Kurumun istirdadını isteyeceği yersiz ödemenin kapsamını belirlemedeki irade serbestisi de, 5510 sayılı Kanun'un 96. maddesi hükmünün, Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacakları konusunda uygulanması gereğini doğurduğuna ilişkin hukuksal gerçeklik nazara alınarak davacı Kurumun alacak miktarı tespit edilmelidir.
(b) Alacak davası niteliğinde olduğundan konusu para ile ölçülebilen davada, davanın kabulüne karar verildiğinden nispi harca hükmedilmesi gereği gözetilmelidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S o n u ç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istem halinde davalıya iadesine, 27.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.