Cevap: Abdurrahim Karakoç - 'Mihriban' öksüz kaldı
HAKİM BEĞ
Gene tehir etme üç ay öteye ,
Bu dava dedemden kaldı hâkim beğ .
Otuz yıl da babam düştü ardına ;
Siz sağ olun , o da öldü hâkim beğ .
Kırk yıl önce ; yani babam ölünce ,
Kadılıklar hâkimliğe dönünce ,
Mirasçılar tarla , takım bölünce ,
İrezillik beni buldu hâkim beğ .
Yaşım yetmiş iki , usandım gel-git ;
Bini buldu burda yediğim zılgıt .
Eğer diyeceksen : "bana ne , öl git !"
Oğlumun bir oğlu oldu hâkim beğ .
Sekiz evlek tarla , bir geverlik su ,
Yüz yılda höküme bağlanmaz mı bu ?
Kazanmasam da hu , kazansam da hu !
Canım ta burnuma geldi hâkim beğ .
Keşife-meşife , damgaya , harc'a
Kanımız kurudu harca da , harca ..
Sayenizde avukatlar yıllarca ,
Fakiri yoldu da yoldu hâkim beğ .
Mübaşir itekler , kâtip zavırlar ;
Değişti bizde de göya devirler .
Yüz yıl önce adam yiyen gâvurlar ,
Tapucuyu aya saldı hâkim beğ .
Kabahat sizde mi , kanunlarda mı ?
Şaşırdım billâhi yolu yordamı ..
Kızma sözlerime alam kadanı ,
Sıkıntıdan içim doldu hâkim beğ .
Mülkün temeliydi adalet hani ?...
Bizim hak temelde saklı mı yani ?
Çıkartıp ta versen kim olur mâni ?
Yoksa hırsızlar mı çaldı hâkim beğ ?
Hem davacı pişman , hem de davalı ..
Bu yolda tükettik çulu , çuvalı .
Sabret makamından çalma kavalı ,
Sürüler ekine daldı hâkim beğ ...
Abdurrahim Karakoç
(1932 - 2012)