Şüpheden sanık yararlanır mı dediniz?
Bir firmada ikinci idareci olarak çalışmaktayım.
Çalıştığım işyerinin ip adresinden çalıştığımız kurumda çalışanların tamanının 8 kişi önceden başka bir işyerinde birlikte çalıştığı birinin msn adresinin çalındığı şikayet üzerine savcılığın yaptığı soruşturmada belirleniyor.
Emniyette patronun ifade vermesinin ardından müşteki konumundaki şahısla görüşmeleri oluyor. Mağdur işverenin ifadesi ile sadece msn adresimi geri istiyorum bana şifremi bulun demiş.
Olaydan patronumuz çalışanlarını toplayıp olayı anlattı. Kim yaptı diye sormuyorum. Alan kimse şifreyi eski haline getirsin dedi. 10 gün boyunca durumda bir değişikliğe gidilmemiş ve üstümle bu konu üzerine konuştuğumuzda (olayı rakip firmalarda öğrenmesi, husumetimiz bulunanların iftiralar atması vs) gibi konular nedeniyle ve müştekinin sadece msnimin peşindeyim lafıyla bana bunu geri almanın bir yolu yok mu diye sordu. Bende çalınan maile e posta yollayabileceğimizi ve kim çaldıysa isteyebileceğimizi, yalnız kimin yaptığının bulunmasının bu şekilde zor olduğunu söyledim. Konuşurken işyerinden çıkınca evimde pc vs olmaması nedeniyle internet cafeye gittim ve mail attım. Bu esnada oyalanırken o anlık düşünce mi deyin, fikir oluşması mı ne derseniz deyin, gizli soruya bakmak aklıma geldi. Gizli soruda 2'inci denemem de şifre ekranı geldi ve şifreyi gizli soruyu falan değiştirdim, sabah da üstüme verdim. Bu andan itibaren ip koptu ve emniyetteki ifademin ardından direkt kendimi mahkemede buldum.
Savcılığın iddianamesinde yazılanlar: Şüphelinin şifreyi gizli sorudan buldum demesine rağmen inandırıcı olmaması ve önceden tanışmaları suç şüphesi oluşturduğundan yargılanması diyedir.
Mahkemede üstümle olan konuşmayı anlattım. Üstümde tanık olarak dinlendi ve olayı doğruladı.
Olaya yapılan konuşmadan sonra müdahil olduğumu, eskiden tanışmışlığımızın sadece benimle değil bütün çalışanlarla olduğunu, dolayısıyla tanışmışlık kısmından herkesin şüpheli olabileceğini, mail hesaplarına kayıtlarda gece 3 ve sabah 9'da girilmiş olduğunu ve bunun benim mesai saatlerimle ve ailevi yapımla mümkün olamayacağını belirttim.
Daha sonra avukatım, mail hesabının müvekkilimin dediği şekilde alınıp alınamayacağının bilirkişiye sorulmasını talep ediyoruz dedi.
Hakim, tanığı dinledikten sonra 2 dakikalık zaman diliminde Bilirkişi talebinin reddine diye karar aldı. Son kararın okunmasından önce yine avukatımın gerekli kanıtlar müvekklimin bu olayı yaptığına dair somut kanıt oluşturmaması ve müvekkilimin suçlamaları reddetmesi nedeniyle şüpheden sanık yararlanır gerekçesiyle beraatimi istedi. Hakim ise gerekli kanıtların var olduğuna diyerek beni 5 ay hapis cezasına mahkum etti. Ceza daha sonra hükmün ertelenmesi denilerek 5 yıllık ertelemeye sokuldu.
Burada öğrenmek istediğim. İp adresi patrona ait, tanışmışlığımız var ama kurumdaki herkesle aynı derecede var. Suçun işleniş tarihinden 1,5 yıl önce birlikte çalışmışız ve kullandığımız pcde internet bağlantısı yok. Bilgisayar kayıtlarının inceleme yok, bilirkişi raporu yok. Hakimin bütün sorularını tanıklarla cevaplamama rağmen hüküm giydirildim.
Şu an itiraz süresi başladı ya da başlayacak. İtiraz reddedilirse iç hukuk yolları tükenmiş midir, tükeniyorsa ben davayı Masumluk karinesi ve Adil Yargılama Kuralları kapsamında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıyabilir miyim?
Çünkü elde benim yaptığıma dair kesin bir kanıt yok. Sadece hakimin 3 olayı birleştirip, demekki şifreyide sen geri verdin, sen yapmışsındır mantığı ile (Avukatımın bana dediği budur) verilmiştir.
Çalıştığım işyerinin ip adresinden çalıştığımız kurumda çalışanların tamanının 8 kişi önceden başka bir işyerinde birlikte çalıştığı birinin msn adresinin çalındığı şikayet üzerine savcılığın yaptığı soruşturmada belirleniyor.
Emniyette patronun ifade vermesinin ardından müşteki konumundaki şahısla görüşmeleri oluyor. Mağdur işverenin ifadesi ile sadece msn adresimi geri istiyorum bana şifremi bulun demiş.
Olaydan patronumuz çalışanlarını toplayıp olayı anlattı. Kim yaptı diye sormuyorum. Alan kimse şifreyi eski haline getirsin dedi. 10 gün boyunca durumda bir değişikliğe gidilmemiş ve üstümle bu konu üzerine konuştuğumuzda (olayı rakip firmalarda öğrenmesi, husumetimiz bulunanların iftiralar atması vs) gibi konular nedeniyle ve müştekinin sadece msnimin peşindeyim lafıyla bana bunu geri almanın bir yolu yok mu diye sordu. Bende çalınan maile e posta yollayabileceğimizi ve kim çaldıysa isteyebileceğimizi, yalnız kimin yaptığının bulunmasının bu şekilde zor olduğunu söyledim. Konuşurken işyerinden çıkınca evimde pc vs olmaması nedeniyle internet cafeye gittim ve mail attım. Bu esnada oyalanırken o anlık düşünce mi deyin, fikir oluşması mı ne derseniz deyin, gizli soruya bakmak aklıma geldi. Gizli soruda 2'inci denemem de şifre ekranı geldi ve şifreyi gizli soruyu falan değiştirdim, sabah da üstüme verdim. Bu andan itibaren ip koptu ve emniyetteki ifademin ardından direkt kendimi mahkemede buldum.
Savcılığın iddianamesinde yazılanlar: Şüphelinin şifreyi gizli sorudan buldum demesine rağmen inandırıcı olmaması ve önceden tanışmaları suç şüphesi oluşturduğundan yargılanması diyedir.
Mahkemede üstümle olan konuşmayı anlattım. Üstümde tanık olarak dinlendi ve olayı doğruladı.
Olaya yapılan konuşmadan sonra müdahil olduğumu, eskiden tanışmışlığımızın sadece benimle değil bütün çalışanlarla olduğunu, dolayısıyla tanışmışlık kısmından herkesin şüpheli olabileceğini, mail hesaplarına kayıtlarda gece 3 ve sabah 9'da girilmiş olduğunu ve bunun benim mesai saatlerimle ve ailevi yapımla mümkün olamayacağını belirttim.
Daha sonra avukatım, mail hesabının müvekkilimin dediği şekilde alınıp alınamayacağının bilirkişiye sorulmasını talep ediyoruz dedi.
Hakim, tanığı dinledikten sonra 2 dakikalık zaman diliminde Bilirkişi talebinin reddine diye karar aldı. Son kararın okunmasından önce yine avukatımın gerekli kanıtlar müvekklimin bu olayı yaptığına dair somut kanıt oluşturmaması ve müvekkilimin suçlamaları reddetmesi nedeniyle şüpheden sanık yararlanır gerekçesiyle beraatimi istedi. Hakim ise gerekli kanıtların var olduğuna diyerek beni 5 ay hapis cezasına mahkum etti. Ceza daha sonra hükmün ertelenmesi denilerek 5 yıllık ertelemeye sokuldu.
Burada öğrenmek istediğim. İp adresi patrona ait, tanışmışlığımız var ama kurumdaki herkesle aynı derecede var. Suçun işleniş tarihinden 1,5 yıl önce birlikte çalışmışız ve kullandığımız pcde internet bağlantısı yok. Bilgisayar kayıtlarının inceleme yok, bilirkişi raporu yok. Hakimin bütün sorularını tanıklarla cevaplamama rağmen hüküm giydirildim.
Şu an itiraz süresi başladı ya da başlayacak. İtiraz reddedilirse iç hukuk yolları tükenmiş midir, tükeniyorsa ben davayı Masumluk karinesi ve Adil Yargılama Kuralları kapsamında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıyabilir miyim?
Çünkü elde benim yaptığıma dair kesin bir kanıt yok. Sadece hakimin 3 olayı birleştirip, demekki şifreyide sen geri verdin, sen yapmışsındır mantığı ile (Avukatımın bana dediği budur) verilmiştir.