Alıntı:
cemil1 rumuzlu üyeden alıntı
Merhaba,
Bildiğim kadarıyla tedbir nafakası gecici bir nafaka. Dava bitince tedbir nafakası da kalkıyor (ya da yoksulluk nafakası talebi varsa yoksulluk nafakasına dönüşebiliyor). Sizin durumda sanıyorum hakim yoksulluk nafakasına hükmetmiş.
Fakat, dava temyiz olunca, teknik olarak dava hala devam ettiği için tedbir karar kesinleşinceye kadar (ya da hakim kaldırınıcıya kadar) tedbir devam edecek.
Tedbir nafakası çok keyfi bir nafaka, hakim kafadan istediğini verebiliyor. Kanunen hakimi bağlayan genel bir standart kural yok. Çoğu zaman hakimler mafiavari bir adalet anlayışıyla tedbir nafakasını taraflardan birini cezalandırmak veya anlaşmaya zorlama vasıtası olarak kullanbiliyorlar.
Taraflar arasındaki davanın yapılan mahkemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm kusur, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği düşünüldü:
1-dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle Türk Medeni Kanunu 169.madde gereğince boşanma davası sırasında hakimin eşlerin barınmasına ve geçimine ilişkin önlemleri re'sen dikkate alacağının anlaşılmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Boşanmada manevi tazminatın amacı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamaktır. Onun için, kişilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın bulunması gerekir. Bir tarafın zenginleşmesine yol açacak sonuçlar doğurur miktarda manevi tazminat takdiri, müesseseyi amacından saptırır. Hakim, tazminat miktarını saptarken, biryandan kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumunu ve boşanmada kusur bulunup bulunmadığını ve varsa kusur derecesini, fiilin ağırlığını; öbür yandanda, kişilik haklarına saldırıda bulunan kusur derecesini, ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurmak zorundadır. Açıklanan ilkeler gözetildiğinde davacı kadın yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı orantısız ve çoktur. Daha uygun miktarda tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin yukarıda 1. bentte açıklanan sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
ŞİMDİ BU KARARA GÖRE SONUÇ NEDİR ANLAYAMADIM.