Cevap: İdare Takdir Yetkisi Kullanıp Daha Sonra Bunu Açık Hata Diyerek Atama İşlemini Geri Alabilir mi?
aşağıdaki metni bilgi edinme kanunu kapsamında meb e gönderdim. benim içinde bulunduğum hukuki atmosferi bilmeniz açısından yazının tamamını kopyalıyorum. zaman ayırıp okuyan ve hukuki görüş ve değerlendirmelerini sunanlara teşekkür ederim.
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI
TALİM TERBİYE KURULU BAŞKANLIĞINA
TTK 80 SAYILI ÇİZELGEDEKİ ÇELİŞKİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
İlgi a-) MEB Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmeleri Hakkında Yönetmelik
b-) TTK 80 sayılı karar ve eki çizelge
c-)16/09/2011 tarihli ve B.08.0.PGM.0.06.04.903-02/63161 sayılı yazı.
d-)13/09/2011 tarihli ve B.08.0.TTK.0.07.00.360-04-2771/6371 sayılı yazı.
e-)20/09/2011 tarihli ve B.08.0.İKG.0.06.04.00.4-2799/63713 sayılı yazı.
TANIMLAR:
7/b) İlköğretim alan öğretmenliklerine; yükseköğretim kurumlarının ilköğretim alan öğretmenliği programlarından mezun olanlar,
İlköğretim Türkçe, Sosyal Bilgiler, Matematik, Fen ve Teknoloji alan öğretmenlikleri programından mezun olanlarla ihtiyacın karşılanamaması durumunda ise Türkçe alanına Türk Dili ve Edebiyatı; Sosyal Bilgiler alanına Tarih ve Coğrafya; İlköğretim Matematik alanına Matematik; Fen ve Teknoloji alanına Fizik, Kimya ve Biyoloji alan öğretmenlikleri programından mezun olanlar,
Ortak Alanlar
Madde 9 - Yabancı Dil, Rehber Öğretmenlik, Bilişim Teknolojileri, Görsel Sanatlar/Resim, Müzik, Beden Eğitimi ile Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi alanları ilköğretim ve ortaöğretimde ortak alanlardır.
h) Alan: Öğretmen adayları ve öğretmenlerin; mezun oldukları lisans düzeyindeki yükseköğretim programına bağlı olarak atanabilecekleri alanları
g) Çizelge: Öğretmen adayları ve öğretmenlerin, atanabilecekleri öğretmenlik alanları ile bu alanlara atanabilmek için mezun olmaları gereken yükseköğretim programlarını ve bu alanlara bağlı olarak aylık karşılığı okutacakları dersleri gösteren çizelgeyi.
Aylık Karşılığı Okutulacak Dersler
Madde 11 - Öğretmenler, atandıkları alan ile varsa yan alanının "Öğretmenlerin Aylık Karşılığı Okutacakları Dersler" sütununda yer alan dersleri, öncelikle atandıkları kurumun alan, ortak, zorunlu ve seçmeli derslerini, eğitim kurumlarının tür ve dereceleri bakımından herhangi bir ayırım yapılmaksızın okuturlar.
Bakanlık atama alanı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi olan ancak mezun olduğu bölüm İlahiyat Fakültesinin İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği bölümü olan yönetici adaylarının yaşadığı bir tereddüdü sizlere anlatmak ve bu tereddüde neden olan TTK 80 sayılı kararın ekindeki çizelgenin karardaki esaslara uyumlu hale getirilmesi konusunda girişimde bulunulmasını ve Bilgi Edinme Kanunu Çerçevesinde bu konuda açıklayıcı bilgi verilmesini talep ediyorum.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi madde 9’un içine alınarak ‘…alanları ilköğretim ve ortaöğretimde ortak alanlardır.’ Denilmiş böylece bu alanın ilköğretim ve ortaöğrenimdeki ortak alan olduğu açıkça ifade edilmiştir. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alanının ortak alanların içine alınması nedeniyle aynı kararlarda madde 7/b de belirtilen ilköğretim alan öğretmenliklerinin içinde belirtilmemiştir. Yani ilköğretimde, ilköğretim matematik, Türkçe, sosyal bilgiler vb. ilköğretim alan dersleri tek tek zikredilmiş ve hatta bu alanlardaki öğretmen ihtiyacı ilköğretim mezunlarından karşılanamazsa hangi alana hangi bölümlerden mezun olanların atanabileceği tek tek belirtilmiş yine Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alanı bu bölümde zikredilmemiştir. Böylece bu dersin ilköğretim alan dersi olmadığı ilköğretim ve ortaöğretim için ortak alan olduğu çok açık ve net bir şekilde belirtilmiştir.
TTK kararına göre alan tanımı yukarıda belirtilmiştir. Bu tanımdan yola çıkarak Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alanına atanacak öğretmenlerin mezun oldukları bölümler çizelgede belirtilmiştir. Çizelgede birinci sütun ‘atamaya esas olan alan’ isimleri, ikinci sütun ‘mezun olduğu yükseköğretim programı’, üçüncü sütunda ‘aylık karşılığı okutacağı dersler’ belirtilmiştir. Bu çizelgenin mantığı şudur: birinci sütunda belirtilen alana atanmanın koşulu ikinci sütunda yer alan programlardan birinden mezun olmaktır. Üçüncü sütunda da ikinci sütunda belirtilen programları bitirenlerin atandıkları birinci sütundaki alan dahilinde okutabilecekleri dersler belirtilmiştir. Bu çizelgeye göre İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi bölümü hem lise hem de ilköğretimde ortak alan olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alanına kaynak teşkil eden programdır. Bu anlamda benim alanım liselere atanacak, benim alanım maaş karşılığı lisede derse girecek ama ben öğretmen olarak atanamayacağım bu hukuki değildir.
Önceki yönetici atama yönetmeliğinde yönetici olmanın ön şartı üçüncü sütunda bulunan maaş karşılığı girebildiği dersin atanmak istediği okulda olmasıydı yeni yönetici atama yönetmeliğinde ise artık üçüncü sütuna değil yani maaş karşılığına değil birinci sütuna yani alanın, atanmak istediği okulda olması şartı getirilmiştir. Dolayısıyla benim mezun olduğum programa göre atandığım alan belli: Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dolayısıyla esaslar da ifade edildiği gibi bu alan hem ilköğretim hem de lisede okutulan ortak bir alan. Ancak bu noktada ortaöğretim ve ilköğretimde ortak alan olan ve çizelgede de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi ile alakalı tek alan olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alanında TTK’nın alan tanımına aykırı, ilköğretim ve ortaöğretimde ortak dersler başlıklı 9. maddeye aykırı, aynı şekilde ilköğretim alan öğretmenliklerinin belirtildiği madde 7/b’ye aykırı, çizelgenin sistematiğine ve özüne aykırı, bir şekilde * yıldız işareti konarak İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi mezunu olanlar için ‘ortaöğrenim kurumlarına atanamaz’ ifadesi konmuştur. Bu ifade ile tek alan olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alanında yer alan ve bakanlık ataması Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alanına olan ve kararnamelerinde bu şekilde yazan öğretmenlerin bir kısmı TTK 80 sayılı kararın esaslarına ve alan tanımına aykırı bir şekilde çizelgede * yıldız işareti ile kendi alanları içinde sınırlandırılmışlardır. Adeta alan içinde mini, sanal bir alan oluşturulmuş ve diğer hiçbir alanda olmayan bir uygulamaya maruz bırakılmışlardır. Bu durum hukuki değildir. Çizelgede yıldız işareti ile konan ifade, çizelgenin eki olduğu kararlara aykırı bir şekilde ortak alan kavramını yok saymakta, alan tanımını alan içinde alan şekline sokmakta, adeta çizelgeyi kararlardan bağımsız ve kararlarla çelişecek uygulamaya dönüştürmektedir. Aynı şekilde çizelge * yıldız işareti ile kendi içinde de çelişmektedir. Hem mezun olduğum bölüm alana kaynaklık eden programlar bölümünde yer almakta hem de * işareti ile programın alanın bir kısmının dışında olduğu ifade edilmektedir.
TTK alan tanımıyla ‘mezun oldukları lisans düzeyindeki yükseköğretim programına bağlı olarak atanabilecekleri alanları’ denilerek alana atanmanın ön şartının mezun olduğu bölümle alanın uyumlu olması ifade edilmiştir. İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi bölümü çizelgede Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alanına kaynak teşkil eden programlar arasında yer almaktadır. Dolayısıyla bu bölüm bu alana kaynak teşkil eden bir programdır. Ancak burada yıldız işareti ile ttk nın alan tanımına aykırı bir şekilde İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği mezunlarına siz bu alanın sadece bir bölümüne gidebilirsiniz şeklinde bir uygulama getiriyor. Yıldız işareti ile önce alanı sanal bir şekilde ikiye bölüyor ilköğretim ve ortaöğretim diye daha sonra siz sadece ilköğretime öğretmen olabilirsiniz diyor. Bu hem içerik hem usul yönünden kararların kendisine ve çizelgenin sistematiğine aykırıdır. Alan içinde alan oluşturmaktır. Madde 9 ve madde 7/b’yi yok saymaktadır.
Anayasaya göre idarenin tüm işlemleri yargı denetimine açıktır. Yine anayasaya göre yargı denetimi yerindelik denetimi yapamaz. Yani dar anlamda yorumlarsak yargı idarenin ne yapması veya ne yapmamasına karar vermez sadece verdiği kararların yine kendi verdiği diğer kararlarla çelişmemesine, usul ve içerik gibi öğeler yönünden tutarlı olmasının denetimini yapar. Danıştayın bu noktada **yıldız işaretini ttk 80 esasların madde 9 ortak alan kavramına ve madde 7/b ilköğretim alan kavramına ve çizelgenin sistematiğine ve özüne aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edeceğini düşüyorum. Çünkü idare burada tutarlı davranmıyor eğer bu alan ortaksa bu alandaki tüm öğretmenler aynı haklara sahiptir. Yok bu alan ortak değilse mezun olunan bölümden dolayı ayrılmak isteniyorsa bunun usulü belli diğer alanlarda bunu nasıl yaptıysan bu alanda da öyle yapman lazım. Ayrıca idare düzenleyici işlemlerini yaparken Personel hukukuna ilişkin anayasal ilkelere uymak zorundadır. Bu anlamda yıldız işareti ile yapılan uygulama Hukuk Devleti ilkesine, eşitlik ilkesine, usulde paralellik ilkesine, kazanılmış hakların korunması ilkesine aykırıdır.
Olayın diğer boyutu ortak alan kavramının (*) yıldız işareti ile aşındırılmak istenmesidir. Ortak alan kavramında neden-sonuç ilişkisini iyi kavramak lazım. Ortak alan kavramı bölüm adının sonucu değildir, sebebidir. Yani TTK dersin içeriğine göre ortak alanları belirler ve bu ortak alanların sonucunda öğretmen yetiştirilmesi gerekir. Yoksa siz yetiştirilen öğretmene göre alan/branş açarsanız sizinki eğitim olmaz. Aslolan branşa-alana göre öğretmen yetiştirmektir. Yani İngilizce dersi varsa ve ders TTK ya göre ortaksa YÖK buna göre öğretmen yetiştirmelidir. Yoksa YÖK İngilizceden tek bölüm açmış bizde İngilizceyi ortak yapalım şeklinde mi yapıldı bu dersin ortak olması? Bu anlamda İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi bölümü açılması yanlıştır. Ancak bu bölüm mezunları Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alanına atanıyorsa o zaman bu alana göre değerlendirilmelidir ki buna hukukta kazanılmış hak denir. Yoksa madem böyle bölüm açılmış bunları Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alanına atayalım ama farklı uygulamaya tabi tutalım demek hukuki değildir. Aynı şekilde bu alandaki diğer öğretmenlere bu alanın ortak olması bölümlerinin adından dolayı değil TTK 80 sayılı kararın madde 9 ortak alanlar maddesi nedeniyledir. Bu durumda aynı alandaki öğretmenlere farklı hükümler koymak anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu gibi aynı alandaki bir kısım öğretmen ayrıcalıklı, imtiyazlı bir zümre konumuna getiriliyor. Bir kısım öğretmende ikinci sınıf öğretmen durumuna düşürülüyor. Bu durum usul yönüyle de Personel Hukukuna ilişkin ‘Usulde Paralellik İlkesine’ aykırılık teşkil etmektedir. Usulde paralellik, bir idari işlemin geri alınmasının, kaldırılmasının ya da değiştirilmesinin o işlemin tesisinde izlenen usule göre yapılması gerekliliğini ifade eden ve Danıştay içtihatlarıyla ortaya konulmuş olan bir idare hukuku ilkesidir. Burada Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alanında olanlara verilen haklardan olan madde 9 daki hem ilköğretim hem de ortaöğretime öğretmen olabilme hakkı ancak aynı usulle geri alınabilir. Yani madde 9 un kaldırılması ile. Yoksa hem bu madde ile bir hak verilip hem de çizelgeye konacak bir yıldız işareti ile bu hakkın aynı alandaki bir kısım öğretmen için geriye alınmaya çalışılması usül yönüyle de uygun değildir.
Pedagojik açıdan durum değerlendirildiğinde de bir ders ya ortaktır yada ortak değildir. Dersin ilköğretim ve ortaöğretimde ortak olması dersin içeriğine göre pedagojik esaslara göre belirlenir yoksa şu bölümden mezun olanlara bu ders ortaktır şu bölümden mezun olanlara ortak değildir demenin eğitimsel yönü yoktur. Bu anlamda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi içerik olarak ilköğretimde de ortaöğretimde de ortak alan kabul edilmektedir. Sosyal Bilgiler dersinin liseye gelindiğinde Tarih, Coğrafya gibi belli bir alanda uzmanlaşması veya Fen ve Teknoloji dersinin liseye geçildiğinde Fizik, Kimya, Biyoloji gibi uzmanlaşması Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alanında yoktur. Bu uzmanlaşma İHL Meslek derslerinde olmaktadır. Ki bu anlamda İHL Meslek dersleri farklı bir alan olarak TTK 80 sayılı çizelgede yerini almıştır. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi Rehberlik, İngilizce, Görsel Sanatlar, Müzik, Beden Eğitimi dersleri gibi ilköğretim ve lisede farklı boyut veya uzmanlaşma içine girmemekte ortak bir ders şeklinde devam ektedir. Zaten TTK da bu yüzden bu alanı ortak kabul etmektedir. Ama YÖK ün hatasının faturasını bir bölüm mezunlarına kesmeye çalışmakta ve sırf ilköğretim ifadesi yüzünden tüm mevzuatı bir kenara bırakarak bu bölüm mezunlarına özel muamele yapmaya çalışmaktadır. Burada amaç bir yanlışı düzeltmek mi olmalı? Yoksa amaç yanlışa göre sistem içinde özel bir yapı oluşturup yanlışı yanlış olmaktan çıkarmak mı olmalı?
Olayın diğer boyutu İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi bölümüyle Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi bölümlerinin aralarında İLKÖĞRETİM kelimesi dışında bir fark olmamasıdır. Bu iki bölüm içerik ve dersler anlamında aynı düzeydedir. Ve iki farklı bölüm olarak açılmamıştır. Bir dönem sadece İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi bölümü varken aynı bölüm ismi değiştirilerek Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi olmuştur. Yani bu bölümlere tercih hakkı olmamıştır. Benim üniversiteye gireceğim dönemde sadece İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği Bölümü vardı. Dolayısıyla lise veya ilköğretim tercih hakkımız yoktu. Din Kültürü öğretmeni olmak istiyorsan bu tek bölüme gitmek gerekiyordu. Bizde öğretmen olmak amacıyla öğretmen olunabilen tek bölüm olan ilahiyat fakültesinin ilköğretim din kültürü ve ahlak bilgisi bölümüne gittik yani başka öğretmenlik seçeneğimiz yoktu. Şimdi ise formasyonsuz ilahiyat mezunları bile 1-2 aylık formasyon kursuyla ihl ye, ilköğretime, liseye öğretmen ve idareci olabilirken biz öğretmenlik bölümü mezunları sadece ilköğretimlere öğretmen olabiliyoruz. Yani mağduriyet üstüne mağduriyet yaşıyoruz.
İşin daha vahim boyutu ise bizim ilahiyat fakültesi diplomamız diplomayı aldığımız tarihte Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olunabilecek tek bölüm olmasına rağmen Milli Eğitim Bakanlığında İlahiyat diploması olarak kabul edilmiyorken, Diyanet İşleri Başkanlığında İlahiyat diploması olarak kabul edilmektedir. Örnek vermek gerekirse benimle birlikte mezun olan bayan arkadaşım şuan Diyanet İşleri Başkanlığında Kuran Kursu Öğretici olarak çalışmaktadır. Onun işe başladığı dönemde Eğitim Fakültesinin İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği mezunları diplomaları İLAHİYAT DEĞİL, EĞİTİM FAKÜLTESİ olduğu gerekçesi ile kabul edilmedi. Ama İlahiyat fakültesinin İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi mezunları İLAHİYAT FAKÜLTESİ diplomasına sahip olduğu için Diyanete kabul edildi. Sonuçta bende bir ilahiyat mezunu olarak ilahiyat fakültesi mezunu olanlar hangi haklara sahipse o haklara sahip olmam lazım Diyanet bile bunu kabul ediyorken Meb’in kabul etmemesi hukuki değildir eşitliğe aykırıdır.
Bu çelişkili durumun temelinde yatan neden ise şudur: Talim Terbiye Kurulu ile YÖK arasında iletişim ve koordinasyon kopukluğundan meydana gelmektedir. TTK anasayada da ifade edilen ‘Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve orta-öğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır.’ İfadesiyle paralel bir şekilde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alanını ilköğretim ve ortaöğretimde ortak okutulan zorunlu bir alan olarak görmekte ve kararlarını da buna göre oluşturmaktadır. YÖK ise konuyu bu şekilde ele almamaktadır. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alanını İlköğretim ve ortaöğretim gibi ortak alan kavramının dışında görmektedir. Bu durumda da ttk bu bölüme özel hükümler koymaya çalışmakta ve kendi koyduğu kuralları kendi bozmaktadır.
Bakanlık konu ile ilgili YÖK ile görüşmeli ve bakanlığın uygulaması doğrultusunda üniversitelerin bünyesinde sadece Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi bölümü oluşturmalıdır. (yani ara ara aynı bölümün adını bir süre başında ilköğretim bir süre başında ilköğretim olmadan açmamalıdır. Zaten iki bölüm aynı anda açık olmuyor tercih şansı bile verilmiyor) Ttk da alacağı geçici bir kararla ilköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği mezunlarının da bu alana kaynak teşkil eden yüksek öğretim programı olduğunu belirtecektir. Mevcut durumda zaten bunu kabul etmiş ama yıldız işareti ile kendisi ile çelişmiştir.
İlgi (a) yönetmeliğin 1.maddesinde “ç) Atanmak istenilen eğitim kurumuna Talim ve Terbiye Kurulu Kararlarına göre alanı itibariyle öğretmen olarak atanabilecek bir alan öğretmeni olmak,” denilmektedir. Bu durumda bir okula yönetici olabilmek için yönetici adayının bakanlık atama alanının o okulda bulunması gerekmektedir. Bu durumda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alanının öğretmeni olan tüm bu alan öğretmenlerinin bu alanın okutulduğu okullara yönetici olabilmesi gerekir. Hatta bu durum ilgi (c) yazıda :’4, 8- Bilindiği gibi, yüksek öğretim kurumlarının hangi programlarından mezun olanların hangi alan ya da kurumlara öğretmen olarak atanabileceği Talim ve Terbiye Kurulunca belirlenmektedir. Talim ve Terbiye Kurulunun 7/7/2009 tarihli ve 80 sayılı Kararı eki Esasların 9 uncu maddesinde "Yabancı Dil. Rehber Öğretmenlik, Bilişim Teknolojileri. Görsel Sanatlar/Resim, Müzik, Beden Eğitimi ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alanları ilköğretim ve ortaöğretimde ortak alanlardır” denilmektedir.
Buna göre, İngilizce, Fransızca, Almanca. İtalyanca gibi yabancı dil öğretmenleri ile rehber öğretmenler, bilişim teknolojileri, görsel sanatlar/resim, müzik, beden eğitimi ile din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenleri bu derslerin okutulduğu her derece ve türdeki eğitim kurumlarına, alanlarında öğretmen norm kadrosu olması durumunda öğretmen olarak atanabilmektedir, norm kadro oluşmayan kurumlara da bu dersleri okutmak üzere görevlendirilmektedirler.
Bu çerçevede;
a) Alanı İngilizce, Rehber, bilişim teknolojileri, görsel sanatlar/resim, müzik, beden eğitimi ve din kültürü ve ahlak bilgisi olan yöneticilerin bu derslerin okutulduğu kurumlara yönetici olarak atanabilmeleri,’ denilerek Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alanındaki öğretmenlerin hem ilköğretim hem de ortaöğretime yönetici olarak atanabilecekleri açıkça belirtilmiştir.
Aynı şekilde ilgi (c) yazıda: ‘2- Yönetici Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmeliğin 7 nci maddesinin (ç) bendine göre atanmak istenilen eğitim kurumuna Talim ve Terbiye Kurulu Kararlarına göre alanı itibariyle öğretmen olarak atanabilecek bir alan Öğretmeni olmak şartı arandığından, atama isteğinde bulunan yönetici/yönetici adayının atanmak istediği eğitim kurumunda alanın bulunması halinde yönetici olarak atanması mümkün bulunmaktadır.’ Burada kalın punto ile işaretlediğimiz alanda idare yönetmelik maddesini yorumlayarak yönetici olabilmek için yönetici adayının alanının atanmak istediği okulda bulunmasını yeterli görmektedir.
İlgi (c) yazıda: 8- Yönetici Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmeliğin 7 nci maddesinin (ç) bendine göre atanmak istenilen eğitim kurumuna Talim ve Terbiye Kurulu Kararlarına göre alanı itibariyle öğretmen olarak atanabilecek bir alan öğretmeni olmak şartı arandığından, alanı fizik, kimya, edebiyat, coğrafya olan eğitim kurumu yöneticilerinin alanları itibariyle ilköğretim kurumlarına öğretmen olarak atanamayacaklarından bu eğitim kurumlarına yönetici olarak da atanabilmeleri, yine alanı Türkçe, fen ve teknoloji, sosyal bilgiler olan eğitim kurumu yöneticilerinin ise alanları itibariyle liselere öğretmen olarak atanamayacaklarından bu eğitim kurumlarına yönetici olarak da atanabilmeler: mümkün değildir. Diğer taraftan alanı ilköğretim ve orta öğretim kurumlarında ortak olan ve alanı itibariyle ilköğretim ve orta öğretim kurumlarına atanabilme şartını taşıyan İngilizce, müzik, beden eğitimi, görsel sanatlar vb. alanlarda görev yapan öğretmenlerin ilköğretim ve orta öğretim kurumlarına atanabilmeleri mümkün bulunmaktadır’ ifadesiyle ortak alan kabul edilen alanlardaki öğretmenlerin hem lise hemde ilköğretime atanabileceği ifade edilmiştir.
Tüm bu açık mevzuat hükümlerine rağmen sırf bir TTK 80 sayılı çizelgenin mezun olunan bölüm sütununda yer alan (* orta öğretim kurumlarına atanamaz) ifadesinden yola çıkarak ve esasların madde 9 ortak alan kavramını yok sayarak aynı alandaki bir kısım öğretmene siz yıldız işareti nedeniyle ortaöğretim okullarına yönetici olamazsınız demek hukuki ve mevzuata uygun mudur? Yönetici atamada mezun olunan okula mı bakılmaktadır? TTK kararlarına göre oluşturulan bakanlık atama alanına mı bakılmaktadır? Eğer mezun olduğu bölüme bakılırsa ziraat fakültesinden mezun sınıf öğretmenleri var. Edebiyat fakültesinden mezun Türkçe öğretmenleri var. Bunların durumu ne olacak? Cevap: atandıkları alana göre değerlendirilirler bu kazanılmış haktır. Bu kural niye İlköğretim mezunları için geçerli olmuyor. Kaldı ki İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği TTK 80 sayılı çizelgede Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alanına kaynaklık teşkil eden programlar arasında yer almakta. Yani mezun olunan bölüm açısından da sıkıntı yok. Burada TTK mezun olunan bölüme de bakmıyor yıldız işaretine bakıyor. TTK kararlarına göre alana bakılıyorsa ki doğrusu bu; Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi tek alan ve bu tek alan hem İlköğretimde hem de ortaöğretimde okutulan ortak alan. Bu noktada senin alanın ortaöğretime atanıyor, senin mezun olduğun bölüm alana kaynaklık teşkil ediyor ama yine de sen bu alan öğretmeni olsan da bu alanın atanabildiği yöneticiliklere sen yıldız işaretinden dolayı atanamazsın denilmesi makul ve mantıklı mıdır? TTK nın alan tanımına, madde 9 ortak alanlar maddesine, madde 7/b ilköğretim alanlar maddesine uygun mudur? Hayır. Ben hem o alanın öğretmeni olacam hem de o alandaki bir kısım okula atanmak istediğimde alanıma değil mezun olduğum bölüme değil yıldız işaretiyle yapılan açıklamaya bakılacak. Hukuk devleti böyle bir uygulama yapar mı?
Bakanlık ilgi (c) yazıda belirttiği gibi mezun olunan bölüme bakılmaksızın alana bakılacağını daha net ifade etmelidir. Aynı şekilde ttk 80 kararlarında, madde 9 ortak alan tanımının, madde 7/b’deki kuralların geçerli olduğunu belirterek illere genelge göndermelidir. Ve illerin bir kısmının alana bakarak atama yapmasını bir kısmının ise yıldız işaretli ifadeden yola çıkarak alanı kısıtlayacak şekilde hareket etmesini önlemelidir. Mezun olduğu bölümden yola çıkılarak atama yapılacaksa bu durumda ilköğretim okullarına sadece İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği bölümü mezunları atanması gerekir. Ancak uygulamada böyle bir durum söz konusu değil. Madde 9 gereği bu ders ortak alan kabul edilmektedir. Bu nedenle sadece ilköğretim mezunlarına ttk 80 sayılı karara aykırı bir şekilde çizelgede konan hukuksuz ve personel hukukuna ilişkin anayasal ilkelere aykırı (* ortaöğrenim kurumlarına atanamaz) işaretinin biran önce kaldırılması ve duruma ttk 80 sayılı kararlara uygun yukarıdaki çözüm getirilmelidir.
BİLGİ EDİNME KANUNU ÇERÇEVESİNDE TALEPLERİM
1-)İlahiyat Fakültesinin İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Bölümü mezunları konusunda yaşanan tereddüdün giderilmesi ve TTK 80 sayılı çizelgedeki çelişkili ifadenin düzeltilmesi noktasında çalışma olup olmadığı noktasında tarafıma gerekçeli ve açıklayıcı bilgi verilmesini,
2-) Hukuki anlamda : Anayasada ifade edilen eşitlik ilkesi aynı durumdaki kişilerin aynı hükümlere tabi olmalarını gerektirir. Genel anlamda eşitlik ilkesi şekli hukuki eşitlik ve maddi hukuki eşitlik olarak iki anlamda yorumlanabilir. Şekli hukuki eşitlikten kastedilen kanunların genel ve soyut nitelik taşıması, yani kapsadığı herkese eşit olarak uygulanmasıdır. Anayasanın 10’uncu maddesinin, hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa “imtiyaz” tanınamayacağı yolundaki ikinci fıkrası da bu anlamda eşitliği hedef görünmektedir. Ancak şüphesiz ki, eşitlik ilkesinin anlamını şekli hukuki eşitlikle sınırlandırmak mümkün değildir. Maddi hukuki eşitlik, şekli eşitliğin ötesinde, aynı durumda bulunanlar için haklarda ve ödevlerde, yararlarda ve yükümlülüklerde, yetkilerde ve sorumluluklarda, fırsatlarda ve hizmetlerde eşit davranma zorunluluğunu içermektedir. Bu anlamda aynı alandaki öğretmenlerin aynı haklara sahip olması gerekir. Hem şekli hukuki anlamda (yönetmelikte aynı alandaki öğretmenlere aynı hakların verilmesi) hem de maddi hukuki anlamda (biz hem ilköğretim hem de lisedeki din kültürü dersine fiili olarak giriyoruz ve ilahiyat diplomasına sahibiz bu anlamda diğer ilahiyat mezunlarından farkımız yok sonuçta mevzuatta ilahiyat fakültesinin ilahiyat bölümü demiyor ilahiyat fakültesi mezunları diyor)
Bu noktada bakanlığın veya TTK nın biz İlahiyat Fakültesinin İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği bölümü mezunlarına siz İlköğretim bölümü mezunusunuz o yüzden ortaöğrenim kurumlarına atanamazsınız demesi haklı nedene ve kamu yararına dayanmamaktadır. Kamu yararı ve haklı nedenin, “anlaşılabilir”, “amaçla ilgili”, “makul ve adil” olması gerekir. Getirilen düzenleme herhangi bir biçimde birbirini zamanlayan, birbirini, doğrulayan ve birbirini güçlendiren bu üç ölçütten birine uymuyorsa eşitlik ilkesine aykırı bir yön vardır denilebilir. Burada biz de İlahiyat Fakültesi diplomasına sahibiz ve ilahiyat fakültelerinde bize ilköğretim, ortaöğretim öğretmenliği şeklinde tercih hakkı verilmedi Din Kültürü öğretmeni olabilmenin tek yolu olan ilahiyattaki bu bölüme gittik. Aksi takdirde öğretmen olamıyorduk çünkü ne eğitim fakültelerinde nede ilahiyat fakültelerinde bize başka seçenek sunulmadı. Aynı şekilde TTK bu alanı madde 9 ile ilköğretim ve ortaöğretimde okutulan ortak alandır diyerek bu alanın teknik olarak ilköğretim ve ortaöğretim olarak ikiye bölünemeyeceğini mevzuatsal güvenceye almıştır. Bu durumda bize yapılan uygulama ile bizler ikinci sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni durumuna düşürülüyoruz. Aynı şekilde bazı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri de bu branş içinde imtiyazlı ayrıcalıklı bir pozisyona gelmektedir. Bu uygulama diğer hiçbir alanda yapılmamaktadır. Örnek vermek gerekirse İlköğretim Matematik ve Matematik bölümü iki farklı alan olarak TTK80 sayılı çizelgede yerini almıştır. Ve bu iki alana kaynak teşkil eden iki farklı yüksek öğretim programı vardır. Ve öğretmen adayları bu iki bölümden birini tercih yapmaktadırlar. Sonuç olarak ilköğretimlere sadece İlköğretim matematik alanındakiler atanmakta, liselere ise sadece matematik alanındakiler atanmaktadır. Bizim alanda ise bu şekilde adil bir tercih hakkı ve iki farklı alan olmamasına rağmen aynı alandaki bir kısım öğretmene sadece ilköğretimlere tayin hakkı verilirken bir kısım öğretmene ise hem ilköğretim hem de liseye tayin hakkı verilerek imtiyazlı bir sınıf yaratılmaktadır. Bu durum çalışma huzurunu bozmakta ve aynı alandaki bir kısım öğretmene haksızlık oluşturmaktadır. Bu anlamda en makul çözüm bu alanın madde 9 gereği ortak alan olması nedeniyle tüm alan öğretmenlerine aynı hakların verilmesi ve üniversitelerde sadece Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği bölümü açılmasıdır.
Bu anlamda bir çalışma olup olmadığı, çalışma yoksa mevcut durumun meydana getirdiği mağduriyet noktasında haklı gerekçelerin tarafıma bilgi edinme kanunu çerçevesinde açıklanmasını talep ediyorum.
Gereğini arz ederim.