Hukuksuz Tapu Harcı Farkı-2001
Merhabalar,
Aşağıda okuyabileceğiniz üzere 2001 yılında satmış olduğum daire ile ilgili tapu harcı farkı (1300 TL) + gecikme zammı (7000 TL) + vergi ziyaı cezası (400 TL) ödeme emri geldi. Tebliğ tarihi 7 Şubat 2012. 2002 ya da 2003 yılında bir ödeme emri gelmişti ve o zaman bu parayı ödedim ancak kayıtlara geçmemiş, aradan geçen zaman içinde ödeme makbuzunu kaybettim. Vergi dairesinden aldığım bilgiye göre 2006 yılında tebligat yapılmış fakat taşındığımdan dolayı geri dönmüş. Bunun üzerine ilanen tebliğ yapılmış. Ben de Vergi Mahkemesi'ne dava açtım, aşağıdaki gerekçeli taleplerimi bildireceğim.
Bu konuda muhasebeci bir arkadaşım (zamanaşımı olmasa bile) geç bir zamanda gönderilen tebligatın 'devletin fazladan gecikme zammı tahsil etmeye yönelik tutumu olduğu' gerekçesiyle yargı kararı ile geçersiz sayıldığını belirtti fakat emsal oluşturabilecek böyle bir kararı bulamıyoruz. Kararın bulunması için yardımlarınızı istirham ediyorum.
Bundan başka yazdığım yazı ve davanın seyri bakımından düşüncelerinizi yazarsanız minnettar olurum. Kazanma olasılığım sizce nedir? Bu bölümdeki sabit başlıkta dava konusu yapılan vergi uyuşmazlıklarının %90'ının mükellef lehine sonuçlandığını okudum. Umarım ben de bu %90'ın içine girebilirim ve davam benzer hukuksuzluklara emsal oluşturur. İflas etmiş olduğum için parasız durumdayım ve avukat tutamıyorum, bu yüzden davayı kendi başıma sürdürmem gerekiyor. Yardımcı olacak herkese şimdiden çok teşekkür ederim.
"Vergi Mahkemesi'ne,
1. Söz konusu gayrimenkul olan zemin kat apartman dairesini 1998'de satın aldım. O tarihte Maliye Bakanlığı tarafından tüm Türkiye'de rayiç bedellerin çok düşük olduğu ve gerçek düzeyine getirilmesi gerektiği uyarısı yapıldı ve bunu yapmayanların cezalara veya çok yüksek vergilere maruz kalacağı belirtildi. Ben de güncel rayiç değeri olan 25 milyar TL'ye yükselttim (eski Türk Lirası). Fakat bundan sonra uygulanan astronomik yeniden değerleme oranları ile dairenin rayiç bedeli 2001 yılında 105 milyar 500 milyon TL'ye çıktı. O tarihlerde bu durum kamuoyunda büyük rahatsızlık yarattı ve tekrar rayiç bedel düşürme hakkı verildi ve geçici yasa çıkarıldı. Birçok kişi bu bedel indirimini yaptı. Benim o tarihte ciddi hastalığım olduğu için bunu takip edemedim ve süre doldu. Şimdi davalı Vergi Dairesi benim bu daireyi 105 milyar 500 milyon TL'ye sattığımı kabul ederek işlem yapıyor. Oysa ben dairemi 20 milyar TL'ye sattım. Benim cebime girmemiş olan bir para üzerinden harç-vergi alınması vergi hukukuna aykırılık teşkil etmektedir.
Rayiç bedel düşürme işleminin devlet tarafından otomatik olarak uygulanması gerekirdi. Benim dairem zemin kat ve apartmandaki diğer dairelerden küçük olduğu halde, rayiç bedelini düşüremediğim için aynı apartmandaki daha değerli olması gereken üst kat ve daha büyük daireler benim dairemin üçte biri rayiç bedele sahiptir. Bu anayasanın eşitlik ilkesine, sağduyuya ve hukuka aykırıdır. Dairenin rayiç bedeli için bilirkişi incelemesi talep ediyorum. O yıllarda ekonomik kriz olduğu için gayrimenkul fiyatları yükselmemiş, tersine düşmüştür. Devletin vatandaşına “Madem ki düzeltmeyi yapmak için haberin-imkanın olmadı, ben de senden eşitliğe aykırı da olsa söke söke alırım” demeye hakkı olamaz. Devletin 'banane'cilik yapmaya hakkı olamaz. Devlet burada kusurlu taraftır ve hukuk ilkelerine aykırı olarak kendi kusurundan faydalanmaya çalışmaktadır. Ayrıca Devlet önce yurttaşlarından gerçeğe uygun bedel arttırımı isteyip, daha sonra gerçeğe uygun olmayan yeniden değerleme oranları uygulayarak, fazladan vergi tahsil etmiş ve bu şekilde yaptırım gücünü kötüye kullanmıştır. Daha sonra bundan geri adım atılması ve yeniden değer belirlemenin vatandaşın inisiyatifine bırakılmasının tüm vatandaşların mağduriyetini gidermiş olması beklenemez. Bu bakımdan dairenin gerçek rayiç bedeli üzerinden hesap yapılarak ödeme emrine konu tüm harç, fark, ceza, gecikme faizi, gecikme cezası vb.'nin tamamen iptalini talep ediyorum.
2. Dairemi sattıktan sonra, bu harç farkını o tarihlerde sadece bu konu kapasın diye ödedim. Şimdi aradan 10 yıldan fazla süre geçmiş olduğundan, yasalar çerçevesinde bu ödeme makbuzlarını bu kadar uzun süre saklamak zorunluluğum yoktur. Yasal zamanaşımı süresi çoktan dolmuştur. Bundan dolayı, zamanaşımının mahkemenizce işletilerek, ödeme emrine konu tüm harç, fark, ceza, gecikme faizi, gecikme cezası vb.'nin tamamen iptalini talep ediyorum.
3. Emsal yargı kararlarına göre, devletin uzun süre bekleterek vatandaşına tebligat yapması devletin görevini savsakladığı ve bu yüzden vatandaşını mağdur ettiği karara bağlanmıştır. Burada yine zamanında tebligatı yapmayan devlet organı hukuk ilkelerine aykırı olarak kendi kusurundan faydalanıp fazladan gecikme zammı tahsil etmeye çalışmaktadır. Ekte örnek/delil olarak sunduğum belgelere bakılırsa, devletin görevini savsaklamasının başka bir örneği görülecektir. Aynı kişiye (bana), ödemiş olduğu iki verginin ikisi hakkında da sonradan tekrar ödeme emri gönderilmesi, üstelik ödeme makbuzu ilgili daireye faks çekilmiş olduğu halde yıllar sonra bunun hala ödenmemiş olarak görünmesi devletin görevini ne kadar savsakladığının bir delilidir. Buna ek olarak, ekteki uyarı mektubunun hazırlandığı tarih 25 Aralık 2011 fakat postaya verildiği tarih Şubat 2012'dir, bu yüzden zamanında ilgili işlemleri yapmam engellenmiş ve banka hesaplarıma haciz konmuştur, bu da başka bir ihmal ve savsaklama örneğidir. Bu ihmal ve savsaklamalar vatandaşın devletine olan güvenini ve sevgisini fazlasıyla zedeleyen şeylerdir. Ödeme emri gönderildikten sonra, ödemenin yapılmış olduğunu ispat etmek muhatap vatandaşın yükümlülüğü olarak görülmektedir. Bu yüzden devlet memurları görevlerini savsaklayarak, belgeleri zamanında ve doğru şekilde arşivlememektedirler. Tam anlamıyla bananecilik içerisindedirler. Bunlardan dolayı zamanaşımının mahkemenizce işletilerek, ödeme emrine konu tüm harç, fark, ceza, gecikme faizi, gecikme cezası vb.'nin tamamen iptalini talep ediyorum."
Aşağıda okuyabileceğiniz üzere 2001 yılında satmış olduğum daire ile ilgili tapu harcı farkı (1300 TL) + gecikme zammı (7000 TL) + vergi ziyaı cezası (400 TL) ödeme emri geldi. Tebliğ tarihi 7 Şubat 2012. 2002 ya da 2003 yılında bir ödeme emri gelmişti ve o zaman bu parayı ödedim ancak kayıtlara geçmemiş, aradan geçen zaman içinde ödeme makbuzunu kaybettim. Vergi dairesinden aldığım bilgiye göre 2006 yılında tebligat yapılmış fakat taşındığımdan dolayı geri dönmüş. Bunun üzerine ilanen tebliğ yapılmış. Ben de Vergi Mahkemesi'ne dava açtım, aşağıdaki gerekçeli taleplerimi bildireceğim.
Bu konuda muhasebeci bir arkadaşım (zamanaşımı olmasa bile) geç bir zamanda gönderilen tebligatın 'devletin fazladan gecikme zammı tahsil etmeye yönelik tutumu olduğu' gerekçesiyle yargı kararı ile geçersiz sayıldığını belirtti fakat emsal oluşturabilecek böyle bir kararı bulamıyoruz. Kararın bulunması için yardımlarınızı istirham ediyorum.
Bundan başka yazdığım yazı ve davanın seyri bakımından düşüncelerinizi yazarsanız minnettar olurum. Kazanma olasılığım sizce nedir? Bu bölümdeki sabit başlıkta dava konusu yapılan vergi uyuşmazlıklarının %90'ının mükellef lehine sonuçlandığını okudum. Umarım ben de bu %90'ın içine girebilirim ve davam benzer hukuksuzluklara emsal oluşturur. İflas etmiş olduğum için parasız durumdayım ve avukat tutamıyorum, bu yüzden davayı kendi başıma sürdürmem gerekiyor. Yardımcı olacak herkese şimdiden çok teşekkür ederim.
"Vergi Mahkemesi'ne,
1. Söz konusu gayrimenkul olan zemin kat apartman dairesini 1998'de satın aldım. O tarihte Maliye Bakanlığı tarafından tüm Türkiye'de rayiç bedellerin çok düşük olduğu ve gerçek düzeyine getirilmesi gerektiği uyarısı yapıldı ve bunu yapmayanların cezalara veya çok yüksek vergilere maruz kalacağı belirtildi. Ben de güncel rayiç değeri olan 25 milyar TL'ye yükselttim (eski Türk Lirası). Fakat bundan sonra uygulanan astronomik yeniden değerleme oranları ile dairenin rayiç bedeli 2001 yılında 105 milyar 500 milyon TL'ye çıktı. O tarihlerde bu durum kamuoyunda büyük rahatsızlık yarattı ve tekrar rayiç bedel düşürme hakkı verildi ve geçici yasa çıkarıldı. Birçok kişi bu bedel indirimini yaptı. Benim o tarihte ciddi hastalığım olduğu için bunu takip edemedim ve süre doldu. Şimdi davalı Vergi Dairesi benim bu daireyi 105 milyar 500 milyon TL'ye sattığımı kabul ederek işlem yapıyor. Oysa ben dairemi 20 milyar TL'ye sattım. Benim cebime girmemiş olan bir para üzerinden harç-vergi alınması vergi hukukuna aykırılık teşkil etmektedir.
Rayiç bedel düşürme işleminin devlet tarafından otomatik olarak uygulanması gerekirdi. Benim dairem zemin kat ve apartmandaki diğer dairelerden küçük olduğu halde, rayiç bedelini düşüremediğim için aynı apartmandaki daha değerli olması gereken üst kat ve daha büyük daireler benim dairemin üçte biri rayiç bedele sahiptir. Bu anayasanın eşitlik ilkesine, sağduyuya ve hukuka aykırıdır. Dairenin rayiç bedeli için bilirkişi incelemesi talep ediyorum. O yıllarda ekonomik kriz olduğu için gayrimenkul fiyatları yükselmemiş, tersine düşmüştür. Devletin vatandaşına “Madem ki düzeltmeyi yapmak için haberin-imkanın olmadı, ben de senden eşitliğe aykırı da olsa söke söke alırım” demeye hakkı olamaz. Devletin 'banane'cilik yapmaya hakkı olamaz. Devlet burada kusurlu taraftır ve hukuk ilkelerine aykırı olarak kendi kusurundan faydalanmaya çalışmaktadır. Ayrıca Devlet önce yurttaşlarından gerçeğe uygun bedel arttırımı isteyip, daha sonra gerçeğe uygun olmayan yeniden değerleme oranları uygulayarak, fazladan vergi tahsil etmiş ve bu şekilde yaptırım gücünü kötüye kullanmıştır. Daha sonra bundan geri adım atılması ve yeniden değer belirlemenin vatandaşın inisiyatifine bırakılmasının tüm vatandaşların mağduriyetini gidermiş olması beklenemez. Bu bakımdan dairenin gerçek rayiç bedeli üzerinden hesap yapılarak ödeme emrine konu tüm harç, fark, ceza, gecikme faizi, gecikme cezası vb.'nin tamamen iptalini talep ediyorum.
2. Dairemi sattıktan sonra, bu harç farkını o tarihlerde sadece bu konu kapasın diye ödedim. Şimdi aradan 10 yıldan fazla süre geçmiş olduğundan, yasalar çerçevesinde bu ödeme makbuzlarını bu kadar uzun süre saklamak zorunluluğum yoktur. Yasal zamanaşımı süresi çoktan dolmuştur. Bundan dolayı, zamanaşımının mahkemenizce işletilerek, ödeme emrine konu tüm harç, fark, ceza, gecikme faizi, gecikme cezası vb.'nin tamamen iptalini talep ediyorum.
3. Emsal yargı kararlarına göre, devletin uzun süre bekleterek vatandaşına tebligat yapması devletin görevini savsakladığı ve bu yüzden vatandaşını mağdur ettiği karara bağlanmıştır. Burada yine zamanında tebligatı yapmayan devlet organı hukuk ilkelerine aykırı olarak kendi kusurundan faydalanıp fazladan gecikme zammı tahsil etmeye çalışmaktadır. Ekte örnek/delil olarak sunduğum belgelere bakılırsa, devletin görevini savsaklamasının başka bir örneği görülecektir. Aynı kişiye (bana), ödemiş olduğu iki verginin ikisi hakkında da sonradan tekrar ödeme emri gönderilmesi, üstelik ödeme makbuzu ilgili daireye faks çekilmiş olduğu halde yıllar sonra bunun hala ödenmemiş olarak görünmesi devletin görevini ne kadar savsakladığının bir delilidir. Buna ek olarak, ekteki uyarı mektubunun hazırlandığı tarih 25 Aralık 2011 fakat postaya verildiği tarih Şubat 2012'dir, bu yüzden zamanında ilgili işlemleri yapmam engellenmiş ve banka hesaplarıma haciz konmuştur, bu da başka bir ihmal ve savsaklama örneğidir. Bu ihmal ve savsaklamalar vatandaşın devletine olan güvenini ve sevgisini fazlasıyla zedeleyen şeylerdir. Ödeme emri gönderildikten sonra, ödemenin yapılmış olduğunu ispat etmek muhatap vatandaşın yükümlülüğü olarak görülmektedir. Bu yüzden devlet memurları görevlerini savsaklayarak, belgeleri zamanında ve doğru şekilde arşivlememektedirler. Tam anlamıyla bananecilik içerisindedirler. Bunlardan dolayı zamanaşımının mahkemenizce işletilerek, ödeme emrine konu tüm harç, fark, ceza, gecikme faizi, gecikme cezası vb.'nin tamamen iptalini talep ediyorum."