Sözlü Bildirim,İşsizlik Sigortası, İstifa Etti Söylemi
Bir Kamu kuruluşunda Sosyal tesisler altında yer alan kurum kantininde görevli bir kişi var. İlk işe girişinde 4 veya 6 ay süreli (sözleşmenin bir örneği tarafına verilmediğinden hatırlanmıyor) bir iş sözleşmesi yapılsa da, daha sonra yeni bir sözleşmeye gerek duyulmaksızın işe devam söz konusu. Kişi 2 yıl aralıksız olarak çalışmaya devam ediyor. İki yılın sonunda, kurum müdürünün birim amiri olarak görevlendirdiği kişi tarafından 25 Aralık 2011 tarihinde kişiye sözlü olarak 2 Ocak 2012 tarihinden itibaren işe gelmemesi, iş akdinin feshedildiği söyleniyor ve bununla ilgili olarak da sözlü bile olsa herhangi bir gerekçe gösterilmiyor. Söz konusu kişinin kanunlara olan ilgi ve bilgisi son derece zayıf olduğundan denileni yapıyor. Ocak ayının ilk haftasında İşkur'a giderek işsizlik sigortası alıp alamayacağını sorgulamak istiyor. Yapılan ilk incelemede işsizlik sigortası alabileceği, bunun için gerekli evrakları hazırlayıp getirmesi isteniyor ve ön onay olarak bahsedilen işlemden olumlu sonuç çıktığı (sanırım burada işsizlik sigortası için gereken minimum prim ödeme gün sayısından bahsedilmiş), kendisine en kısa sürede bilgi verileceği söyleniyor. Takip eden günlerde, kişi İşkur'a çağrılıyor ve işsizlik sigortası alamayacağı, sebebin de işveren tarafından İşkur'a "kişi kendi isteğiyle işten ayrıldı, istifa etti." şeklinde verilen bilgi olduğu söyleniyor.Kişinin başından geçen olayları anlatması ve itirazı üzerine işyerinden işten ayrılmaya ilişkin bir yazının alınması ve iş mahkemesine müracaat etmesi tavsiye ediliyor. İlgili evrakı almak için kurum müdürlüğüne müracaat ettiğinde bu isteği, sözlü olarak "biz senin çıkışın ile ilgili ihbar süresine riayet etmedik, bunun sonradan farkına vardık. Şimdi böyle bir evrak verirsek çok ciddi cezai yaptırımla karşılaşırız. Biz sana başka bir kamu kurumunda benzer nitelikli iş bulduk. Git orada işe başla, mahkemelerle bizi uğraştırma" gibisinden sözler söylenerek evrak talebi geri çevriliyor. Bu durumda;
1. Kişi her ne kadar kanunda belirtilen yazılı bildirim isteme hakkını kullanmamış olsa da, işverenin görevlendirdiği amir tarafından kendisine sözlü olarak bildirilen 1 haftalık süre sonunda işe gitmeyerek tüm haklarını otomatikman kaybetmiş midir?
2. Kişi işten ayrılırken hiçbir belge imzalamamıştır. Bu durumda kurum müdürlüğü tarafından İşkur'a bildirilen "kendi isteğiyle ayrılma, istifa" gerekçesi geçerli midir? Kurumun kendi yanlışını örtme gayreti içerisinde öne sürdüğü "istifa" gerekçesini, herhangi bir belge olmaksızın kabul etmesi mümkün müdür? Kanuna göre işverenin olduğu kadar işçinin de ihbar süresine uyması ve istifadan 6 hafta önce durumu yazılı olarak işverenine bildirmesi gerekmektedir. Oysa bu durum vuku bulmadığı gibi kurum tarafından işçinin gelmediği günlere ilişkin devamsızlığından kaynaklanan durumu düzeltmek adına "işe davet etme" gibi bir yaklaşım da olmamıştır.
3. Kişi yaşadığı bu tatsız olaylardan sonra 30 günlük süre dahilindeki "işe iade davası" açmayı düşünmemektedir. Sebebi de işe iade edilse dahi en kısa sürede işin kılıfına uydurularak tekrar işten çıkarılacağına ve bu süreç içinde de aşırı psikolojik baskı göreceğine inanmasıdır. Bu nedenle de, sadece iki yıllık çalışma süresinde kullanmadığı yıllık izin haklarına, ihbar ve kıdem tazminatlarına ilişkin alacaklarını talep etme yönünde girişimlerde bulunmak istemektedir.
4. Bir kamu kuruluşunun bir başka kamu kuruluşuna gerçeği yansıtmayan bilgi (kendi isteğiyle ayrıldı, istifa etti) vermesi ve bunun gerçeği yansıtmadığının ispatından sonra SGK tarafından kurum amirliğine uygulanacak herhangi bir cezai müeyyide var mıdır?
Söz konusu bilgiler ışığında, izlemesi gereken yol hakkında tavsiyelerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.
1. Kişi her ne kadar kanunda belirtilen yazılı bildirim isteme hakkını kullanmamış olsa da, işverenin görevlendirdiği amir tarafından kendisine sözlü olarak bildirilen 1 haftalık süre sonunda işe gitmeyerek tüm haklarını otomatikman kaybetmiş midir?
2. Kişi işten ayrılırken hiçbir belge imzalamamıştır. Bu durumda kurum müdürlüğü tarafından İşkur'a bildirilen "kendi isteğiyle ayrılma, istifa" gerekçesi geçerli midir? Kurumun kendi yanlışını örtme gayreti içerisinde öne sürdüğü "istifa" gerekçesini, herhangi bir belge olmaksızın kabul etmesi mümkün müdür? Kanuna göre işverenin olduğu kadar işçinin de ihbar süresine uyması ve istifadan 6 hafta önce durumu yazılı olarak işverenine bildirmesi gerekmektedir. Oysa bu durum vuku bulmadığı gibi kurum tarafından işçinin gelmediği günlere ilişkin devamsızlığından kaynaklanan durumu düzeltmek adına "işe davet etme" gibi bir yaklaşım da olmamıştır.
3. Kişi yaşadığı bu tatsız olaylardan sonra 30 günlük süre dahilindeki "işe iade davası" açmayı düşünmemektedir. Sebebi de işe iade edilse dahi en kısa sürede işin kılıfına uydurularak tekrar işten çıkarılacağına ve bu süreç içinde de aşırı psikolojik baskı göreceğine inanmasıdır. Bu nedenle de, sadece iki yıllık çalışma süresinde kullanmadığı yıllık izin haklarına, ihbar ve kıdem tazminatlarına ilişkin alacaklarını talep etme yönünde girişimlerde bulunmak istemektedir.
4. Bir kamu kuruluşunun bir başka kamu kuruluşuna gerçeği yansıtmayan bilgi (kendi isteğiyle ayrıldı, istifa etti) vermesi ve bunun gerçeği yansıtmadığının ispatından sonra SGK tarafından kurum amirliğine uygulanacak herhangi bir cezai müeyyide var mıdır?
Söz konusu bilgiler ışığında, izlemesi gereken yol hakkında tavsiyelerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.