Ana konuya başlamadan önce aşağıdaki bilgileri okuyalım:
Alıntı:
1-) Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve İlgili Suçlar Dairesi (UNODC) tarafından Cenevre'de
açıklanan 27 Haziran 2007 tarihli raporda da, dünyanın en büyük uyuşturucu sağlayıcılarının
Afganistan'ın güneyi, Güneybatı Kolombiya ve Doğu Myanmar gibi merkezi otoritenin dışındaki
bölgeler olduğuna yer verilirken, Afganistan'dan gelen eroinin, PKK terör örgütü tarafından
Yunanistan, İtalya ve Romanya üzerinden Avrupa ülkelerine taşındığı ve örgüt mensupları
tarafından satılarak, önemli miktarda finansman sağlandığına dikkat çekilmiştir.
2-) Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) Mali Eylem Görev Grubu tarafından 7 Mayıs
2007'de yayınlanan 'Uyuşturucu Raporu'nda da, PKK'nın, gelirinin büyük bölümünü uyuşturucu
ticareti, insan kaçakçılığı, kara para aklama, haraç gibi organize suç faaliyetlerinden elde ettiği
belirtilerek, son dönemde Türkiye'de tırmanan terör eylemleri ile birlikte örgütün Avrupa
ülkelerinde organize suç faaliyetlerini de yoğunlaştırdığı vurgulanmıştı.
3-) EUROPOL tarafından Avrupa Birliği ülkelerinin İçişleri Bakanlarına sunulan benzer bir
raporda ise, Avrupa için en ciddi tehlikeyi uyuşturucu kaçakçılığı, insan ticareti, yasa dışı göç ve
sahte para basımının oluşturduğu vurgulanarak, PKK'nın en tehlikeli mafya yapılanması olduğuna
dikkat çekilmişti.
Detaylı bilgilere bu kaynaktan ulaşabilirsiniz:
http://www.tubim.gov.tr/Dosyalar/Rap...yon_raporu.pdf
Bu mesele ile ilgili Hasan Cemal Kuzey Irak notları isimli yazısında görüştüğü insanlardan edindiği şu bilgileri aktarmıştır:
Alıntı:
‘PKK zengin bir holding’
Bir başkasının yorumu ilginç:
“PKK’nın silah bırakması ihtimali mi? Zayıf! Çok zengin bir holding PKK... Belki de 10 milyar dolarlık... Irak’tan Türkiye’ye geçiş noktaları, Hacıumran, Gelereş, Hınare... Buralardan gecede 1.5 milyon dolar haraç topluyor. İran’a geçişler ayrı... Bu arada uyuşturucudan kilo başına rahat 1000 euro alır.”
http://www.milliyet.com.tr/pkk-dagda...55/default.htm
Şimdi biz ana konumuza başlayalım hem de bu yazı vesilesi ile bir iki soruya da cevap verelim
Daha önce de aktarmıştık pkk yapı olarak "unlawful combatant" statüsündedir. Bu statüdeki gruplar bulundukları yedeki herkesin canını tehlikeye atmış durumdadır.
Alıntı:
bu vahim hadisenin bir diğer sebebi de pkk'lıların üzerlerinde ayırt edici bir işaret taşımamalarıdır. silahlarını açıktan göstermemeleridir. adamlar kaçakçı kılığında, köylü kılığında, hatta korucu ve asker kılığında intikal edebiliyorlar. tespit edildikleri zaman ayırt etme imkanı güç olabiliyor. pkk'nın unlawful combatant statüsünde bulunması ve terörist olarak değerlendirilme sebeblerinden biri de harp töresine aykırı biçimde hiç bir işaret taşımadan eylemlerde bulunmaları ve o bölgede yaşayan herkesi zor durumda bırakmalarıdır. pkk direkt ve dolaylı yollarla sivilleri kalkan olarak kullanan iğrenç bir örgüttür.
Pkk'nın bir adi suç şebekesi olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Bir iki bu konuda çıkarı olan dışında kabul etmeyen de yoktur zaten. Onlar da kabul ediyor da bahaneler bulmaya çalışıyorlar. Bizler de bahanelerini inceleyelim bu yazıda.
Beni bu yazıyı yazmaya iten gerekçe pkk'nın ayak takımının sözlerine itibar etmeye kalkan insanların aldatılmasıdır. Yani pkk'nın herhangi bir siyasi yada sosyal meseleden beslendiğini yada bunlardan kaynaklı ortaya çıktığını sanmalarını sağlamaya çalışan insanların söylediklerinin sadece boşluğun gürültüsü olduğunu gösterme odaklıdır.
Bu konuda en ilginç olan, insanların aldandığı nokta, sanılanın aksine pkk'nın toprak istediği yada devlet(!) kurmak istediğinin zannedilmesidir. Pkk ne toprak istiyor ne de devlet kurmak istiyor. Sadece söylemsiz kalmamak, örgüte adam toplayabilmek için bu tip şeyler sempatizanları tarafından dillendiriliyor.
Devlet kurmak, üretmeyi bilmekle, hukuku bilmekle olur. Dünyanın kanunudur vasıfsız adamların yapacağı tek şey kısa yoldan tatlı parayı kazanmanın yolunu bulmaktır ki, pkk tabir-i cazise o konuda cenneti yakalamıştır. Vasıfsız, üretmeyi bilemeyen adamlar da o cenneti kolay kolay bırakacak da değiller.
Pkk'nın çıkış yılları, global uyuşturucu ağının dünyada kurulduğu tarihlerle kesişir. Pkknın varlığının nedeni ve yıllardır bedeli çok yüksek olan ağır silahlarla silahlı mücadele edebilmesinin ve onbinlerce vasıfısz adamın dağda karnını doyurabilmesinin, hatta televizyon bile açıp işletebilmesinin nedeni global uyuşturucu ağı kurulurken yerini çok iyi almasıdır.
Profesyonel Ordu yazısında, doğunun arazi yapısının uyuşturucu ve kaçakçılık için çok müsait olduğunu dolayısıyla orada karışıklığın hiç bitmeyeceğini yani Silahlı Kuvvetlerin orada devemlı olarak bulunarak asayişi sağlamaya çalışacağını söylemiştik. Bu konuda biraz daha detaylı bilgi vermiştik. Sitede bulabilirsiniz.
Şimdi sorulara geçelim. İlk soru şu:
1-) Batıda da insanlar adi suç işliyor. Onları niye söylemiyorsunuz? Niye Doğuda yaşayanları söylüyorsunuz?
Elbette, her insan suç işleyebilir. İnsanları doğulu yada batılı diye ayıracak en son adamla konuşuyorsun. Biz doğuda yada batıda yaşayan insan diye ayırarak söylemiyoruz. Bizim dikkatinizi çektiğimiz mesele doğudaki bir çetenin haksız bir şekilde ve insanların canına kast ederek servet elde edip, bir de bunun hesabını vermekten kaçmasıdır.
Bunları da yapabilirler ama bazı saf yürekli insanların 'ya meseleleri bir de masaya yatıralım' gibisinden söylemleri bu çetenin işine yaramaktadır. Çünkü pkknın ne bir sorunu vardır, ne de olmayan sorunlarını masaya yatırma gibi bir derdi vardır. Tam istediği gibi bir ortam vardır.
Pkk'nın ne toprak alma gibi bir derdi vardır ne de devlet kurma gibi bir derdi vardır. İstedikleri sadece tatlı parayı kazanırken onlara dokunulmamasıdır. Yani üretmeden kazandıkları o tatlı parayı bırakmak istememeleridir. Tabi ki de böyle birşeyi kabul etmek mümkün değil. Ve etkisiz hale getirilmeye devam edilecek inşallah. Yakalandıkça da binlerce insanın canına kast etmenin de bedelini ödeyecekler.
2-) Nasıl yani orada karışıklığı oradaki insanlar mı istiyor diyorsunuz?
Dürüst olmayanlar haricindekiler için evet. Eğer ki devlet düzeni yani hukuk ve adalet düzenine tam olarak geçilirse ve üretmeden kazandıkarı, mehmetçiğe kurşun sıkarak kazandıkları servetlerin hesabını vermeye başlarlarsa canlarının çok kötü yanacağının farkındalar. Onlar da orada devamlı olarak karışıklığı ayakta ve canlı tutmaya çalışıyorlar. Ne kadar karşıklık o kadar para demek.
Yani istedikleri tek şey, tatlı parayı kazanırken kimse karışmasın, düzenleri bozulmasın. Yok bölünmek istiyorlarmış, yok devlet kuracaklarmış. Bunlar yüzsüzlüğün kelimelere dökülmüş halidir. Bizim kızdığımız da bazı saf yürekli pkklı olmayan insaların bunları dinleyelim bir demeleridir. Biz de öyle dedik dinledik, araştırdık, biraz kurcalayınca patır patır döküldüğünü farkettik. Yani dinlenilmediklerini falan zannetmeyin. Hatta hiçbir söylemleri olmadıklarını da bildiklerinden dinlenilsin bile istemezler. Çünkü bütün foyaları ortaya çıkar.
Sonuç; bölünmek pkk'nın en son isteyeceği şey. Şu andaki düzenlenlerini korumak istiyorlar. Bunu da hiçbir zaman zaten izin verilmeyeceğinden kesinlikle emin olduklarını "bölünmeyi istediklerini" söyleyerek gerçekleştiriyorlar. Hem söylemsiz kalmıyorlar. Hem de adi suç şebekesi oldukları yüzlerini vurulduğu zaman "biz özgürlük(!) savaşçısıyız(!)" diyorlar. Hem de bunların neticesinde örgüte adam toplayabiliyorlar. Hem de namusuyla çalışıp kazanmanın zorluğundan da kurtulmuş oluyor. Bunun için şunu unutmayın:
Pkk asla silah bırakmaz. Onun için Silahlı Kuvvetler her görüldükleri yerde etkisiz hale getirmeye devam edecek. Bu şekilde yavaş yavaş bitecekler inşallah, zaten 200-2002 arası kökü kurumuştu. Sonra yanlış politikalarla oluşan ortamdan gene nemalandılar. Gerçi şu da var Pkk bitse bile o bölgede gene karışıklık olur. Orada asayişi ve huzuru sağlama görevine devam edecek TSK. 30 yıldır yaptığı gibi.
Yukarıda söylediğimiz toplanılan militanlardan bir kuple aşağıda mutlaka izleyin:
http://askerhaber.com/haber/5857/meh...uklariyiz.html
3-) İyi ama sivilleri de vurdu TSK?
Elbette öyle şeyle de olacak. Pkk hiçbir işaret taşımadan orada faaliyet gösteriyorsa, zaten oranın insanın canını zerre kadar umursamıyor demektir. Zaten umursamıyor. Tek sorumlu pkkdır. Pkk olduğu müddetçe bu tip nahoş durumlar olmaya devam edecektir. Orada yaşayan insanları böyle zor duruma düşürdüğü için pkk bir kat daha suçludur.
Bu vesile ile bir iki soru vardır başka yerlerde sorulan, onları da cevaplandıralım.
4-) Neden herkes askerlik yapmak zorunda. Herkes polislik yapmıyor herkes avukatlık yapmıyor neden herkes askerlik yapıyor?
Çünkü savaş ordular arasında değil, ülkeler arasında olur. Düşman askeri işgal ettiğinde "şey, ben avukatım, asker değilim" dediğinizde, "ha sen avukat mısın, o zaman kenarıya çekil" diyeceğini sanmıyorsunuz umarım.
TSK'nın bütün ülkeleri caydıran ve gözünü korukutan mehmetçik sistemi ile TSK bir milleti asker olarak yetiştirir. Ve düzeni de mehmetçik esaslıdır. Örneğin özel kuvvetler komutanlığının kurulmasının nedeni de budur. Savaş halinde halkı örgütleyebilmek.
Bundan vazgeçmeye kalkmak çok büyük hatadır. TSK'ya nacizane tavsiyemiz yada daha doğrusu isteğimiz, mehmetçiği geri planda daha az, zorlu ortamlarda daha çok istihdam ederek olabildiğince çok kişiye bir savaş halinde nasıl hareket etmesi gerektiğini öğretmesidir. Elbette geri planda da yapılması gereken bir sürü iş var ama bunlardan biraz feragat edilmeli.
5-) Zorunlu askerliğin olduğu yerde şehitlik olur mu?
Aynı; hayatta herşeyde olduğu gibi şehitlikte de mesele niyete bakar. Mehmetçiğin karşısında yukarıda özelliklerini saydığımız bir terörist grubun olduğunu bilip bununla mücadeleye niyet etmesi yeterlidir inşallah. Bu bir.
İkincisi "zorunlu" askerlikten kastedilen şey, toplumsal sorumluluğun herkes tarafından yerine getirilmesidir. Yani "adalet"tir. Adaletli askerliktir. Toplumsal sorumluluğunu yaparken bencilce düşünüp zorla yaparsan elbette şehit olamazsın.
Üçüncüsü ise, genelde bu sorumluluktan kaçanların sesi çok çıktığından insanların askere kendileri gibi zorla gittiğini düşünüyorlar galiba. Kendim askerlik yaparken gördüm, kaç tane gerçekten çürük verilmesi gereken insanın çürüğü redederek askere geldiğini, kaç tane askerimizin komando muayeneyi geçemedi komando olamayacak diye göz yaşı döktüğünü. Bunları bilmeden bu konular hakkında konuşulması en hafif tanımı ile densizliktir.