Kanunlarýn Türkçeleþtirilmesi

Özellikle biz öðrenciler bazý kanunlarý okuduðumuzda cinnet geçiririz.Günümüzden 70-80 yýl öncesinde kullanýlan,þu an ki hayatýmýzda hiç duymadýðýmýz,karþýlaþmadýðýmýz,geçerliliðini yitirmiþ kelimelerden oluþmuþ bir kanun maddesini okuyup anlayamadýðýmýzda(özellikle ilk senelerde) asla bunlarý öðrenemeyeceðimizi düþündüðümüz çok olmuþtur.Neden bunlar anlayabileceðimiz dilde yazýlmamýþ diye isyan ederiz;kanunlarý normal(hukukçu olmayan,hukukla alakasý olmayan) insanlarýn anlayabilmesi,öðrenebilmesi,dolayýsýyla hakkýný arayabilmesi için anlaþýlýr bir dilde olmasýný savunuruz.
Evet,sonunda kanunlarýmýz teker teker elden geçiriliyor,birkaç ufak yeni düzenleme yapýlýyor ve daha çok Türkçeleþtiriliyor.Fakat ben kanunlarýn,normal sokak dilinden farklý olarak,daha özgün,daha ahenkli,daha farklý bir tarzda yazýlmasýndan yanayým,özellikle Türk hukukunun bazý terimleri var ki,deðiþtirilen kanunlarýmýzda karþýlýklarý olarak kullanýlan kelimelerin kanunlarýmýza yakýþmadýðý kanaatindeyim.Mütemmim cüz,beyyine külfeti,nesep,meþru müdafaa,þufa,iþtira vb daha binlerce kelimeye,terime hukukçular çok alýþtý,hatta tahmin ediyorum ki kanunlardan çýksa bile hukukçularýn lügatýndan çýkmayacaktýr bunlar...
Kanunlar Türkçeleþtirilsin,insanlarýn anlayabileceði bir hale getirilsin,bazýlarý gerçekten dilimizden tamamen silinmiþ,yok olmuþ kelimelerden oluþmakta;ancak bu sadeleþtirme yapýlýrken basitleþtirilmesin,alelade bir metin,makale,hikaye gibi olmasýn düþüncesindeyim.
Siz hukukçular ne dersiniz?

Terimlerle dili karýþtýrmamak gerekir öncelikle diye düþünüyorum...

Tüm bilim dallarýnda olduðu gibi 'hukuk' da bir bilim dalý olduðuna göre kendine has bir dili de olmalýdýr elbette. Ancak bazý sözcükler günümüze uyarlanmalýdýr artýk, çünkü çoðu farsça olan (osmanlýca) bazý sözcüklerin yerine pekala Türkçe karþýtlarý kullanýlabilinir, bu vesile ile az çok hukukçu olmayan da anlayabilir belki , neden olmasýn ki? Örneðin; kendimden yola çýkacak olsam, sýrf merakýmdan sitede takip ettiðim forumlara baktýðýmda, bazen öyle bir noktaya geliyorum ki , sanki ya þiir ya da dua okuyormuþum hissine kapýlýyorum. Hatta anlayabilmek için, sözlüðe baþ vurduðumda da bu kez de bir kaç anlam ile karþýlaþýnca artýk tahmin yürütmek zorunda kalýyorum.

Ben anlamasamda olur ama yine de Allah sizlere kolaylýk versin, ne diyelim...

Yaþanan sorun Dilde ki yabancý terimler deðil.... Kanun koyucunun Türkçe bilmemesi...

Kesinlikle katýlýyorum Sayýn commodore1tr, kimse bu kanunkoyucu O'na dilbilgisi dersi aldýralým, masraflarýný da biz karþýlayalým gerekirse, maksat vatana hizmet...

TBMM’de kabul edilerek 8 Þubat’ta yürürlüðe giren Temel Ceza Yasalarýna Uyum Yasasý’nýn Meþrutiyet Dönemi’nden kalma diline, dün Hürriyet yazarý Þükrü Kýzýlot dikkat çekti. Kýzýlot’un ’Bu yasa sözlüksüz anlaþýlmaz’ yorumuna, Adalet Komisyonu Baþkaný Ýyimaya da katýldý: "Zaten milletvekilleri de bana soruyor..."

ÖRTÜLÜ af tartýþmasýna neden olan Temel Ceza Yasalarýna Uyum Yasasý’nýn dili de sorun oldu. TBMM’de 23 Ocak 2008’de kabul edilip, 8 Þubat 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayýnlanan ve 170 kanunda 640 madde deðiþtiren 5728 sayýlý yasayý, kabul eden milletveklleri dahil kimse anlamýyor. Üstelik ayný yasada, Türkçe Kullanýlmasý Hakkýnda Kanun’daki deðiþiklikle, adli para cezasý düzenlenmesi de ilginç bir ironi oluþturdu.

GEÇEN DÖNEMÝN RAPORU

Adalet Komisyonu Baþkaný Ahmet Ýyimaya, komisyonda geçen dönemin raporu üzerinden görüþme yapýldýðýný ve zorunlu olarak eski kavramlarýn kullanýldýðýný belirtti. Ýyimaya, þunlarý söyledi: "Ameliyetý Ýskaliye Kanunu deniyor. Komisyonda bana da sordular, ’Bu ne demek’ diye. ’Sývama ameliyeleri’ demek. Meþrutiyet Dönemi’nden, eski hukuk döneminden adlar, terimler var."

BAÞKA ÇARE YOKTU

Tasarýyý hazýrlayan alt komisyonun baþkaný AKP Milletvekili Hakký Köylü ise, þu açýklamayý getirdi: "Kanunun üstü baþka, sonu baþka dil olunca insicam (uyum) kayboluyor kopuyor. Hukukçular bile zor anlýyor, ama uygulayanlar biliyor. Yeni bir düzenlemeyle lüzumsuz olanlarý ortadan kaldýrmak lazým."

ÝÞTE BÝRKAÇ MADDENÝN TÜRKÇESÝ

Osmanlýca, Farsça sözcüklerin sýkça kullanýldýðý yasada bazý hükümler ve ’Türkçeleri’ þöyle:

Mecra dahilinde her ne suretle olursa olsun balýk saydgahý tesis edenler ef’ali mezkureden tahaddüs edecek zarar ve ziyaný tazminden maada mahallî mülkî amir tarafýndan ikiyüzelli Türk Lirasý idarî para cezasýyla cezalandýrýlýr.

Türkçesi: Alan içinde ne þekilde olursa olsun balýk av yeri kuranlar, bu eyleminden dolayý ortaya çýkan zarar ve kaybý ödemenin yanýsýra 250 lira idari para cezasýyla cezalandýrýlýr.

Bilamüsaade mecralarýn tarafeyn süddelerinde fetha ve mehaz küþat edenler ile süddeler üzerine tarik ihdas eyleyenler...

Türkçesi: Ýzinsiz alanlarýn etrafýnda su kaynaðý kuranlarla, yakýnlarýnda yol açanlar...

Hakim, senedin münkire aidiyetine karar verdiði takdirde münkiri talep vukuunda davanýn teahhuru sebebiyle diðer tarafýn maruz kaldýðý zararý tazmine mahkum eder.

Türkçesi: Hakim, senedin, inkar edene ait olduðuna karar verirse, inkar edeni, talep edilmesi halinde davanýn geciktirilmesi sebebiyle diðer tarafýn uðradýðý zararý ödemeye mahkum eder.

Bu kanunun ahkamýna tevfikan icrayý sanat salahiyeti olmayan veya her ne suretle olursa olsun icrayý sanattan memnu bulunan bir tabip sanatýný icra ederse...

Türkçesi: Bu kanun hükümlerine uygun olarak mesleðini yapma yeterliliði olmayan veya ne þekilde olursa olsun mesleðini yapmaktan yasaklanan bir hekim, mesleðini yaparsa...

Ýcrayý sanat etmesine mani ve gayrýkabili þifa bir marazý aklý ile malul olduðu bilmuayene tebeyyün eden tabipler...

Türkçesi: Mesleðini yapmasýna engel ve iyileþmesi olanaksýz bir akýl hastalýðý bulunduðu tam bir muayene ile sabit olan hekimler.

Hürriyet

..................................

Anlaþýlmayan sadece dili olsaydý keþke. Sözlükten bakar anlardýk.
Bu deðiþikliðin, ne mantýðýný anlayabildik, ne zamanlamasýný ne de sistematiðini.
Yorumlar hazýrlanýyor. Hazýr olunca hep beraber tartýþacaðýz.