Davacının, arkadaşının yerine üniversite giriş sınavına girmek suretiyle sahtekârlık suçunu işlediği, bu suçundan dolayı Bornova Asliye Ceza Mahkemesinin 13.11.1980 gün ve E.1980/290, K.1980/462 sayılı kararı ile T.C.K.nun 357 nci maddesinin göndermesiyle aynı kanunun 356 ncı maddesi uyarınca on gün müddetle hapis cezasıyla cezalandırıldığı, cezanın bin lira para cezasına çevrildiği, tecil edildiği ve kesinleştiği, 1076 Sayılı Yedek Subay ve Yedek Askeri Memurlar Kanununun 23/a maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde subaylıktan çıkarılmayı gerektiren bir suçtan mahkum olanların Yedek Subaylıktan çıkarılacaklarının öngörüldüğü, davacı hakkındaki mahkumiyet kararında suçun "sahtekârlık" olarak nitelendirilmesi ve sahtekârlık suçundan mahkumiyetin Askeri Ceza Kanununun 32/A2 nci maddesinde ihraç f er'i cezasının verilmesini gerektiren suçlar arasında sayılması nedeniyle, davalı idarenin, '"muvazzaf ve ihtiyat zabitlerle efrada? umumi mahkemelerden verilen cezalar için 29 ncu dan 36 ncı maddeye kadar olan maddelerin hükümleri hükme hacet kalmaksızın ciheti askeriyece tatbik olunur" hükmünü taşıyan As.C.K. nün 37 nci maddesine dayanarak davacıyı yedek subay statüsünden çıkardığı ve geri kalan askerliğini er olarak tamamlamak üzere kıt'aya sevk ettiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekili, 22 Nisan 1986 tarihinde kayda geçen dilekçesinde, Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 11.9.1970 günlü kararında T.C.K.nun 356 ncı maddesindeki suçun askeri fer'i cezaların uygulanması açısından sahtekârlık sayılmayacağının belirtildiği, ayrıca tecil edilen mahkumiyet hükmünden sonra beş yıllık deneme süresinin suç işlenmeden geçirilmesi nedeniyle T.C.K.nun 95 nci maddesi karşısında mahkûmiyetin esasen vaki olmamış sayıldığım belirterek işlemin iptaline karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Adli yargının asker kişiler hakkında verdiği mahkumiyet kararları üzerine idarece Askeri Ceza Kanununun 37 nci maddesinin uygulanması sırasında, idarenin, askeri yargının konu ile ilgili hukuki değerlendirmelerini dikkate alması gerektiği kuşkusuzdur. Eğer söz konusu asker kişi o suçtan dolayı askeri mahkemede yargılansa idi, askeri mahkemece hakkında zorunlu olarak tard, ihraç veya rütbenin geri alınması fer'i cezalan uygulanmayacak idi ise, aynı suçtan adliye mahkemesinde yargılanmış olmasının farklı bir sonuç yaratmaması, adliye mahkemesinin karan esas alınarak idarece As.C.K.nun 37 nci maddesinin uygulanmaması gerekmektedir. Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 11.9.1970 gün ve E.478, K.494 sayılr kararında (T.LÜLECİH.ÖZBAKAN, Askeri Yargı ile ilgili Kanunlar ve İçtihatlar, C:2, S.378), T.C.K.nun 356 ncı maddesinin, As.C.K.nun 35/A2 nci maddesinde öngörülen sahtekârlık suçları (T.C.K.339349) kapsamı dışında kaldığı belirtildiğinden ve As.C.K.nun 35/A2 nci maddesindeki sahtekârlık ile aynı Kanunun 30/A2 ve 32/A2 nci maddelerindeki sahtekârlığın farklı türden sahtekârlıklar olacağı düşünülemeyeceğine göre,davacı hakkında T.C.K.nun 356 ncı maddesi uyarınca adliye mahkemesince verilen mahkumiyet kararının, idarece As.C.K. nün 37 ve 1076 Sayılı Kanunun 23/a maddesi uyarınca yedek subaylıktan çıkarılması yolunda tesis edilen işlemin sebep unsurunu oluşturmayacağı, buna rağmen tesis edilen işlemin sebep unsuru yönünden kanuna ve hukuka aykırı bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Davacı hakkında T.C.K.nun 356 ncı maddesinin uygulanmasıyla verilen mahkumiyet kararının, adı geçenin As.C.K.nun 37 nci maddesi uyarınca yedek subay statüsünden çıkarılması için yeterli olmayışı karşısında, cezanın tecil edilmiş ve beş yıllık deneme süresinin geçmiş oluşunun idari işleme etkisi ayrıca tartışma .konusu yapılmamıştır.
Bu nedenlerle;
1. Davacı .................'nın yedek subay statüsünden çıkarılarak geri kalan askerlik hizmetini er olarak tamamlaması yolunda tesis edilen idari işlem sebep unsuru yönünden kanuna ve hukuka aykırı bulunduğundan İŞLEMİN İPTALİNE,