Alıntı:
hmirmak rumuzlu üyeden alıntı
Sayın rpanatli
Medeni Kanun madde 178 eşler arasındaki ilişkiyi düzenler. Bu maddeye göre boşanan eş, bir yıl içinde nafaka istememişse bir daha isteyemez. Ancak, çocukların durumu bundan bağımsızdır. Medeni Kanun, çocukların nafakası için bir sınırlama getirmemiştir.
Ayrıca, yardım nafakası için 25 yaş sınırından bahsetmişsiniz. Medeni Kanun'da bu yönde de bir sınırlama bulunmuyor. Acaba bu konuda Yargıtay kararı mı var? Bilgi verirseniz sevinirim.
1-HD 02 <> E: 2004/2315 <> K: 2004/3202 <> Tarih: 15.03.2004
* ERGİN ÇOCUK
* BAĞIMSIZ DAVA
* VEKALET
* TEDBİR NAFAKASI
Müşterek çocuk ergin olmuştur. Çocuk tarafından Türk Medeni Kanununun 328 ve 364 maddelerine göre usulüne uygun açılmış bağımsız bir dava yoktur. Çocuğun vekalet vermesi sonucu değiştirmez.
Mahkemece reşit olduğu tarihle sınırlı olarak tedbir nafakası takdiri gerekir.
(4721 s. MK. m. 328, 364)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Müşterek çocuk Seda 27.04.2003 tarihinde ergin olmuştur. Seda tarafından Türk Medeni Kanununun 328 ve 364 maddelerine göre usulüne uygun açılmış bağımsız bir dava yoktur. Seda´nın vekalet vermesi sonucu değiştirmez. Mahkemece reşit olduğu tarihle sınırlı olarak tedbir nafakası takdiri gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Hükmün 2. bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, temyize konu diğer hususların 1. bentte gösterilen nedenle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 15.03.2004 pzt.
2-kız çocuk eğitimine devam ediyor ise böyle bir durumda bildiğim kadarıyla mağdur olan çocuk için sadece yardım nafakası talep edilebiliyor ve çocuk 18 yaşını geçmiş olsa bile eğitimine devam etmesi durumunda Yargıtayca yardıma muhtaç olarak değerlendiriliyor
T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
E:2005/7849
K:2005/8137
T:18.07.2005
• NAFAKA TALEBİ
• EĞİTİM İHTİYAÇLARINI KARŞILAYAMAYAN REŞİT KIZ ÇOCUĞUNUN YOKSUL SAYILMASI GEREĞİ
• YARDIM NAFAKASI TALEBİ
• REŞİT KIZ ÇOCUĞUNUN EĞİTİM GİDERLERİNİ KARŞILAYAMAYACAK DURUMDA OLMASI
ÖZET : Davacı dilekçesinde; davalı babasının aylık 75.000.000 lira iştirak nafakası öderken, yaşının 18'i geçmesi sebebi ile nafakayı ödemediğini, kendisinin lise mezunu olup üniversiteye hazırlık kursuna katıldığını, üniversitede okumak istediğini ileri sürerek; aylık 250.000.000 lira yardım nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Somut olayda; her ne kadar, davacı reşit ve sağlıklı olması nedeniyle çalışabilir konumda ise de; yaşı itibariyle henüz öğrenim çağında olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıdaki kanun hükmünde de belirtildiği gibi eğitimi devam eden çocuğa, ana ve baba eğitimi sona erinceye kadar bakmakla yükümlüdür. Anayasa'nın 27 ve 42 maddesi uyarınca herkes, bilim ve sanatı öğrenmek, fikri ve bedeni kabiliyetlerini geliştirmek hakkına sahiptir. Günümüzdeki ağır ekonomik koşullar karşısında eğitimle çalışmayı bir arada sürdürmenin mümkün olmayacağı bir kural ve karine olarak kabul edilmelidir. Davacının, üniversitede okuma arzusu ve bu amaçla hazırlık kurslarına gitmek istemesi onun en tabii hakkıdır. Davanın açıldığı sırada bir petrol istasyonunda cüzi bir miktar maaşla çalışması geçimini temine yönelik ( zorunluluktan doğan ) bir çalışmadır. O halde, hiçbir malvarlığı ve geliri bulunmayan henüz reşit olmuş ve okuma isteğinde olan kız çocuğunun yardıma muhtaç bulunduğunun kabulü zorunludur.