Bütün kadýnlar boþanmada böyle mi oluyor?

Boþanma safhasýnda tüm kadýnlar mý paragöz olur yoksa benimkine mi özel?
5 ay önceki kiþi ile þu anki kiþinin ayný kiþiler olduðuna inanasým gelmiyor..Bir insan bu kadar mý deðiþir yoksa tüm kadýnlar mý böyle?

Kadýn - erkek diye ayýrmayalým. Düne kadar ayný evde yaþayan ayný yataðý paylaþan ve birbirlerini sýrtýný dönüp güvenerek uyuyan insanlar; iþ yollarý ayýrmaya geldiðinde son derece acýmasýz ve insafsýz oluyorlar ne yazýkki. Kýlýçlarýný çekiyorlar ve alabildiðine savuruyorlar. Kimin canýnýn ne kadar yandýðý / yanacaðý ve ya kanadýðý / kanayacaðý önem arzetmiyor.
Bu coðrafyada yerleþik kanaat; kadýn boþandýðýnda hep maðdur (!) olan taraf oluyor. Birde kadýn boþanmadan çok ama çok öncesinde kendisini bu duruma hazýrlýyor. Erkek ise ancak boþandýðýnda anlýyor neyin ne olduðunu. Hatta boþanma davasý açýldýðýnda erkek þaka yapýldýðýný sanýyor. Hatta ve hatta hala tüm erkin ve kudretin kendisinde olduðunu zannediyor. Hala her þeyi düzeltecek dirayetinin olduðunu sanýyor. O nedenle erkekler boþanma davasý aþamasýnda bulutlar üzerinde dolanýp "hala bu evin erkeði benim" "ben kocayým ülen nasýl boþanýr benim iznim olmadan" " hadi ya biz erkeðiz olum, mal mülk bebeleirn velayeti vs. hepsini alýrým"teranelerini savururken kadýn daha ayaklarý yere basarak ve maðduriyetinin (!) farkýnda olan yandaþlarý ve akýl hocalarý sayesinde, nafaka, tazminat, velayet gibi konularda hukuksal giriþimlerde bulunuyorlar.
Velhasýl-ý kelam azizim.. bahse konu olan durum sadece sizin eþinizin þahsýna munhasýr bir durum olmayýp, Türkiye de boþanan kadýnlarýn büyük bir kýsmýnýn özelliðidir.

SAyýn Editör;
Ýlginize teþekkürler.Ýlk cümlenizde kadýn-erkek farketmiyor dediniz ama buna ben katýlamayacaðým ne yazýk ki.. Ben bugüne dek özellþikle boþanma safhasýnda hep erkekten koparabildiði kadar para koparmak isteyen kadýn gördüm nedense..Yani hiç kadýndan para koparma uðruna bu denli savaþ veren,hýrçýnlaþan bir erkek görmüþ deðilim.

Ýþin tuhaf yaný ise þiddetli geçimsizlik gerekçesi ile,ne aldatma ne ekonomik çöküntü ne de dayak unsurlarýnýn bulunmadýðý en basit boþanma gerekçesi ile dava açan kadýnýn, üstüne bir de tazminat ve nafaka istemesi..Ýþte burada ipler kopuyor..Hadi davayý erkek açsa anlarým; kadýn da karþýlýðýnda nafaka ve tazminat istiyor diye..Amma velakin hem davayý açan kadýn,hem para isteyen de kadýn.. Bu nasýl bir anlayýþtýr anlamak güç.. Yani bir kadýn boþanmak isterse,anlaþamazsa boþanma davasý açar deðil mi sadece..Neden bir de boþanmak istediði adamdan para ister ki?

Sayýn Barent,
Anlattýklarýnýzda maalesef ilginç olan bir þey yok. Sn.Abdullah bey'in yorumlarýna ilaveten...bu coðrafyada uygulanan Medeni Kanun, Yazýlý ve Görsel basýndaki yer alanlarýn oluþturduðu kamuoyu vs vs..Burada Abdullah beyden ayrýldýðým konu aile ve asliye hukuk mahkemelerinde kadýn erkek ayrýmý..bunu bizzat ben yaþamaktayým..ayrýca bu mahkemelerdeki hakimlerin genellikle kadýn oluþu ister istemez kadýna öncelik tanýyor..benim önceki iletilerime bakarsan ortadaki garabeti görebilirsin..anlaþmalý boþanma sonrasý ardý arkasý kesilmeyen davalar..kadýna býrakýlan tüm varlýðý...ve anlaþmalý boþanma...1 yýl bekleyiþ ve sanki bu protokol hiç yokmuþ gibi açýlan davalar..þimdiki bilgi birikimim olsa anlaþma yerine çekiþmeli boþanmayý tercih ederdim ve sonuç þimdikinden daha olumlu olurdu. Burada maalesef kýstas aramaman gerekiyor...çünkü hükmedilen rakam iki dudak arasýnda...burada yapýlmasý gereken karþý tarafýn vereceði mutlak hasarý kabul etmek ve bunu minimuma indirmeye çalýþmak olmalýdýr.Kolay gelsin.

Çoðunlukla nafaka artýrým taleplerinin ihtiyacýn ötesinde boþandýðý eþten intikam almak için açýldýðý gerçeðini göz ardý etmemek gerekir. Buna baðlantýlý olarak nafaka yükümlüsünün evinde çýkan huzursuzluklar geçim sýkýntýsý strese baðlý iþteki verimsizlik, toplum iliþkilerinin düzensizliði ile bunalým sonucunda son zamanlardaki þiddet ve basýna yansýyan konular vurdumduymazlýðýn birer göstergesi deðimlidir sizce?

Nafaka artýrým davasýnýn önüne geçmek mümkün...mahkemede artýþ oranýný TÜFE ye baðlanmasý gerekçeli karara yazdýrýlabilirse ki bununla ilgili yargýtay kararlarý var karþý tarafýn bunu intikam aracý olarak kullanmasýnýn önüne geçilebilir.

Ya lanet olsun ya, nasýl bir hak-hukuk bu? Valla baþka ülkeye, en azýndan kadýn erkek ayrýmýnýn olmadýðý,kadýna pozitif ayrýmcýlýk uygulanmadýðý bir ülkeye- iltica edeceðim sonunda..Sen yýllarca para biriktirip düðün yapýp,ev döþeyip evlen, sonra eþþek gibi çalýþ,kadýn evde otursun; dayak,aldatma vs. olmadýðý gidip eften püften sebeplerle evi terk edip boþanma davasý açsýn ve maaþýnýn 4/3'üne yakýn bir rakamý nafaka olarak talep etsin, hakimse 4/3'ünden çok az bir rakama hükmetsin..

Oha artýk ya, valla oha diyesim geliyor..Ben nasýl evleneceðim bir daha?Kime nasýl güveneceðim? Evlenmek istediðim kiþinin de bunlarý yapmayacaðý garantisi yok..O halde ömür boyu bekar mý takýlacaðýz? Çoluk-çocuk vs. olayý AB gibi mi olacak?

Sözde muhafazakar hükümet ama ailenin parçalanmasý üzerine yasa çýkartýyorlar ama farkýnda deðiller.

barent benim yaþadýklarýmýn týpkýsýný yaþýyorsun. tam ben senin yazdýklarýný düþünerek giriyorum. bir bakmýþým ki birisi benim yerime yazmýþ.

Yasa Koyucu Yasa Yapým Sürecinde Resepsiyon ve Kodifikasyon Kurumlarýný Ayýrt Edemeyip Yasa Yapýyorsa Oturup Düþünsünler.
Bana Göre Senin Benim,Diðerinin Hangi durumda olduðu kimsenin umrunda bile deðil.Boþuna çýrpýnma boþuna kendini helak etme yapabileceðin hiç bir þey yok.Kadýn bu denli açýk ve aleni bir biçimde gerek kanun ve yasalarla gerekse medya vasýtasý ile bu denli korunurken eþitlikten ve hakkaniyetten bahsedebilmek ne derece doðru ne derece real olduðu düþündürücüdür.Hoþ bunun diðer yüzü ise Nafaka konusunda kadýn saadece bordro karþýlýðý çalýþana ve dürüst vatandaþa karþý korunuyor.Düþünün bir kere ölene veya kadýn evlenene kadar bitmek bilmeyen bir borç ödemek zorundasýnýz. Yukarda da bahsettiðim gibi Çoðunlukla nafaka artýrým taleplerinin ihtiyacýn ötesinde boþandýðý eþten intikam almak için açýldýðý gerçeðini göz ardý etmemek gerekir.Bu süreçte erkek boþandýðý kadýnýn sosyal güvencesi olmaya devem etmek zorundadýr Kaldýki boþandýðý eþten farklý þehirlerde yaþamakta ise eþi takip etmesi oldukça güç ve hatta imkansýzdýr.Ýþte bu ve bu gibi bir çok konular zaman içerisinde toplumda meþruiyet kazanarak yanlýþ olan uygulamalar doðru gibi görülmekte olduðunuda göz ardý etmemek gerekir diye düþünüyorum...

Türkiyede kadýn olmak ne güzel þeymiþ..Kadýn cinayetlerinin resmi verileri, yani yedi yýldaki yüzde bin 400’lük artýþ oraný, 2002’de 66 olan kadýn cinayeti sayýsý, 2009’un ilk yedi ayýnda 953 oldu. “Peki bunca cinayetin failleri yakalanmýþ, cezalandýrýlmýþ mýydý?” “2002’den Temmuz 2009’a kadar; þiddet ve cinayetler nedeniyle toplam 12 bin 678 dava açýldý. Bu davalarda 15 bin 564 kiþi yargýlanýrken, bunlardan 5 bin 736’sý mahkûm oldu. Bu davalarda bin 859 kiþi için beraat, 794 kiþi için de denetimli serbestlik kararý verildi.” Türkiyetade yaþayan kadýnlarýn yüzde 42'si þiddet görüyor.. Haberlerde duyabildiðimiz kadarýyla ortaðýz buacýlara, kaldýrým kenarýnda býçakla linç edileni mi ararsýn, yaþadýðý ev silah taranýp, annesi kendisi yok edileni mi ararsýn.. Demek Türkiyede kadýnlara pozitif ayrýmcýlýk yapýlýyor..Çok ilginç