Alıntı:
meraklıüye rumuzlu üyeden alıntı
Neden astsubay oldunuz ve ayrılmak istediniz?
Ayrıca "vicdanı ret" denen kavramın sizin durumunuzla alakası yok..Bu ayrı bir konu..
Selam... Maalesef yine aynı terane. ''Biliyordunda niye girdinde/e kardeşim sizi zorlamı aldılarda/dışarıda sizin yerinizde olmak isteyen bir dünya genç varda da/süslü püslü üniformalarınızla hava atarkene iyiydide/öyle caymak varmıymış da, Vs..Vs... Vs...''
Değerli arkadaşım, gerçekten bazı klişe şeyleri sürekli olarak her platformda açıklamak gerçekten sanırım tüm arkadaşlara baygınlık getirdi.. Bu sorunun cevabını google'ye firar subay astsubay yazarak bulabilirsiniz. Küçücük bir araştırma ile.. Yada en güzeli forumun bu bölümünde bir başlık açıp gündemde tutalım ki bu sorulara maruz kalmayalım..
Kendimce cevap vereyim; Ben 15 yaşımda iken ayırt etme gücüm ne kadar oturmuştur? Bilmiyordum işin iç yüzünü. Hakarete uğramanın ne demek olduğunu, bunun karşısında sadece put gibi dikilerek amirine muhabbetle bakman gerektiğini bilmiyordum. Ve maalesef yerdeki 2 yaprak parçası yüzünden hakaret yiyebileceğimi hiç ummuyordum. Bak, bende piyadeyim. Kuvvetimde KKK. yıllarca dağlarda gezdik, çatışmalara girdik. Hiç birinden hayıflanmadım.. Şurada güneydoğu edebiyatına da hiç girmek istemiyorum. Mazallah bize gerek kalmıyor zaten, bandocusu,topçusu,ulaştırması, alayı çatışan adam olmuş, asmış kesmişler,helikopterlerden uçmuşlar vs.... demekki biz yattık komando birliklerinde yıllarca...Terslik bizde:) Tabi kazın ayağı hiç de öyle değil...Zaten firarımıda batı birlliğinde gerçekleştirdim ben, güneydoğu anadolu birliklerimden firar etme gereği bile duymadım...Halende firardayım...Asla geri dönmek gibi bir fikrimde olmaz..Pişman da değilim...Kurtulduğuma seviniyorum.Her gün ızdıraba yeniden başlamaktansa 14-15 aylık son ızdırabımı kabullenmiş durumda ve mutluyum!
KEşke bir imkan olsada bu konu hiç dillendirilmeden, gereksiz yere mesaj panosu bile işgal etmeden bir istifa dilekçesi ve ufak bir tazminat ile hallolabilse...Başka ülkelerdeki ordular gibi...Ama bizim ordumuzda nasıl çileye sokarız diye oturulup sanki aylarca düşünülmüş... E haliyle bizlerde çekip gidememenin etkisiyle isyan ediyoruz...:k Bu hakkımızdır...
Babam tarafından bu mesleğe verildiğimde bana sadece askerlik yurt savunması için icra edilen yaşam tarzı olan bir meslek denilmişti.. Okulda da bu öğretildi. Bir şekilde askeri öğrencilik hayatını bitirdik. Kıt'a ya başladığımızda işlerin işleyiş tarzında bir hata oldugunu gördüm kendimce. Ciddi bir sorun var, bir şekilcilik,bir şempanzelik gidiyor..Gerçeğe ulaşmak değil, amaç sadece birilerini mutlu edip günü kurtarmak. Bir ego tatmini, bir hava atmalar, bir basitliktir gidiyor... Düzeltmeye çalıştığımda ise hep ben kaybettim.Zararlı çıktım. Sinir hastası olan yakınlarımı bilirim..Kabüllenemeyen kabullenemiyor, ötesi yok. Asla sivil yaşamdaki hıyerarşi ile karıştırmayınız. O çok farklı..Bİliyorum. Çok fazla detaya girmek te istemiyorum....İçim acımaya başladı..Askercilik oyununda bana yer yokmuş maalesef.
Eşdeğer bir soru ile de cevaplamak istiyorum müsadenle:
1. Niçin evlendin?
2. Niçin Futbolcu/Kaynakçı/Ressam/Vs... oldun?
3. (Hatta ve hatta) Niye Öldün O zaman? :) :)
Sözleri ve ritmi ile de duruma eş değer bir de link:
http://www.youtube.com/watch?v=SkipQIm19ng