Taraf'ı Dinç Bilgin mi satın alıyor?
İslami cenaha yakın olmasına karşın kendini ,“Bağımsız” sermaye olarak tanımlayan Alkım Yayıncılık tarafından çıkarılan Taraf Gazetesi ilk günden itibaren hep çok konuşuldu.
Bir bütün olmaktan ziyade birinci sayfa gazeteciliği denebilecek bir manşet haber gazetecili yapan Taraf büyük tartışmalara da, “taraf” oldu zaman zaman.
ERDEM CAN
Kendisinden başka kimse bu göreve gelmediği halde ilk günden beri-bugün de dahil- gazetenin künyesinde, “kurucu genel yayın yönetmeni” sıfatı ile yer alan Ahmet Altan öncülüğündeki Taraf’a, geçmişte Fethullah Gülen Cemaati’ne yakın dergilerde çalışmış muhabirler damgasını vurdu. Özellikle Ergenekon Davası sürecinde savcılık belgelerinin yanı sıra TSK içerisinden de ciddi servis alan bu muhabirler Taraf Gazetesi aracılığı ile ön plana çıkarıldı. Gülen Cemaati’nin medya kadrolarını sol makyajlı kurucu genel yayın yönetmeni ile pazarlayan Taraf bir tek manşetinin dışında AKP Hükümeti’nin de yılmaz bir savunucusu oldu.
“Paşasının başbakanı” manşeti ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren gazete, Kürt Özgürlük Hareketi karşısında, “Başbakanı’nın gazetesi” olmaktan kurtulamadı.
Hem AKP hem de Gülen Cemaati ile sıkı bir ilişki içinde olan gazetenin kurucu genel yayın yönetmeni bu hizmetin karşılığında Cemaat’in medyadaki en büyük kuruluşu Zaman Gazetesi tarafından 2010 “yılın adamı” payesi ile ödüllendirildi.
Ankara kulislerinde konuşulansa bu ödüllendirmenin zamanlamasında yaşanan tesadüfle bambaşka bir anlam kazanıyor. Kulislere sızan bilgilere göre, Kurucu Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan’ın, “yılın adamı” seçilmesi ile bu görevi bırakıp evine çekilmesindeki eş zamanlılık kafalarda soru işaretleri yaratıyor. Kulislerin nabzını iyi tutan medya gözlemcilerine göre, “görevini tamamlayan” Altan “ödüllendirilerek” malulen emekli ediliyor.
Demokrasi, özgürlükler gibi evrensel söylemlerle yola çıkıp bunu, “ekonomik sıkıntılardan” söz ederek yoksulluk mağduriyeti ile pekiştiren gazetenin, son zamanlarda AKP iktidarına olan ilkesiz desteğinin yanı sıra, gazete de yer alan-özellikle Kürt Özgürlük Hareketi’ne ilişkin- yalan haberler ve sahte röportajlar gazetenin ihtiyaç duymadığı güvenilirlik konusunda, okuyucu indinde ciddi bir sıkıntıya da sebep oluyordu. Bu bağlamda kendisine biçilen rolü oynama konusunda, “yetersiz” kalan gazetenin tasfiye edildiği iddia ediliyor.
Son olarak, “Balıkçı” adı altında devletin derin mahfillerinin sesi haline gelen gazetenin, Kürt sorunu konusunda üstlenmeye soyunduğu “misyon” da boşa çıkarılınca gazete kendisini tutan eli de yakma noktasına geldi.
Kısa bir süre önce gazete idari yönetiminin parasal konularda gösterdiği kati tavra daha fazla dayanamayacağını söyleyen Ahmet Altan’ın halen künyede adı olsa da bir süredir bu görevi yürütmediği iddia ediliyor. Halen sürmekte olan yazılarını evinden yollayan Altan’ın yakın mesai arkadaşı Yasemin Çongar’ın da gazeteyle mesafeli bir ilişki içinde olduğu kısa süre için de fiilen gazeteyi bırakacağı kulislerde konuşuluyor.
DİNÇ BİLGİN DEVREDE
Geçmişte gazetenin Ankara Büro çalışanlarını maaşlarını istedikleri için ağır bir dille eleştiren Altan’ın geçmişe dönük olarak içerdeki parasını almak için ciddi bir trafik yaşadığı konuşuluyor. Altan gibi Çongar’ın da alacaklarını ödeyemeyen gazete patronlarının, her iki isimden de gazetenin isim hakkının satışını beklemelerini istediği ifade ediliyor.
Bir süredir, AKP’ye yakın-Zaman, Yeni Şafak gibi- gazetelere 28 Şubat dönemine ilişkin nedamet getiren açıklamalarda bulunarak AKP ve Erdoğan’la arasını düzelten Sabah Gazetesi’nin eski sahibi Dinç Bilgin’in Taraf Gazetesi yönetimi ile pazarlık halinde olduğu belirtiliyor. Bilgin’le Taraf patronlarının gazetenin isim hakkına ödenecek miktar konusundaki görüşmelerinin önümüzdeki günlerde netleşeceği konuşuluyor.
Gazeteye talip olan Bilgin de yeni döneminde AKP iktidarına yakın, “muhalif” bir gazete yapmayı planladığı gelen bilgiler arasında.
Kaynak:www.iparhaber.com.tr
Bir bütün olmaktan ziyade birinci sayfa gazeteciliği denebilecek bir manşet haber gazetecili yapan Taraf büyük tartışmalara da, “taraf” oldu zaman zaman.
ERDEM CAN
Kendisinden başka kimse bu göreve gelmediği halde ilk günden beri-bugün de dahil- gazetenin künyesinde, “kurucu genel yayın yönetmeni” sıfatı ile yer alan Ahmet Altan öncülüğündeki Taraf’a, geçmişte Fethullah Gülen Cemaati’ne yakın dergilerde çalışmış muhabirler damgasını vurdu. Özellikle Ergenekon Davası sürecinde savcılık belgelerinin yanı sıra TSK içerisinden de ciddi servis alan bu muhabirler Taraf Gazetesi aracılığı ile ön plana çıkarıldı. Gülen Cemaati’nin medya kadrolarını sol makyajlı kurucu genel yayın yönetmeni ile pazarlayan Taraf bir tek manşetinin dışında AKP Hükümeti’nin de yılmaz bir savunucusu oldu.
“Paşasının başbakanı” manşeti ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren gazete, Kürt Özgürlük Hareketi karşısında, “Başbakanı’nın gazetesi” olmaktan kurtulamadı.
Hem AKP hem de Gülen Cemaati ile sıkı bir ilişki içinde olan gazetenin kurucu genel yayın yönetmeni bu hizmetin karşılığında Cemaat’in medyadaki en büyük kuruluşu Zaman Gazetesi tarafından 2010 “yılın adamı” payesi ile ödüllendirildi.
Ankara kulislerinde konuşulansa bu ödüllendirmenin zamanlamasında yaşanan tesadüfle bambaşka bir anlam kazanıyor. Kulislere sızan bilgilere göre, Kurucu Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan’ın, “yılın adamı” seçilmesi ile bu görevi bırakıp evine çekilmesindeki eş zamanlılık kafalarda soru işaretleri yaratıyor. Kulislerin nabzını iyi tutan medya gözlemcilerine göre, “görevini tamamlayan” Altan “ödüllendirilerek” malulen emekli ediliyor.
Demokrasi, özgürlükler gibi evrensel söylemlerle yola çıkıp bunu, “ekonomik sıkıntılardan” söz ederek yoksulluk mağduriyeti ile pekiştiren gazetenin, son zamanlarda AKP iktidarına olan ilkesiz desteğinin yanı sıra, gazete de yer alan-özellikle Kürt Özgürlük Hareketi’ne ilişkin- yalan haberler ve sahte röportajlar gazetenin ihtiyaç duymadığı güvenilirlik konusunda, okuyucu indinde ciddi bir sıkıntıya da sebep oluyordu. Bu bağlamda kendisine biçilen rolü oynama konusunda, “yetersiz” kalan gazetenin tasfiye edildiği iddia ediliyor.
Son olarak, “Balıkçı” adı altında devletin derin mahfillerinin sesi haline gelen gazetenin, Kürt sorunu konusunda üstlenmeye soyunduğu “misyon” da boşa çıkarılınca gazete kendisini tutan eli de yakma noktasına geldi.
Kısa bir süre önce gazete idari yönetiminin parasal konularda gösterdiği kati tavra daha fazla dayanamayacağını söyleyen Ahmet Altan’ın halen künyede adı olsa da bir süredir bu görevi yürütmediği iddia ediliyor. Halen sürmekte olan yazılarını evinden yollayan Altan’ın yakın mesai arkadaşı Yasemin Çongar’ın da gazeteyle mesafeli bir ilişki içinde olduğu kısa süre için de fiilen gazeteyi bırakacağı kulislerde konuşuluyor.
DİNÇ BİLGİN DEVREDE
Geçmişte gazetenin Ankara Büro çalışanlarını maaşlarını istedikleri için ağır bir dille eleştiren Altan’ın geçmişe dönük olarak içerdeki parasını almak için ciddi bir trafik yaşadığı konuşuluyor. Altan gibi Çongar’ın da alacaklarını ödeyemeyen gazete patronlarının, her iki isimden de gazetenin isim hakkının satışını beklemelerini istediği ifade ediliyor.
Bir süredir, AKP’ye yakın-Zaman, Yeni Şafak gibi- gazetelere 28 Şubat dönemine ilişkin nedamet getiren açıklamalarda bulunarak AKP ve Erdoğan’la arasını düzelten Sabah Gazetesi’nin eski sahibi Dinç Bilgin’in Taraf Gazetesi yönetimi ile pazarlık halinde olduğu belirtiliyor. Bilgin’le Taraf patronlarının gazetenin isim hakkına ödenecek miktar konusundaki görüşmelerinin önümüzdeki günlerde netleşeceği konuşuluyor.
Gazeteye talip olan Bilgin de yeni döneminde AKP iktidarına yakın, “muhalif” bir gazete yapmayı planladığı gelen bilgiler arasında.
Kaynak:www.iparhaber.com.tr