Alıntı:
Alper Kulcu rumuzlu üyeden alıntı
Her zaman diyorum ki iyi öğrenmek lazım... Hadi ben senin dediğini yanlış anlamış oldum ve yanlış cevap verdim ama verdiğin cevapla tekrar tuzağa düşüyorsun...
O senin hocalarına sor dediğin konu zaten yıllarca tartışılmakta yalnızca senin baktığın çerçevede bakılmamakta ve Yargıtay'ca bu konu ile ilgili aydınlatıcı bir karar verilememekte:
ARTUK, GÖKCEN, YENİDÜNYA, A. Caner: Ceza Hukuku Özel Hükümler, 2006, s. 167, 168.
Gerekli bilgi yukarıda yer alan kaynakta
;)
Aynı kitap bende de var, ama kitabım evde eve gidince kesin bakacağım. Aynı yazarların genel hükümler kitabında belli başlı ceza kuralları var; çok net hatırlıyorum kişi kendi davasında hem mağdur hem de sanık olamaz. Bu konuda Selçuk Hukuk Ceza kürsüsünün tüm hocaları hem fikir. Buna örnek istersen 104. madde istersen kişinin kendi malını çalması.
104. maddede, şayet şu şekilde cezalandırma teknik olarak olabilir, A ile B ikisi de 17 yaşındadır ve cinsel münasebetleri olmuştur. A şikayetçi olmamıştır B şikayetçi olmuştur, o zaman dava açılıp karar verilir ama iki taraf da şikayetçi olursa bir ceza kuralı bir kişiye hem lehe hem de aleyhe hüküm doğuramayacağından cezalandırılma olamaz. Bunu özellikle savcılara hakimlere sormanızı tavsiye ederim.
Ayrıca benim dediklerimi yanlış anlayıp bana hakaret edip, sonra da hiçbir şey olmamış mantığıyla tartışmaya devam etmek benim anlayışıma biraz ters olduğu için daha fazla tartışmak istemiyorum.
Benzer bir uygulama Taksirle öldürmeyi düzenleyen 85. maddede vardır. Siz şoför olarak arabayı idare ediyorsunuz ve aşırı hız yapıp ters şeride geçiyor karşıdaki araca çarpıyorsunuz. Araçtaki kişi ve sizin oğlunuz ölüyor. Burada bilinçli taksirle adam öldürme suçu mevcuttur. 85. madde uygulanır. Ama 85. maddenin 2. fıkrası değil 1. fıkrası uygulanır her ne kadar bu olayda 2 kişi ölmüş olsa da sizin çocuğunuzun ölmesine sebep olmanız her ne kadar 85. maddenin 2. fıkrasına girse de 22. maddenin 6. fıkrasındaki kişisel cezasızlık sebebi burada 85. maddenin 2. fıkrasının uygulanmasına engeldir. Çünkü bir olay bir kişiye hem lehe hem de aleyhe sonuç doğuramaz, bu ceza yargılamasıyla bağdaşan bir durum değildir. İlk başta yargıtay hem 85'2 hem de 22'6 yı uygulatmıştır ama daha sonra yargıtayca da bu anlayış terk edilmiş bu tarz bir olayda 85'1 uygulanmaya devam edilmiştir.
Ayrıca size yegane tavsiyem bundan sonra özellikle bana karşı kullandığınız cümlelere dikkat etmeniz hususunda olacaktır. Daha önce de başkalarına dediğim için size de tekrardan ikaz ediyorum bana "Arkadaşım sen gerekli olmadıkça lütfen konuşma.." tarzı cümlelerle hitap etmezseniz sevinirim. Hakaret veya aşağılama kapsamına giren cümlelerle muhatap olmayı sevmiyorum. Şayet hakaret vari bir cümleniz olursa onu da hoş görecek değilim, ben söyler hakaret edersem de sizin de hoş görmemeniz taraftarı olurum. Hukuki tartışma veya farklı bir görüş belirtmek isterseniz her zaman tartışır her zaman saygı duyarım ama bu konuşma üslubu ve bu tutum devam ettiği sürece ben kimseyi hakkım olmadığı halde aşağılamaya filan çalışmak istemem. Ayrıca hukukta salt doğru hiçbir zaman yoktur ve her zaman değişir, zaten doktrin de bunun için vardır, siz bir görüşü benimsersiniz ben diğerini, tartışarak mutlak doğruya ulaşmaya çalışırız ama bu şekilde bir birimizi kırarak veya kötü niyetli veya öfkeyle yazarak bir yere varamayız.