Cevap: Çocuğun nafaka artırım davası
Türk Medeni Kanunu:
Madde 176.- Maddî tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir.
Manevî tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez.
İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır.
Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.
YARGITAY İÇTİHATI:
KARAR : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, Türk Medeni Kanununun 182/son maddesindeki "Hakim, istem halinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir" hükmü gereğince; hükmedilen iştirak nafakasının takip eden 2004 yılı için 400.000.000 liraya, 2005 yılı için de 550.000.000 liraya çıkartılmasına karar verilmiş ise de; tarafların gelecek yıllardaki ekonomik durumlarında meydana gelebilecek değişikliğin asgari olarak; paranın satın alma gücündeki azalma ( enflasyon ) oranında artırım olarak yorumlanması gerekir.
Nafakanın, gelecek yıllarda da artırım oranının belirlenmesindeki amaç; ekonomik ve mali açıdan güçsüz olan nafaka alacaklılarının her yıl masraf ve emek sarfı suretiyle artırım davaları açmalarını önlemek ve bu nedenle doğabilecek mağduriyetlerini gidermektir.
Bu nedenle, Yargıtay'ın yerleşik içtihadlarında; günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü dikkate alındığında, hükmedilen nafaka miktarının gelecek yıllarda Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen Toptan Eşya Fiyat Endeksindeki artış oranında arttırılmasının, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ve hükmün konuluş amacına uygun olduğu kabul edilmiştir. Mahkemece, ülke ekonomisindeki gelişmeler gözetilmeden, artırımın sabitlenmesi doğru değilse de;bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün birinci bendindeki "...bu nafakanın 29.1.2004 tarihinden geçerli olmak üzere 400.000.000 TL'ye çıkartılmasına, nafakanın 29.1.2005 gününden itibaren 550.000.000 TL'ya çıkartılmasına ve bu şekilde davalıdan alınarak velayeten harcanmak üzere davacıya ödenmesine" sözlerinin silinerek yerine "bu nafakanın gelecek yıllarda Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen Toptan Eşya Fiyat Endeksi artış oranında artırılarak, davalıdan alınıp davacıya verilmesine" sözlerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine karar verilmiştir.
SONUÇ : Hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 24.500.000 lira bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 15.3.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi. 3.YHD. E. 2004/2125 K. 2004/2187 T. 15.3.2004
İlknur Hanım,yukarıda iki ayrı kaynak var;ilki Türk Medeni Kanunu ikincisi Yargıtay içtihadı...
Sizinde gayet iyi bildiğiniz üzere her dava kendi oluş biçimi ve koşulları içerisinde değerlendirilir.Sizin tavsiyeniz ile insiyatif dahilinde TÜFE oranında yapılacak iştirak nafakası arttırımı sadece görülecek davada nafaka yükümlüsü tarafın iyi niyeti olarak görülmekten ileri gitmeyecektir.
Nacizane görüşüm budur...