Ben de bu konuda bir şeyler söylemek istiyorum..
Bir baba olarak benzer süreçleri yaşıyorum. mahkemem devam ediyor. Boşanmanın üç ana sonucu/mücadelesi olduğunu anladım.
1- Boşanmanın sağlanması,
2- Maddi paylaşım,
3- Çocuklar (en önemlisi),
Benim örneğimde, sadakatsizlik diz boyu, sabahlara kadar mesajlar, tel. görüşmeler aylarca durmaksızın, aynı "adam"larla gündüzleri liseli aşıklar gibi gezerken tozarken resimler vs. Hepsi belgeli, resimli.
Boşanmayı ben istiyorum. Çünkü aksini düşünebilmem, kabul etmem imkansız. Ama karşı taraf amacına ulaşacak. Çünkü, yukarıdaki üç unsur da lehine olacak, yani kaybedeceği bir şey yok. (Tabi onurlu bir yaşamı kaybetmiş olmak, bazıları için bir anlam ifade etmiyor.) En önemlisi çocuklar ve maalesef hukuk çok büyük bir çoğunlukla anne lehine karar veriyor deniyor .
Sadakatsizlik yetmez "zina" olacak. Ne yani, çocuklarımızın geleceğini kurtarabilmek için, "zina" ispatı ihtimaline karşı gizli kamera sistemleri içinde mi yaşayacağız. Tedbir kararı gereği, şu anda çocuklarımı(5 ve 6 yaşlarında) sadece 1. ve 3. pazar günleri görebiliyorum.
Ben de işte bunu anlamıyorum. Nasıl aldatan erkek boşanma sonucu çocuklarının velayetini kaybederse ve bu haksa, aynı şeyi yapan kadın da aynı şekilde çocuklarını bırakıp gitmeli, ne hali varsa görmelidir. Çocukların velayeti için Hukuk'un anne yönündeki tercihi, kadınların (Sapkınlığa eyilimli bazı kadınları kastediyorum.) bu tür davranışlarını cesaretlendirmektedir.
Necil haklı, bütün medya Aliye'ci oldu. Her gece tv lerde, basında çocuklarının peşinden koşturan medyatik anne görüntüleri ile kamuoyu tek yönlü etkilenmektedir. Çünkü, benzer durumdaki baba'lar, aile onurları ayaklar alına alınmasın diye çıkıp bir şey söyleyemiyor. Oturup kapalı kapılar ardında çocuklarına ağlıyor.
Bu tür istismarlar benim gözlemlediğim kadarıyla, hiç de azımsanacak boyutlarda değil.
Yani burada adalet yoktur. İstismar vardır. Bu tür konular çığrından çıkmak üzeredir. Hukukun buna müsade etmemesi lazımdır.
Bir de bazı ülke hukuklarında, ayrılan eşlerin, velayeti müşterek kullanması sözkonusuymuş. Bu konu ülkemizde hiç tartışıldımı acaba?
Herkese Selamlar...