Uluslararası evlilik, terk, boşanma, velayet
Merhaba,
2005ten beri Endonezya uyruklu hristiyan bir bayanla evliyim. Evliliğimizden biri 2006 diğeri 2008 doğumlu 2 oğlumuz var. 34 yaşında Mühendisim, düzenli gelirim var. Anne babamdan ayrı bir evde İstanbul'da yaşıyorduk. Eşime asla şiddet uygulamadım (hatta birkez çocukların önünde o bana saldırdı), ancak ortalama haftada bir sözlü tartışmalarımız sürekli olmuştur. Eşimi asla aldatmadım, içki kumar vs gibi kötü alışkanlıklarım da yoktur ve aile gelirini çarçur edene bir huyum da bulunmamaktadır. Ortalama bir gelirim olduğundan çok yüksek yaşam standartlarımız olmadı ama gözle görülür bir geçim sıkıntısı da yaşamadık. Evimiz kira idi ve arabamız da yoktu. Eşime ailesini görmesi için bir kısıtlama koymadım, çalışmasına da karşı çıkmadım. Hatta bir iş görüşmesine kendim götürdüm. 2007 yılında ailesini görmesi için beraber ülkesine gittik. Çocuklarımın ikisi de çifte vatandaştır ve Endonezya pasaportları vardır.
Özetle sanıyorumki hukuki olarak evi terk etmesi için geçerli bir sebep bulunmamaktadır.
Eşimle evliliğimizin 1. yılından itibaren sık sık sorunlarımız oldu. Annem ve kız kardeşimle bağırarak kavga etti. Pek çok kez büyüklerime saygısızlık da etti.
Geçen sene Ekim ayı sonlarına doğru eşim tekrar ailesini görmek için gitmek istedi. Ben iş durumlarım sebebiyle onlara katılamadım. Onları havaalanına götürüp uçağa bindirdim. Geri döneceğine, çocukları üzerine yemin etti. 3 aylığına gittiler, bileti de gidiş dönüş olarak aldılar. Ancak eşim daha oraya ulaşır ulaşmaz çeşitli bahanelerle çocukları benden gizlemeye başladı, bunun üzerine internet üzerinden kavga ettik ve o da bunu bahane edip artık geri dönmeyeceğini söyledi. Her şekilde onu ikna etmek için uğraştım ancak beni dinlemedi, telefon ve postalarıma yanıt vermemeye başladı. Dönüş bileti günü geldiğinde de bileti yakarak geri dönmedi.
O günden beri onu dönmesi için ikna etmeye çalıştım fakat bir türlü razı olmadı. Sadece birkaç kez çocukların fotoğrafını yolladı. Büyük oğlum yaşına uygun seviyede Türkçe konuşurken bugün neredeyse tamamen unuttu. Küçük oğlum ise hiç bilmiyor. 3-4 ay önce Türkiye büyükelçiliğinde işe başladı. Sayın büyükelçimize durumumuz hakkında bilgi verdim ancak bir değişiklik olmadı. Halen orada çalışıyor. Büyük oğlumu kreşe gönderiyor. Küçüğe ise Doktor ablası bakıyor. Orada küçük bir dairede ablası (doktor 45 yaşında sadece hafta sonları çalışıyor), abisi (bildiğim kadarıyla işsiz 38 yaşında) ve erkek kardeşi (eşcinsel 34 yaşında çalışıyor) ile yaşıyorlar. Maddi durumları hakkında derin bilgim yok ancak çok sıkıntıda olduklarını sanmıyorum. Ayrıca son bir sene içinde ailesinden miras kalan malikane satıldığından bir miktar birikimleri de var.
Ülkede sosyal güvence yok, sağlık koşulları da buradakinden zayıf. Eğitim seviyesi de düşük; ancak özel okullarda kaliteli eğitim sağlanabiliyor. Kültürlerinde yemek pek öncelikli değil bu nedenle sürekli dışarıdan yemek yiyorlar. (Çocukların beslenmesi konusunda ciddi endişelerim var)
Gittiği günden beri benden sürekli çocuklar için para göndermemi istiyor. Son birkaç aydır da çocukları görmem ve geri dönmek için şartları konuşmak üzere oraya gitmemi talep ediyor. Fakat iş durumum, mesafe ve yol parası gibi sebeplerden bunu yapmam mümkün değil. Hem de geri dönmek konusunda samimi olmadığını düşünüyorum. Daha önce de geri döneceğini söyleyerek beni kandırdı ve kısa sürede vaz geçti çünkü.
Neredeyse bir yıldır (ve öncesinde) yaşanan olaylarla ilgili daha anlatacak pek çok şey var. Görüşmelerimiz genelde email ile yazılı olarak elimde bulunmaktadır.
Gelelim amaçlarıma,
1- Öncelikli amacım çocuklarıma kavuşmaktır. Bunun için zaten bu kadar problemli bir insana 1 yıldır geri dönmesi için uğraşıyorum. Fakat eşim ne geri dönüyor ne de tamamen ipleri koparıyor. Niyeti her ne ise benimle (ve çocukların geleceğiyle) oynamasına artık izin vermemek için boşanmanın gerekli olduğuna karar verdim. Ancak araştırdığım kadarıyla hukuki yollardan velayeti babanın alması çok zor görünüyor. Ahlaksızlık, bağımlılık ve Akli dengesizlik (her ne kadar talepleri ve sebepleri akla yatkın olmasa da) konusunda bir işaret de bulunmuyor. Bu sebeple velayet için elimden geleni yapacak olsam da pek ümitli değilim.
2- Eğer çocuklarımı alamayacaksam eşime tazminat ve nafaka vermemeliyim. Eşimin çocuklara bakabilmesi büyük oranda ekonomisine bağlı. orta ve uzun vadede çocukların bakımını karşılayamayıp onları bana geri getirmesi tek ümidim açıkçası.
Sorular:
- Evi kendi kararıyla terk etmesi, geri dönmeye ikna olmaması, 1 yıldır benden ayrı yaşaması ve iş sahibi olması sebebiyle tazminat ve nafaka konusunda bana avantaj sağlar mı?
- Boşanma hangi sebepten açılırsa yukarıdaki amaçlara ulaşırım? Terk mi geçimsizlik mi? (Terk sebebiyle dava açabilmem için önce geri dön ihtarı çekip yol parası göndermem gerekiyor, bu ücreti alıp da geri dönmemesi oldukça muhtemel. Bu da 2. amacım ile çelişiyor ama yine de avantajlı olacaksa düşünebileceğim bir alternatiftir.)
- Eşimin ev ve iş adresi belli ve TC ile ilişkili bir kurumda çalışıyor olmasından ötürü tebligat anlamında kolaylık getirebilir. Ancak davaya eşimin iştiraki yine de belli olmaz ancak pek mümkün görünmüyor. Eğer bir avukat temsili veya şahsen davaya katılım göstermezse (tutuklanarak getirilmesi de başarılamadı diyelim) dava ne şekilde ilerler? Süreç ne kadar uzayacaktır? Bu durum nafaka, tazminat, velayet konularında istediğim şartları kazanmamın mümkün olabileceği anlamına gelir mi?
- Geri dön ihtarı çektiğimizde bunu şartlı olarak kabul etmesi mümkün mü? Bu şartların geçerliliği, kabul edilirliği neye göre değerlendirilebilir?
- Endonezya ve Türkiye arasında hukuksal bir anlaşma bulunmuyor. Maddi imkansızlıklar sebebiyle sonucu oraya taşımam çok mümkün görünmüyor. Ama davayı Türkiyede lehime sonuçlandırmam önemli.
- Dava sürecinin alehime ilerlediğini görürsem (veya eşim davayı duyduğunda korkup geri gelmeye kalkarsa) davayı geri çekme imkanı var mıdır?
Şimdiden hukukçu arkadaşlara çok teşekkür ederim.
2005ten beri Endonezya uyruklu hristiyan bir bayanla evliyim. Evliliğimizden biri 2006 diğeri 2008 doğumlu 2 oğlumuz var. 34 yaşında Mühendisim, düzenli gelirim var. Anne babamdan ayrı bir evde İstanbul'da yaşıyorduk. Eşime asla şiddet uygulamadım (hatta birkez çocukların önünde o bana saldırdı), ancak ortalama haftada bir sözlü tartışmalarımız sürekli olmuştur. Eşimi asla aldatmadım, içki kumar vs gibi kötü alışkanlıklarım da yoktur ve aile gelirini çarçur edene bir huyum da bulunmamaktadır. Ortalama bir gelirim olduğundan çok yüksek yaşam standartlarımız olmadı ama gözle görülür bir geçim sıkıntısı da yaşamadık. Evimiz kira idi ve arabamız da yoktu. Eşime ailesini görmesi için bir kısıtlama koymadım, çalışmasına da karşı çıkmadım. Hatta bir iş görüşmesine kendim götürdüm. 2007 yılında ailesini görmesi için beraber ülkesine gittik. Çocuklarımın ikisi de çifte vatandaştır ve Endonezya pasaportları vardır.
Özetle sanıyorumki hukuki olarak evi terk etmesi için geçerli bir sebep bulunmamaktadır.
Eşimle evliliğimizin 1. yılından itibaren sık sık sorunlarımız oldu. Annem ve kız kardeşimle bağırarak kavga etti. Pek çok kez büyüklerime saygısızlık da etti.
Geçen sene Ekim ayı sonlarına doğru eşim tekrar ailesini görmek için gitmek istedi. Ben iş durumlarım sebebiyle onlara katılamadım. Onları havaalanına götürüp uçağa bindirdim. Geri döneceğine, çocukları üzerine yemin etti. 3 aylığına gittiler, bileti de gidiş dönüş olarak aldılar. Ancak eşim daha oraya ulaşır ulaşmaz çeşitli bahanelerle çocukları benden gizlemeye başladı, bunun üzerine internet üzerinden kavga ettik ve o da bunu bahane edip artık geri dönmeyeceğini söyledi. Her şekilde onu ikna etmek için uğraştım ancak beni dinlemedi, telefon ve postalarıma yanıt vermemeye başladı. Dönüş bileti günü geldiğinde de bileti yakarak geri dönmedi.
O günden beri onu dönmesi için ikna etmeye çalıştım fakat bir türlü razı olmadı. Sadece birkaç kez çocukların fotoğrafını yolladı. Büyük oğlum yaşına uygun seviyede Türkçe konuşurken bugün neredeyse tamamen unuttu. Küçük oğlum ise hiç bilmiyor. 3-4 ay önce Türkiye büyükelçiliğinde işe başladı. Sayın büyükelçimize durumumuz hakkında bilgi verdim ancak bir değişiklik olmadı. Halen orada çalışıyor. Büyük oğlumu kreşe gönderiyor. Küçüğe ise Doktor ablası bakıyor. Orada küçük bir dairede ablası (doktor 45 yaşında sadece hafta sonları çalışıyor), abisi (bildiğim kadarıyla işsiz 38 yaşında) ve erkek kardeşi (eşcinsel 34 yaşında çalışıyor) ile yaşıyorlar. Maddi durumları hakkında derin bilgim yok ancak çok sıkıntıda olduklarını sanmıyorum. Ayrıca son bir sene içinde ailesinden miras kalan malikane satıldığından bir miktar birikimleri de var.
Ülkede sosyal güvence yok, sağlık koşulları da buradakinden zayıf. Eğitim seviyesi de düşük; ancak özel okullarda kaliteli eğitim sağlanabiliyor. Kültürlerinde yemek pek öncelikli değil bu nedenle sürekli dışarıdan yemek yiyorlar. (Çocukların beslenmesi konusunda ciddi endişelerim var)
Gittiği günden beri benden sürekli çocuklar için para göndermemi istiyor. Son birkaç aydır da çocukları görmem ve geri dönmek için şartları konuşmak üzere oraya gitmemi talep ediyor. Fakat iş durumum, mesafe ve yol parası gibi sebeplerden bunu yapmam mümkün değil. Hem de geri dönmek konusunda samimi olmadığını düşünüyorum. Daha önce de geri döneceğini söyleyerek beni kandırdı ve kısa sürede vaz geçti çünkü.
Neredeyse bir yıldır (ve öncesinde) yaşanan olaylarla ilgili daha anlatacak pek çok şey var. Görüşmelerimiz genelde email ile yazılı olarak elimde bulunmaktadır.
Gelelim amaçlarıma,
1- Öncelikli amacım çocuklarıma kavuşmaktır. Bunun için zaten bu kadar problemli bir insana 1 yıldır geri dönmesi için uğraşıyorum. Fakat eşim ne geri dönüyor ne de tamamen ipleri koparıyor. Niyeti her ne ise benimle (ve çocukların geleceğiyle) oynamasına artık izin vermemek için boşanmanın gerekli olduğuna karar verdim. Ancak araştırdığım kadarıyla hukuki yollardan velayeti babanın alması çok zor görünüyor. Ahlaksızlık, bağımlılık ve Akli dengesizlik (her ne kadar talepleri ve sebepleri akla yatkın olmasa da) konusunda bir işaret de bulunmuyor. Bu sebeple velayet için elimden geleni yapacak olsam da pek ümitli değilim.
2- Eğer çocuklarımı alamayacaksam eşime tazminat ve nafaka vermemeliyim. Eşimin çocuklara bakabilmesi büyük oranda ekonomisine bağlı. orta ve uzun vadede çocukların bakımını karşılayamayıp onları bana geri getirmesi tek ümidim açıkçası.
Sorular:
- Evi kendi kararıyla terk etmesi, geri dönmeye ikna olmaması, 1 yıldır benden ayrı yaşaması ve iş sahibi olması sebebiyle tazminat ve nafaka konusunda bana avantaj sağlar mı?
- Boşanma hangi sebepten açılırsa yukarıdaki amaçlara ulaşırım? Terk mi geçimsizlik mi? (Terk sebebiyle dava açabilmem için önce geri dön ihtarı çekip yol parası göndermem gerekiyor, bu ücreti alıp da geri dönmemesi oldukça muhtemel. Bu da 2. amacım ile çelişiyor ama yine de avantajlı olacaksa düşünebileceğim bir alternatiftir.)
- Eşimin ev ve iş adresi belli ve TC ile ilişkili bir kurumda çalışıyor olmasından ötürü tebligat anlamında kolaylık getirebilir. Ancak davaya eşimin iştiraki yine de belli olmaz ancak pek mümkün görünmüyor. Eğer bir avukat temsili veya şahsen davaya katılım göstermezse (tutuklanarak getirilmesi de başarılamadı diyelim) dava ne şekilde ilerler? Süreç ne kadar uzayacaktır? Bu durum nafaka, tazminat, velayet konularında istediğim şartları kazanmamın mümkün olabileceği anlamına gelir mi?
- Geri dön ihtarı çektiğimizde bunu şartlı olarak kabul etmesi mümkün mü? Bu şartların geçerliliği, kabul edilirliği neye göre değerlendirilebilir?
- Endonezya ve Türkiye arasında hukuksal bir anlaşma bulunmuyor. Maddi imkansızlıklar sebebiyle sonucu oraya taşımam çok mümkün görünmüyor. Ama davayı Türkiyede lehime sonuçlandırmam önemli.
- Dava sürecinin alehime ilerlediğini görürsem (veya eşim davayı duyduğunda korkup geri gelmeye kalkarsa) davayı geri çekme imkanı var mıdır?
Şimdiden hukukçu arkadaşlara çok teşekkür ederim.