Faili Meçhuller (?)

Faili meçhul cinayet iddialarý, daha önce pek çok kez gündeme gelmiþti. Ama belki de ilk defa devlet içinden bir isim, Türk Silahlý Kuvvetleri'nde yýllarca görev yapmýþ bir emekli komutan bunlarý söylüyordu; "Üstüne basarak vurguyla faili meçhullerin devlet politikasý olduðuna inanýyorum" diyordu.

Atilla Kýyat'ýn iþaret ettiði 1993 ve 1997 yýllarý arasý Türkiye'nin hiç yaþamadýðý kadar þiddet dolu günleri arka arkaya yaþadýðý yýllardý.

Kimi olaylarda failler belliyken, kimilerinde ve çoðunlukla meçhul kaldý. Hantepe'de öðretmenlerin katledilmesi, Kürt aydýnlarýn ve iþadamlarýnýn kaçýrýlmasý ve öldürülmesi, Uður Mumcu suikastý, Sivas katliamý, Gazi olaylarý, Bingöl'de 33 askerin þehit edilmesi...

Tüm bu kanlý olaylar o dört yýllýk zaman diliminde yaþandý ve soru iþaretleri hep baki kaldý.

Faili meçhul cinayetlerin yüzde 80'i Doðu ve Gündeydoðu Anadolu bölgesinde iþleniyordu. Ýnsan Haklarý Derneði'nin araþtýrmasýna göre 1993-1997 yýllarý arasýnda kayýtlara geçen faili meçhul cinayetler þöyleydi:

1993- 510 kiþi
1994 - 292 kiþi
1995 - 321 kiþi
1996 - 78 kiþi
1997 - 109 kiþi

Atilla Kýyat'ýn "faili meçhul cinayetlerin bir devlet politikasý haline geldiðini" söylediði 1993-1997 yýllarý arasýnda devletin zirvesinde þu isimler vardý:

Cumhurbaþkaný: Süleyman Demirel
Baþbakanlar: Tansu Çiller - Mesut Yýlmaz - Necmettin Erbakan
Genelkurmay Baþkanlarý: Doðan Güreþ - Ýsmail Hakký Karadayý
Ýçiþleri Bakanlarý: Ýsmet Sezgin - Teoman Ünüsan - Mehmet Aðar

1993-1997 yýllarý arasýnda cumhurbaþkanlýðý yapmýþ olan Süleyman Demirel'in faili meçhuller için yorumuysa þöyleydi:

"Bir takým ferdi suçlar ele alarak kurumlarý suçlamanýn anlamý yok. Devlet, devlet politikasý olarak adam öldürür, diðeri cinayettir."

O dönemde Ýçiþleri Bakanlýðý yapan Ýsmet Sezgin ise, "Devletin adam öldürmeyeceðine inanýyorum. Benim devlet inancým budur" diyecekti.

Soruþturma

Emekli Koramiral Kýyat, bir televizyon kanalýnda yaptýðý konuþmada "1993 ile 1997 yýllarý arasýnda iþlenen faili meçhul cinayetler devlet politikasýydý. Dönemin cumhurbaþkaný, baþbakaný ve genelkurmay baþkaný çýksýn açýklasýn" demiþti.

Kýyat'ýn sözleri üzerine Diyarbakýr Cumhuriyet Baþsavcýlýðý soruþturma baþlatmýþtý.

Aralarýnda Albay Cemal Temizöz'ün de bulunduðu tutuklu 7 sanýðýn yargýlandýðý faili meçhul cinayetler davasýnda kýyat'ýn da tanýk olarak dinlenmesi talep edilmiþti.

Diyarbakýr Cumhuriyet Baþsavcýlýðý da Kýyat'ýn ifadesinin alýnmasý için Ýstanbul Cumhuriyet Baþsavcýlýðý'na yazý gönderdi.

Dava kapsamýnda emekli Koramiral Atilla Kýyat'ýn ifadesine baþvurulmasý istendi.

CNN Türk

Faili meçhul cinayetleri bilmeyen yok !

Ama neden???

Aklým bu aptalca yöntemi bi türlü almýyor, alamýyor.. Öldür öldür nereye kadar !!! bu güne geldik iþte.. Peki þimdi ne olacak ? Aydýnlanmadan olur mu? Ýnsanlar nasýl kendini güvende hissedebilir?

Kuþku !

Kuþku !!

Kuþku !!!

!!!

Bir de kayda alýnamayan failimeçhuller var..

Nasýl saðlýklý bir ruha sahip olabilir ki insan !

Toplumdan farklý düþünen insanlarýn bu kadar kolay harcandýðý baþka bir ülke var mýdýr acaba? Ýnsanlarý fikirleriyle aydýnlatan, düþüncelerini korkmadan söyleyen insanlar faili meçhul bir þekilde öldürülüyorlar. Aydýnlarýn, fikir adamlarýnýn bu kadar rahat öldürüldüðü baþka bir ülke bilen varsa söylesin lütfen!..Birileri karanlýkta yaþamamýzý istiyor sanýrým. Düþünceye ve düþünen insanlara dokunmanýn suç olmadýðý suç sayýlmadýðý bir ülke bizimkisi. Devlet memuruna hakaret suç, askere hakeret suç,siyasetçiye suç. Ülkeyi siyaset þemsiyesi altýnda soyup soðana çevirenlere hakaret suç bu ülkede! Peki bunlara karþý çýkýp kýral çýplak saray soyuluyor diyenlere karþý yapýlan çirkin saldýrýlar suçmu? Hayýr deðil tabiki yýllarýný ülkesi için adamýþ bilim adamlarý, yazarlar, gazeteciler ve düþünürlerin birirleri tarafýndan ýsmarlama birþekilde öldürüldüðü ve bu olayý yapanlarýnda iyi çocuklar olarak adlandýrýldýðý bir ülke bizimkisi.

http://ilem.wordpress.com/2007/04/22...-iyi-cocuklar/

O dönemdeki faili meçhullerin bir devlet politikasý olduðunu söyleyen paþa bence doðruyu söylüyor. Aslýnda bunun doðru olduðunu herkes biliyor da söylemiyor. Demirel bir ara o konuda "devlet bazan rutin dýþýna çýkar" demiþti. "Rutin dýþý" denilen þey bu olmalý.

Devlet, PKK ile mücadele edeceðim diye hukuk dýþýna çýkmýþ ve çok sayýda kiþi o dönemde faili meçhul cinayete kurban gitmiþtir. Hukuk dýþý mücadele, kýsa vadede PKK terörünü durdurmuþ ise de; uzun vadede çok büyük bir bela getirmiþtir. Çünkü, o döenemdeki hukuk dýþý mücadele bölge halkýný ülkesine düþman etmiþ ve bölge halkýný PKK'ya daha da yakýnlaþtýrmýþtýr. Oysa, PKK ile gerçek mücadele, terör örgütünü halktan soyutlayabilmekten geçer. Bu soyutlamayý yapamazsanýz, bölge halký PKK'nýn dayanaðý olacaktýr ve terör önlenemeyecektir.

1993 yýlýnda 33 askerimizin kuþuna dizilmesi Doðu ve Güneydoðu da terörle mücadele konusunda bir milattý.Dönemin baþbakaný Tansu Çiller tarafýndan orduya tam destek verilerek gereken neyse onu yapýnýz deniliyordu.Ancak bu mücadelede ordumuz hukukun dýþýna çýkmýþtýr 4 sene boyunca.Suçlular yakalanýp adalete teslim edilmediði gibi suçsuzlarda faili meçhul bir þekilde öldürüldüler.Atilla KIYAT paþaya sonuna kadar hak veriyorum.Bu cinayetler bir devlet politikasýydý.

Hemde bu öyle bir devlet politikasýdýr ki azmettiricileri ve failleri þu anda istihbari ve askeri birimlerimizin baþýna bürokratik veya kendi liyakat anlaþyýlarýna göre yönetici yapýlmýþ konumdadýrlar.Bir devlet politikasý olduðunu herbirimiz biliyorduk ama bu denli bir kurumsal yapýlanmanýn emekli bir liderlik yapmýþ insanýndan söylenmesi fýsýltýlara ve çekimser söylemlere kimlik kazandýrmýþtýr.Ve faili meçhulleri bir devlet politiði haline getiren kesimler için bu da bir ergenekon niteliði taþýmaktadýr.Umarým bu gibi etkili söylemler bürokratiik kadrolardan destek alýrda yargý süreciyle aydýnlatýlmýþ olur...

'Devlet öldürün dedi'

Diyarbakýr’da görülen 7 sanýklý JÝTEM davasýnda, korucu sanýklar itiraf gibi açýklamalar yaptý. Korucubaþý Kamil Atað’ýn oðlu Tamer Atað, devleti kastederek “Siz bize ‘öldürün’ dediniz, biz de öldürdük” dedi. Kamil Atað, “Ben buradan çýkarsam bir daha Kürtlerin içine giremem. Yüzüm tutmaz” diye konuþtu.

Cizre’de 1993-95 yýllarý arasýnda iþlenen 52 faili meçhul cinayetle ilgili olarak Diyarbakýr 6. Aðýr Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, sanýklardan ilginç açýklamalar geldi. Oturumda, “Sokak Lambasý” kod adýyla davaya gizli tanýklýk eden, ayný zamanda davanýn sanýðý da olan Hýdýr Altuð’un ifadesinin alýndýðý ve dosyaya konulduðu anlaþýldý. Altuð, ifadeleri geri alýp gizli tanýklýktan çekildiðini, sorgu ifadelerinin hür iradesi ile alýnmýþ ifadeler olmadýðýný savundu. Altuð, sorgusunu yapan yetkilileri suçlayarak þunlarý söyledi:

“Ýfadelerlerdeki imza bana ait, ancak içeriklerini kabul etmiyorum. Hanefi Avcý ve Recep Güven, bu ifadeleri vermem için beni ikna ettiler.” Ýtirafçý Adem Yakin ise PKK’nin isteði üzerine yargýlandýðýný iddia etti.

Eski Cizre Belediye Baþkaný ve korucubaþý Kamil Atað ise 25 yýldýr halkýna düþman edildiðini belirtti. Atað “Korucu olmakla iki ateþ arasýnda kaldýk. Abdullah Öcalan ‘Korucu olursanýz sizi öldürürüz’ dedi. Devlet de bize ‘korucu olun’ dedi. Biz de korucu olduk. ‘Abdullah Bey öldürürse öldürsün’ dedik” diye konuþtu. Mahkeme heyeti, sanýklarýn tutukluluk halinin devamýna karar verdi. Cumhuriyet


17 yýldýr aydýnlatýlamayan Binbaþý Ahmet Cem Ersever cinayetine iliþkin yeni fotoðraflar ortaya çýktý

90’larda Güneydoðu’da görev yapan binbaþý Ersever, kamuoyuna bazý açýklamalar yapacaðýný duyurduktan sonra Ankara’da ortadan kayboldu.

Yeþil tarafýndan sorgulandýktan sonra öldürüldüðü iddia edilen Ersever’in cesedi Elmadað yakýnlarýnda bulunmuþtu. O günlerde “Çok þey bilen adam elleri arkadan baðlý ve baþýna iki kurþun sýkýlarak öldürüldü” þeklinde haberler çýkmýþtý.

Ersever’in dün ortaya çýkan ceset ve olay yeri görüntülerinde ise ellerinin arkadan deðil önden baðlý þekilde öldürüldüðü anlaþýlýyor. Ersever’in baþýndan vurulduðu ve kafasýnýn arkasýndan giren kurþunlarýn yüzünden çýktýðý tahmin ediliyor. Fotoðrafta Ersever’in baþýnýn altýnda da bir çuval olduðu görülüyor. Haberlerde Ersever’in baþýna çuval geçirildikten sonra kafasýndan vurulduðu yazýlýyordu. Ersever’in aðzýnýn ise basýnda çýkan haberlerin aksine bantlý olmadýðý görülüyor... http://haber.gazetevatan.com/cem-ers...54457/1/Gundem

Arif Doðan, Cüneyt Dalgakýran ile söyleþi þeklinde kaleme alýnan kitabýnda; JÝTEM'in kuruluþ iznini, dönemin Jandarma Genel Komutaný Burhanettin Bigalý'nýn "denenmek" ve "geçici" süre için verdiðini anlatýyor:

"JÝTEM'i kurma fikri bana aitti. Geçici olarak görev yapma yetkisi verdiler. Kadro tasdikli deðil. Genelkurmay kayýtlarýnda durum o bakýmdan farklý 'JÝTEM'in kurulmasýna denenmek üzere müsaade edilmiþtir yazýsý' vardýr. Bu yazý da dönemin Jandarma Genel Komutaný olan Burhanettin Bigalý paþama aittir."

Kitapta yer alan bir baþka önemli belge ise, sonraki yýllarda JÝTEM içerisinde önemli görevler üstlenecek olan jandarma üsteðmen Sinan Yaþar imzalý, "Olay Deðerlendirme Raporu" oldu.

Yaþar bu raporu, "JÝTEM-2 Ýsthb. Sb" olarak imzalamýþ. Raporun altýnda Yaþar'ýn ýslak imzasý da bulunuyor.

Arif Doðan JÝTEM'in kendisinden sonra durumunu ise þöyle anlatýyor:

"Ben bilmiyorum benden sonraki dönemi. Alabildiðine itirafçý, silah kaçakçýlýðý, uyuþturucu kaçakçýlýðý, kuryelik, fedailik, adam kaçýrma, hepsi bir arada. 'GÖTEM'ci denmesinin sebebi ne? Baþýbozuk olmalarý. Haraçlarýný alýyor; þerefsizlik, namussuzluk yapýyorlar, ondan sonra da bunlarýn hepsini JÝTEM'ciler yaptý deniyor."

"Yeþil" ile ilgili açýklamalar

Emekli albay, görev yaptýðý yýllardaki olaylar, birlikte çalýþtýðý JÝÝTEM mensubu "Yeþil", asker arkadaþlarý, komutanlarý ve dönemin siyasetçileriyle ilgili ilginç açýklamalar yapýyor.

"Yeþil" kod adlý Mahmut Yýldýrým için "Ben sað diyorum. Mehmet Eymür, 'öldü' diyor. Canlý posta aracýlýðýyla görüþüyoruz" ifadelerine yer veriyor.

"Yeþil"in alanda irtibatta bulunduðu kiþilerin üçte birinin Amerikan ajanlarý olduðunu söyleyen Doðan, "Yeþil"i aylarca izlettirdiðini anlatýyor.

Susurluk kazasýna da deðinen Doðan, "Abdullah Çatlý, Hüseyin Kocadað ve Sedat Bucak'ýn Ýzmir'e gidiþlerinin tek sebebi Mehmet Aðar'la görüþmekti. Mehmet Aðar o sýralar Ýçiþleri Bakaný'ydý. Üç kiþi Mehmet Aðar'la görüþmek üzere yola çýktýlar. Ýnsanýn kaza olduðuna inanasý gelmiyor" ifadelerini kullanýyor.

Kitapta en dikkat çeken ayrýntýlardan biri de Doðan'ýn 1990'lý yýllarda Behçet Cantürk'ün de aralarýnda bulunduðu çok sayýda Kürt iþadamýnýn infaz edildiði Düzce-Sapanca-Bolu bölgesindeki cinayetlerle ilgili anlattýklarý.

Doðan, 'Þeytan Üçgeni' denilen bu bölgedeki cinayetlerden Veli Küçük'ün de haberdar olduðunu vurguluyor; "Veli paþa bir istihbaratçýdýr" diyor.

Arif Doðan kitabýnda, Hizbullah lideri Hüseyin Velioðlu'nun da kadrolu ajan muhbirleri olduðunu aktarýyor.

PKK'nýn bölgede özellikle dini alana kaymasý ve köylerde PKK'lý teröristlerin vaazlar vermesi sonrasý dini bir yapý ihtiyacý doðduðunu anlatan Doðan, "PKK'ya karþý propaganda faaliyetinde bulunmak amacýyla o sýralarda Batman bölgesinde ajan ve muhbir olarak kullandýklarý Hüseyin Velioðlu'nu görevlendirdiklerini belirtiyor. Doðan, Velioðlu'nu çok dindar ve donanýmlý bir kiþi olarak tanýmlýyor.

Doðan, "Velioðlu'nun kendi seçtiði adamlardan oluþan bir kadro ile faaliyetlerine baþlamasýna imkân verdiklerini" anlatýyor.

CNNTürk

Herþey açýk deðil mi ? Gereði ne zaman düþünelecek çok merak ediyorum.

Basýn þehidi Çetin Emeç unutulmadý

Uðradýðý silahlý saldýrý sonucu 21 yýl önce hayatýný kaybeden Hürriyet Gazetesi Genel Yayýn Yönetmeni Çetin Emeç, Zincirlikuyu Mezarlýðý'ndaki kabri baþýnda anýldý.

TORUNU, DEDESÝ ÝÇÝN KALEME ALDI
Çetin Emeç'in ilköðretim okulu öðrencisi torunu Selin Birol da dedesi için yazdýðý bir yazýyý okudu. Birol, yazýsýnda þunlarý dile getirdi:

“Galatasaray'ýn koridorlarýnda sevinçle koþardý o. Çünkü önünde upuzun ve güzel bir hayat olduðunu düþünürdü. Ama ne yazýk ki, öyle olmadý ve ben onunla tanýþamadým. Küçüklüðümde hep geri geleceðini zannederdim ama þimdi artýk büyüdüm ve maalesef gerçekleri biliyorum. Annem, babam, dayým, anneannem ve ben hala çok üzgünüz. Çetin dedem çok çalýþkan ve akýllý bir insanmýþ. Gazeteciyken herkes onu çok severmiþ. Ayný zamanda çok kibar ve zarif biriymiþ. Ben ona dua etmek için dualar öðrendim. Annem bir þarký yazdý. Bazý akþamlar oturup birlikte o þarkýyý söylüyoruz, ona seni unutamadýk, sen hep yanýmdasýn demek için... Siz de onu unutmayýn, onu hep çok sevin. Hatta bazen benim yaptýðým gibi ona kocaman bir sevgi bulutu bile gönderebilirsiniz.”

Konuþmalarýn ardýndan, Çetin Emeç ve ayný saldýrýda hayatýný kaybeden þoförü Ali Sinan Ercan için dua edildi.

http://www.radikal.com.tr/Radikal.as...&CategoryID=77

Saygýyla anýyoruz.

Allah rahmet eylesin. :(

Eski MÝT'çiye banyoda üç kurþun!

Akter'in öldürülmesiyle son 5 ayda öldürülen MÝT'çi sayýsý 6'ya yükseldi.

Muðla'nýn Bodrum ilçesinde meydana gelen olayda evinin banyosunda ölü bulunan 63 yaþýndaki Haluk Akter'in, yapýlan otopsisinde baþýnda üç kurþun deliðine rastlandý.

Cinayete kurban giden Akter'in kurþunlardan ikisinin ensesinden birinin de þakaðýndan girdiði belirlendi.

Emekli olduktan sonra bir süre Söz Gazetesi ve Nokta Dergisinde gazetecilik yapýp, Bodrum Yalýkavak beldesine yerleþen ve yalnýz yaþayan Akter, bir güvenlik þirketi de kurmuþtu.

Eski eþ Seyhun Güleç, Akter'in 1977- 1990 yýllarý arasýnda MÝT mensubu olarak görev yaptýðýný ve malulen emekli olduðunu belirterek "Cizre'de önemli görevlerde bulunmuþtu. Böyle bir ölümü haketmedi. Katiller, gözlerinin içine bakamadýðý için kalleþçe ensesinden vurup, öldürdü. Bu olayý, kadýn veya borç gibi bir nedene baðlamak doðru deðil. Olay, detaylý þekilde araþtýrýlmalý" dedi.

"Silahýný kimseye kaptýrmazdý"

Gözyaþlarýný tutamayan kýzý Aysim Akter, "Babam, silahýný kimseye kaptýrmazdý" dedi. Akter, "Bu kalleþçe saldýrýyý yapanlar en kýsa zamanda bulunacak ve en aðýr cezaya çarptýrýlacaktýr. Bu olayýn çözülmesi çok uzun sürmez" diye konuþtu.

Ünlü MÝT raporu

1987 yýlýnda ortaya çýkan MÝT raporu, ''Polis-mafya-siyaset'' iliþkilerini gündeme getirmiþti. MÝT Arþiv-Sorgu Müdürü Ferdi Tamer ile MÝT mensubu Haluk Akter'in de, o dönem raporla ilgili telefon konuþmalarý medyaya yansýyýnca, Baþbakanlýk Teftiþ Kurulu geniþ kapsamlý bir soruþturma yapmýþtý.

Daha sonra raporu yazan MÝT görevlisi Mehmet Eymür'ün yaný sýra, Hiram Abas ve Korkut Eken de görevden uzaklaþtýrýlmýþ, rapora katký verdiði öne sürülen Emniyet Genel Müdürlüðü Kaçakçýlýk Daire Baþkaný Atilla Aytek de Türkiye'de kaçakçýlýk olaylarýnýn en az görüldüðü il olan Eskiþehir'e tayin edilmiþti.

Ferdi Tamer ise MÝT'ten emekli olduktan sonra Ýstanbul Üsküdar'da önce bir manav ardýndan da tüpgaz bayii açmýþ,18 Aralýk 1990 günü de dükkanýnda uðradýðý saldýrý sonucu öldürülmüþtü.

CNNTürk

Eski özel harekatçý Ayhan Çarkýn'ýn son günlerde medyada yaptýðý açýklamalar bir dönemin faili meçhullerini ve devletin pis iþlerini gösteren önemli ip uçlarý gibi görünüyor. Devlet bazýlarýna göre "kutsal", bazýlarýna göre "baba"dýr ve böyle düþünenler devlete toz kondurmak istemez. Oysa devlet ne kutsaldýr ne de babadýr. Devlet vatandaþa hizmet etmek amacýyla oluþturulmuþ bir organizasyondur. Devlet yasa dýþýna çýkýp vatandaþýný öldürüyor ise o devlet çetelemiþtir, o devlet karanlýk iþ yapýyor demektir, o devlet derin devlettir.