Tüzel Kişilikle Akdedilecek İşyeri Kira Sözleşmeleri Hakkında
Merhabalar,
Bir taşınmaz sahibi ile tüzel kişilik arasında yapılması planlanan işyeri kira sözleşmesi hakkında aşağıdaki hususlar hakkında bilgi ve görüşlerinize ihtiyacım var. Vakit ayırıp yardımcı olabilirseniz sevinirim.
1)Kira sözleşmesinin tüzel kişilikle (Ltd. yada A.Ş) yapılması mı daha uygun olur yoksa şahısla mı? (Tüzel kişilik ortaklarından birisi). Sanırım TTK’ya göre taraflardan birinin tacir olması işi de ticari iş yapıyor. Tacir olmakta basiretli davranmayı gerektiriyor. Buradan hareketle de ileride doğacak anlaşmazlıklarda sözleşmedeki cezai şartların uygulanması yada sözleşmeye istinaden tazminat istemlerinde tüzel kişlikle yapılmış bir sözleşme kiraya veren açısından daha avantajlı olmaz mı?
2)Sözleşme yapacaklara çoğunlukla memur kefil alınması önerilir. Sözleşmenin karşı tarafı tüzel kişilik olunca ve bu tüzel kişilikte uzun yıllardır sektörde faaliyet gösteriyorsa, bahse konu tüzel kişilik memur kefil vermeye yanaşmıyor; daha doğrusu “Memur kefilde nedir, benim firmamla sözleşme yapmak senin için yeterlidir. Sen kim oluyorsun da bende memur kefil istiyorsun” demeye getiriyor. Bu durumda, tüzel kişilikle yapılan sözleşmeye memur kefil yerine tüzel kişilik ortaklarından birinin yada bir kaçının şahsi kefaletinin alınması memur kefil alınması durumuna kıyasla nasıl olur? Sözleşmeyle ilgili uyuşmazlıklarda memur kefil alınması mı yoksa şirket ortaklarından biri veya birkaçının şahsi kefaletinin alınması mı kiraya veren açısından daha avantajlı olur?
3)Kiraya verilecek taşınmaz binanın zemin katındaki bir dairenin yine zemin kattaki küçük bir dükkanla birleştirilmesi neticesinde oluşturulmuş olsun. Yani görünürde bir dükkan var ama ortada iki tapu var. Tapular ın maliki aynı kişi. Sözleşme iş yeri kira sözleşmesi olarak yapılıyor ve sözleşmede bu parçalı durumdan (kiralanacak taşınmazın bir daire ve bir dükkandan müteşekkil olması durumu) söz edilmiyor. Kiraya veren açısında bu durum ilerde ne gibi olumsuz sonuçlar doğurabilir?
4)Son olarak, taraflar arasında yapılacak sözleşmeye müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imza atanların kefaletlerinin sözleşme süresince geçerli olacağı söyleniyor. Yapılacak sözleşmeye, “Müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imza atanların sorumluluğu sözleşmenin her yenilendiği dönem için devam eder” maddesinin konulması kefillerin sorumluluğunun devamını sağlar mı? Misal; 5 yıllık bir kira sözleşmesinde, 5. yılın sonunda sözleşmenin otomatik olarak 5 yıl için daha yenilendiği varsayımı altında yeni dönemdeki uyuşmazlıklar için şahsi kefile gidilebilir mi?
Bir taşınmaz sahibi ile tüzel kişilik arasında yapılması planlanan işyeri kira sözleşmesi hakkında aşağıdaki hususlar hakkında bilgi ve görüşlerinize ihtiyacım var. Vakit ayırıp yardımcı olabilirseniz sevinirim.
1)Kira sözleşmesinin tüzel kişilikle (Ltd. yada A.Ş) yapılması mı daha uygun olur yoksa şahısla mı? (Tüzel kişilik ortaklarından birisi). Sanırım TTK’ya göre taraflardan birinin tacir olması işi de ticari iş yapıyor. Tacir olmakta basiretli davranmayı gerektiriyor. Buradan hareketle de ileride doğacak anlaşmazlıklarda sözleşmedeki cezai şartların uygulanması yada sözleşmeye istinaden tazminat istemlerinde tüzel kişlikle yapılmış bir sözleşme kiraya veren açısından daha avantajlı olmaz mı?
2)Sözleşme yapacaklara çoğunlukla memur kefil alınması önerilir. Sözleşmenin karşı tarafı tüzel kişilik olunca ve bu tüzel kişilikte uzun yıllardır sektörde faaliyet gösteriyorsa, bahse konu tüzel kişilik memur kefil vermeye yanaşmıyor; daha doğrusu “Memur kefilde nedir, benim firmamla sözleşme yapmak senin için yeterlidir. Sen kim oluyorsun da bende memur kefil istiyorsun” demeye getiriyor. Bu durumda, tüzel kişilikle yapılan sözleşmeye memur kefil yerine tüzel kişilik ortaklarından birinin yada bir kaçının şahsi kefaletinin alınması memur kefil alınması durumuna kıyasla nasıl olur? Sözleşmeyle ilgili uyuşmazlıklarda memur kefil alınması mı yoksa şirket ortaklarından biri veya birkaçının şahsi kefaletinin alınması mı kiraya veren açısından daha avantajlı olur?
3)Kiraya verilecek taşınmaz binanın zemin katındaki bir dairenin yine zemin kattaki küçük bir dükkanla birleştirilmesi neticesinde oluşturulmuş olsun. Yani görünürde bir dükkan var ama ortada iki tapu var. Tapular ın maliki aynı kişi. Sözleşme iş yeri kira sözleşmesi olarak yapılıyor ve sözleşmede bu parçalı durumdan (kiralanacak taşınmazın bir daire ve bir dükkandan müteşekkil olması durumu) söz edilmiyor. Kiraya veren açısında bu durum ilerde ne gibi olumsuz sonuçlar doğurabilir?
4)Son olarak, taraflar arasında yapılacak sözleşmeye müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imza atanların kefaletlerinin sözleşme süresince geçerli olacağı söyleniyor. Yapılacak sözleşmeye, “Müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imza atanların sorumluluğu sözleşmenin her yenilendiği dönem için devam eder” maddesinin konulması kefillerin sorumluluğunun devamını sağlar mı? Misal; 5 yıllık bir kira sözleşmesinde, 5. yılın sonunda sözleşmenin otomatik olarak 5 yıl için daha yenilendiği varsayımı altında yeni dönemdeki uyuşmazlıklar için şahsi kefile gidilebilir mi?