İş ilişkisi - İş sözleşmesi
Mrb
Benim sorum iş ilişkisnin doğmasının tek şartının geçerli bir iş sözleşmesinin olup olmaması üzerinde toplanmakta. Örneğin 1 yıldan fazla iş sözleşmesinin tanımından doğan unsurlar yerine gelmiş bir şekilde( bağımlı çalışmanın gerçekleşmesi , belli bir işi yapmayı tahhüt etme ve karşılığında ücret alması gibi...) çalışan kişinin yazılı bir iş sözleşmesi yoksa bu kişi iş hukuku kapsamındamıdır. İş kanunu 2. maddesine göre yapılan işçinin tanımında iş sözleşmesiyle çalışan kişileri işçi olarak addetmiş. Hatta kanunun maddesinin gerekçesinde de iş ilişkisinle iş sözleşmesinin aynı anlama gelip özdeş oluğundan bahsediliyor. Salt bu madde ve gerekçeye bakıldığında kişi geçerli bir iş sözleşmesiyle çalışmadığından iş kanunu kapsamında olmayacak ve bu kanundan doğan haklarını talep edemeyecektir.
Fakat incelememe göre bir yargıtay kararında (içtihadı birleştirme kararı) kanunun iş sözleşmesi yapılmasını yasakladığı bir alanda iş sözleşmesi yapmış olan kişinin iş sözleşmesini başından itibaren geçersiz saymamıştır. Yani kişi olayın ortaya çıktığı tarihe kadar işçi sayılmış ve eskiden doğmuş olan alacaklarını talep edebilmiş ; fakat ileriye yönelik olarakta iş sözleşmesini geçersiz saymıştır.
Buna karşın yargıtay buna çok benzer bir olayda tam tersi bir karar varerek kişinin iş sözleşmesini baştan itibaren geçersiz saymıştır.
Duruma göre madde ve 2. yargıtay kararı işilişkisi iş sözleşmesi birliğinden 1. yargatay kararı ise iş ilikisinin iş sözleşmesinden ayrı düşünebileceğini göstermiştir.
Yani duruma göre iş sözleşmesinin yazılı olmaması kişinin iş kanununa göre işçi olmadığını gösterir mi?
Görüşlerinizi bekliyorum...
Benim sorum iş ilişkisnin doğmasının tek şartının geçerli bir iş sözleşmesinin olup olmaması üzerinde toplanmakta. Örneğin 1 yıldan fazla iş sözleşmesinin tanımından doğan unsurlar yerine gelmiş bir şekilde( bağımlı çalışmanın gerçekleşmesi , belli bir işi yapmayı tahhüt etme ve karşılığında ücret alması gibi...) çalışan kişinin yazılı bir iş sözleşmesi yoksa bu kişi iş hukuku kapsamındamıdır. İş kanunu 2. maddesine göre yapılan işçinin tanımında iş sözleşmesiyle çalışan kişileri işçi olarak addetmiş. Hatta kanunun maddesinin gerekçesinde de iş ilişkisinle iş sözleşmesinin aynı anlama gelip özdeş oluğundan bahsediliyor. Salt bu madde ve gerekçeye bakıldığında kişi geçerli bir iş sözleşmesiyle çalışmadığından iş kanunu kapsamında olmayacak ve bu kanundan doğan haklarını talep edemeyecektir.
Fakat incelememe göre bir yargıtay kararında (içtihadı birleştirme kararı) kanunun iş sözleşmesi yapılmasını yasakladığı bir alanda iş sözleşmesi yapmış olan kişinin iş sözleşmesini başından itibaren geçersiz saymamıştır. Yani kişi olayın ortaya çıktığı tarihe kadar işçi sayılmış ve eskiden doğmuş olan alacaklarını talep edebilmiş ; fakat ileriye yönelik olarakta iş sözleşmesini geçersiz saymıştır.
Buna karşın yargıtay buna çok benzer bir olayda tam tersi bir karar varerek kişinin iş sözleşmesini baştan itibaren geçersiz saymıştır.
Duruma göre madde ve 2. yargıtay kararı işilişkisi iş sözleşmesi birliğinden 1. yargatay kararı ise iş ilikisinin iş sözleşmesinden ayrı düşünebileceğini göstermiştir.
Yani duruma göre iş sözleşmesinin yazılı olmaması kişinin iş kanununa göre işçi olmadığını gösterir mi?
Görüşlerinizi bekliyorum...