Atamın ölümü (Gerçek ATA nın ATATÜRK ün)
Hafta sonu Ceyhan Mumcu yu dinledim. Konu AB ;nin Kemalizme bakışıydı.
Konuşmasına Attila İlhan ı anarak başladı. Onun aydınlanma etkinliklerine editörlük yaptığından söz etti. Parola vatan, işareti namus sözünü yeniden gündeme getirişini anlattı. Bu söz İzmir de şehitlik anıtının taşında Arapça harflerle yazılmış biz sözdü. Attila İlhan o yazının tozlarını parmaklarıyla silmiş, yeniden gündeme taşımıştı.
Konuşmasının sonunda sorular-yanıtlar bölümüne geçildi. Ceyhan Mumcu ya Attila İlhan ın bir dergide yayınlanan kendisiyle yapılan ropörtajda Atatürk ün nasıl öldüğü araştırılmalıdır dediğini anımsattım. Bu sözünü onun vasiyeti kabul etmek gerekir. Sizin bu konuda bir bilginiz var mı? diye sordum. Aldığım yanıtı okurlarımla paylaşmak istiyorum.
Bir deniz tabip albayın bu konuda yaptığı doktora tezi vardır. Orada Atatürk e yanlış tedavi uygulandığı anlatılmaktadır. Atatürk sanıldığı gibi siroz hastası değildi. Atatürk e sıtma tedavisi yapılmış, aşırı kinin yüklenmiş ve karaciğeri bu yüzden iflas etmiş, siroza dönüşmüştü. Tedaviyi yapan doktor mason locası üstadı azamlarından doktor Mim Kemal dir.
Durumu iyice fenalaştıktan sonra Celâl Bayar ın ısrarı ile dışarıdan bir doktor getirilir. Yanlış tedavi yapıldığını, karaciğerinin bu yüzden iflas ettiğini rapor eden bu yabancı doktordur.
İstirahat için 2 ay kadar kaldığı Savarona da nemli sıcaktan durumu daha da kötüleşmiş, son günlerinde Dolmabahçe Sarayı na götürülmüştü.
Peki, nasıl oldu da sirozdan öldüğü açıklandı ve bütün yazılı kaynaklara da böyle girdi?
Büyük Millet Meclisinde ölüm raporu gündeme getirildi. Mason locaları 1935 de kapatılmasına rağmen Mecliste hala mason milletvekilleri vardı. Efendim, gençlerimize terbiye olur, onun alkol ve sigaradan öldüğünü duyuralım denir ve kabul edilir. Arkasından Yeşilay icad edilir, tarih kitaplarına da böyle girer
Ceyhan Mumcu dan bunları duyduktan sonra ne yapmam gerekir diye düşündüm. İlk işim bu bilgiyi okurlarımla paylaşmak.
Şimdi bu bilgiler elimizde ve biz çocuklarımızı terbiye edeceğiz diye, yüce önderimizin hakkındaki bu yalanla O nu halkımızın gözünde küçültmeye devam edecek miyiz?
Okul kitaplarından Atatürk ü çıkartmak için elinden geleni yapan AB, bu düzeltmeyi yapmamıza izin verir mi? Demek ki kendi kitaplarımızı kendimiz yazmak zorundayız.
En çok satılmakta olan Şu Çılgın Türkler kitabı belli ki bir boşluğu dolduruyor. Demek ki; halkımız şiddetle kendi tarihiyle ilgili doğru bilgilere ulaşma ihtiyacı duyuyor.
Neyse ki Türk ulusu ATATÜRK ünü hâlâ çok seviyor, hiçbir yalan O nu gözden düşüremiyor!
Mahiye Morgül 16.10.2005
Konuşmasına Attila İlhan ı anarak başladı. Onun aydınlanma etkinliklerine editörlük yaptığından söz etti. Parola vatan, işareti namus sözünü yeniden gündeme getirişini anlattı. Bu söz İzmir de şehitlik anıtının taşında Arapça harflerle yazılmış biz sözdü. Attila İlhan o yazının tozlarını parmaklarıyla silmiş, yeniden gündeme taşımıştı.
Konuşmasının sonunda sorular-yanıtlar bölümüne geçildi. Ceyhan Mumcu ya Attila İlhan ın bir dergide yayınlanan kendisiyle yapılan ropörtajda Atatürk ün nasıl öldüğü araştırılmalıdır dediğini anımsattım. Bu sözünü onun vasiyeti kabul etmek gerekir. Sizin bu konuda bir bilginiz var mı? diye sordum. Aldığım yanıtı okurlarımla paylaşmak istiyorum.
Bir deniz tabip albayın bu konuda yaptığı doktora tezi vardır. Orada Atatürk e yanlış tedavi uygulandığı anlatılmaktadır. Atatürk sanıldığı gibi siroz hastası değildi. Atatürk e sıtma tedavisi yapılmış, aşırı kinin yüklenmiş ve karaciğeri bu yüzden iflas etmiş, siroza dönüşmüştü. Tedaviyi yapan doktor mason locası üstadı azamlarından doktor Mim Kemal dir.
Durumu iyice fenalaştıktan sonra Celâl Bayar ın ısrarı ile dışarıdan bir doktor getirilir. Yanlış tedavi yapıldığını, karaciğerinin bu yüzden iflas ettiğini rapor eden bu yabancı doktordur.
İstirahat için 2 ay kadar kaldığı Savarona da nemli sıcaktan durumu daha da kötüleşmiş, son günlerinde Dolmabahçe Sarayı na götürülmüştü.
Peki, nasıl oldu da sirozdan öldüğü açıklandı ve bütün yazılı kaynaklara da böyle girdi?
Büyük Millet Meclisinde ölüm raporu gündeme getirildi. Mason locaları 1935 de kapatılmasına rağmen Mecliste hala mason milletvekilleri vardı. Efendim, gençlerimize terbiye olur, onun alkol ve sigaradan öldüğünü duyuralım denir ve kabul edilir. Arkasından Yeşilay icad edilir, tarih kitaplarına da böyle girer
Ceyhan Mumcu dan bunları duyduktan sonra ne yapmam gerekir diye düşündüm. İlk işim bu bilgiyi okurlarımla paylaşmak.
Şimdi bu bilgiler elimizde ve biz çocuklarımızı terbiye edeceğiz diye, yüce önderimizin hakkındaki bu yalanla O nu halkımızın gözünde küçültmeye devam edecek miyiz?
Okul kitaplarından Atatürk ü çıkartmak için elinden geleni yapan AB, bu düzeltmeyi yapmamıza izin verir mi? Demek ki kendi kitaplarımızı kendimiz yazmak zorundayız.
En çok satılmakta olan Şu Çılgın Türkler kitabı belli ki bir boşluğu dolduruyor. Demek ki; halkımız şiddetle kendi tarihiyle ilgili doğru bilgilere ulaşma ihtiyacı duyuyor.
Neyse ki Türk ulusu ATATÜRK ünü hâlâ çok seviyor, hiçbir yalan O nu gözden düşüremiyor!
Mahiye Morgül 16.10.2005