Kaynak: Av. Talih UYAR, Gerekçeli-İçtihatlı İcra ve İflas Kanunu, 2004, 2. Cilt, s: 2682-2685
İÇTİHATLAR
Çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilâmın infazı sırasında, çocuğu teslim almak isteyen taraf yaptığı masrafları karşı taraftan isteyebilir mi, yoksa yaptığı masraflara kendisinin mi katlanması gerekir?
1. Takip dayanağı ilâmda müşterek çocuğun belirlenen zamanlarda baba yanında kalmak suretiyle şahsi münasebet tesisine karar verilmiştir. Bu durumda, ilamda yazılı tarihlerde annenin müşterek çocuğu babaya teslim ederek görüşmesini sağlaması gerekirken, ilâm gereğini yerine getirmediğinden, alacaklının icra müdürlüğü aracılığı ile ilamın infazını temin etmek zorunda kaldığı anlaşılmaktadır, icra takibine sebebiyet verildiğinden, borçlunun takip masraflarını karşılaması gerekir. Merciice şikayetin bu nedenle kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetsizdir.
12. HD. 12. 2.2004 T. E : 25314, K: 2441
2. İcra müdürlüğünce İIK. 25/a maddesi uyarınca, borçluya mahkeme kararının yerine getirilmesi yönünde tebligat icra edildiği halde, borçlu tarafça çocuğun anaya şahsi münasebet tesisi için teslim yükümlülüğünün yerine getirilmediği, icra müdürlüğünce, kararın zorla infaz edildiği anlaşıldığından, icra takip masrafları borçluya aittir. Bu nedenlerle şikayetin reddine karar verilmek gerekirken kabulü isabetsizdir.
12. HD. 13.5.1997 T. E: 5114, K: 5521
3. Çocuklu şahsi münasebet tesisine dair ilâmın icrası İİK.'nun 25a maddesi hükmü dairesinde gerçekleştirilir. Şahsi münasebet bu ilam dairesinde kurulması ve idamesi için, diğer bir ifade ile çocuğun kendisinde bulunmayan tarafa geçici olarak teslimi ve iadesini sağlamak bakımından yapılan giderlerin kime ait olacağı noktasında çıkan uyuşmazlığın çözümlenmesi lazımdır. Şahsi münasebet tesisine yönelik giderlerin, olayın özelliği nazara alındığında, genel takip giderleri gibi mütalâası yerinde değildir.
BK.'nun 73/3. maddesinde açıklandığı gibi, anılan maddenin 1 ve 2 numaralı bentleri dışında kalan borçların, borçlunun bulunduğu yerde eda zorunluluğu vardır. Hal böyle olunca, çocuğun nezdinde bulunduğu ana ya da babadan alınıp diğer tarafa teslimi işleminin bu kişinin ve çocuğun bulunduğu yerde gerçekleşmesi gerekir. 0 halde, çocuğun diğer tarafla olan ilişkisini sağlamak üzere icra dairesine getirilmesi ya da borçlu tarafından, alacaklı olan ve istekte bulunan tarafın ikametgahına götürülüp teslim edilmesi düşünülemez. Zira bu tarz uygulama çocuğun yararına ye her şeyden evvel korunması gereken sıhhi ve ruhsal durumuna uygun düşmez. Öyle ise, istek sahibi ana yahut baba, çocuğun bulunduğu yere gitmek ve onu orada teslim almak, aynı şekilde ve yerde iade etmek yükümlülüğü altındadır. Alacaklı istek sahibi çocuğu teslim almak ve iade etmek için gerekli olan ve yaptığı giderleri üstlenmek zorundadır. Bunları diğer taraftan isteyemez. Meğer ki, teslim işlemine diğer tarafın mani olduğu ve fuzuli gidere yol açtığı iddia ve isbat edilmiş olsun.
Olayda, çocuğun annesi tarafından bir engelleme yapılmamıştır. Borçlu ana çocuğu teslim ve iadesi için alacaklı babanın yaptığı giderleri bu durumda yüklenmek zorunda değildir.
12. HD. 25.3.1986 T. E: 1985/8749, K: 3211
4. Müşterek çocuk ile boşanmış eş arasında boşanma ilâmının üç numaralı bendinde belirtilen biçimde ve günlerde şahsi münasebet tesisine dair ilam gereği borçluya 55 örnek icra emri tebliğ olunmuştur. Borçlunun itirazı mevcut değildir
İİK.'nun 25/a maddesi uyarınca borçlunun alacaklı eş ile çocuğun şahsi münasebette bulunmasına mani olduğunu gösteren herhangi bir iddia ve delil yoktur Buna rağmen her hafta alacaklı icra memurunu aracı kılmak suretiyle borçlunun adresine gelindiği ve küçüğün baba alacaklıya teslim edildiği anlaşılmıştır.
Adı geçen alacaklı memurluğa müracaatla çocuk teslimi sırasında beş sefer olmak üzere ödediği taksi ücret ve memur yolluğu olarak 6000 liranın borçludan alınması için muhtıra çıkarılmasını, ödemediği takdirde haciz işlemine geçilmesini istemiştir. İcra memuru bu isteği #8220;anılan giderleri çocuğun annesinin ödeyeceğine ait kanunda bir açık hüküm olmadığı#8221; gerekçesi ile reddetmiştir. Bu karara yönelik şikâyet merci önüne getirilmiş ve memur kararının iptaline dair merci kararı temyiz olunmuştur.
Çocukla şahsi münasebet tesisine dair ilâmın icrası İİK nun 25/a maddesi hükmü dairesinde yerine getirilir. Şahsi münasebet tesisine dair infazın yerine getirilmesi için, diğer bir anlatımla çocuğun kendisinde bulunmayan tarafa teslimi için yapılan giderlerin kime ait olacağı noktasında çıkan uyuşmazlığın çözümlenmesi lâzımdır. Şahsi münasebet tesisine yönelik giderlerin genel takip giderleri gibi düşünülmesi yerinde olamaz.
BK.'nun 73. maddesinin 3 numaralı bendinde açıklandığı gibi anılan maddenin 1 ve 2 numaralı bentleri dışında kalan borçları borçlunun bulunduğu yerde itfa zorunluluğu vardır. Hal böyle olunca çocuğun nezdinde bulunduğu ana veya babadan alınıp diğer tarafa teslim işleminin çocuğun ve borçlu kişinin bulunduğu yerde gerçekleşmesi gerekir. O halde çocuğun diğer tarafla olan ilişkisini sağlamak için icra dairesine getirilmesi veya alacaklı olan ve talepte bulunan tarafın ikametgahında teslim edilmesi düşünülemez. Zira bu tarz düşünce tarzı çocuğun yararına ve her şeyden evvel korunması gereken sıhhi durumuna da uygun düşmeyecektir. O halde istek sahibi ana veya baba çocuğun bulunduğu yere gitmek ve oradan çocuğu teslim almak ve yine aynı şekilde ve yerde teslim etmek yükümlülüğü altındadır. Hal böyle olunca istek sahibi çocuğu teslim etmek için yaptığı giderleri de üstlenmek zorundadır ve diğer taraftan isteyemez. Meğer ki, teslim işlemine diğer tarafın yani çocuğun elinde bulunduğu ana veya babanın mâni olduğu iddia ve ispat edilmiş olsun.
Yukarıda işaret edildiği gibi olayda çocuğun annesi tarafından bir engelleme' yapılmamıştır. Borçlu ana, çocuğun teslimi için alacaklı babanın yaptığı giderleri bu durumda yüklenmek zorunda değildir. Merciin aksine olan görüşünde isabet yoktur. O halde merci kararı bozulmalıdır.
12. HD 19.3.1984 T. E: 638, K: 3162
5. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun merci kararının İİK. 366 ve HUMK.nun 488. maddeleri uyarınca (onanmasına) 7700 lira onama harcı alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına 28.10.1991 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Üye S. Dinaslan#8217;ın karşı oy yazısı:
Takip, velayeti anneye verilen çocuğun, babası ile şahsi münasebetinin tesisi ile ilgili olup, ilâmda aynen, #8220;her ayın ilk ve üçüncü cumartesi günleri ve dini bayramların 2 nci günleri saat 9-17 arasında ve her yıl 1-30 Temmuz tarihleri arasında çocuğun baba yanına alınması suretiyle karar verilmiş bulunduğuna göre, baba gelip, annesinin yanından çocuğu alacaktır.
Annenin, çocuğu göstermekten imtina ettiğine dair bir hareketi bulunmadığına, çocuğun icra marifetiyle, lüzumsuz ve gereksiz masraflara neden olması, bunları anneden istemesi yersiz olup, mercii kararının bozulması görüşünde olduğumdan ekseriyet kararına katılmıyorum.
12. HD 28.10.1991 T. E: 3266, K: 11071
6. ÖZET : İcra emrine karşı direnme sabit olmadan alacaklının icra memurunu kendiliğinden götürmesi sonucu yapılan masraflar borçludan istenemez.
DAVA: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 12.5.1997 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR: İİK.`nun 25. maddesine göre çocuk teslimine dair olan ilam icra dairesine verilmesi üzerine borçluya 24. maddede yazılı şekilde bir icra emri tebliğ edilir. Nitekim olayımızda da borçluya bir icra emri tebliğ edilmiştir. Bu tebligat üzerine çocuğun anne tarafından babaya ilamda belirtildiği şekilde teslimi gerekir. Annenin bu mükellefiyetini yerine getirmemesi üzerine ilamın zorla infaz edildiğine ve alacaklının icra memurunu teslime icbar için götürdüğü konusunda dosyada bir bilgi ve belge yoktur. Annenin icra emrine karşı direnmesi sabit olmadan alacaklının icra memurunu kendiliğinden götürmesi sonucu yapılan masrafları borçludan istemeye hakkı yoktur. Bu nedenle kararın onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazının reddi ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK.`nun 366. ve HUMK.`nun 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA, 28.5.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.
12. HD T. 28.5.1997, 5845/6259