Yargılamanın yenilenmesi usulü hakkında
Herkese merhaba; yargılamanın yenilenmesi konusunda bazı bilgiler edindim.
HMUK 445. maddeye ek bir bent ile yargılamanın yenilenmesi için yalan tanıklıktan mahkum olma şartı artık gerekmediği anlaşılıyor. Ayrıca yalan tanıklığın tespiti için hukuk mahkemesinde tespit davası açılabildiği yazıyor.
"Yargıtay af nedeniyle ceza mahkemesinden bir karar alınmasının olanaksız bulunması durumunda, yargılamanın yenilenmesi davası açılmadan önce, hukuk mahkemesinde bir tespit davası açılması ve tanığın yalan söylediğinin bu mahkemece saptanmasının gerekli olduğuna karar vermiştir. "
Ancak, 16.07.1981 ve 2494 sayılı Kanunun 33.maddesi ile yapılan değişiklik sonucu, 445.maddeye 2.fıkra olarak şu hüküm eklenmiştir: “Birinci fıkranın 4, 5 ve 6 ncı bentlerindeki hallerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkümiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya karar verilememiş ise, ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde yargılamanın iadesi sebeplerinin varlığının, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.”
Böylece, yalan tanıklığa dayalı olarak varolması gerekli olan kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı şartı varlığını korumakla birlikte delil yokluğu dışında, herhangi bir nedenle ceza mahkemesi, konuyla ilgili bir ceza kovuşturulması yapamıyor veya bir karar veremiyor ise, yargılamanın yenilenmesi talep edilecek mahkemeden, yalan tanıklığa ilişkin meseleyi bir ön sorun olarak incelemesi talep edilebilecektir. Kanun koyucu yerinde bir değişiklikle, HUMK’nun 445/4 maddesinin 4.bendine ilişkin, en önemli soruna ve ilgili tartışmalara son vermiştir.
Bu konu hakkında üyelerimizin görüşlerini merak ediyorum saygılarımla..
HMUK 445. maddeye ek bir bent ile yargılamanın yenilenmesi için yalan tanıklıktan mahkum olma şartı artık gerekmediği anlaşılıyor. Ayrıca yalan tanıklığın tespiti için hukuk mahkemesinde tespit davası açılabildiği yazıyor.
"Yargıtay af nedeniyle ceza mahkemesinden bir karar alınmasının olanaksız bulunması durumunda, yargılamanın yenilenmesi davası açılmadan önce, hukuk mahkemesinde bir tespit davası açılması ve tanığın yalan söylediğinin bu mahkemece saptanmasının gerekli olduğuna karar vermiştir. "
Ancak, 16.07.1981 ve 2494 sayılı Kanunun 33.maddesi ile yapılan değişiklik sonucu, 445.maddeye 2.fıkra olarak şu hüküm eklenmiştir: “Birinci fıkranın 4, 5 ve 6 ncı bentlerindeki hallerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkümiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya karar verilememiş ise, ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde yargılamanın iadesi sebeplerinin varlığının, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.”
Böylece, yalan tanıklığa dayalı olarak varolması gerekli olan kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı şartı varlığını korumakla birlikte delil yokluğu dışında, herhangi bir nedenle ceza mahkemesi, konuyla ilgili bir ceza kovuşturulması yapamıyor veya bir karar veremiyor ise, yargılamanın yenilenmesi talep edilecek mahkemeden, yalan tanıklığa ilişkin meseleyi bir ön sorun olarak incelemesi talep edilebilecektir. Kanun koyucu yerinde bir değişiklikle, HUMK’nun 445/4 maddesinin 4.bendine ilişkin, en önemli soruna ve ilgili tartışmalara son vermiştir.
Bu konu hakkında üyelerimizin görüşlerini merak ediyorum saygılarımla..