Hukuki NET sitesinde paylaşımda bulunmak, soru sormak ve cevap yazmak için üye olun. Üyelik ücretsizdir.

İstifanın ardından - CHP

11-05-2010 20:32:04 çoban #

İstifanın ardından - CHP

Hürriyet 11 Mayıs 2010

Fatih Çekirge
http://www.hurriyet.com.tr/p/hp/spacer.gif Onur Öymen: Kurultay'a gelmese de seçilir

Baykal’ın gidişi öyle kolay gözükmüyor…

48 saattir Ankara’da kulisleri yokluyorum…

BAYKAL VE SAV KÜSME NOKTASINA GELDİ

Manzara şu:

CHP yönetimi Deniz Bey’in dönmesi için elinden geleni yapacak…
Genel merkez karargâhıyla teşkilatlar arasında müthiş bir trafik yaşanıyor… “Baykal dönsün” mesajının kuvvetlenmesi için genel merkez yönetimi bütün gücünü kullanıyor…

Taktik ise şöyle:

Bu kurultayda kim adaylığını koyarsa, neredeyse “ihanet etmiş” gibi kabul edilecek…
Böyle bir psikoloji var…
Bu nedenle aday çıkması zor…
Nitekim uzunca bir sohbet yaptığım Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen de aynı şeyi söylüyor…

Soruyorum:

- Sizce dönebilir mi?

Cevap veriyor:

- Böyle bir dönemde genel başkan değiştirmek olacak şey değil. Biz dönmesi için elimizden gelen her şeyi yapıyor ve ümit ediyoruz. Zaten örgütten de çok talep var.

- Ama kurultaya gelmeyeceğini ilan etti. Nasıl olacak?

- Delegelerin yüzde 20’si Deniz Bey’i aday gösterirse, başka da aday çıkmazsa ve o kurultayda Deniz Baykal bütün delegelerin oylarını alırsa olabilir.

- Yani kurultaya gelmeden seçilebilir mi?

- Elbette seçilebilir. Tüzüğümüz buna uygun. Zaten kendisi de mücadeleyi sürdüreceğini söylemişti.

- Ama bu çok kısa sürede bir fikir değişikliği olmaz mı? Bir de ortada bazı iddialar var. Kasetlerin devamı olduğu da söyleniyor.

- Bu alçakça tuzağın hesabını birileri verecek. Ben Deniz Bey’in dönmesi gerektiğini söylüyor ve bunu örgütte görüyorum. Ayrıca ümit ediyorum.

ADAY ÇIKMAZSA

Bu sözler Kemal Kılıçdaroğlu’nun neden “Aday olmayacağım” dediğini de açıklıyor…
Belli ki 22 Mayıs’a kadar aday çıkması çok az bir ihtimal…
Genel başkanı istifa etmiş, adaysız bir kurultayda delegenin Deniz Baykal’ı seçmesi, belki de siyaset tarihimizde ilk kez düşünülen bir ihtimal…
Ve görüyorum ki kuvvetli bir ihtimal…
Ama Onur Öymen’in şu sözleri de önemli:

- Ama genel başkanımız bizi çok şaşırtıyor. İstifa etmemesi için çok uğraştık. Dinletemedik. Dolayısıyla kurultaya doğru böyle bir hazırlık yapılmasına da karşı çıkabilir. Bunu hep birlikte göreceğiz...

Sevgili okurlar…
Sizlerden çok sayıda mesaj alıyoruz, yorumlar geliyor…
Kiminiz Baykal’ın artık bırakması gerektiğini söylüyor, kiminiz bu alçakça tuzağa karşı mücadele etmek için kalması gerektiğini söylüyor…
Kiminiz hala bu görüntülerin montaj olduğunu ve yalan olduğunu söylüyor, kiminiz ise “yalan olsaydı istifa etmez, meydan meydan miting düzenlerdi” diyor…
Bizse kulislerde gerçeğin ve gelişmelerin izini sürüyoruz…
Bu amaçla bir de anket başlattık…
Bu ankete vereceğiniz oylar da psikolojik olarak belirleyicidir…
Şu anda Ankara kulisleri inanılmaz bir trafik yaşıyor…

HÜKÜMETE AĞIR SUÇLAMA

Baykal’ın gizli kamera kaydının altında iktidarın eli olduğu yolundaki ağır iddiası kulisleri daha da hızlandırdı…
Buna bir de Baykal’ın Fethullah Gülen cemaatiyle kurduğu temas sonrasında iktidarı suçlaması senaryosu da eklenince kulisler gerçeğin izinin sürülebilmesinin çok zor olduğu bir labirente dönüştü…
İşte bu zor koşullarda gerçeğin izini sürmeye devam ediyoruz…

...

Onur Öymen mi?

Yanlış seçim olur bence
11-05-2010 21:19:15 sonuncuyaka #

Cevap: İstifanın ardından

Değişmez,değiştirilmesi teklif edilemez genel başkan.

Kongrenin yapılacağı salona omuzlarda getirilmeli.

Türkiye seninle Gurur duyuyor sesleriyle salon inlemeli.

Gözyaşlarımı tutamıyorum.:DD
11-05-2010 21:27:50 sonuncuyaka #

Cevap: İstifanın ardından

Değişmez ,değiştirilmesi teklif dahi edilemez genel başkan.

Kurultayda omuzlara alınıp tekrar genel başkan seçilir.

Salonda Türkiye seninle gurur duyuyor nidalarıyla

Tekrar ve daima Baykal.

Yanında genel sekreter SAV

Ağlamak istiyorum.
12-05-2010 20:15:43 çoban #

Cevap: İstifanın ardından

Fatih Çekirge
fcekirge@hurriyet.com.tr

Sevgili okurlar....

Şu an Ankara'dayım ve CHP kulisleri öylesine müthiş bir trafik yaşıyor ki her saniye yeni bir gelişme oluyor...

Az önce CHP'de iki grubun mücadele ettiğini öğreniyorum. Bir tarafta Önder Sav ve arkadaşları...

Ya Önder Sav'ın çıkmasını ya da Sav'ın sözünden çıkmayacak olan Süha Okay'ın çıkmasını hazırlıyor.

Diğer tarafta ise Yılmaz Ateş, Mehmet Sevigen, Mustafa Özyürek grubu var. Bu grup Deniz Baykal'ın dönmesi için uğraşıyor.

Ancak eğer Baykal dönmezse bu grup Önder Sav'a karşı Kılıçdaroğlu'nu destekleyebilir.

Şu anda Merkez Yönetim Kurulu toplandı ve toplantıya Kılıçdaroğlu da çağrıldı.

Adaylık kulislerine gelince...

CHP kulislerinde çok ağır bir baskı var.

Baskı doğrudan Önder Sav yönetiminden geliyor…

Kimse aday olmaya cesaret edemiyor. Çünkü Önder Sav ve arkadaşları CHP Genel Merkezi’nden teşkilatlara şu “psikolojik baskı mesajını” pompalıyor.

Bir başka deyişle CHP tam bir cendere altında.

Psikolojik baskı mesajının içinde ise şu var:
“Genel Başkanımıza bir komplo kurulmuştur. Bu nedenle istifa etmiştir. Onun bu zor durumundan yararlanıp aday olan bu komplonun bir parçası sayılır. Mezar soyguncusudur.”

Bu mesaj öylesine kuvvetle pompalanıyor ki, örneğin Kemal Kılıçdaroğlu “Ben aday değilim” demek zorunda bırakılıyor.

Hesap ise şöyle:
“Eğer Baykal dönmeyecekse Önder Abi formülü geliştirilsin.”

İşte bu formülle Önder Sav dışında kimsenin aday olması mümkün olmuyor.

Deniz Baykal kurultaya gitmeyeceğini söylemişti. Bunun için de şu formülü geliştirmişler:
“Eğer Önder Sav olmuyorsa kimse aday çıkamayacak, adayın olmadığı kurultayda ise delegelere Deniz Baykal’ın adaylığı için imza attırılacak ve siyasi tarihimizde ilk kez bir genel başkan kurultay salonuna gitmeden seçilmiş olacak.”

Baykal aslında bu formüle sıcak bakmıyor. Çünkü istifasının “1 aylık istifa” gibi algılanmasından rahatsız. Bu nedenle kurultaya 2 hafta kala adaylık süreci tıkanmış durumda.

ÖNDER SAV’IN İNADI

Önceki gün suikast iddiasıyla ilgili yapılan basın toplantısı nedeniyle Önder Sav’ın Baykal’la küsme noktasına geldiğini yazmıştım. Bu soruyu Sav’a gazeteciler sordu, ancak Sav lafı yuvarladı.

Şimdi ısrar ediyorum…

Kulislerden bana doğru sızan gerçeklere göre daha da kötüsü olmuş. Onu da bir sonraki yazımda aktaracağım.

Sevgili okurlar, 24 saat önce bir anket başlattık. 300 bini aşkın kişi oy kullandı.

Bu anket, bu kapsamda yapılmış en geniş ankettir. Düşünün ki, 1 kişi birden fazla oy kullanamıyor ve 300 bin kişi yüzde 60 gibi bir çoğunlukla Kemal Kılıçdaroğlu diyor.

Bir CHP’li dostum şu mesajı göndermiş:
“Önder Sav Deniz Baykal’ın aday olmaması halinde kendisi için delegeden imza toplatmak dahil her türlü şeyi deniyor. CHP Genel Sekreteri olarak delegeden her türlü imza toplar. Eğer halka sormak istiyorsa Kılıçdaroğlu ile Sav arasında bir anket yapın.”

Ben de bu CHP’li dostumun önerisine uyarak bu anketi düzenliyorum. Burada şunu açık yüreklilikle belirtmem gerekiyor:

25 yıldır tanıdığım Deniz Baykal dürüst ve donanımlı bir siyasetçidir ancak siyaset hata affetmiyor. Büyük bir haksızlığa uğramıştır. Bu anketleri Deniz Bey’in “Kurultaya gitmeyeceğim, aday olmayacağım sözleri üzerine yapıyoruz”
12-05-2010 22:10:52 çoban #

Cevap: İstifanın ardından

Salya sümük ağlayanları zaten biliyoruz :)

İşte konuya ilişkin köşe yazarlarının yazdıkları da şöyle imiş:

Güngör Mengi / Vatan
...Yazıktır, iki haftadan çok zaman kaybedilmiştir. Hiç değilse Baykal'ın istifasının yarattığı fırsat doğru kullanılmalı ve gelecek kazanılmalıdır.

Nedeni her neyse, istifaya mecbur olmuş bir lider kurtarıcı olamaz. Halbuki Türkiye, kurtarıcı özelliklere sahip liderlere muhtaç durumdadır. Dikkat!.. Tayin yoluyla geldiği görüntüsü veren bir yeni lider öyle bir misyonu taşıyamaz. Kimin hayali ve yüreği yetiyorsa, liderliğe talip olduğunu göstermeli, almak için de cesaretle ileri atılmalıdır. Çünkü şartlar ve gelecek, CHP dünyasından cesaret ve fazilet talep ediyor.

Mustafa Mutlu / Vatan
Kurgu ya da montaj; ne olursa olsun, o görüntülerdeki kişiler eğer gerçekten Deniz Baykal ve Nesrin Baytok'sa...
Yandaşları değil 800, 800 bin imza toplasa nafile... Baykal geri dönmez! Bu rezaletin aylara, yıllara yayılmasına... Sadece kendisinin ve Nesrin Hanım'ın değil... İki ailenin ve koskoca bir partinin bu kadar yıpratılmasına izin vermez... Bu riski asla göze almaz!

Taha Akyol / Milliyet
CHP'nin uzun vadeli geleceği açısından, Baykal'ın dönüp dönmemesinden daha önemli olan, bu partide 1970'lerdeki Ortanın Solu hareketi gibi bir açılım, bir yenilenme olup olmayacağıdır. 1970'lerde "Ortanın Solu" CHP'nin oylarını yüzde 33'ten yüzde 42'ye çıkarmış, demek ki sağdan da epey oy çekebilmişti.

Hasan Cemal / Milliyet
CHP'nin örgütsel yapısı, yani teşkilat düzeni, Baykal tarafından yıllar içinde öylesine oluşturulmuştur ki, oradan Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu 'değişim'e dönük bir siyasal alternatif çıkması yakın ihtimal değildir. Türkiye'de demokrasi ve istikrar açısından büyük önem taşıyan 'muhalefet boşluğu' meselesi, büyük ihtimalle, 22 Mayıs'taki CHP kurultayı sonrasında da devam edecektir.

Mehmet Ali Birand / Posta
Baykal'ın sahneden ayrılışı, Ak Parti'yi rahatlatacaktır. Kim ne derse desin, Ulusalcı kesim hiç değilse, CHP'nin toparlanması ve kendine yeni ve etkili bir lider bulmasına kadar ki sürede sahipsiz kalacaktır. Baykal gibi onları savunacak bir başka lider çıkana kadar da, bir bocalama döneminden geçilecektir. Referandumu kolayca atlattığı taktirde, Ak Parti iktidarının 2011 seçimlerini dahi erkene alması ve CHP tam toparlanamadan ülkeyi sandığa götürmesi, gözardı edilemeyecek bir olasılıktır.

Ertuğrul Özkök / Hürriyet
Deniz Baykal olayında, "Bu iş bizi ilgilendirmez" deyip kenara çekilmiş, "Yapana değil, yapılana da bakalım" diyenlerden misin?... Arkadaş hazır ol; senin kulağına da kar suyu kaçıracağım...
Artık hepimizin yatak odasına şüphe düşmüştür.
Ve bu mesele, hepimizin, laik, az laik, demokrat, liberal, CHP'li, AK Partili, MHP'li... Hepimizin meselesidir.
Sakın ha "Ben harama uçkur çözmem" diye böbürlenme.
Sıra sana da gelecek. Ve o zaman anlayacaksın ki bu çok fena bir şeymiş.

Yılmaz Özdil / Hürriyet
Mesele, Deniz Baykal'ın meselesi değildir... Silivri'ye gönderilemediği için evine gönderilen Baykal, bu "manevi suikast"la susturulursa, konuşacak kimse bulamazsınız bu memlekette.

Hasan Bülent Kahraman / Sabah
Kabul etmek gerekir ki bugün Ergenekon sonrası dönemi yaşıyoruz. Derin yapı bir ölçüde çözülmüştür. Mantık dışı bir ulusalcılık-Kemalizm odağında kutuplaştırılan Türkiye'nin üstündeki kapak atmıştır ve toplum şimdi yeni bir dünyaya gözünü açmaktadır. Bu, reel siyasetin dünyasıdır. Oysa 2002 sonrasında Soğuk Savaş döneminin 1970 modeli siyasetiyle devam ediliyordu. Yeni kavramların, ihtiyaçların biçimlendireceği yeni bir siyasal yapıya da söyleme de ertelenemez bir ihtiyacın duyulduğu şu dönemde bu işin CHP ve Baykal ile olmayacağı muhakkaktır dendi.
Yani post-Ergenekon döneminin getirdiği siyasal dönüşümün ilk sinyalidir Baykal'ın gidişi.

Mehmet Altan / Star
Madem Baykal ve CHP konuşuyoruz, o zaman temel ve ciddi soruya dönelim. Gerçekten de temel soru, CHP "Kemalist bir parti mi olacak, yoksa sosyal demokrasiye doğru kanatlanmaya mı çalışacak?" Soru daha genişletilerek şöyle de formüle edilebilir: CHP Birinci Cumhuriyetçi olarak dünde mi kalacak, yoksa 2. Cumhuriyetçi bir anlayışla bugüne doğru mu kımıldayacak?

Şamil Tayyar / Star
Kabul etmek gerekir, video operasyonu, sadece CHP'de lider değişikliğiyle muhalefeti yeniden dizayn etmeye yönelik sıradan bir girişim değildir. Operasyondaki nihai hedefin, daha büyük ölçekli kurgulandığı iddiası giderek ağırlık kazanıyor. Başka bir ifadeyle, yeni Türkiye'nin "Erdoğan" ve "Baykalsız" kurulması arzusu, güçlü bir şekilde hissediliyor. Dolayısıyla, operasyonun yatırım alanı, önümüzde genel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçimidir. Referandum sadece bir araçtır. Kuşkusuz, böyle bir projeyi sadece iç dinamiklerle izah etmeye çalışmak sağlıklı sonuç doğurmaz. Yerel ittifakın uluslararası koordinatları çok önemlidir.

Oray Eğin / Akşam
Samimi düşüncem, Baykal'ın bu kaset olayının iç yüzü ortaya çıkana kadar liderliği düşünmemesi, CHP'de sadece bir 'ağabey' konumunda kalması yönünde... Seçmenin de gönlünden geçen bu aşamada bu. Bununla beraber her fırsatta kaset komplosunun bir hükümet sorunu olduğunu tekrarlayıp her yerde hesabını sorması, bu komplonun çözülmesi için baskı yapması gerektiğine de inanıyorum. Asla peşini bırakmamalı, sesinin çıkabildiği en yüksek şekilde durmaksızın bu konuyu canlı tutmalı. Bu mücadelenin sonunda Baykal, birikimi ve desteğiyle Kılıçdaroğlu'nun CHP'sini iktidara taşıyacak en kuvvetli temel taşlarından da biri olacaktır kuşkusuz. Kuvvetli bir CHP hükümetinde Deniz Baykal'a düşecek görev de şimdiden bellidir: Türkiye'nin halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı olmalıdır...

e kolay / (Vatan)
18-05-2010 23:26:11 çoban #

Cevap: İstifanın ardından

Haydar Dümen'den Baykal'a tavsiyeler

Cinsellik uzmanı Doktor Haydar Dümen, CHP Lideri Deniz Baykal'ı affetmiyor: Bu adam bir halt yedi, acemiliğinden, amatörlüğünden ağzına yüzüne bulaştırdı...

CHP Lideri Deniz Baykal'ı istifaya sürükleyen seks skandalı Türkiye gündemini belirlemeye devamediyor. Kasedin internet ortamına düşmesinin ardından süreci soğukkanlılıkla yönetmeye çalışan Baykal'a, siyasi rakiplerinden eleştiriler yöneliyor. partinin belirli bir kesiminden "geri dön" baskısı yapılıyor. Sorunun siyasi boyutu bir yana, bir de olayın cinsel boyutu ve bunun getirdiği soru işaretleri gündem oluşturuyor. Ortada cinsellikle ilgili soru işaretleri oluşunca da, konunun uzmanlarının görüşleri önem kazanıyor.

Habertürk'ten Kutlu Esendemir, Deniz Baykal olayını Dr. Haydar Dümen'e sordu...

Bir hastanız gelip, "Hocam ben evliyim, 73 yaşındayım, bir partinin de genel başanıyım.Bir kadınla sevişme görünüm internete düştü. Mahvoldum,bunalımdayım" deseydi, öneriniz ne olurdu?

Oğlum, partiden falan çekil. Eşinin gönlünü al, özür dile. Hatta eşinin psikolojik desteğe ihtiyacı olabilir. Onu bir uzmana götür. Bundan dolayı insan boşanmaz. Bu yaştan sonra da evlilik bozulmaz. Sen bu filmin sonuna, "The end" diye yaz. Yeni bir sahne aç kendine. Bu sahne senin kenara çekileceğin, çiftliğin de olabilir. Ailenle mutlu ol. Biz, sizin etek dedikodularınızı, uçkurlarınızı ya da savunmalarınızı dinlemek zorunda değiliz. Bu, ülkeye zarar verir. Olay olmuş da, olmamış da olabilir. Beni ilgilendirmiyor. Bir kenara çekilip kendi düzenin içerisinde, spekülasyonlara yer vermeyecek bir ortam hazırlamanı istiyorum" derdim.

Ya, "Yaşadığım travmayı nasıl atlatacağım Haydar Bey?"

Kendini yüce şeylere ada. Bak; doğrusunu yapıp politikayı da bıraktın. Türk politika tarihini yaz. Fikir hayatında üretim aşamasında geleceğe imtza at. Bakın; bugün Baykal ölse 100 yıl sonra kimse onu hatılamayacak. Ama bugün Baykal'ın evrensel 2 kitabı olsa 500 yıl sonra bile biri o kitabı görecek, hatırlayacak. Hatırlanıyorsanız, yaşıyorsunuz demektir.

Bu tür bir skandalın ardından kişinin cinsel yaşamı nasıl etkilenir?

(Gülüyor) Partnere bağlı. Kudurmuşla denir ya bir atasözünde. Göz var mı göz? Kulak da var. Korku da, varlık da var. Karşıda da eşeği baştan çıkartan sıpanın kuyruk sallaması var. Anadolu'daki söylemle. Diren diren diren. Yüz kişi direndi, bir kişi direnmeyiverdi. Olur ama büyüklerin, başımızdakilerin buna hakkı yok.

Ya görüntüyü çekenlerin durumu ne?

Haa! Politik orgazm içinde onlar. "Türkiye'yi kurtardık" diye uçuyorlardır. Büyük ödül alıyorlardır ya da alacaklardır.

Yaşlılara motivasyonu olmuş mudur Baykal vakasının?

Yok yahu! Bunlar ilkel motiflerin mastürbasyonuna yol açar. Söylerken tatmin olur. Yaşlılar viagrayı buluyor ama kadını bulamıyor.

Babam bile olsa böyle bir olayı kabul etmezdim?

Baykal istifa ederken, söz konusu kasedin iki haftalık bir geçmişi olduğunu söyledi. İki hafta öncesi Meclis'te Anayasa değişiklikleriyle ilgili çok sert tartışmalar yaşanıyordu.

Böylesi stres anlarında cinsel güdüler harekete geçebilir mi?

Her erkek, stresin derecesine göre, bazen de stresin kendisinden ereksiyon olur. İdam anında orgazm olunur. Ama insan kimliği farklıdır. Psikopat bir adam, acılar karşısında ereksiyon olur.

Görüntülerde, olay anında Baykal'ın gömleğini ve kravatını çıkarmadığı örülüyor. Çoraplar çıkarımış ama.

(Gülüyor) Bunu değil Haydar Dümen, cihanı alemin profesörü olsa açıklayamaz. Belki canı öyle istemiştir. Belki acelesi vardır. Ne bilelim; protokol adamı ya Baykal... Belki protokol gereği öyle uygun görmüştür. Bizi ilgilendirmez.

Buna benzer vakayla karşılaştınız mı hiç?

Buna benzer değil de, çok yaşlı bir hastam felaket derecede kadına düşkündü. Bunun bir başka nedeni var: İnsanlar bunamaya başladıklarıda, yukarıda beyinde fren azaldığında, aşağıda cinsellik daha özgür oluyor ve harekete geçiyor. Yani Züğürt Ağa filminde, Şener Şen'in babasının , kulağına vurup, "Kadın isterim, kadın" demesi gibi. Ama bunu Baykal için söyleyemiyorum.

Siyasetin tarihini cinsellik üzerinden yazmaya kalksanız, Baykal'ın tarihteki yeri ne olurdu?


Hiçbir satır yer vermezdim. Bu adam bir halt yedi, acemiliğinden, amatörlüğünden ağzına yüzüne bulaştırdı. Cinselliği de , siyaseti de yok Baykal'ın Şanssızlığı da lider olması. Bu da olayın hepimizin gözü önünde işlenmiş olmasını getirdi. O zaman ben babam olsa bu olayı kabul etmezsem, Baykal da da kabul etmem. Liderler politikanın peygamberliğine soyunmuşlardır. O zaman bir şeylerden vazgeçeceksiniz.

GÜCÜN OLDUĞU YERDE ÇOK KADINLILIK OLUYOR

Baykalın yaşadığı tam olarak nedir?

Böyle bir tablo oluşmuşsa, hayat çizgsini,i değer yargılarını, topluma karşı sorumluluk ve vicdani duygularını yeniden gözden geçircek. Sözünü tutmak kaydıyla, yapması gerekeni ve doğru yapmıştır. Aksi takdirde,kendi inanırlılığını kayberedsebir lider, o liderin bu zaafından toplum zarar görür. Baykal bugün, kahvehanelere münazara konusu olarak intikal etmiştir.

Ne gibi?
Baykal skandalı toplumu ikiye böldü. Bunun nabzını kahvehanelerde görürsünüz. Kahvenelerde, birirelir "Erkektir, falanca yapıyor, on niye yapmasın"diyor. Bir tanesi itiraz ediyor. "Mağdur o" diyor.

Dünyada'da çok sayıda örneği var. siyasi liderlerin cinselliğe düşkünlüğünü nasıl açıklıyorsunuz?

Olanakları ve erkleri bunu yaptırıyor. Parası çok fazla olan da, otoritesi çok olan da bunu yapabiliyor. Aşiret liderlri de, şeyhler de bunu yapabiliyor. Gücün olduğu yerde çok kadınlılık oluyor. Gücü fazla olduğu için de buna kimse dokunamıyor . Bu erke hayvanlar düzeyinde baktığımız zaman, aslanlar da, boğalar da çok eşlidir. Estetiği olan kuğular, kırlangıçlar tek eşlidir.Yani iki oyun oynanıyor dünyada. Biz sadece erke dayanan ilkel güdülerimizi vurgularsak, kendi ilkelliğimizin basamaklarında erir gideriz. oysa liderler bir toplumsal peygamber gibi tertemiz olmalıdır. Sosyal alanda kendini frenlediği gibi, cinsel alanda da kendini firenleyebilmelidir. Topluma saygının bir gereği var.


HABER 3
19-05-2010 04:44:39 carsambalıfaruk #

Cevap: İstifanın ardından

Alıntı:

sonuncuyaka rumuzlu üyeden alıntı
Değişmez,değiştirilmesi teklif edilemez genel başkan.

Kongrenin yapılacağı salona omuzlarda getirilmeli.

Türkiye seninle Gurur duyuyor sesleriyle salon inlemeli.

Gözyaşlarımı tutamıyorum.:DD

Güzel olmuş.
19-05-2010 11:00:28 çoban #

Cevap: İstifanın ardından

Davet alırsam CHP’ye katılırım

BAĞIMSIZ Tunceli Milletvekili Kamer Genç, CHP Genel Başkanlığı’na aday olan Kemal Kılıçdaroğlu’ndan davet alması halinde partiye katılacağını söyledi.

19 Mayıs 2010

Kılıçdaroğlu’nun seçilmesi halinde Tunceli’den parti genel başkanı olmasından memnuniyet duyacağını ifade eden Genç, şunları söyledi:

“İkimiz de Tunceli’nin Nazimiye İlçesi’ndeniz. Kendisi de takdir ettiğim, sevdiğim bir politikacı.

CHP’ye davet edilmem halinde katılmaktan da kıvanç duyarım. Tunceli için daha çok çalışırız.

Adaylığını Tunceli’de bulunduğum sırada öğrendik. Hem bu durumdan Tunceli de çok memnun, CHP’ye geçmem için onlardan da öneri geldi.”

Milliyet
19-05-2010 11:08:01 çoban #

Cevap: İstifanın ardından

Kurtlar Vadisi Baykal olayına el attı

Vadi güncel konuları işlemeye devam ediyor Yayınlandığı ilk günden bu tarafa ülke gündeminde yaşanan olayları farklı bakış açıları ile değerlendiren Kurtlar Vadisi Pusu, bu hafta CHP Eski Genel Başkanı Deniz Baykal'a ait olduğu iddia edilen seks kasedini gündeme getirecek.

Kurtlar Vadisi Pusu Baykal olayına el attı

Baykal olayına gönderme Perşembe akşamı yayınlacak olan yeni bölümde, kendi partisinden bir milletvekili ile uygunsuz görüntüleri ortaya çıkan Deniz Baykal ve sonrasında yaşanan sürece Polat Alemdar atıfta bulunuyor. Ortaya çıktıktan sonra Deniz Baykal'ı istifaya sürükleyen kaset, dizide Türkiye'yi yöneten gizli güç olarak olarak gösterilen İhtiyarlar Heyeti Başkanı ile Polat Alemdar arasında ilginç diyaloglara sahne oluyor.

İşte ikili arasında geçen o diyalog

Başkan: Bir kasetin ülke gündemini nasıl değiştirdiğini görmüyor musun?

Polat Alemdar: Bir insan bu ülkeye hizmet etmek istiyorsa, zaaflarından arınmak zorunda?

Milliyet
19-05-2010 11:23:38 çoban #

Cevap: İstifanın ardından

Baykal ile Sav ilk defa ayrı düştü

CHP’nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal ile CHP Genel Sekreteri Önder Sav yaklaşık 53 yıllık dostluklarında ilk kez ayrı düştüler.

Baykal ile Sav’ın Ankara Hukuk Fakültesinde başlayan dostlukları siyasette de devam etti. Önder Sav, hep Baykal’ın yanında yer aldı. Baykal ile Sav’ın yolu ilk defa Kemal Kılıçdaroğlu’nun 22-23 Mayıs’ta yapılacak kurultayda genel başkan adayı olması ile ayrıldı. Sav, Kılıçdaroğlu’nun yanında yer alarak ona en büyük desteği verdi.

1937 doğumlu Sav, Ankara Hukuk Fakültesi mezunu. 1938 doğumlu Baykal da, Ankara Hukuk Fakültesini bitirdi. Baykal ve Sav’ın dostlukları fakülte yıllarında başladı. Fakülte yıllarından sonra Sav, örgütte görev yaptı. Sav, Merkez İlçe Başkanı olarak siyasi çalışmalarına devam etti. Baykal ise, doktorasını Siyasal Bilgiler Fakültesinde tamamladı. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Siyaset Bilimi Doçenti olarak öğretim üyeliği görevinde bulundu.

Baykal, 1972 yılında asistan olarak görev yaparken, Turan Güneş’in önerisiyle CHP Yüksek Danışma Kuruluna girdi.

HEP AYNI SAFTA OLDULAR-

Baykal, İsmet İnönü ve Ecevit arasındaki yarışta Ecevit’in yanında yer aldı. Önder Sav da, Baykal ile birlikte hareket etti.

Önder Sav, 1973 yılında 15. Dönem Ankara Milletvekili olarak, Baykal da 15. Dönem Antalya Milletvekili olarak TBMM’ye girdi. Baykal ile Sav, 1974 yılında kurulan Ecevit Hükümetinde (37. Hükümette) aynı kabinede yer aldı. Baykal, 37. Hükümette Maliye Bakanı, Sav da 37. Hükümette Çalışma Bakanı olarak görev yaptı.

-ECEVİT’E KARŞI BAYKAL’IN YANINDA YER ALDI-

1979 yıllarında Baykal ile Ecevit arasındaki çekişmede Sav, Baykal ile birlikte hareket etti.

1992’de CHP yeniden açıldı. SHP’den birlikte ayrıldılar. Sav, Deniz Baykal ile Erol Tuncer arasındaki yarışta Baykal’ı destekledi. Baykal, rakibi Erol Tuncer’i geçerek genel başkan oldu. CHP, SHP’den istifa eden milletvekilleri ile TBMM’de grup kurdu.

Önder Sav, 1995 seçimine kadar bir süre Türkiye Barolar Birliği Başkanı olarak görev yaptı. 20. Dönem’de Ankara Milletvekili olarak TBMM’ye yeniden girdi. Baykal, Sav’ı birinci sıradan aday gösterdi. Baykal’ın yanında yer alan Sav, TBMM’de grup başkanvekili olarak görev yaptı.

Sav, 2001 yılında da Baykal’ın yanında yer aldı. Ardından CHP’nin Genel Sekreteri olarak göreve başladı.

Sav’ı yakından tanıyanlara göre, Baykal’ın hep yanında yer aldı. Ancak Baykal’ın istifasıyla birlikte bir karar aldı ve Kılıçdaroğlu’nu destekledi. Sav’ı tanıyanlar, "Genel başkan gelecek bir durum olsaydı, asla genel başkana karşı çıkış yapmazdı" değerlendirmesini yaptılar.

Ancak Baykal’a yakın isimler ise Önder Sav’a tepki gösteriyor. Onlara göre Sav, Baykal’ı "arkadan vurdu".

Hürriyet




™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.

♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.

Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.

Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi vd.

® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir.

‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.

📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.

This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.