Danıştay ve Yargıtay Kararları arasındaki farklılık nasıl giderilir?
Merhaba,
Sorum Kısaca Şu:
2547 sayılı Kanun'un 35.maddesi ve ilgili yönetmelik gereği il dışında lisansüstü eğitim gören araştırma görevlileri mecburi hizmet yüklenme şartı ile kadroları lisansüstü eğitim yaptıkları enstitülere aktarılıyor. Bu görevlendirme YÖK tarafından mecbur tutuluyor. Araştırma görevlilerine üniversiteleri tarafından zorla senet imzalattırılıyor. Bu senetlerde başarısız olunduğu takdirde kadroyla ilişiklerinin kesileceği ve hizmet karşılığı aldığı maaşları yasal faiziyle geri ödeyecekleri yazıyor.
Bu senetlerle ilgili mahkeme süreçleri hem adli hem de idari mahkemelerde hep araştırma görevlileri aleyhine oluyor. Danıştay 2007'de içtihat değişikliğine giderek bu senetlerin ve bu senetlere göre yapılan işlemlerin (ilişik kesme) geçersiz olduğuna karar veriyor. Aynı içtihatını devam ettiriyor.
Yargıtay ise bu senetlere göre yapılan işlemleri onaylıyor ve araştırma görevlilerine borç çıkarıyor. Üniversiteler ile araştırma görevlileri arasında hukuk savaşı başlamak üzere. Üniversiteler bu senetlerin adli yargıda görülmesini istiyor araştırma görevlileri ise idari yargıda.
Bir arkadaşımız idari mahkemeye gitmedi ve üniversite bu senetleri adli yargıya taşıdı. Bu senetler temyiz aşamasında onanarak araştırma görevlisine 70.000 TL borç çıkardı. Araştırma görevlisi arkadaşımız taksit taksit bunu ödemeye başladı. Şimdi arkadaşımız idari yargıya başvuracak ve bu senetleri Danıştay'ın içtihatları doğrultusunda iptal ettirecek.
Bu senetler üstün kamu gücü kullanarak araştırma görevlilerine zorla imzalattırılımıştır. Şimdi Danıştay'dan senetlerin iptali için karar çıkacak ve bu karar Yargıtay'ın verdiği kararın tersi olacak. Şimdi arkadaşımızı hangi yolu izlemeliki ödediği parayı geri alabilsin. Üniversite adına idari yargıda tam yargı davası mı açacak, yoksa idari yargı kararı çıktıktan sonra yeniden adli yargıya başvurup "borcu olmadığına" dair tespit davası mı açacak? Yoksa dava uyuşmazlık mahkemesine mi gidecek?
Sorum Kısaca Şu:
2547 sayılı Kanun'un 35.maddesi ve ilgili yönetmelik gereği il dışında lisansüstü eğitim gören araştırma görevlileri mecburi hizmet yüklenme şartı ile kadroları lisansüstü eğitim yaptıkları enstitülere aktarılıyor. Bu görevlendirme YÖK tarafından mecbur tutuluyor. Araştırma görevlilerine üniversiteleri tarafından zorla senet imzalattırılıyor. Bu senetlerde başarısız olunduğu takdirde kadroyla ilişiklerinin kesileceği ve hizmet karşılığı aldığı maaşları yasal faiziyle geri ödeyecekleri yazıyor.
Bu senetlerle ilgili mahkeme süreçleri hem adli hem de idari mahkemelerde hep araştırma görevlileri aleyhine oluyor. Danıştay 2007'de içtihat değişikliğine giderek bu senetlerin ve bu senetlere göre yapılan işlemlerin (ilişik kesme) geçersiz olduğuna karar veriyor. Aynı içtihatını devam ettiriyor.
Yargıtay ise bu senetlere göre yapılan işlemleri onaylıyor ve araştırma görevlilerine borç çıkarıyor. Üniversiteler ile araştırma görevlileri arasında hukuk savaşı başlamak üzere. Üniversiteler bu senetlerin adli yargıda görülmesini istiyor araştırma görevlileri ise idari yargıda.
Bir arkadaşımız idari mahkemeye gitmedi ve üniversite bu senetleri adli yargıya taşıdı. Bu senetler temyiz aşamasında onanarak araştırma görevlisine 70.000 TL borç çıkardı. Araştırma görevlisi arkadaşımız taksit taksit bunu ödemeye başladı. Şimdi arkadaşımız idari yargıya başvuracak ve bu senetleri Danıştay'ın içtihatları doğrultusunda iptal ettirecek.
Bu senetler üstün kamu gücü kullanarak araştırma görevlilerine zorla imzalattırılımıştır. Şimdi Danıştay'dan senetlerin iptali için karar çıkacak ve bu karar Yargıtay'ın verdiği kararın tersi olacak. Şimdi arkadaşımızı hangi yolu izlemeliki ödediği parayı geri alabilsin. Üniversite adına idari yargıda tam yargı davası mı açacak, yoksa idari yargı kararı çıktıktan sonra yeniden adli yargıya başvurup "borcu olmadığına" dair tespit davası mı açacak? Yoksa dava uyuşmazlık mahkemesine mi gidecek?