Sicil Davaları İle İlgili Yeni Bir Danıştay Kararı
Uyarma ve Kınama cezalarının yargı kapsamı dışında olduğuna dair Anayasa Mahkemesi'nce verilen karardan sonra, bu cezaların düşük not takdiri ile doldurulan sicil raporlarına dayanak yapılması halinde, nasıl bir yol izleneceği konusu belirsiz kalmıştı.
Geçtiğimiz günlerde, Danıştay 2. Dairesi, 2008/3935 Esas ve 2010/476 sayılı "bozma" kararıyla bu konuya açıklık getirdi ve sicile dayanak teşkil eden ikaz ve Uyarma cezasının incelenmesi gerektiğine karar verdi.
Karar gerekçesinde "Olayda söz konusu ikaz ve uyarma cezalarıyla ilgili olarak davalı idareden soruşturma raporlarının getirtilerek bu cezaların hukuka uygunluğunun irdelenmesi, söz konusu cezalara konu eylemlerin sabit görülmesi halinde, bu eylemlerin sicil raporundaki mesleki ehliyeti belirleyen hususlarlarla uyumlu olup olmadığının değerlendirilmesi, 2003 yılından itibaren geçmiş yıllara ilişkin sicillerinin getirtilerek incelenmesi ve tüm bu saptamalara göre hüküm tesisi gerekirken, salt yukarıda belirlenen eylemlerden bahisle davanın reddine yönelik Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir." hükmüne yer verildi.
Bu kararla birlikte ortaya yeni bir soru daha çıkmış olacak... Mahkemeler, düşük sicile dayanak olarak gösterilen Uyarma ve Kınama cezalarını hukuki olarak irdeler ve hukuki olmadığı tespitini yaparsa ne yapılacak ? Hukuka aykırılık tespiti yapılan cezalar varlığını nasıl koruyacaktır ?
Kararın tamamı için linke tıklayınız.
http://www.memurlar.net/haber/163179
Geçtiğimiz günlerde, Danıştay 2. Dairesi, 2008/3935 Esas ve 2010/476 sayılı "bozma" kararıyla bu konuya açıklık getirdi ve sicile dayanak teşkil eden ikaz ve Uyarma cezasının incelenmesi gerektiğine karar verdi.
Karar gerekçesinde "Olayda söz konusu ikaz ve uyarma cezalarıyla ilgili olarak davalı idareden soruşturma raporlarının getirtilerek bu cezaların hukuka uygunluğunun irdelenmesi, söz konusu cezalara konu eylemlerin sabit görülmesi halinde, bu eylemlerin sicil raporundaki mesleki ehliyeti belirleyen hususlarlarla uyumlu olup olmadığının değerlendirilmesi, 2003 yılından itibaren geçmiş yıllara ilişkin sicillerinin getirtilerek incelenmesi ve tüm bu saptamalara göre hüküm tesisi gerekirken, salt yukarıda belirlenen eylemlerden bahisle davanın reddine yönelik Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir." hükmüne yer verildi.
Bu kararla birlikte ortaya yeni bir soru daha çıkmış olacak... Mahkemeler, düşük sicile dayanak olarak gösterilen Uyarma ve Kınama cezalarını hukuki olarak irdeler ve hukuki olmadığı tespitini yaparsa ne yapılacak ? Hukuka aykırılık tespiti yapılan cezalar varlığını nasıl koruyacaktır ?
Kararın tamamı için linke tıklayınız.
http://www.memurlar.net/haber/163179