Sigorta Şirketlerini Dolandırmak İçin Yapılan Sahtekârlıklar
Otomobil camına streç film yapıştırıp çatlak süsü vermek akla gelmeyecek sahtekârlıklardan sadece biri.
Dünyada en büyük güven sorunu kuşkusuz sigorta şirketleri ve sigortalılar arasında yaşanıyor. Sigorta şirketleri sahte hasardan şikâyet ederken müşteriler hasarlarının az ödendiği ya da zamanında ödenmediğinden yakınıyor. Yani suistimal konusu sigorta şirketleri için çözülmesi gereken en zorlu ve maliyetli problemlerin başında geliyor.
İki kişiden biri yapıyor
Yapılan araştırmalar Türkiye’de iki kişiden birinin suistimal vakasına karışmış ya da göz yummuş olduğunu gösteriyor. Bu durum da suistimalin yakalanması veya ispatlanmasını zorlaştırıyor.
Sigortadaki suistimalin maliyeti hem sigorta şirketini hem de masum müşteriyi etkiliyor. Sigorta şirketleri suistimal vakalarından kaynaklanan zararı poliçe fiyatlarına yansıttığı için tüm müşteriler yüzde 15’e kadar daha fazla prim ödemek zorunda kalıyor.
Türk sigorta sektöründe geçen yılın ilk dokuz aylık döneminde kasko ve trafik sigortasında ödenen toplam 3 milyar liralık hasarın 450 milyon TL’si sahte hasardan oluşmuş. Bu rakam ödemelerin yaklaşık yüzde 15’inin sahte hasara gittiğini gösteriyor.
Türk zekâsı çalışıyor
Türkiye’de Türk zekasıyla şeytanın aklına gelmeyecek sahtekârlıklar yapılıyor. Özellikle 2008’de başlayan ve araç sahiplerinin kaza tutanağını polis beklemeden tutmasını sağlayan Kaza Tespit Tutanağı uygulamasından sonra sigorta şirketlerinin zararı da artmış. Kendi tutanağını tutan araç sahipleri artık kendi senaryolarını da yazıyor.
Sahtekârlıklar arasında bazıları şaşırtıcı derecede iyi kurgulanmışken bazıları ‘pes’ dedirtiyor. Neredeyse tüm kaskolar bir yıl içinde bir cam değişimini ücretsiz yaptığı için en kolay sahtekârlık burada yapılıyor. Sahtekârlar aracın camına iç kısımdan streç film yapıştırıp kırık süsü veriyor.
Cam tutarı eksper çağırmayı gerektirmediği için cep telefonuyla fotoğrafını çekip sigorta şirketine gönderiyor. Ardından anlaştığı servisle camı değiştirmiş gibi yapıp parayı cebe atıyor. Servis ile anlaşıp hasarı olduğundan fazla gösterenler de oluyor.
Böyle kaza olur mu?
Sahtekârlığı beceremeyenlerin sayısı da fazla. Bir sigortacının verdiği bilgiye göre Ankara’da bir motosikletli bir yıl içinde beş kez kaza yapıyor. Kaza sayısı ilgi çekince sigorta şirketi bir araştırma başlatıyor. Sonuç komik. Sürekli kaza yapan motosikletli hep aynı taksi durağındaki taksilere çarpıyor.
Buna benzer bir örnek daha var. Araç sahibi İstanbul’da başka bir araca şüpheli şekilde çarpıyor. Yapılan araştırmada taraflara birbirlerini tanıyıp tanımadıkları soruluyor. ‘Hayır’ cevabından tatmin olmayan sigorta şirketi, yaptıkları araştırmada iki tarafın da Trabzon’un aynı köyünden olduğunu görüyor. Taraflarla görüşlünce şikayetlerinden vazgeçiyorlar.
Emekli polisler dedektif
Sigorta şirketleri suistimal vakalarını da özel ekiplerle inceliyor. Bazı sigorta şirketleri bu konu için eski emniyet mensubu ve emekli askerlerden oluşan ekipler kuruyor. Bu ekipler hasar miktarına bağlı olarak suistimal yapan kişiyi gerekirse ziyaret edip kanıt bulmaya çalışıyor.
Parmağını kesen var
Suistimal sadece kaskoda gerçekleşmiyor. İşyerlerini bilerek yakanlar, ölüleri araçlara koyup yakarak hayat sigortasından para alanlar ve doktorlarla anlaşıp olayı kaza gibi gösterip estetik ameliyat olanlar bile var. Geçen yıl bir tiyatrocunun 12 ayrı sigorta şirketinden ferdi kaza sigortası yaptırıp parmaklarını keserek tazminat almak istediği bir örnek de yaşanmış.
Kara listeyi paylaşıyorlar
Suistimallerin çözümü için sigorta şirketleri de boş durmuyor. Ellerindeki bilgileri paylaşarak kendilerini zarardan koruyorlar. Trafik Sigortaları Bilgi Merkezi (TRAMER) ile Sigorta Hasar Takip Merkezi (HATMER), ihtiyaç duyulan tüm verileri depolayıp sektörün kullanımına sunuyor. Yakın zamanda sigortalar suistimallere karşı daha güçlü duruma gelecek. Bunun için kendi kara listelerini diğer şirketlerle paylaşıyorlar. Müşterilerin kimlik numaraları bilindiği için geçmişte yakalanan suistimal vakaları takip ediliyor.
‘Sigortacı’ kadar iyiler
Yaratıcılıkta sınır tanımayan ve dolandırıcı olarak tanımlanan suistimalciler, sigortacıların gözünde üçe ayrılıyor:
Küçük suistimalciler: Cam kırığı, park yerinde yandan çarpma gibi düşük tutarlı suistimaller yapıyor. Bunların bir kısmı ödediği primi yüksek bulan veya geçmişte karşılanmayan hasarı olduğu için intikam almak isteyenlerden oluşuyor.
Oyuncular: Sigortacılık bilgisi konusunda çoğu sigortacının eline su dökemeyeceği kadar donanımlı suistimalciler. Hangi hasar tutarı eksper gerektirir, hangi kazanın ne kadar getirisi olur, hangi kazalar dikkat çeker ve incelenir biliyorlar. Örneğin 500 liralık hasar eksperin görmesini gerektiriyorsa 500 liranın biraz altında hasarlarla sahtecilik yapıyor.
Organize ekipler: Şebekeleşmiş, içinde eksper ve servisin de olduğu durumlardan oluşuyor. Çok karşılaşılmayan bu durumda suistimal vakalarını yakalamak da çok zor. Ancak tek seferde sebep olduğu maliyet diğerlerinden çok daha fazla.
En çok karşılaşılan organize suistimal vakaları servislerle ilgili ve yakalanması zor. Kaza yapanın soyadı ile servis sahibinin soyadı aynı olduğunda bazı vakalar çözülüyor.
Özellikle oyuncu ve organize suçlular tek sigorta şirketini dolandırmıyor, farklı şirketler arasında geziniyor.
http://www.patronlardunyasi.com/habe...riciligi/80927
Dünyada en büyük güven sorunu kuşkusuz sigorta şirketleri ve sigortalılar arasında yaşanıyor. Sigorta şirketleri sahte hasardan şikâyet ederken müşteriler hasarlarının az ödendiği ya da zamanında ödenmediğinden yakınıyor. Yani suistimal konusu sigorta şirketleri için çözülmesi gereken en zorlu ve maliyetli problemlerin başında geliyor.
İki kişiden biri yapıyor
Yapılan araştırmalar Türkiye’de iki kişiden birinin suistimal vakasına karışmış ya da göz yummuş olduğunu gösteriyor. Bu durum da suistimalin yakalanması veya ispatlanmasını zorlaştırıyor.
Sigortadaki suistimalin maliyeti hem sigorta şirketini hem de masum müşteriyi etkiliyor. Sigorta şirketleri suistimal vakalarından kaynaklanan zararı poliçe fiyatlarına yansıttığı için tüm müşteriler yüzde 15’e kadar daha fazla prim ödemek zorunda kalıyor.
Türk sigorta sektöründe geçen yılın ilk dokuz aylık döneminde kasko ve trafik sigortasında ödenen toplam 3 milyar liralık hasarın 450 milyon TL’si sahte hasardan oluşmuş. Bu rakam ödemelerin yaklaşık yüzde 15’inin sahte hasara gittiğini gösteriyor.
Türk zekâsı çalışıyor
Türkiye’de Türk zekasıyla şeytanın aklına gelmeyecek sahtekârlıklar yapılıyor. Özellikle 2008’de başlayan ve araç sahiplerinin kaza tutanağını polis beklemeden tutmasını sağlayan Kaza Tespit Tutanağı uygulamasından sonra sigorta şirketlerinin zararı da artmış. Kendi tutanağını tutan araç sahipleri artık kendi senaryolarını da yazıyor.
Sahtekârlıklar arasında bazıları şaşırtıcı derecede iyi kurgulanmışken bazıları ‘pes’ dedirtiyor. Neredeyse tüm kaskolar bir yıl içinde bir cam değişimini ücretsiz yaptığı için en kolay sahtekârlık burada yapılıyor. Sahtekârlar aracın camına iç kısımdan streç film yapıştırıp kırık süsü veriyor.
Cam tutarı eksper çağırmayı gerektirmediği için cep telefonuyla fotoğrafını çekip sigorta şirketine gönderiyor. Ardından anlaştığı servisle camı değiştirmiş gibi yapıp parayı cebe atıyor. Servis ile anlaşıp hasarı olduğundan fazla gösterenler de oluyor.
Böyle kaza olur mu?
Sahtekârlığı beceremeyenlerin sayısı da fazla. Bir sigortacının verdiği bilgiye göre Ankara’da bir motosikletli bir yıl içinde beş kez kaza yapıyor. Kaza sayısı ilgi çekince sigorta şirketi bir araştırma başlatıyor. Sonuç komik. Sürekli kaza yapan motosikletli hep aynı taksi durağındaki taksilere çarpıyor.
Buna benzer bir örnek daha var. Araç sahibi İstanbul’da başka bir araca şüpheli şekilde çarpıyor. Yapılan araştırmada taraflara birbirlerini tanıyıp tanımadıkları soruluyor. ‘Hayır’ cevabından tatmin olmayan sigorta şirketi, yaptıkları araştırmada iki tarafın da Trabzon’un aynı köyünden olduğunu görüyor. Taraflarla görüşlünce şikayetlerinden vazgeçiyorlar.
Emekli polisler dedektif
Sigorta şirketleri suistimal vakalarını da özel ekiplerle inceliyor. Bazı sigorta şirketleri bu konu için eski emniyet mensubu ve emekli askerlerden oluşan ekipler kuruyor. Bu ekipler hasar miktarına bağlı olarak suistimal yapan kişiyi gerekirse ziyaret edip kanıt bulmaya çalışıyor.
Parmağını kesen var
Suistimal sadece kaskoda gerçekleşmiyor. İşyerlerini bilerek yakanlar, ölüleri araçlara koyup yakarak hayat sigortasından para alanlar ve doktorlarla anlaşıp olayı kaza gibi gösterip estetik ameliyat olanlar bile var. Geçen yıl bir tiyatrocunun 12 ayrı sigorta şirketinden ferdi kaza sigortası yaptırıp parmaklarını keserek tazminat almak istediği bir örnek de yaşanmış.
Kara listeyi paylaşıyorlar
Suistimallerin çözümü için sigorta şirketleri de boş durmuyor. Ellerindeki bilgileri paylaşarak kendilerini zarardan koruyorlar. Trafik Sigortaları Bilgi Merkezi (TRAMER) ile Sigorta Hasar Takip Merkezi (HATMER), ihtiyaç duyulan tüm verileri depolayıp sektörün kullanımına sunuyor. Yakın zamanda sigortalar suistimallere karşı daha güçlü duruma gelecek. Bunun için kendi kara listelerini diğer şirketlerle paylaşıyorlar. Müşterilerin kimlik numaraları bilindiği için geçmişte yakalanan suistimal vakaları takip ediliyor.
‘Sigortacı’ kadar iyiler
Yaratıcılıkta sınır tanımayan ve dolandırıcı olarak tanımlanan suistimalciler, sigortacıların gözünde üçe ayrılıyor:
Küçük suistimalciler: Cam kırığı, park yerinde yandan çarpma gibi düşük tutarlı suistimaller yapıyor. Bunların bir kısmı ödediği primi yüksek bulan veya geçmişte karşılanmayan hasarı olduğu için intikam almak isteyenlerden oluşuyor.
Oyuncular: Sigortacılık bilgisi konusunda çoğu sigortacının eline su dökemeyeceği kadar donanımlı suistimalciler. Hangi hasar tutarı eksper gerektirir, hangi kazanın ne kadar getirisi olur, hangi kazalar dikkat çeker ve incelenir biliyorlar. Örneğin 500 liralık hasar eksperin görmesini gerektiriyorsa 500 liranın biraz altında hasarlarla sahtecilik yapıyor.
Organize ekipler: Şebekeleşmiş, içinde eksper ve servisin de olduğu durumlardan oluşuyor. Çok karşılaşılmayan bu durumda suistimal vakalarını yakalamak da çok zor. Ancak tek seferde sebep olduğu maliyet diğerlerinden çok daha fazla.
En çok karşılaşılan organize suistimal vakaları servislerle ilgili ve yakalanması zor. Kaza yapanın soyadı ile servis sahibinin soyadı aynı olduğunda bazı vakalar çözülüyor.
Özellikle oyuncu ve organize suçlular tek sigorta şirketini dolandırmıyor, farklı şirketler arasında geziniyor.
http://www.patronlardunyasi.com/habe...riciligi/80927