Adalet!!!
Herkesin adalete ihtiyacı vardır,adalet dağıtmakla mükellef olanların bile!!! Peki adalet dağıtmakla görevlendirilmiş kişiler ellerindeki gücü yeterince doğru kullanıp,adaleti tesis edebiliyorlar mı? elbette ki yanıtımız hayır!!! Tanık olmadığımız ancak duyduğumuz telkinler,talimatlar,ricalar,baskılar adaletin tesis edilmesine engel olduğu gibi, adalet dağıtıcılarının kusuru olmayan sebepler de mevcuttur.Mesela saat 09:30 civarı duruşmalara başlayan hakimler muhtemelen saat 14:00 e kadar duruşmalara girmektedirler. 4-5 saat gibi bir sürede tahminen ortalama 30-40 davaya bakmak zorundadırlar. Bu da duruşma başına 10 dakikaya tekabül etmektedir. Bu 10 dakikanın 5 dakikası zaten bir takım şahsi bilgileri kaydetmekle geçmektedir. Geriye kalan sınırlı sürede kişi başına 2 cümleden fazla düşmemektedir. 2 cümlede bir olayı nasıl izah edebilirsiniz? Elbette mümkün değil. Çözüm ön dilekçe vermek midir? Çözüm gibi görünse de bu asla gerçeken çözüm değildir. Çünkü günlük ortalama 30-40 davaya bakan bir hakimin o dilekçeyi okuyacak zamanı yoktur ve okuyamıyor da... Duruşma esnasında dosyada bulunan dilekçe ve delillerin sadece başlığına bakmaktadırlar. Sınırlı süre içinde bir davay sonuçlandırmaya çalışmaktadırlar(basit ceza davaları gibi) , ya da ileri tarihe ertelemektedirler (aile mahkemeleri gibi). Böylesine zor şartlar altında alelacele verilmiş bir karar ne kadar adil olabilir? Bunun sorumlusu sadece hukuk sistemidir. Çalışma şartlarının iyileştirilememiş olmasıdır. Ancak bunun sonucunda zarar gören vatandaşlar olmaktadır. Bu şartlarda verilen kararlarda suçlular ödüllendirilip, masumlar cezalandırılmaktadır. Suçlular ödüllendirildiğinde bu onlar çok daha zalim olmaları için teşvik edilmiş olmaktadır. Böylece küçücük olaylar bir süre sonra çok büyük olaylara dönüşebilmektedir. Buna nasıl dur diyeceğiz? Saygıyla...