Alıntı:
cenker rumuzlu üyeden alıntı
birinci olarak idareye başvurunun ön koşul olduğunu söyleyen yok,bu bir tercih meselesi isteyen önce idareye başvurur,isteyen direk davasını açar,bunu burda neden yazdınız anlamış değilim.
ikinci olarak dava açma süresi ile ilgili size somut olay söylüyorum ve mahkemelerin bunu kabul ettiğini söylüyorum,ezberlemişsiniz aynı şeyleri söylüyosunuz.
76.madde den Milli Eğitim Bakanının yaklaşık bir yıl önce yapmış olduğu idareci atamalarına ,önce idareye verilen dilekçeler ve gelen cevaplarla hala dava açılıyor,inceleyin bu davaları...
Sayın Cenker,
Dava açma süresinin başlayabilmesi için bildirimin yazılı ve tam olarak yapılması
yeterli değildir. Bunun yanında bildirim tarihinin de saptanması başka bir deyişle belgelendirilmesi gerekir. Yazılı bildirimin yapıldığı tarihin kanıtlanması idareye düşer. Dava açma süresine başlangıç olan yazılı bildirimin ne zaman yapıldığının saptanamaması ya da yönetim tarafından kanıtlanamaması durumunda uygulamada çeşitli olasılıklar dikkate alınarak bir sonuca varılmaktadır. Buna göre de üç olasılık olabileceğinden söz etmek mümkündür.
1- Dava konusu olan işlemin
yazılı bildirim tarihinin saptanamaması durumunda Danıştay genel olarak davalı idarenin süre aşımı olduğu yolundaki savunmasını dikkate almayarak işin esasını karara bağlamaktadır.
2- Bildirim tarihi belli olmayan işlerde eğer davacı dava konusu kararı karşı
hiyerarşik ya da kararı alan yere başvurmuş ise Danıştay başvuru tarihini kararın tebliğ tarihi saymaktadır.
3-
Danıştay, işlem uygulamaya konulmuş ise, yazılı bildirimin en geç uygulamanın başladığı tarihte yapılmış saymaktadır. Ancak işlemin uygulamaya konulmuş olması, bunun davacı tarafından öğrenilmesi, işlemin ilgiliye her zaman idarece uygun bir biçimde bildirildiği anlamına gelmez.
Bu açıklamaların ışığı altında geçtiğimiz yıl irticai kadrolaşma kapsamında eski Milli Eğitim Bakanı’nın giderayak yapmış olduğu hukuksuz müdür atamalarına karşı açılan davaların süre yönünden usule uygun olarak açılıp açılmadığını irdeleyelim;
Eski Milli Eğitim Bakanı yaklaşık bir yıl önce irticai kadrolaşma kapsamında yüzlerce okula hukuksuz bir şekilde müdür atamaları yapmış, bunun üzerine ilgililer tarafından bu atamaların iptali talebi ile çeşitli idare mahkemelerinde iptal davaları açılmıştır.
Bu atamaların yapılması her ne kadar dava açan ilgililere tebliğ edilmemiş ise de ilgililerin bu atamaları
öğrendiği tarihin en geç söz konusu müdürlerin göreve başladığı tarih olarak kabul edilmesi gerekir.
Ancak yukarıdaki 3 nolu bentte de açıkladığım üzere işlemin uygulamaya konulmuş olması, bunun davacı tarafından öğrenilmesi, işlemin ilgiliye her zaman idarece uygun bir biçimde bildirildiği anlamına gelmediğinden ilgili idare mahkemeleri yukarıda 2 nolu bentte bahsettiğim şekilde atamaların iptali konusunda
hiyerarşik ya da kararı alan yere yapılmış olan başvuruların tarihini işlemin kendilerine tebliğ tarihi kabul etmiş, bu nedenle de davaları süre yönünden reddetmemiştir.
Yukarıda “inceleyin bu davaları…” şeklindeki emriniz üzerine söz konusu davalar tarafımdan incelenmiş olup edinilen sonuç ve kanaat yukarıda bilgilerinize arz olunmuştur. Saygılarımla,
Hakkarili Arzuhalci