Cevap: 10 Yıl Öncesine Ait Telekom Borcu
Ayşegül hanım Günaydın,
Keşke babanız vefat ettiğinde reddi miras yapsaydınız. Zaten birşey almamışsınız. Reddi miras yapınca SSK maaşınızda kesilmezdi. Hem bu borçtan kurtulurdunuz hemde gelecekte bunun gibi doğabilme ihtimali olan borçlardan kurtulurdunuz.
Ama kanımca yine kurtulabilirsiniz. Ben hukukçu değilim. Ama terekenin borca batık oldunu kanıtlarsanız borçtan kurtulabilirsiniz.
Siz öncelikle gelen icra tebligatına süresi içinde itiraz edin. (Kesinlikle süresini kaçırmayın.) . İtirazınızda terekenin borca batık oldunu belirtin. Daha sonra terekenin borca batık olduna dair dava açın. Bende %80 kazanacanızı umuyorum. Ama profesyonel yardım almanızı öneririm. Yanlız hemen davranın. Eğer maddi durumunuz avukat tutmaya yeterli değilse, Baro dan avukat talep edin.
E:2002/11232
K:2002/12852
T:21.11.2002
• TEREKENİN BORCA BATIK OLMASI
• MİRASIN HÜKMEN REDDİ
• TRAFİK KAZASI SONUCU ÖLÜME SEBEBİYET VEREN MURİSİN İŞVERENİNİN ÖDEDİĞİ TAZMİNAT İÇİN MİRASÇILARA RÜCU TALEBİ
• BORCA BATIKLIĞIN TESBİTİ VE MİRASIN HÜKMEN REDDİ TALEBİ
ÖZET : Mirasbırakanın ölümü anında terekenin borca batık olduğu herkesçe biliniyor ve sabit ise miras reddedilmiş sayılır. Mirasçılar TMK.nun 550. maddesinde yazılı eylemlerde bulunmadıkça, başka bir ifadeyle red hakkından yoksun kalmadıkça her zaman terekenin borca batık olduğunun tespitini isteyebilir. Davacıların murisinin sebep olduğu kazada ölenlerin, geride kalan hak sahipleri tarafından, davalı şirkete karşı açılan tazminat davalarının, davalı tarafça o davalarda ""üçüncü kişi"" durumunda olan davacılara İHBAR edilmiş olması, ihbardan sonra; ihbar olunanların, herhangi bir müdahale talebi bulunmadığı gibi, ihbar edenin yerine geçerek ve onun temsilcisi olarak davayı takip etme iradelerine ilişkin bir beyanları da bulunmadığına göre; mirası sahiplenme anlamına gelmez. Öte yandan, davalının, ödediği tazminatların rücuan tahsili için davacılar aleyhine yürüttüğü icra takibinin kesinleşmiş olmasından sonra ""borca bataklığın tespiti davası"" açılamayacağına ilişkin yasalarımızda bir kural da bulunmamaktadır. Hükmen red de bir süreye tabi değildir. İcra takibi kesinleşmeden önce de borca batıklığın bildirilmiş bulunmasına göre, o halde hükmen redde karar verilmiş olmasında bir yanlışlık bulunmamaktadır.
(4721 s. kanun m. 545, 550, 555)
(1086 s. kanun m. 49, 52)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Müteveffanın vefatı anında terekenin borca batık olduğu herkesçe biliniyor ve sabit ise miras reddedilmiş sayılır. ( TKM. m. 545 ) Mirasçılar Medeni Kanunun 550. maddesinde yazılı eylemlerde bulunmadıkça, başka bir ifade ile ret hakkından yoksun kalmadıkça her zaman terekenin borca batık olduğunun tespitini isteyebilirler.
Olayda; davacıların murisi ( oğlu ) Mehmet 5.1.1993 tarihinde, davalı İ... Demir ve Çelik A.Ş.'ye ait stok sahası içindeki hemzemin geçitte müterafik kusuruyla yol açtığı kazada ölmüştür. Aynı kazada ölen iki yolcunun, geride kalan hak sahipleri tarafından davalı ( İ... Demir ve Çelik A.Ş.'ye ) karşı Dörtyol Asliye Hukuk Mahkemesinde iki ayrı tazminat davası açılmış, bu davalar sonucunda mahkemece; davalı şirketin, ölenlerin hak sahiplerine tazminat ödemesine karar verilmiştir.
Davalı şirket, ödediği tazminatların, muris Mehmet'in kusuru oranında rücuan tahsili için ""mirasçıları"" olan davacılar aleyhine iki ayrı dosya ile 15.9.2000 tarihinde ilamsız icra takibinde bulunmuştur.
İcra takiplerinin kesinleşmesinden sonra davacılar 22.1.2001 tarihinde terekenin borca batık olduğu ileri sürerek mirasın hükmen reddedilmiş sayıldığının tespitine ve takiplerden dolayı da kendilerinin borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemişlerdir.
Davacıların murisinin sebep olduğu kazada ölenlerin, geride kalan hak sahipleri tarafından, davalı ( İ... Demir ve Çelik A.Ş. ) ye karşı açılan tazminat davalarının, davalı tarafça o davalarda ""üçüncü kişi"" durumunda olan davacılara İHBAR edilmiş olması ( HUMK. 49, 52 ), ihbardan sonra; ihbar olunanların, herhangi bir müdahale talebi bulunmadığı gibi, ihbar edenin yerine geçerek ve onun temsilcisi olarak davayı takip etme iradelerine ilişkin bir beyanları da bulunmadığına göre; mirası sahiplenme anlamına gelmez. Davanın ihbarı sadece, üçüncü kişiye karşı açılacak bir rücuan tazminat davasında ihbar edeni, davanın kaybedilmiş olmasından dolayı sorumlu tutulmasına mani olur.
Öte yandan, davalının, ödediği tazminatların rücuan tahsili için davacılar aleyhine yürüttüğü icra takibinin kesinleşmiş olmasından sonra ""borca bataklığın tespiti davası"" açılamayacağına ilişkin yasalarımızda bir kural da bulunmamaktadır. Hükmen redde bir süreye tabi değildir. İcra takibi kesinleşmeden önce de borca batıklığın bildirilmiş bulunmasına göre, o halde hükmen redde karar verilmiş olmasında bir yanlışlık bulunmamaktadır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen nedenlerle ( ONANMASINA ), harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 21.11.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.