Dersimiz Atatürk Filmi

19 Mart 2010 tarihinde sinemalarda vizyona girecek Dersimiz Atatürk filmi fragmaný :

http://www.dailymotion.com/video/xb6...man_shortfilms

Dersimiz Atatürk filmini izlemek, çocuklarýnýmýza da izlettirmek gerektiði düþüncesindeyim.

Dersimiz Atatürk filmi hakkýnda çeþitli bilgiler:

Yapým:2009 ~ Türkiye Türü: Biyografi, Dram, Tarih Yönetmen:Hamdi Alkan Senaryo:Turgut Özakman Senaryo (Kitap):Turgut Özakman Yapýmcý: Birol Güven, Serkan Balbal Görüntü Yönetmeni:Ferhat Öçmen Müzik: Burcu Güven, Aydýn Sarman Daðýtým:Cinefilm

Dersimiz Atatürk filminin konusu:

Film; Ýlkokul beþinci sýnýfta okuyan bir gurup çocuðun, Atatürk'ü daha iyi tanýmalarý için verilen ödev ile baþlar. Bu ödev onlar için Atatürk'ün hayatýna ve ülkemizin kurtuluþ hikayesine yapýlacak uzun ve eðitici bir yolculuk olacaktýr. Bu yolculukta onlara önderlik edecek olan kiþi çocuklardan birinin ödüllü tarihçi "Dede"sidir. Ama bu "Dede" diðer tarihçilere hiç benzememektedir. O, tarihi sýkýcý bir geçmiþ olarak anlatmaktan çok uzak, sanki fantastik bir dünyanýn tarihçisidir. Çocuklara Mustafa Kemal'in çocukluðunu, okul hayatýný, askerlik kariyerini anlatýr. Onlarý Kurtuluþ Savaþý'nýn en önemli cephelerine götürür, dünyada eþi görülmemiþ bir direniþ gösteren Türk halkýnýn eþsiz kahramanlarý ile tanýþtýrýr. Cumhuriyetin kuruluþu ile yoktan varedilen ülkenin emeklerini ve Atatürk'ün hayran olunasý insani özelliklerini bazen canlandýrmalar, bazen de tarihten gelen fotoðraf ve videolarla öðretir. Ýþte dersimiz Atatürk.

Filmi izleyenlerin film hakkýndaki yorumlarý aþaðýya yazmalarý rica olunur.

“Dersimiz Atatürk”

Hasan Pulur - Milliyet 26 Mart Cuma 2010

“Dersimiz Atatürk” O’nu anlatan bir film... Fýrsat bulup sinemaya gidemedik; Turgut Özakman’ýn senaryosunu yazdýðý film herhalde iyidir, gidip göreceðiz.
Özakman’ýn senaryosu kitap olarak da yayýmlandý. (Bilgi Yayýnevi)
Filmde bir “Dede” var, torunu ile arkadaþlarýna “Atatürk”‘ü anlatýyor...
Az bilinen bir aný, senaryoda çok iyi anlatýlmýþ, bakalým film de nasýl oynamýþlar ve uygulamýþlar?
* * *
“Dede” (Çetin Tekindor) anlatýr:
“Atatürk Yalova’da deniz kýyýsýnda bir yeri çok beðenmiþti, satýn aldý. Bir çýnar aðacýnýn yanýnda, iki katlý, ahþap bir ev yaptýrdý. Yalova’ya bir geliþinde bahçývan konuþmak için izin istedi.
(Yalova sahnesi yansýdý perdeye. Atatürk oturuyor. Bahçývan ayakta. Baþý açýk.)
Bahçývan:
“Efendim, çýnarýn bir dalý büyüdü, evin ikinci katýnýn duvarýna, penceresine dayandý. Aðaç güçlü. Dal kalýn. Rüzgâr esince çatýyý zorluyor. Eve zarar verecek. Ýznin olursa o dalý kesip evi kurtarmak istiyoruz.”
Atatürk yerinden fýrladý:
“Sakýn ha! O güzelim çýnara dokunmayacaksýnýz. Eve zarar diye koca dal kesilir mi? Baþka yolu yok mu bu iþin?“
“Yok efendim.”
“Yürü.”
(Atatürk çýktý. Bahçývan arkasýndan koþtu.)
Dede:
“Atatürk evi ve aðacý inceledi. Kararýný verdi.”
Atatürk’ün sesi duyuldu:
“Aðaca dokunmayýn. Evi dört-beþ metre ileriye kaydýrýn.”
* * *
Çocuklar þaþýrmýþlardý.
Mert:
“Dede, doðru mu duyduk?”
“Evet oðlum. Dünyayý, doðayý, yeþili koruma akýmýndan yýllarca önce Atatürk, dalý kestirmemek için böyle bir emir vermiþti. Evi ileri kaydýrýn.”
Cem:
“Bu mümkün mü?“
(Perdeye Yalova sahnesinin devamý yansýdý, Atatürk arkadaþlarý ile oturuyor. Salih Bozok, Kýlýç Ali, Afet Haným, Saffet Arýkan. Atatürk dýþýndakiler epey þaþkýn.)
Kýlýç Ali:
“Koca evi nasýl kaydýracaklar Paþam?
Salih Bozok:
“Olacak iþ mi bu?”
Atatürk neþeliydi:
“Beyler yorulmayýn. Bu artýk Ýstanbul Belediyesi’ndeki baþmühendisin sorunu. Ben baþaracaðýna güveniyorum.”
(Arkadaþlarý Atatürk’e saygý ile itiraz ettiler ama onlarýn sesleri duyulmadý.)
* * *
Dede:
“Baþmühendisin önünde bir örnek yoktu. Hiç yapýlmamýþ bir þeydi bu. Ama bu çok anlamlý, insancýl, soylu sorunu çözmemek olamazdý. Sonunda çözümü buldular.”
(Evin temelinin altýna ray döþenmesiyle ilgili fotoðraflar.)
* * *
Dede:
“Binanýn temelinin altýna tramvay raylarý döþendi. Ev 11 Aðustos 1936 günü kaydýrýlacaktý. Bu o zaman için inanýlmaz, çok güç bir olaydý. Yakýnlarý ve meraklýlar bu olayý bir mucize gibi izlemek için toplandýlar. Ýki katlý ev raylarýn üzerinde kaydýrýlarak, bir sorun çýkmadan, çýnar aðacýndan dört metre uzaða çekildi.”
Çocuklar çok sevindiler:
“Heeeeey!”
Dede:
“Ev de, o görkemli çýnar da, doðaya ve hayata saygý anýtlarý olarak duruyorlar.”
(Evin ve çýnarýn resmi göründü.)
“Atatürk iþte böyle bir insandý. Bir aðacýn dalýna kýyamýyordu. Ýnsanlarý nasýl sevip saydýðýný bu örneðe bakarak anlayabilirsiniz.”
* * *
Evet, bu sahneyi merak ediyoruz, Turgut Özakman’ýn senaryoda anlattýðý bu olaðanüstü güzel aný nasýl uygulandý, nasýl oynandý?
Sinemaya gidip mutlaka görmemiz lazým...

Dersimiz Atatürk’de tarihi hatalar

Daha önce ‘Veda’ filmini izleyip tarihî hatalar bulan üç tarihçi, ‘Dersimiz Atatürk’ filminde de pek çok tarihi hata buldu.

Aslýnda gayet iyi bir yöntem. Ahmet Kuyaþ, Necdet Sakaoðlu ve Derya Tulga gibi üç ciddi tarihçi, hem iþlerini hem filmleri ciddiye alýp sinemaya gidiyor. Önce Zülfü Livaneli’nin ‘Veda’sý tarihçilerimiz tarafýndan izlendi ve bulunan tarihî hatalar dile getirildi. Bu kez sýrada ‘Dersimiz Atatürk’ filmi vardý. Turgut Özakman gibi iddialý bir ismin yazdýðý filmde de pek çok hata bulundu. Ýþte NTV Tarih Dergisi’nin Nisan sayýsýnda dikkat çekilen hatalardan bazýlarý:

* TBMM’nin ilk oturumunu açan en yaþlý üye, Sinop mebusu Mehmed Þerif Bey sarýklý deðildi. Meþrutiyet dönemi maarif müdürlerindendi. Mülkiye (bürokrat) sýnýfýndan olduðu için ‘bey’ sanýný taþýyordu.

* Ýkinci Ýnönü Muharebesi’nden sonra müttefikler tarafsýzlýklarýný ilan ettiklerinden, Sakarya önlerine gelen Yunan ordusu tek baþýnaydý. “Bütün dünyayý yenmiþ olmak” gibi bir durum olmadý, olamazdý.

* Atatürk askerlik mesleðine Sakarya Savaþý sonrasý deðil, ondan evvel döndü. Ayrýca Mustafa Kemal Paþa, Samsun’a ‘ordu komutaný’ olarak deðil, ordu müfettiþi olarak yollandý.

* Atatürk’ü bir hocayla ya da bir baþkasýyla kucaklaþýp öpüþürken gösteren fotoðraf yoktur.

* 1933’te Onuncu Yýl’ý okul avlusunda kutlayanlar arasýnda fesli sarýklý hoca da var. Devrim yasalarý gereði din görevlileri dinî kýyafeti salt ibadethane içinde giyebilir.

* Atatürk’ün cenaze törenine iliþkin verilen görüntülerin aralarýna, parça parça “1953 yýlýnda Etnografya Müzesi’nden Anýtkabir’e nakil” görüntülerinin konmuþ olmasý büyük bir yanlýþ.

http://sinema.hurriyet.com.tr/haberl...ewsid=14296134