Alkol denetimi, araç sürücüsü farklı
Değerli forum üyeleri. forum yaklaşık 1 haftadır araştırıyorum. Ancak, spesifik özellikleri itibariyle buna benzer konuya rastlamadım. Vuku bulan olayla ilgili olarak kimseyi zan altında bırakmak istemediğim için yerler farklı olarak anlatılmıştır. Açmayı açtığım davanın konusu:
DAVANIN KONUSU:..../2010 tarihinde saat ’da yapılan trafik kontrolü sırasında, araç sürücüsü olan Bayan yerine, aracın arka koltuğunda oturan Bey sürücü olduğu iddiasıyla zor kullanılarak alkol muayenesine götürülmesi sonucunda, alkol metre cihazıyla yapılan ölçüm ile 0.79 promil alkollü olduğunun tespit edildiği gerekçe gösterilerek, ehliyetine el konulması nedeniyle dava konusu işlem tesis edilmiştir.
Açmayı düşünmüş olduğum davanın konusu özetle bu. Yaşanan geçek olaylara gelecek olursak.
Olay günü eşim, ben ve alt komşularımızla birlikte yemeğe gittik. yemekte ben 2 duble rakı içtim. Alkolü fazla almak istemiyordum çünkü ertesi gün mesai vardı. Kendimde küçükte olsa bile bir çakırkeyiflik dahi hissetmediğim için arabayı kullanabilirim dedim. Ancak restorandan çıktıktan hemen sonra yaklaşık 200 metre sonra, ilerde (700-800 metre) ekip arabaların ışığını gördüm. Arabayı sağa çekerek direksiyonu eşime verdim. İlerde ekip arabası bizi çevirdi. önce eşimden ehliyet ve ruhsatı istedi. Eşim ehliyet ve ruhsatını ibraz ettikten sonra komşumuzu işaret ederek; "sizi ilerden gördüm. eşinizle yer değiştirdiniz ve sizden önce çevirdiğimiz araçta sizi ihbar etti dedi. doğal olarak ben karşı çıktım. (bunun bir önemi yok denetim sırasında şöför mahalinde eşim oturuyor gerekçesi ile) Ancak polis birden tersleşmeye başladı. Arkadaşın hakkında alkol muayinesi yapacağız dedi. tabi biz ısrarımızda direniyoruz. En sonunda polis bak bana dürüst ol sana yardımcı olucam dedi. Bende bunun üzerine yer değiştiren arkadaş değil bendim dedim. Polis: Tamam o zaman seni götüryoruz alkol muayenesine dedi. Gitmez isem zor kullanacağını belirterek beni ilçe hastanesinde, alkol muayenesine götürdüler. Buraya götüren polis arkadaş iyi niyetiyle; "abi git bol bol su iç. ondan sonra gir teste.. promilin daha az çıkar" dedi Tabi ben sürücü olmadığım gerekçesi ile gerek yok dedim. (çünkü o sırada korakola gidince itazımı ifade tutanağına aldırmayı düşünüyordum"
neyse uzatmadan, alkolmetre ile yapılan ölçüm sonucu 0,79 promil alkollü olduğum tespit edildi.
Karakol ise ayrı hikaye. Tam bir komedi ve hukuksuzluk. Ne benim, ne eşimin, ne komşularımızın ifade verme isteğini dikkate almadılar. Ben ehliyetimi vermiyeceğim dedim. Gerekirse gözaltına alın dedim. Amir olduğunu söyeleyen biri; "Arkadaşım ver ehliyetini kafanı yorma. Bi çaresini bulacağız" (inanın o ifadeden her anlamı çıkarabilirsiz. Halledeceği anlamında) diyerek ehliyetimi aldı. Sonra geri istediğimde; "Kardeşim sana kim ehliyetini ver dedi.! Vermeseydin zorlamı aldık!!!!" şeklinde birden tersleşti.
İsterseniz, yine isim ve yer vermeden hikayenin tamamını anlatabilirim.Tam bir hukusuzluk, drama komedi" Bunu yaptıkları insanlar Türkiye'nin iyi üniversitelerinden mezun olmuş, hepsi kamuda kariyer meslek sahibi insanlar.
Burada bana şu eleştiriyi getirebilirsiz;"Böyle ahkam kesiyosunda sen niye polisi kandırmaya çalışıyorsun. niye arabada yer değiştirdin."
Bu tip eleştilere şimdiden cevabım; Ben kimseyi kandırmaya çalışmadım. O gün, o yerde, polisin tespit anında aracı kullananın farklı olduğunu söyledim. Bunu karakol'da da söyledim, kontrol ekibinede söyledim, şimdi sizede söylüyorum.
Hukuksuzluk dediğim. Polis aracı durdurduğunda eşim yerien sanki sürücü benmiş gibi işlem yapıyor. Yoksa, polis; "evet tespit anında arabayı şöför koltuğunda bayan oturmaktaydı. Ancak kayıt, tanık, vs gibi delillerden sürücünün bay ile yer değiştirdiği tarafımızdan tespit edilmişdir." şeklinde bir işlem yapsa idi. Buna kesinlikle itirazım olmazdı. O durum karşısında hukuki neler yapabilirim onu araştırırdım (Örneğin TCK'nın etkin pişmanlıkla ilgi hükümler olabilir.)
Bu şekilde İdare mahkemesine dava açmayı düşünüyorum hatta savunma dosyamı hazırladım. Olayla ilgili olarak, savunma dosyamda da size anlattıklarım geçiyor. Birde 3 şahitin, eşim ve komşularımız, noter onaylı ifadeleri. Notere sadece; "şunun tarafından yanımızda kaleme alınmıştır" şerhini onaylatmaya çalışacağız. Bunun nedeni idare mehkemelerinin 1000 TL'yi geçmeyen davalarda duruşma talebini dikkate almamasından kaynaklanıyor
Buraya kadar Anlattıklarımdan sonra
1- Hakimin tanık ifadelerini dikkate alma gibi bir ihtimali varmı. Yoksa, polisin tuttuğu tutanaklarımı dikkate alır.(Polis tutanaklarına itirazi kayıtla imza atmak istedim attırmadılar)
2- Forumda bir yerde okumuştum. Böyle bir davada "adaleti yanıltma" gibi bir gerekçeyle polisler savcılağa suç duyurusunda bulunabilirmi?
3- Böyle bir davayı kazanma ihtimalimiz nedir.
Merak edenler için daha olayın ertesi günü var. Orda da neler oluyor neler, Türkiye'de adamın olunca neler yaptırabilirsin.
Not: Ben kamu kurulışunda çalışan bir denetim elemanıyım. Vergi ile ilgili sorularınıza cevap verebilirim.
DAVANIN KONUSU:..../2010 tarihinde saat ’da yapılan trafik kontrolü sırasında, araç sürücüsü olan Bayan yerine, aracın arka koltuğunda oturan Bey sürücü olduğu iddiasıyla zor kullanılarak alkol muayenesine götürülmesi sonucunda, alkol metre cihazıyla yapılan ölçüm ile 0.79 promil alkollü olduğunun tespit edildiği gerekçe gösterilerek, ehliyetine el konulması nedeniyle dava konusu işlem tesis edilmiştir.
Açmayı düşünmüş olduğum davanın konusu özetle bu. Yaşanan geçek olaylara gelecek olursak.
Olay günü eşim, ben ve alt komşularımızla birlikte yemeğe gittik. yemekte ben 2 duble rakı içtim. Alkolü fazla almak istemiyordum çünkü ertesi gün mesai vardı. Kendimde küçükte olsa bile bir çakırkeyiflik dahi hissetmediğim için arabayı kullanabilirim dedim. Ancak restorandan çıktıktan hemen sonra yaklaşık 200 metre sonra, ilerde (700-800 metre) ekip arabaların ışığını gördüm. Arabayı sağa çekerek direksiyonu eşime verdim. İlerde ekip arabası bizi çevirdi. önce eşimden ehliyet ve ruhsatı istedi. Eşim ehliyet ve ruhsatını ibraz ettikten sonra komşumuzu işaret ederek; "sizi ilerden gördüm. eşinizle yer değiştirdiniz ve sizden önce çevirdiğimiz araçta sizi ihbar etti dedi. doğal olarak ben karşı çıktım. (bunun bir önemi yok denetim sırasında şöför mahalinde eşim oturuyor gerekçesi ile) Ancak polis birden tersleşmeye başladı. Arkadaşın hakkında alkol muayinesi yapacağız dedi. tabi biz ısrarımızda direniyoruz. En sonunda polis bak bana dürüst ol sana yardımcı olucam dedi. Bende bunun üzerine yer değiştiren arkadaş değil bendim dedim. Polis: Tamam o zaman seni götüryoruz alkol muayenesine dedi. Gitmez isem zor kullanacağını belirterek beni ilçe hastanesinde, alkol muayenesine götürdüler. Buraya götüren polis arkadaş iyi niyetiyle; "abi git bol bol su iç. ondan sonra gir teste.. promilin daha az çıkar" dedi Tabi ben sürücü olmadığım gerekçesi ile gerek yok dedim. (çünkü o sırada korakola gidince itazımı ifade tutanağına aldırmayı düşünüyordum"
neyse uzatmadan, alkolmetre ile yapılan ölçüm sonucu 0,79 promil alkollü olduğum tespit edildi.
Karakol ise ayrı hikaye. Tam bir komedi ve hukuksuzluk. Ne benim, ne eşimin, ne komşularımızın ifade verme isteğini dikkate almadılar. Ben ehliyetimi vermiyeceğim dedim. Gerekirse gözaltına alın dedim. Amir olduğunu söyeleyen biri; "Arkadaşım ver ehliyetini kafanı yorma. Bi çaresini bulacağız" (inanın o ifadeden her anlamı çıkarabilirsiz. Halledeceği anlamında) diyerek ehliyetimi aldı. Sonra geri istediğimde; "Kardeşim sana kim ehliyetini ver dedi.! Vermeseydin zorlamı aldık!!!!" şeklinde birden tersleşti.
İsterseniz, yine isim ve yer vermeden hikayenin tamamını anlatabilirim.Tam bir hukusuzluk, drama komedi" Bunu yaptıkları insanlar Türkiye'nin iyi üniversitelerinden mezun olmuş, hepsi kamuda kariyer meslek sahibi insanlar.
Burada bana şu eleştiriyi getirebilirsiz;"Böyle ahkam kesiyosunda sen niye polisi kandırmaya çalışıyorsun. niye arabada yer değiştirdin."
Bu tip eleştilere şimdiden cevabım; Ben kimseyi kandırmaya çalışmadım. O gün, o yerde, polisin tespit anında aracı kullananın farklı olduğunu söyledim. Bunu karakol'da da söyledim, kontrol ekibinede söyledim, şimdi sizede söylüyorum.
Hukuksuzluk dediğim. Polis aracı durdurduğunda eşim yerien sanki sürücü benmiş gibi işlem yapıyor. Yoksa, polis; "evet tespit anında arabayı şöför koltuğunda bayan oturmaktaydı. Ancak kayıt, tanık, vs gibi delillerden sürücünün bay ile yer değiştirdiği tarafımızdan tespit edilmişdir." şeklinde bir işlem yapsa idi. Buna kesinlikle itirazım olmazdı. O durum karşısında hukuki neler yapabilirim onu araştırırdım (Örneğin TCK'nın etkin pişmanlıkla ilgi hükümler olabilir.)
Bu şekilde İdare mahkemesine dava açmayı düşünüyorum hatta savunma dosyamı hazırladım. Olayla ilgili olarak, savunma dosyamda da size anlattıklarım geçiyor. Birde 3 şahitin, eşim ve komşularımız, noter onaylı ifadeleri. Notere sadece; "şunun tarafından yanımızda kaleme alınmıştır" şerhini onaylatmaya çalışacağız. Bunun nedeni idare mehkemelerinin 1000 TL'yi geçmeyen davalarda duruşma talebini dikkate almamasından kaynaklanıyor
Buraya kadar Anlattıklarımdan sonra
1- Hakimin tanık ifadelerini dikkate alma gibi bir ihtimali varmı. Yoksa, polisin tuttuğu tutanaklarımı dikkate alır.(Polis tutanaklarına itirazi kayıtla imza atmak istedim attırmadılar)
2- Forumda bir yerde okumuştum. Böyle bir davada "adaleti yanıltma" gibi bir gerekçeyle polisler savcılağa suç duyurusunda bulunabilirmi?
3- Böyle bir davayı kazanma ihtimalimiz nedir.
Merak edenler için daha olayın ertesi günü var. Orda da neler oluyor neler, Türkiye'de adamın olunca neler yaptırabilirsin.
Not: Ben kamu kurulışunda çalışan bir denetim elemanıyım. Vergi ile ilgili sorularınıza cevap verebilirim.