Alıntı:
hasım rumuzlu üyeden alıntı
sayın ecem hanım siz bu söylediklerinize gerçekden inanıyormusunuz? bu ülkede neler olup bittiğinin farkında değilmisiniz benim bu yaptığımın ilerki yaşantımız çocuğum ve ailem için yapıyorum neden mi? eşim kumar ve kimyasal ilaç bağımlısı bu illete 1 evimi daha kaybetmek istemiyorum sanki hepimiz burada sütten çıkmış ak kaşığız değilmi... herkez iyiyi oynuyor... ama ne yazık ki bu böle değil.şimdi bana yol göstermicekseniz bu forumun ne anlamı var yardımcı olmucaksanız uğuşturucu tacirlerine birazda siz yardım etmeyi düşünmüyorsanız heralde biraz yardım edersiniz.....yada üyeliğimi banlayın kimse yönetici yardım paylaşım ortamı değilse burası...
Alıntı:
hasım rumuzlu üyeden alıntı
uygunsuz harf kelimelerin düzeltilmesi konusunda size laf düşmüyeceğini görüyorum nedeni imza kısmına yazdığınız yazınızı boyutu bakımından görmediyeseniz benim uyarımla belki dikkat edersiniz...
İmla kurallarına uyunuz. Yasa dışı taleplerde bulunmayın. Derdinizi doğru dürüst anlatın.
Bir konuyu anlatmanın onlarca yolu vardır. hatta aynı kelimeyi bile önünde ve arkasındaki kelimeleri değiştirdiğinizde farklı anlamlarda anlatabilirsiniz.
Mesela..
Dönüp bakmam tepemdeki yemyeşil
asmaya...
Ben yarımdan ayrılmam götürseler
asmaya..
Başlangıçta sorununuzu doğru kelimeler ve doğru ifadeler ile anlatsa idiniz size farklı yollardan farklı cevaplar gelecekti belki.
Ancak hem suçlu hem güçlü misali, özür dileyip sonrada sorununuzu lisan-ı münasip ile (bakın bu deyim çok önemlidir) anlatmak varken, size uyarıda bulunan üyelere çıkışıyorsunuz.
Siz kendi sorununuza odaklanın. Başkalarının ne kadar iyi ne kadar sütten çıkma ak kaşık olduğuna değil. Elbetteki herkesin sorunları var. Herkes hak hukuk arayışı içinde burada.
Ayrıca sitenin kuruluş amacı, hukuksal paylaşım anlamındaki yaklaşımı sizin eleştiri dağarcığınızın ve dahi anlayabileceğiniz sınırların çok üzerindedir. Keza siz bu kapasitede olsaydınız açar medeni hukuku okur, yorumlar, desteğe ihtiyaç duymazdınız. Nitekim yazdığınız ve alıntı yaptığım 2 iletinizden de bu durum açıkca ortaya çıkmaktadır.
Bir hikaye ile noktalayayım..
.................................................. .................................................. .................................................. ............
Yunus Emre piri Taktuk emrenin dergahına gider. kapı önünde bekler. Derlerki Emre' ye
"Yunus gelmiş, dergahına kabulunu bekler"
Emre düşünür epeyice, artık en kadar düşünürse sonunda kabul eder. Alırlar Yunus'u dergaha. Akşama aş (yemek) pişirilecek, derlerki
" ya Yunus sen yeni geldin adettendir. Yeni gelen odun toplar, sen git odun toplada ateş yakıp aş pişirelim"Yunus çıkar gider saatler sonra gelir kucağında dört dal var. şaşırır orada bulunan herkes.
"Aman yunus ne ettin sen, gideli nice vakit oldu, getire getire bu dört dalımı getirdin"
Yunus cevap verir..
"Ancak bunları bulabildim"
"bre Yunus koca ormanda hiç mi odun yok. Görmez mi gözün senin"Yunus yanıtlar
.." görür elbette, erenler odun çoktu da.. düzgünü yoktu,
ADAMIN EĞRİSİNİN GİREMEDİĞİ BU KAPIDAN ODUNUN EĞRİSİNİ NASIL SOKALIM"
.................................................. .................................................. .................................................. ....
Kıssadan hisseye gerek varmı bilinmez. hukuki.net'de Taktuk Emrenin dergahı gibidir..
ARİF OLAN ANLAR.....