Yaralama İddiası; Yapılması Gerekenler
Öncelikle iyi akşamlar Sayın Hukuki Net üyeleri,
Ben görev yaptığım kurumda, görevimle ilgili bir olaydan soruşturmaya uğradım: Hizmet talebiyle gelen kişinin isteğini verilen talimatlar ve mevcut yönetmelikler doğrultusunda karşılayamayınca; hakaret tehdit ve yaralamaya teşebbüs fiillerine maruz kalmıştım. Adam güvenlik görevlilerince sakinleştirilirken, husumetinden endişe edip yanına konuşmak için gittiğimde yine yaralamaya teşebbüs edip güvenliçilerce derdest edilmişti. Arbede sonucunda ön tarafında bulunan organlarından birinde çıkma meydana geldiğini ve hakkımda şikayete konu olduğunu, ifade amaçlı götürüldüğüm kolluk biriminde öğrenmiş ve şikayetçi olmama düşünceme rağmen haberi saatlerce bekledikten sonra aksi yönde ifade vermek durumunda kalmıştım.
Olaydan günler sonra da tehdit ve saldırılar devam etmişti ancak ben konu kapansın diyerek şikayetçi olmamış hatta ortak tanıdıklar araya sokarak, kendileriyle bütün riskleri alarak yüzleşmiş, konunun kişiselleşmemesi, yaralama olayındaki failin ben olmadığım yönündeki ısrarımı aktarma şansı bulmuştum. Esasen olaya müdahil olan kalabalıkla birlikte olmayan herkes de benim bu suçu işlemediğimi ve bir kişilik özleliği olarak hizmet talebinde bulunacak her hangi bir kişiye karşı haksız da olsa yaralama eylemini gerçekleştirmeyeceğimi biliyordu. Ancak olayın resen soruşturulacak bir suç özelliği taşıması ve karşı tarafın suç işleme potansiyelinin çevrede bile bilinmesi sebebiyle, hem kamu hem karşı taraf açısından iki taraflı bir bela yaşamak istemedikleri için meseleye mümkün oldukça mesafeli davranıyorlar.
Beklemediğim bir biçimde aylar sonra gelen savcılık iddianamesinde de suçlanan kişi benim. Lehime haksız tahrik hükümlerini içeren maddeyle beraber TCK 86/1 ve 87/3 maddeleri üzerinden yargılanmam ve cezalandırılmam isteniyor. Delikanlılık hatta gençlik dönemlerini geride bırakmış olmakla beraber bugüne kadar adli bir olaya konu olmuşluğum, sabıkam ve sicilim yok.
Meselenin zor tarafı her türlü sıkıntıyı ve tehlikeyi yaşayıp zar zor uzlaştığım aynı insanlarla yeniden yüzleşme zorunluluğu ve davada kendimi savunma mecburiyeti sebebiyle, karşı tarafla yeniden bir husumet yaşama ihtimalimin yüksek olması. Çünkü onların olay anında şahsıma karşı işlediği suçların ceza istemi kamu görevlisi sayılmam itibariyle bana isnat edilenden daha fazla.Ben kendimi savunurken de doğal olarak aynı suçlamaları tekrar dillendirmek zorunda kalacağım. Bununla beraber olaya müdahil olan kalabalığın da başının belaya girmesini istemiyorum.
Sırf kamu otoritesinin zayıf olduğu ve güvenlik zaafının bulunduğu bir görevde çalışmaya mecbur olmak yüzünden karşılaştığım bu olay yüzünden ceza alırsam bir daha kamuda çalışma şansım da ortadan kalkabilecek. Bir hayat en anlamsız yoldan nasıl harcanıyorsa ona maruz kalabileceğim.
Koğuşturma aşamasında gerek olduğunda mutlaka bir avukattan yardım alacağım. Ancak bu durumla ilgili deneyimi olan saygıdeğer hukukçuların da tavsiyesi önemli. Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler...
Ben görev yaptığım kurumda, görevimle ilgili bir olaydan soruşturmaya uğradım: Hizmet talebiyle gelen kişinin isteğini verilen talimatlar ve mevcut yönetmelikler doğrultusunda karşılayamayınca; hakaret tehdit ve yaralamaya teşebbüs fiillerine maruz kalmıştım. Adam güvenlik görevlilerince sakinleştirilirken, husumetinden endişe edip yanına konuşmak için gittiğimde yine yaralamaya teşebbüs edip güvenliçilerce derdest edilmişti. Arbede sonucunda ön tarafında bulunan organlarından birinde çıkma meydana geldiğini ve hakkımda şikayete konu olduğunu, ifade amaçlı götürüldüğüm kolluk biriminde öğrenmiş ve şikayetçi olmama düşünceme rağmen haberi saatlerce bekledikten sonra aksi yönde ifade vermek durumunda kalmıştım.
Olaydan günler sonra da tehdit ve saldırılar devam etmişti ancak ben konu kapansın diyerek şikayetçi olmamış hatta ortak tanıdıklar araya sokarak, kendileriyle bütün riskleri alarak yüzleşmiş, konunun kişiselleşmemesi, yaralama olayındaki failin ben olmadığım yönündeki ısrarımı aktarma şansı bulmuştum. Esasen olaya müdahil olan kalabalıkla birlikte olmayan herkes de benim bu suçu işlemediğimi ve bir kişilik özleliği olarak hizmet talebinde bulunacak her hangi bir kişiye karşı haksız da olsa yaralama eylemini gerçekleştirmeyeceğimi biliyordu. Ancak olayın resen soruşturulacak bir suç özelliği taşıması ve karşı tarafın suç işleme potansiyelinin çevrede bile bilinmesi sebebiyle, hem kamu hem karşı taraf açısından iki taraflı bir bela yaşamak istemedikleri için meseleye mümkün oldukça mesafeli davranıyorlar.
Beklemediğim bir biçimde aylar sonra gelen savcılık iddianamesinde de suçlanan kişi benim. Lehime haksız tahrik hükümlerini içeren maddeyle beraber TCK 86/1 ve 87/3 maddeleri üzerinden yargılanmam ve cezalandırılmam isteniyor. Delikanlılık hatta gençlik dönemlerini geride bırakmış olmakla beraber bugüne kadar adli bir olaya konu olmuşluğum, sabıkam ve sicilim yok.
Meselenin zor tarafı her türlü sıkıntıyı ve tehlikeyi yaşayıp zar zor uzlaştığım aynı insanlarla yeniden yüzleşme zorunluluğu ve davada kendimi savunma mecburiyeti sebebiyle, karşı tarafla yeniden bir husumet yaşama ihtimalimin yüksek olması. Çünkü onların olay anında şahsıma karşı işlediği suçların ceza istemi kamu görevlisi sayılmam itibariyle bana isnat edilenden daha fazla.Ben kendimi savunurken de doğal olarak aynı suçlamaları tekrar dillendirmek zorunda kalacağım. Bununla beraber olaya müdahil olan kalabalığın da başının belaya girmesini istemiyorum.
Sırf kamu otoritesinin zayıf olduğu ve güvenlik zaafının bulunduğu bir görevde çalışmaya mecbur olmak yüzünden karşılaştığım bu olay yüzünden ceza alırsam bir daha kamuda çalışma şansım da ortadan kalkabilecek. Bir hayat en anlamsız yoldan nasıl harcanıyorsa ona maruz kalabileceğim.
Koğuşturma aşamasında gerek olduğunda mutlaka bir avukattan yardım alacağım. Ancak bu durumla ilgili deneyimi olan saygıdeğer hukukçuların da tavsiyesi önemli. Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler...