Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Show TV’de canlı yayınlanan “Siyaset Meydanı Özel” programında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Konu Tekel'e gelince çok çarpıcı bir öneriyi gündeme attı: İzmir ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyeleri Tekel işçilerini bünyelerine alsın.
Başbakan Erdoğan'a ilk soru olarak Tekel işçilerinin durumu soruldu.
"Şu anki olay kapatılma olayıdır. İhbar tazminatlarını ödüyoruz. Kıdem tazminatını ödedik. Geçenlerde evime gelen Tekel işçileri bayan arkadaşlar, 6 ay daha imkan istemişlerdi bundan önce. Türk-İş genel başkanı ve sendika temsilcileriyle 6 ay uzatmaya tamam dedik. 6 ay iki yıl oldu. Artık mecburuz bunu kapatmaya. Diyarbakır, Manisa ve İzmir devam edecek. Burada şu an yapılan uygulama yasal değildir.
Asgari ücreti bekleyen nice aileler var. 900 TL’ye kadar tırmandırdık bu ücreti. Ama çirkin olaylar oldu.
Burada yapılan bu. Üreten yer değil (Tekel). Biz öyle bir adım attık ki, 230 bin işçiyi kadrolu işçi statüsüne geçirdik.
Bu olay kırılma noktasıdır. Belli bir sendika 600 milyarlık geliri kaybediyor her ay. Yılda 7 buçuk trilyon lira kaynaktan mahrum kalıyor.
Bana bir teklif yapılıyor. İzmir’de mi çalışıyor, gönderin Muş’a. Bunu yapan sendikacı söylüyor. Ben İzmir’dekine İzmir’de, yoksa en yakındaki ilde iş bulmaya çalışırım.
Ay sonuna kadar bu eylem bu şekilde devam ederse, ay sonunda yasal yetkimiz neyse kullanacağız. Çadırları kaldıracağız.
Sendikacıydım eskiden. Belediye-İş’te. Nasıl zam yaptığımı çok iyi bilirler.
Benim Tekel işçilerinin bulunduğu çadıra gitmem hiç doğru olmaz.
Türk-İş’in kendisi bile sahip çıkamıyor bu eyleme. DİSK ve Kamu-Sen geliyor.
Popülist bir yaklaşımda olmadığımızı gösteriyoruz.
'İŞÇİLERİ BELEDİYELER ALSIN'
Başbakan Erdoğan, Tekel eyleminin çözümüyle ilgili de çok çarpıcı bir öneride bulundu. Erdoğan öneriyi şöyle anlattı:
''Biz Kocaeli'nde SEKA tesislerini Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'ne verdik. Bunun karşılığında Belediye 'SEKA'nın işçilerini ben bünyeme katayım' dedi. Mantıklı bir öneriydi. Kabul ettik. Çünkü bizim amacımız Kocaeli halkına sahil kıyısında çoluk çocuğuyla rahat nefes alacağı, gezeceği güzel bir alan yaratmaktı. Belediye işçileri aldı. Biz SEKA'yı ona verdik. Bugünkü gibi çok güzel ve büyük bir sosyal alan kazanıldı. Ben örneğin İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden, hadi söyleyeyim CHP'li Belediye'den böyle bir teklif almadım. Onlar İzmir'deki Tekel işçilerini bünyelerine katsalar olmaz mı? Aynı şeyi Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi de yapamaz mı?''
Bu öneri üzerine gazeteci Mehmet Barlas Başbakan'a, ''Peki bu belediyeler işçileri almak isterse siz o illerdeki Tekel binalarını, arazilerini onlara devreder misiniz?'' diye sordu.
Erdoğan'ın yanıtı şöyle oldu:
''Tabii ki de değerlendiririz. Bizim için tek bir konu var. O kentin hayrı. Yani belediyeler oralara yapacakları projeleri bize iletirler. Uygunsa değerlendirilir. ama dediğim gibi şu ana kadar hiçbir kentten böyle bir teklif yok.''
'İZMİR'DE TEKEL'E AİT ARAZİ KALMADI'
Başbakan Erdoğan'ın bu önerisi Türkiye çapında büyük destek bulurken, İzmir'den farklı sesler geliyor. İzmirli yetkililer, ''Kocaeli'nde belediyeye dev SEKA arazisi devredildi. Belediye buna karşılık işçileri aldı. Ancak İzmir'de durum farklı. Çünkü Tekel'in İzmir'de takas edilecek binası ya da arazisi kalmadı. Çoğu farklı amaçlar için farklı kurumlara çoktan verildi. İzmir'de Tekel'e ait tek yer Çamaltı Tuzlası. Burası da özelleştirme kapsamına alındı. Yakında özelleştirilecek'' dediler.
BAŞBAKAN'DAN MÜTHİŞ BİR AÇIKLAMA GELDİ
Erdoğan Tekel işçilerine gerçekte sadece kendilerinin sahip çıktığını, başkalarının ise görüntüyü kurtarmaya çalıştığını iddia etti. ''Şimdi açıklamak istemiyordum ama hadi yeri geldi söyleyeyim'' dedikten sonra şu çarpıcı iddiayı gündeme getirdi.
''Biz hakkaniyetli davranıyoruz. İzmir'de çalışan Tekel işçisini İzmir'deki bir başka kamu kuruluşuna aktarmanın planını yaptık. Eğer İzmir'de yer sorunu olursa o işçi kardeşimizi İzmir'e en yakın bir ile gönderme planı yaptık. Bakın bana bir teklif yapılıyor, ''Örneğin İzmir'de mi çalışıyor, gönderin Muş'a! Nasıl olsa gitmez, istifa etmek zorunda kalır' diyen oldu. Üstelik bunu sendikacı söyledi, sendikacı...''
Gazetecilerin, ''Kim bu sendikacı Sayın Başbakan?'' sorusuna ise gülerek, ''O da bende kalsın'' cevabını verdi.
'Başbakan'ın adını açıklamadığı o sendikacı benim'
TÜRK-İŞ Genel Mali Sekreteri ve Demir-Yol İş Sendikası Genel Başkanı Ergün Atalay, Başbakan Erdoğan’ın adını vermediği sendikacının kendisi olduğunu açıkladı. Atalay yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
“Sayın Başbakan ile görüşmemizde TEKEL işçilerinin özlük hakları ile birlikte kamu kuruluşlarına işçi statüsünde yerleştirilmesi için ısrarlı olduk. Ben bu görüşmelerde bu işlem gerçekleştirildiği takdirde, ‘İzmir’deki işçinin Muş’a, hatta varsa kadro Münih’e bile gönderilebileceğini, gitmek istemezse de onun, o işçinin kişisel tercihi olacağını’ söyledim. Çünkü TEKEL işçisinin talebi ülkenin neresinde olursa olsun özlük hakları ile birlikte kamu kuruluşlarına yerleştirilmektir. Gerek TEK Gıda-İş Sendikamızın açıklamalarında, gerekse TEKEL işçilerinin röportajlarında bu talebin zaten kerelerce dile getirilmiş olduğu dikkate alınırsa, Sayın Başbakan’ın söyleminde, bu güne kadar dile getirilen taleplerden farklı bir husus olmadığı görülecektir. Ayrıca eğer yapılırsa bu işlem ilk kez yapılmayacaktır, özelleştirmeler sonucunda binlerce işçi yurdun değişik bölgelerine dağıtılmıştır. Kullandığım bu ifade TEKEL işçilerinin defalarca dile getirdikleri talebin tekrarından ibarettir. Sayın Başbakan ile görüşmeye giden TÜRK-İŞ Yöneticileri, o görüşmelerde sadece ve sadece TEKEL işçilerinin taleplerini iletmişler ve sorunun çözümü için yoğun çaba sarfetmişlerdir.”
TÜRK-İŞ TEKEL İŞÇİLERİNE KUCAK AÇMAYA DEVAM EDECEK
TÜRK-İŞ’in, TEKEL işçilerine ilk günden beri kucak açtığını ve TEK GIDA-İŞ Sendikası'nın istediği her türlü etkinliği hayata geçirdiğini hatırlatan Atalay, “TÜRK-İŞ, TEKEL işçilerinin eylemini haklı bulduğu içindir ki, eylemin başladığı günlerde Başkanlar Kurulu kararıyla sürekli eylem kararı almış, dört hafta Cuma günleri işe geç gelme eylemi gerçekleştirmiş; Ak Parti il binaları ölünde kitlesel basın toplantıları düzenlemiştir. Son 25 yılın en büyük kitlesel mitingini düzenlemiş, altı konfederasyonla birlikte 'bir günlük çalışmama hakkının kullanılması' eylemini hayata geçirmiş ve son olarak da dört Konfederasyonla birlikte Türkiye çapında tüm sendika temsilcilerinin 20 Şubat 2010 günü TEKEL işçileri ile birlikte gecelemesi kararı alınmıştır” diye konuştu.
Atalay, TÜRK-İŞ’in TEKEL işçilerine kucak açmaya devam edeceğini de belirterek, “TEKEL eylemini ve TÜRK-İŞ’i zorda bırakacak her türlü girişim kimden gelirse gelsin sonuçsuz kalacaktır. TÜRK-İŞ kurulduğu günden bu yana temsil ettiği kitlenin ve ülkesinin hak ve menfaatlerini koruyarak hareket etmiştir ve etmeye devam edecektir” dedi.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/13776133.asp