Yeni anayasa diktatörlük kapısını açarsa ne yapılabilir?
AKP'nin yapmak istediği yeni Anayasa çağdaş hukuka uygun değilse, referandumda halk oyunu alırsa ne olur? Ben çağdaş hukuka aykırı bir anayasa istemiyorsam ama referandumda halk kabul ederse bu demokrasiye aykırı olmaz mı?
Cevap: Demokrasi çoğunluğun azınlığa karşı egemenliğidir. Demokrasi demek alabildiğine özgürlük değildir, demokrasi halk iradesine bağlı yönetim şekli olmakla beraber, özgürlükçüsünden-sosyalına, katılımcısından-çoğunluğun dilediğini yapmasına kadar... bir çok şekilde değerlendirile bilir.
Yasama meclisin olduğu halde referanduma gitmek ise; güven oyu almak, yapılacak yasanın katılımcı olarak teyit edilmesi içindir, yoksa yeterli sayıda olan oyla (meclis iç tüzüğüne göre) zamanın şartalarında halkın ihtiyaçlarına cevap vermeyen her yasa (Anayasanın ülkeyi kuranlar tarafından garanti altına alınan ilk üç maddesi hariç) vekiller tarafından değiştirebilir. Bu ilk üç maddesi de; devletin şekli ve rejimi değiştirildiğin de, değiştirile bilir.
Demokrasinin çağdaşı olur, fakat hukukun çağdaşı olmaz, hukuk hukuktur, çağdaş hukuk denildiği zaman bundan başka hukuklar yok demektir! Hukuka saygı göstermek; çağdaş hukuk diye tanımlanabilir, hukuka saygı duymamak ise bağnazlıktır "gerici hukuk" değil!
Hukuk; Canlı cansız her nesnenin, maddi ve manevi olarak taşıdığı değerlerinin hakkını ele alıp, haklarını korumaya yönelik, değerler bütünüdür. Bu değerlerin sahiblerine dağılımına; Hak. Bu hakların sahiblerine iade edilmesi yöntemini ele almaya; Kanun. Hakların çiğnetilmeden sahiblerine eşit dağılımına da; adalet denir. Hukuka dayalı olmayan kanun, kanuna dayalı olmayan dağılım, adaletsizliktir.
Hukuk yasama tarafından yapılan kanunlara göre savunulsa da, hukuka uymayan kanunlar hukuki değidir, böyle olursa; köre göz, görene de körlük yasak olur! Bu tezatlıktan dolayı birçok hukukçu, hukuk için; "Hukuk, yargıcın yaptığıdır" demektedir.
Böyle bir durumda itirazlarımızı nereye yapabiliriz?
Cevap: Şimdi anayasa mahkemesine yapabilirsiniz, 1961 den önce buda imkansızdı: Çünkü; Ülkemizi kuranlar 27 yıl kesintisiz şeflikle tek parti olarak iş başında kaldığından, 1924 Anayasası (Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'na) göre Meclis, milletin iradesini temsil eden tek kuruluş olduğundan onun iradesi, anayasaya aykırı olamaz olarak görülüyordu. Bunun için anayasa mahkemesi yoktu.
1950 ile 1960 yılları arasında Anayasa kısmen uygulansa da 27 Mayıs askeri darbesi ile tamamen kaldırılarak, 1961 de kurulan Milli Birlik Komitesi tarafından hazırlanan anayasa referanduma gidilerek halka kabul ettirildi, kabul ettirildi diyorum çünkü; 1962 ve 1963 yıllarında giriştiği darbelerde başarısız olan Albay Talat Aydemir Mamak Yargılamaları esnasın da; "Ne kadar ilgi çekicidir ki, 1961 de, Giresun da vatandaşların göğsünde sigara söndürterek, zorla kabul ettirdiğim anayasayı ihlal suçlamasıyla yargılanıyorum." dedi.
İşte bu dönemde (1961'de) kurulan Anayasa Mahkemesi, Meclise güvenilmediğinden olacak ki; meclisin yaptığı yasaları denetlemek için kurulmuş ve tüm üyeleri de Cumhurbaşkanı tarafından seçilmektedir.
Çetin Doğan'ın söylediği iddia edilen, hukuka aykırı olduğu halde "paşa paşa imzalattık" dediği EMASYA protokolü gibi; sizde Demokrasinin cilvesi olarak hukuka aykırı olsa bile paşa paşa referandumdan geçen yasaları kabul edeceksiniz.
Beşeri kanunlar kişilerin akıllarına göre şekillendiğinden, sizin evvel ve ahir hacetlerinize hitap etmesi düşünülemez, hitap etmiş olsaydı, sonra gelenler önce gelenleri zalimlikle suçlamaz bir görüş diğer bir görüşe ters düşmez di!