Gözaltında tehdit edildim
Öncelikle böyle bir forumun varlığından haberdar olmayıp hakkımı birazdan anlattığım olaylar sırasında aramadığım için, pişmanlığımın bir kat daha arttığını belirterek yaşadıklarımı anlatmak istiyorum.
Bir akşam üzeri arkadaşım ile birlikte onun aracıyla giderken yunuslar tarafından durdurulduk. Sürücü koltuğunun üzerinde yaklaşık 10gr esrar buldular. Başka olup olmadığını sordular bende o saatten sonra yok deyip üst aramasına başlamalarının saçmalık olacağını düşündüm ve saklamak gereği bile duymadığım cebimdeki diğer üç paketi çıkarıp verdim ve hepsinin bana ait olduğunu belirttim. Bu kadar rahat sözcüklerle anlatmamın nedeni acemiliğimi ve şapşallığımı vurgulamak lütfen yanlış anlamayın. Öğrencilik hayatımın biteceğine ilişkin yalvarmalar ve ağlamalar arasında doğal olarak kelepçelenip karakola götürüldüm.
Karakolda yunuslar tarafından tutanak tutulurken, yalvarmalarım sonucunda aldığım kişiyle tekrar buluşup onu yakalatmayı teklif ettim ve kabul ettiler. Altı adet motorlu yunus ekibi ve ben arkadaşımın arabasını alarak, aldığım şahısı tekrar aradım ve buluşma yerine çağırdım.
Bu sırada yunuslara, işinize karışmak gibi olmasın ama bir yere saklanıp bekleseniz ben çağrı yapınca gelseniz dememe rağmen ekipler sanki şov yaparcasına geldikleri için, satıcı buluşma noktasına gelene kadar elindeki paketlerden kurtuldu. Böylece yakalatma işi de elime yüzüme bulaştı ve nihayet karakola geri döndüm. Bu olaylar yaşanırken tutuklu gibi değildim arkadaşımın arabasını ben kullandım, giderken tek başıma dönerken ise orada tekrar tutuklanmış gibi numara yapıldığı için yanımda bir memur vardı. (Satın aldığım kişi benden şüphelenmesin diye.)
Döndükten sonra yakalatmayı da başaramadığım için yunuslar tutanağı yazdı ve imzaladım. Bu arada yakalatma olayı ile ilgili hiç bir bilgi tutanakta yer almıyor. Arkadaşım bu sırada karakolda beni bekliyordu oda tutuklu gibi değilmiş oturup sohbet ederek bizi beklemiş. Yakalatma operasyonu 2 saat kadar sürmüştü.
Tutanağı imzaladık bağcıkları bozuk paraları çıkardık ve bizi nezarete aldılar. Tabi bizde panik iyice arttı bu sırada ne bir yakınımızı aradık nede başka bişey aklımıza geldi sadece salak gibi yalvarıp duruyorduk. Nezarette yaklaşık 6 saat geçirdik. Sürekli ifademizi ne zaman alacaklarını telefon etmek istediğimizi belirtmemize rağmen kimse oralı olmadı. Nihayet sabaha karşı bir odaya alındık odada iki polis vardı, resmi bir ifade alma olayı olmadığı her hallerinden belliydi, ve söze başladı: " Şimdi gençler durum şu, okul hayatınız bitti, ben kendi insiyatifimi kullanarak ailelerinizi durumdan haberdar edicem, yarın sabah savcıya oradan da mahkemeye." İfademiz alınmadı ve bu sözlerin ardından nezarete geri yollandık. Nezarette yine telefon etmek istediğimizi belirttik, bu sırada konuşmayı yapan memurun arkadaşı parmaklıkların önüne gelerek gençler durum ciddi şöyle böyle diyerek iyi polisi oynayıp bizi korkutmaya çalıştı. Gözaltında geçen bir kaç saat sonra bizi tekrar odaya aldılar ve karakolda işlerin iyice durulduğu sakinleştiği saati bekleyen uyanıklar baklayı ağızlarından çıkardılar. Söylediklerine göre devlet bu karakolda herşeyin parasını ödemiyormuş onlar da doğal olarak bazı karakolun bazı ihtiyaçları için yardıma ihtiyaç duyuyorlarmış. Geçenlerde bozulan bir minibüslerinin 3500 liralık hasarı varmış. Bu hasar her nasılsa 1500 liraya indikten sonra nihayet ifademizi almaya karar verdiler bu sırada saat zaten sabah olmuştu.
Benim ifademi almaya başladıkları saatte arkadaşım yine kendi arabasıyla bizimle konuşan memurlardan birini yanına alıp bankaya gitti ve hem benim hem kendi kartından bir miktar para çekerek tutarı denkleştirip memurlara verdik. Verdikten sonra arkadaşımın ifadesini alma nezaketinde de bulundular.
Savcıya çoktan haber verilmişti zaten, serbest bırakılmamızı söylemiş, bunu da o akşam aynı saatlerde uyuşturucu madde ile yakalanıp aynı karakola getirilen başka bir şahsın bizden çok önce serbest bırakılmasından çıkarıyorum.
Yani bu adamlar savcının belirttiği talimata da uymayıp bizi haksız yere gözaltında tutup tehdit ile de paramızı aldılar.
Şimdi sorum şu, ifadelerimizin alındığı saat belli, gözaltında olduğum saat belli, bankadan paranın çekildiği saat belli, gözaltında iken memurla arkaşın çıkıp gidişi geri gelişi kameralarda belli. Ben ne yapmalıyım?
Savcılığa ayrıca bir suç duyurusunda bulunmam gerekiyor mu? Yoksa mahkemede bunları hakime mi anlatacağım?
Bir akşam üzeri arkadaşım ile birlikte onun aracıyla giderken yunuslar tarafından durdurulduk. Sürücü koltuğunun üzerinde yaklaşık 10gr esrar buldular. Başka olup olmadığını sordular bende o saatten sonra yok deyip üst aramasına başlamalarının saçmalık olacağını düşündüm ve saklamak gereği bile duymadığım cebimdeki diğer üç paketi çıkarıp verdim ve hepsinin bana ait olduğunu belirttim. Bu kadar rahat sözcüklerle anlatmamın nedeni acemiliğimi ve şapşallığımı vurgulamak lütfen yanlış anlamayın. Öğrencilik hayatımın biteceğine ilişkin yalvarmalar ve ağlamalar arasında doğal olarak kelepçelenip karakola götürüldüm.
Karakolda yunuslar tarafından tutanak tutulurken, yalvarmalarım sonucunda aldığım kişiyle tekrar buluşup onu yakalatmayı teklif ettim ve kabul ettiler. Altı adet motorlu yunus ekibi ve ben arkadaşımın arabasını alarak, aldığım şahısı tekrar aradım ve buluşma yerine çağırdım.
Bu sırada yunuslara, işinize karışmak gibi olmasın ama bir yere saklanıp bekleseniz ben çağrı yapınca gelseniz dememe rağmen ekipler sanki şov yaparcasına geldikleri için, satıcı buluşma noktasına gelene kadar elindeki paketlerden kurtuldu. Böylece yakalatma işi de elime yüzüme bulaştı ve nihayet karakola geri döndüm. Bu olaylar yaşanırken tutuklu gibi değildim arkadaşımın arabasını ben kullandım, giderken tek başıma dönerken ise orada tekrar tutuklanmış gibi numara yapıldığı için yanımda bir memur vardı. (Satın aldığım kişi benden şüphelenmesin diye.)
Döndükten sonra yakalatmayı da başaramadığım için yunuslar tutanağı yazdı ve imzaladım. Bu arada yakalatma olayı ile ilgili hiç bir bilgi tutanakta yer almıyor. Arkadaşım bu sırada karakolda beni bekliyordu oda tutuklu gibi değilmiş oturup sohbet ederek bizi beklemiş. Yakalatma operasyonu 2 saat kadar sürmüştü.
Tutanağı imzaladık bağcıkları bozuk paraları çıkardık ve bizi nezarete aldılar. Tabi bizde panik iyice arttı bu sırada ne bir yakınımızı aradık nede başka bişey aklımıza geldi sadece salak gibi yalvarıp duruyorduk. Nezarette yaklaşık 6 saat geçirdik. Sürekli ifademizi ne zaman alacaklarını telefon etmek istediğimizi belirtmemize rağmen kimse oralı olmadı. Nihayet sabaha karşı bir odaya alındık odada iki polis vardı, resmi bir ifade alma olayı olmadığı her hallerinden belliydi, ve söze başladı: " Şimdi gençler durum şu, okul hayatınız bitti, ben kendi insiyatifimi kullanarak ailelerinizi durumdan haberdar edicem, yarın sabah savcıya oradan da mahkemeye." İfademiz alınmadı ve bu sözlerin ardından nezarete geri yollandık. Nezarette yine telefon etmek istediğimizi belirttik, bu sırada konuşmayı yapan memurun arkadaşı parmaklıkların önüne gelerek gençler durum ciddi şöyle böyle diyerek iyi polisi oynayıp bizi korkutmaya çalıştı. Gözaltında geçen bir kaç saat sonra bizi tekrar odaya aldılar ve karakolda işlerin iyice durulduğu sakinleştiği saati bekleyen uyanıklar baklayı ağızlarından çıkardılar. Söylediklerine göre devlet bu karakolda herşeyin parasını ödemiyormuş onlar da doğal olarak bazı karakolun bazı ihtiyaçları için yardıma ihtiyaç duyuyorlarmış. Geçenlerde bozulan bir minibüslerinin 3500 liralık hasarı varmış. Bu hasar her nasılsa 1500 liraya indikten sonra nihayet ifademizi almaya karar verdiler bu sırada saat zaten sabah olmuştu.
Benim ifademi almaya başladıkları saatte arkadaşım yine kendi arabasıyla bizimle konuşan memurlardan birini yanına alıp bankaya gitti ve hem benim hem kendi kartından bir miktar para çekerek tutarı denkleştirip memurlara verdik. Verdikten sonra arkadaşımın ifadesini alma nezaketinde de bulundular.
Savcıya çoktan haber verilmişti zaten, serbest bırakılmamızı söylemiş, bunu da o akşam aynı saatlerde uyuşturucu madde ile yakalanıp aynı karakola getirilen başka bir şahsın bizden çok önce serbest bırakılmasından çıkarıyorum.
Yani bu adamlar savcının belirttiği talimata da uymayıp bizi haksız yere gözaltında tutup tehdit ile de paramızı aldılar.
Şimdi sorum şu, ifadelerimizin alındığı saat belli, gözaltında olduğum saat belli, bankadan paranın çekildiği saat belli, gözaltında iken memurla arkaşın çıkıp gidişi geri gelişi kameralarda belli. Ben ne yapmalıyım?
Savcılığa ayrıca bir suç duyurusunda bulunmam gerekiyor mu? Yoksa mahkemede bunları hakime mi anlatacağım?