Kadınların İyi ve Dominant Yönleri
KADINLARIN İYİ VE DOMİNANT YÖNLERİ
Kadınlar, her zaman baştacı etmeyi layık gördüğümüz güzel, annelik gibi kutsal bir görevin verildiği özel, dokuz ay gibi uzun bir zamanda bizleri karnında hiç üşenmeden taşıyan, üstelik de her türlü kahrımızı çeken eli öpülesi kutsal varlıklardır. Kalbimizin ve gönlümüzün en baş köşesi de şüphesiz onlara aittir. Yani bizdeki yerleri tartışılmaz ve hatta en hassas noktamızdır diyebilirim.
Hal böyle olunca da; hükmetme özellikleri gelişiyor ve hatta daha da güdüleniyorlar. Ayrıca hassas olduklarından dolayı, çabuk kırılma özelliğine de sahip olmaktan asla kaçınmıyorlar. Yeri geldiğinde onlardan daha güçlüsü yoktur. Fakat duygusal yapıları erkeklerden biraz daha fazladır. Bu da dediğim gibi; kırılgan bir yapıya bürünmelerini sağlıyor. Açıkça söyleyeyim; sevdiğinizde daha fazlasını, ilgilenmediğinizde alasını beklerler. Tabi ki beklemesinler diyemem yaradılışları gereği... Çünkü biz erkekler bile bazen mutlaka kadınlardan mutlaka ilgi bekleriz. Hatta gereğinden fazla da diyebilirim. Zaten beklemeye de gerek yok aslında... Biz istemesek de bu tatlı şeyler, fazlasıyla o ilgiyi gösteriyorlar. Çünkü erkekleri de kendileri gibi biliyorlar. Yani hassaslar... Bu yüzden sevdiği erkeği kıracak davranış ya da hareketlerden uzak dururlar. Ne yazık ki bizler açıkça söylemek gerekirse onlar kadar hassas ve dikkatli olamıyoruz. Hatta budala dahi olmaktan kendimizi alıkoyamıyoruz. Fakat şu ana kadar anlattıklarım arasında dominant olan tipler istisna... Çünkü bu tiplerin genel amacı; kocalarını, nişanlılarını ya da sevgililerini parmağında oynatıp dalga geçmek... Şu gerçek var ki; hiçbir zaman erkekler, üzerinde hakimiyet kurmaya çalışan kadınlardan hoşlanmazlar. Evliliklerde de bu duruma pek fazla tahammül gösterilmez. İlişki sürmez. Sürse de iflah olmaz. Yani evlilik müessesesinden hiçbir kalıntı kalmamış olur. Bu durum gelecek kuşaklara da kötü örnek olmasına neden olur.
Önceki satırlarda da dediğim gibi; erkeklerin yaradılışında, kadınlar tarafından domine edilmek yoktur. Aslında bana göre bu durum saçma... İş dünyası açısından bakacak olursak; kadınlar bu statüyü hak etmişlerse, kendi kanaatimce bir sorun teşkil etmez. Hatta onların bakış açısı daha mantıklı diyebilirim biz erkeklerden... Fakat işin dini kısmına geleek olursak şu hususlara çok dikkat etmek gerekir. Kadınlar, erkekler tarafından korunacak. Karşılığında da kadınlar erkeklerine içten sadakatlerini göstereceklerdir. Türk örf ve adetlerinde de bu durum böyledir. Aksi hali hüsrana neden olur.
Saptırmadan asıl konuya dönelim. Kısacası örf ve adet ve hatta dinimize göre; dominantlık kadına kesinlikle yakışmayan bir davranıştır. Öte yandan kadınların erkeklerden en önemli üstün yanı; mantıklarıyla hareket etmeleridir. Erkekler ise daha çok duygularıyla ya da sezgileriyle hareket ederler. Kadınların dominant ruhu da buradan kaynaklanıyor olsa gerek... Yani mantık evliliğine dayanan düşünceleri, davranışlarında kendi hesabına aktiflerde, erkekler açısından ise pasiflerde gerçekleşen malûmatı kaçınılmaz hale getiriyor. Yani erkekleri domine etme savaşı... Genelde bu savaşta; hakimiyet kurmayı ve sonucunda erkekler tarafından sessizlik oluşmasını, hatta istediklerini elde edebilmeyi sağlarlar. Aksi durumu düşünmek dahi istemezler. İşte bu durumda biraz da uyuşum ve de anlaşım çok önemli... Yani aradaki kültür farkı... Kadın eğer kültürel ve statüko açısından zengin ise bu durum şüphesiz kendinde liderlik ve önde olma vasfı yaratacaktır. Bu da açıkçası rollerin bir anda değişmesine sebep olacaktır. İkili ilişkilerde bu yüzden saygı çok önemlidir. Olmadığında geçimsizlik kaçınılmazdır. Çünkü saygının ve huzurun olmadığı bir ortamda sevgisizlik de kaçınılmaz olur. Yani karşılıklı bir ilişkide kadının rolü çok önemlidir. Çünkü yuvayı dişi kuş yapar. Fakat bu herşeye ortak olunmayacağı manasına da gelmez. Kadın, eşine haklı haksız, her halûkarda destek çıkacak ki alınan kararlarda, çekilen sıkıntılar eşit şekilde paylaşılabilsin. Nasıl ki iyi günde mutlu olmayı becerebiliyorsak, kötü günde de aynı şekilde mutsuzluğu kabullenebilmeliyiz. Bu anlattıklarım daha çok evlilikle ilgili nasihatlere benzese de sözüm meclisten dışarı... Henüz evlenmemiş biri olarak, söylemek istediğim şu; asla dominant ve de çok bilmiş bir kadına çatmayın.
Bu arada yapılan araştırmalara göre boşanan çiftlerin çoğunluk olarak üniversite mezunu olduğu gerçeğini de unutmamak gerekir. Fakat bu söylediğimden de kadınlar sebep oluyor manasını çıkarmayalım. Zaten alaka da kurulamaz fakat ben içten pazarlığımı peşinen yapayım da gerisi önemli değil şansi kanaatim... Çünkü erkeğin de mutlaka payı vardır. Gerçi domine olmuş bir erkeğin boşanması da mucize olur ya neyse...
Sonuca gelince; bana bu konuyla ilgili hiçbirşey sorulsun istemem şahsen... Fakat sorulsa da cevabım hazır... Böyle karakterde çok kadınlar gördüm. Günlük hayatta da hala mevcut... Yani erkeklerin eşine saygılı oluşundan değildir asıl korkusu... Özel ilişkilerden ya da vs. sebeplerden olabilir. Böyle tipleri de Allah düşmanıma vermesin demekten başka birşey bulamıyorum.
Son sözümle de yazımı sonlardırmak istiyorum;
"Disiplinin olmadığı yerde, kan ve gözyaşı vardır."
Burada disiplin ortak noktada buluşmalı ki; gözyaşları ancak mutluluk için akabilsin.
Saygı dolu, nice güzel mutlu günler diliyorum.
04.06.2009
MEHMET AKGÜL
Kadınlar, her zaman baştacı etmeyi layık gördüğümüz güzel, annelik gibi kutsal bir görevin verildiği özel, dokuz ay gibi uzun bir zamanda bizleri karnında hiç üşenmeden taşıyan, üstelik de her türlü kahrımızı çeken eli öpülesi kutsal varlıklardır. Kalbimizin ve gönlümüzün en baş köşesi de şüphesiz onlara aittir. Yani bizdeki yerleri tartışılmaz ve hatta en hassas noktamızdır diyebilirim.
Hal böyle olunca da; hükmetme özellikleri gelişiyor ve hatta daha da güdüleniyorlar. Ayrıca hassas olduklarından dolayı, çabuk kırılma özelliğine de sahip olmaktan asla kaçınmıyorlar. Yeri geldiğinde onlardan daha güçlüsü yoktur. Fakat duygusal yapıları erkeklerden biraz daha fazladır. Bu da dediğim gibi; kırılgan bir yapıya bürünmelerini sağlıyor. Açıkça söyleyeyim; sevdiğinizde daha fazlasını, ilgilenmediğinizde alasını beklerler. Tabi ki beklemesinler diyemem yaradılışları gereği... Çünkü biz erkekler bile bazen mutlaka kadınlardan mutlaka ilgi bekleriz. Hatta gereğinden fazla da diyebilirim. Zaten beklemeye de gerek yok aslında... Biz istemesek de bu tatlı şeyler, fazlasıyla o ilgiyi gösteriyorlar. Çünkü erkekleri de kendileri gibi biliyorlar. Yani hassaslar... Bu yüzden sevdiği erkeği kıracak davranış ya da hareketlerden uzak dururlar. Ne yazık ki bizler açıkça söylemek gerekirse onlar kadar hassas ve dikkatli olamıyoruz. Hatta budala dahi olmaktan kendimizi alıkoyamıyoruz. Fakat şu ana kadar anlattıklarım arasında dominant olan tipler istisna... Çünkü bu tiplerin genel amacı; kocalarını, nişanlılarını ya da sevgililerini parmağında oynatıp dalga geçmek... Şu gerçek var ki; hiçbir zaman erkekler, üzerinde hakimiyet kurmaya çalışan kadınlardan hoşlanmazlar. Evliliklerde de bu duruma pek fazla tahammül gösterilmez. İlişki sürmez. Sürse de iflah olmaz. Yani evlilik müessesesinden hiçbir kalıntı kalmamış olur. Bu durum gelecek kuşaklara da kötü örnek olmasına neden olur.
Önceki satırlarda da dediğim gibi; erkeklerin yaradılışında, kadınlar tarafından domine edilmek yoktur. Aslında bana göre bu durum saçma... İş dünyası açısından bakacak olursak; kadınlar bu statüyü hak etmişlerse, kendi kanaatimce bir sorun teşkil etmez. Hatta onların bakış açısı daha mantıklı diyebilirim biz erkeklerden... Fakat işin dini kısmına geleek olursak şu hususlara çok dikkat etmek gerekir. Kadınlar, erkekler tarafından korunacak. Karşılığında da kadınlar erkeklerine içten sadakatlerini göstereceklerdir. Türk örf ve adetlerinde de bu durum böyledir. Aksi hali hüsrana neden olur.
Saptırmadan asıl konuya dönelim. Kısacası örf ve adet ve hatta dinimize göre; dominantlık kadına kesinlikle yakışmayan bir davranıştır. Öte yandan kadınların erkeklerden en önemli üstün yanı; mantıklarıyla hareket etmeleridir. Erkekler ise daha çok duygularıyla ya da sezgileriyle hareket ederler. Kadınların dominant ruhu da buradan kaynaklanıyor olsa gerek... Yani mantık evliliğine dayanan düşünceleri, davranışlarında kendi hesabına aktiflerde, erkekler açısından ise pasiflerde gerçekleşen malûmatı kaçınılmaz hale getiriyor. Yani erkekleri domine etme savaşı... Genelde bu savaşta; hakimiyet kurmayı ve sonucunda erkekler tarafından sessizlik oluşmasını, hatta istediklerini elde edebilmeyi sağlarlar. Aksi durumu düşünmek dahi istemezler. İşte bu durumda biraz da uyuşum ve de anlaşım çok önemli... Yani aradaki kültür farkı... Kadın eğer kültürel ve statüko açısından zengin ise bu durum şüphesiz kendinde liderlik ve önde olma vasfı yaratacaktır. Bu da açıkçası rollerin bir anda değişmesine sebep olacaktır. İkili ilişkilerde bu yüzden saygı çok önemlidir. Olmadığında geçimsizlik kaçınılmazdır. Çünkü saygının ve huzurun olmadığı bir ortamda sevgisizlik de kaçınılmaz olur. Yani karşılıklı bir ilişkide kadının rolü çok önemlidir. Çünkü yuvayı dişi kuş yapar. Fakat bu herşeye ortak olunmayacağı manasına da gelmez. Kadın, eşine haklı haksız, her halûkarda destek çıkacak ki alınan kararlarda, çekilen sıkıntılar eşit şekilde paylaşılabilsin. Nasıl ki iyi günde mutlu olmayı becerebiliyorsak, kötü günde de aynı şekilde mutsuzluğu kabullenebilmeliyiz. Bu anlattıklarım daha çok evlilikle ilgili nasihatlere benzese de sözüm meclisten dışarı... Henüz evlenmemiş biri olarak, söylemek istediğim şu; asla dominant ve de çok bilmiş bir kadına çatmayın.
Bu arada yapılan araştırmalara göre boşanan çiftlerin çoğunluk olarak üniversite mezunu olduğu gerçeğini de unutmamak gerekir. Fakat bu söylediğimden de kadınlar sebep oluyor manasını çıkarmayalım. Zaten alaka da kurulamaz fakat ben içten pazarlığımı peşinen yapayım da gerisi önemli değil şansi kanaatim... Çünkü erkeğin de mutlaka payı vardır. Gerçi domine olmuş bir erkeğin boşanması da mucize olur ya neyse...
Sonuca gelince; bana bu konuyla ilgili hiçbirşey sorulsun istemem şahsen... Fakat sorulsa da cevabım hazır... Böyle karakterde çok kadınlar gördüm. Günlük hayatta da hala mevcut... Yani erkeklerin eşine saygılı oluşundan değildir asıl korkusu... Özel ilişkilerden ya da vs. sebeplerden olabilir. Böyle tipleri de Allah düşmanıma vermesin demekten başka birşey bulamıyorum.
Son sözümle de yazımı sonlardırmak istiyorum;
"Disiplinin olmadığı yerde, kan ve gözyaşı vardır."
Burada disiplin ortak noktada buluşmalı ki; gözyaşları ancak mutluluk için akabilsin.
Saygı dolu, nice güzel mutlu günler diliyorum.
04.06.2009
MEHMET AKGÜL