Kubilay; Ali Tatar ; Bülent Arýnç

Güzel ülkem geçen haftayýda daha öncekilerde olduðu gibi gereksiz iþe yaramaz tartýþmalarla önüne atýlan oyuncakla oynayarak geçirdi.. Tabiiki bu arada ülkeme geçirilenlerin neler olduðu ileride çýkacaktýr...

Normal olarak geçen haftanýn en önemli olayý Devrim Þehidimiz Kubilay Teðmenin anýlmasý olacaktý... Belki bu sayede irticanýn gerçek yüzünü görüp beslendiði yerleri daha iyi anlayacaktýk...bu arada günümüz uzantýlarýnýda bundan dolayý bazýlarýnýn gizliden gizliye olan hýncýný hesaplaþmasýnýda...

Ama beklenmedik bir olay oldu bir Deniz Öðretmen Yarbay intihar etti... Ali Tatar adýndaki bu 89 mezunu öðretmen yarbayýn intiharý gündemi karýþtýrdý. Ýntihar etmesine neden olan olaylar dizisi kafalarý iyice karýþtýrdý. Ne oluyor yahu denilecekken....

Bülent Arýnç isimli zat-ý devletliye suikast yapýlacaðý haberi çarþýyý bir kere daha karýþtýrdý...Zaten durulmayan çarþý allak bullak oldu...detaylar ortaya çýktýkçada kimi hadi leynn dedi kimi rezalete bak... Ama bu olay ciddi olan iki olayý gündemden düþürüverdi.... Hatta o kadar gümbürdediki Ýsmet inönü bile arada kaynadý neredeyse...

Þimdi uzatmadan Bülent Arýnç'tan baþlayýp konuya birde böyle bakalým bakalým nasýl oluyor... Bu güne kadar o yada bu yandan tüm yazýlarý okuduk neredeyse gerçi birbirini tutan hiç olmadý ama olsun...

'Ne Arýnç kalacak, ne Danýþtay' diye bugünler mi kastedildi?


Çok deðil birkaç gün öncesine yani Kurban Bayramý günlerine gidelim ve Danýþtay kararý için sorulan soruya Bülent Arýnç’ýn aðzýndan kaçýrdýklarýný hatýrlayalým:
-Bayramdan sonra ne Arýnç kalacak ne Danýþtay!
Tesadüfen kameralarýn kaydettiði bu ifadeden sonra burasý dahil pek çok sütun Arýnç’ýn ne demek istediðini sorgulamýþtý.
Bayram bitti ama ilginçtir Bülent Arýnç net ifadesine raðmen bir þey kastetmediðini açýkladý!
O gün ben dahil pek çok kiþinin kafasý karýþmýþtý!
Öyle çünkü Bülent Arýnç’ýn yüz ifadesinde ve ses tonlamasýnda adeta büyük bir balýðý yakalamanýn ya da hazýrlýðýn çizgileri vardý!

Beyan ya da meydan okuma fos çýktý derken çok kýsa bir ara sonrasýnda Çukurambar’da iki subayýn Bülent Arýnç’a suikast iddiasýyla gözaltýna alýndýðý haberi duyuldu!
Subaylarýn ihbarla bölgeye çaðrýlmasýndan ve akabinde polise yakalattýrýlmasýndan söz edildi.
Derken savcýlýðýn delil yetersizliði sebebiyle iki ismi serbest býraktýðý açýklandý.

Aradan iki gün geçti salýverilenler yeniden gözaltýna alýndý!
Dahasý, suikast gerekçesi ile Genelkurmay’ýn mahremine yani Kozmik bürosuna girildi ve bu þekilde televizyonlar her þeyi unutup bu konuyu yayýna aldýlar!

Komutanlýk bu iþ TSK’ya zarar vermesin diye yayýn yasaðý istedi lakin Deniz Feneri hýrsýzlýðýna yayýn yasaðý veren yargýmýz bu konuya yasaðý layýk görmedi!

Bu þekilde de AKP’nýn saplandýðý Kürt açýlýmý ve sokak gösterileri iþi bir nebze olsun unutuldu.
Sadece o mu?
Buz gibi soðukta havuza dökülen TEKEL iþçisinin dramý da gündemden düþtü.
En önemlisi AKP yeniden maðdur ve mazlum bir görüntüye sokulmaya çalýþýldý!
Tam bu nokta da kuþkularýmýzý dillendirelim:
Yoksa yoksa bu suikast iþi týpký ýslak imza misali bir senaryo idi de Bülent Arýnç zamaný gelmeden önce aðzýndan mý kaçýrdý?
Deðilse konu ile alakalý araþtýrmalar henüz sürer ve yargý hiç bir karar vermeden Arýnç’ýn “Arý kovanýna çomak soktuk” demesi niçindir?
Bir baþka boyut ihbarýn yurtdýþýndan geldiðinin kesinleþmesidir!
Bitmedi, Genelkurmay’ýn topyekün dinlendiði de bu olayla ortaya çýkmýþtýr.
MÝT, ben böyle bir þeyi asla yapmadým açýklamasýný yapýyorsa kimdir bunu yapan?
Hatýrlayýn bugünkünün benzeri yaygaralar haftalarca ýslak imza için koparýlmadý mý? Peki ne oldu o ýslak imza olayý?
Son haber, suikaste konu edilen 8 askerin yargý tarafýndan serbest býrakýlmasýdýr. Hadise TSK’ya çamur atmak için hazýrlanan senaryo olmasaydý yani suikast iddialarý gerçek olsaydý bunlardan biri tutuklanmaz mýydý?
Ve noktayý koyalým, hükümet TSK’ya karþý yapýlan bu psikolojik harekatýn merkezinde deðil midir?
Kaynak:http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr...hp?haber=11461

Bülen Arýnç Ýlginç bir kiþiliktir. Öyle pek sivrilecek fikirlere parlak bir zekaya sahip olmadýðý her halinden davranýþýndan duruþundan bellidir. Parlak bir politikacý deðildir. Kitleleri etkileyen bir yapýyada sahip deðildir. Hiç bir deðerli fikri görüþü icrasý yoktur. Mesleði olan avukatlýðýda ''taþra avukatlýðý'' olarak bile yapamamýþtýr. Hukuk bilgisi zaman zaman Hukuk Fakültesi 2. sýnýf öðrencisinden daha az izlenimi verir... En büyük siyasi baþarýsý girdiði tüm partilerin kapatýlmasýdýr diyebiliriz. Birde kendisinde de maalesef izlerini gördüðümüz aslýnda onu pek ilgilendirmemesi gereken karanlýk bir geçmiþ... Özetle aslýnda silik bir kiþiliktir...

Þimdi böyle bir kiþiliðe suikast ne iþe yarar? Buna kafa patlatýp duruyorum. AKP ye oy patlamasý yaptýrýr, durduk yere çarþý karýþýr baþkada bir iþe yaramaz... Yani yolda sallana sallana yürüse en fazla tinerci yolunu keser... Ya da .... suç teþkil edeceði için yazmayayým... Bundan dolayý asla suikast planlanacak birisi deðildir kendileri... Zaten yakalananlarda ilk gazete haberlerine göre aslýnda geri zekalý olmasý gereken iki tip!!!

Evinin çaprazýnda ki bakkalýn ''aha iþte '' diye gösterdiði evinin tespitini yapýyorlarmýþ!! 20 gündür !!! Yutmaya çalýþtýðý kaðýtta da adresi varmýþ !! Kimse de adres belliyse neden tespit etmeye çalýþýyorlar demedi iyi mi? Kaldýki bir gün meclis çýkýþý izlet anýnda bulursun !!! 20 gün ne dönüyorsun deli dana gibi deðil mi!! Daha garibi Milliyet gazetesi 3 ay kadar önce tam adresini vermiþti !! Bu özel harekatçýlar ne salaksa hiç birisini bilmiyor !!! Þimdi buna inanýlýr mý? Tabiiki kimse de inanmadý... dinleme dediler olmadý ... izleme dediler tutmadý... Aslýnda olay kafada karýþtýrdý... Karýþtýrdý da baþka þekilde... Sanki birilerine kaç dendi... Hatta bu çok büyük olasýlýk çünkü ihbar ne hikmetse ABD den geldi !!!

Erin telefon konuþmasýyla ortaya çýkan ikinci aþama ise tam bir muammaya döndü... er babasýyla konuþurken belgeleri yakýyoruz demiþ... Bu er þöför.. komutanýn þöförü... Yani hayatýnda o kozmik odalara ve arþive girmemiþ birisi.. giremeyecek birisi... Ama belge yaktýklarýný babasýna söylüyor!! Aslýnda bu konuþma olmuþ olabilir... Baba höt möt demiþ... Ama bu konuþmanýn erin palavrasý olma ihtimali çok yüksek... Hani askere giden erlerin yarýsýnýn ayný öyküsü vardýr... Ya binbaþý ya Baþçavuþu döverler ama Alay komutaný gelir ''sen haklýsýn evladým '' der... ceza almazlar ... Ahanda bu ne kadar doðru bir geyikse bu erin anlattýðýda o kadar doðrudur... Kaldýki hukuki olarak ta birinci derece akraba telefon konuþmalarýyla ilgili bir çekince olduðunu sanýyorum... Þimdi bu özel harekatçýlar içeriye er giremeyen yerde yedikleri bir haltý hemde çok ciddi bir haltý !! þöför ere söylüyorlar o da babasýna söylüyor bu konuþmada teknik takibe takýlýyor... Burasýda ilginç... Kimin takibine yakalandýðý da belli deðil... MÝT diyen var polis diyen, TÝM diyen iþin garibi de üçüde yalanlýyor biz yapmadýk diye... Birisi bizimle kötü dalga geçiyor amma kim !!!

Ýþin komiði bugünde þöför erin öyle bir konuþma yapmadýðý konusu aydýnlandý.. Görevli hakimin zehirlenme korkusu ile evinden sefer tasý ile yemek getirdiði haberi de yalanlandý hatta orada kendisine oda verildiði zaman zaman orada istirihat ettiði ortaya çýktý... Kozmik odadan çýka çýka bunlar çýktý...Bu arada bugün meclis alt komisyonundan polisin aðýr silah alabileceði kararý onandý. Polis biber gazýndan býkmýþ vatandaþa tankla top atýþý yapacak... Uçakla bir kaç sorti bir iki napalm... Neyse..kepazelik diz boyu...

Ve nedense herkes bir iki debelendi esti gürledi ve sustu...Islak imzada da aynýsý oldu diðer bir çok konuda da... ama bu kepazeliklerden sonra durduk yere TSK yýprandý bilinçli olarak mevcut hükümet hani kendisinin darbeyle yýkýlacaðý korkusuyla hareket eden uçana kaçan saldýran faþist hükümet tarafýndan yýpratýldý... Ulus devletin en büyük güvencesi olan silahlý kuvvetler ( Tüm dünya da bu böyledir) o ulusun sözde hükümeti tarafýndan sürekli gereksiz yýpratýlýyor... Þakþakçýlar ötüyor halk susuyor... Umarým bu bilinçli bir susmadýr... yoksa yazýk bu ülkeye çok yazýk... Hükümetin baþý halkýn gözünün içine baka baka yalan söylüyor... Ne acý ki inananda oluyor...

Bir arada ''kafes'' planý çýkmýþtý hani azýnlýklar yýldýrýlýp öldürülecek cart curt ne oldu ? yazaný yazýldýðý yer ne biçim plan neyin nesi kimin fesi belli olmadý...

Aslýnda kozmiþk oda aramasýnýn öncesi çok þeyi açýða çýkardý... O da ihbar telefonu... Geldiði yer ABD... düþüne durun siz bu ne olaki diye biz diðer hususlara bir deyinip konuyu toparlayýp baðlayýp derdest edelim...

Vural SAVAÞ’ýn 25.12.2009 tarihli SÖZCÜ Gazetesi’ndeki Yazýsý: (F) TÝPÝ ORDU NÝHAYET KURULUYOR !?

Haberler

28 Aralýk 2009
28 Þubat süreci baþlamadan, Milli Savunma Bakanlýðý’nýn izni alýnmadan, Emniyet Teþkilatý, aðýr silahlarla donatýlarak, Türk Silahlý Kuvvetleri’ne karþý alternatif bir ordu yaratýlma çabalarýna giriþilmiþti.
Genelkurmay Baþkanlýðý tarafýndan, önce 4 Þubat 1998 tarihinde Emniyet Genel Müdürlüðü’ne bir yazý gönderilerek: ‘’…Emniyet Genel Müdürlüðü envanterinde bulunan aðýr silah, mühimmat ile araç ve malzemenin muhtemel bir seferberlik-savaþ halinde askeri maksatlarla kullanýlabilecek olanlarýn envanterinin çýkarýlmasý’’ istendi.
Emniyet Genel Müdürlüðü’nün envanterinde bulunan aðýr silahlar listesi korkunçtu:
1) 60’lýk havan (28 ilde, 326 adet)
2) RPG-7 roket (35 ilde, 377 adet)
3) 40 Launcher (43 ilde, 1634 adet)
4) MG3 Makineli Tüfek (38 ilde, 438 adet)
5) 12.7 Makineli Tüfek (39 ilde, 239 adet)
6) M-60 Makineli Tüfek (19 ilde, 50 adet)
7) FN-240 Makineli Tüfek (25 ilde, 75 adet)
8) 40 mm Laun MK/19 (38 ilde, 114 adet)
Ve aðýr silahlarla kullanýlabilecek külliyetli miktarda mühimmat…
Zamanýn Baþbakan Yardýmcýsý ve Milli Savunma Bakaný Ýsmet Sezgin, Ýçiþleri Bakanlýðý’na gönderdiði 17 Þubat 1998 tarihli yazýda: ‘’…Emniyet Genel Müdürlüðü’nün aðýr silah ve araçlara ihtiyacý olmayacaðý deðerlendirilmektedir… Askeri amaçlý savaþ silahlý olarak mütalaa edilen listede yazýlý silahlarýn Genelkurmay Baþkanlýðý’na devredilmesi’’ istendi.
Ve böylece, aðýr silahlarla donatýlmýþ (F) tipi bir ordu yaratýlmasýnýn önü 28 Þubat sürecinde kesilebildi.

Edirne’de verdiðim bir konferans sonrasý, bir kurmay albayýmýz yanýma geldi: ‘’AKP yetkilileri, AB’nin desteðini saðladý. Hudut bölgelerimizin savunmasý Türk Ordusu’ndan alýnýp, yeni kurulacak bir örgüte devredilecek ve bu örgütün elemanlarý son derece modern silahlarla donatýlacak. Haberiniz olsun diye söylüyorum: ülke bütünlüðümüze ve laik Cumhuriyetimize daima sahip çýkan ve bundan sonra da çýkacak olan Türk Ordusu’ndan rahatsýzlýk duyan çevreler: hudutlarýmýzý koruma bahanesiyle, gerektiðinde Türk Ordusu ile savaþabilecek nitelikte ‘(F) Tipi Ordu’ kuruyorlar’’ dedi.
Ben de, ‘’Merak etme Genelkurmayýmýz, Ordumuzun varlýðýna kastedenlerin bu oyununu da mutlaka bozacaktýr’’ dedim.
Bir süre sonra 27.03.2006 tarihli Zaman Gazetesi’nin internet sitesinde þu haber yayýnlandý:
‘’Sýnýr güvenliði için profesyonel teþkilat kuruluyor… 70 bin kiþiden oluþacak… 8 yýlda tüm sýnýrlara yayýlacak… 3 Milyar 700 bin Euro’luk proje, Ýçiþleri Bakanlýðý’na baðlý ‘’Entegre Sýnýr Yönetimi Proje Uygulama Müdürlüðü’nce hazýrlandý… Projenin maliyetinin %60’ý Avrupa Birliði tarafýndan karþýlanacak… 2014 yýlýnda tamamlanmasý öngörülen proje ile sýnýrlar profesyonel ekipler tarafýndan korunacak… Kurulacak teþkilat, ‘Sýnýr Muhafaza Genel Müdürlüðü’’ yada ‘’Sýnýr Muhafaza Daire Baþkanlýðý’’ adý altýnda kurumsallaþacak…’’

Yazýnýn Tamamý:http://www.ilk-kursun.com/2009/12/vu...yet-kuruluyor/

KOZMÝK ODADA 8 GÜNDE NELER OLDU? Org. Baþbuð: Bir þey saklamýyoruz AÇIN KAPILARI
7 Ocak Perþembe 2010

Kozmik odadaki aramalarla ilgili brifing alan Org. Baþbuð, daha sonra “Aramaya engel olursak yanlýþ anlaþýlýr. Bir þey saklamýyoruz, kapýlarý açýn”diye özetlenebilecek bir emir verdi. Bu emrin ardýndan kapýlar açýldý

Babasýna ‘Evrak yaktýk’ dememiþ
Hâkimin çalýþmasý sürerken gözaltýna alýnan albayýn þoförü olan bir erin babasýna telefon ettiði ve “Baba biz de evrak yakýyoruz” dediði ve bu konuþmanýn dinlemeye takýldýðý haberi basýna yansýdý. Erin babasýyla yaptýðý telefon konuþmasý diyalog þeklinde gazetelerde yer aldý. Oysa erin babasýyla evrak yakýlmasýyla ilgili bir konuþma yapmadýðý anlaþýldý. Babasýyla iki, sözlüsüyle üç kez telefonla konuþtuðu ancak böyle bir cümle sarf etmediði ortaya çýktý.
Söz konusu erin babasýna evraký kazanda yaktýklarý bilgisini verdiði de iddia edildi. Oysa, aramanýn yapýldýðý binada kalorifer kazaný yoktu. Çünkü bina doðalgazla ýsýtýlýyordu.

HABERÝN TAMAMI:http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?

Ali Tatar 1989 yýlýnda Deniz Kuvvetleri Komutanlýðý'na ''öðretmen Subay'' olarak göreve baþlamýþ... Yani yardýmcý sýnýf subaylardan asla muvazzaf deðil... Dolayýsý ile iddia edildiði gibi darbeci olma olasýlýðý pek yok... hatta hiç yok... Öðrencileriyle okul gezisinde iken babasýný kaybeder ve suikast yapacaðý ileri sürülen o zaman ki harp filo komutaný bizzat telsizle durumu kendisine bildirilen bir subay.. Halen daha öðretmen bir subayýn hele hele Kuvvet bazýnda düþük rütbeli bir subayýn Deniz Kuvvetleri Komutaný na suikastle ne elde edeceði meçhul !! Tabiiki teðmenlerinde.. Zaten konuda ilginç tipik Türk dizisi gibi.. Uyuþturucu var kadýn ticareti var silah var suikast var... Ama Gölcük'le Beylerbeyi ve Ankara baðlantýsý yok... En önemlisi NÝÇÝN VE NEDEN sorularýnýn yanýtý yok... peþpeþe atanan Deniz kuvvetleri Komutanlarýný öldürseler kendilerine sýra gelmez... Darbe içinse neden öldürsünler ??? Hiç biri tam oturmayýnca da bu sefer de etnik kimlik tartýþmasýný ortaya attýlar amma hiç birisi bu güne kadar neticelenip þudur denmedi ne ilginç deðil mi?

Daha da ilginci Yarbayýn intiharý bomba gibi gündeme düþüp ne oluyor yahu bu TSK da denilecekken Manisa badem Býyýklýsý boþboðaz Bülent efendi'nin suikasti patlak verdi... Günde mi bu ilgilendirmeye baþladý... Ne gariptir ayný tarihler Kubilay asteðmenin þehit edilmesi ile ilgili tarihlerede denk geldi... Muhtemelen bu badem býyýk ''ula dedemin yadiði haltýn hesabýný benden soracaklar'' diye düþündü amma açýk etmedi bunu asla.. Gerçi kendi yediði haltlarda az buz deðil amma genede o kadar nefret toplayamadý... hala dedesinin arkasýnda kalmýþ birisi...

Bana suikast yapacaklar diye ortaya atýlan badem býyýk iþin ilginci Manisa'da çýktý... yani binbaþý ile albay orada boþ boþ beklemek zorunda kalacaklardý... Ne pal ndeðil mi? Manisa'da ki adamý Ankarada ki evinde vurmak.. Bunun içinde günlerce hazýrlanmak... Ama halen daha suikast gerekçesi yok... Gereksiz bir giriþim deðil mi? Deðerli bir kiþilik deðil ki vurulsun... O kendisini olmazsa olmaz sanýyor amma hiç bir deðer ifade etmiyor emin olun bir çok yerde... Hele TSK da hiç bir deðerinin olduðunu sanmýyorum...

Neyse bu kargaþadan bir çok sonuç çýktý.. AKP nin gündem deðiþtirmekte yalanda ve sahte istihbarat yaratmada ABD güdümlü istihbarat ile müneccimliði yaný sýra yok denmesine raðmen inanýlmaz bir güvensizliði ve bundan dolayý olan çatýþmayý ...

Þimdi devletin bir hakimi orada hiç bir þekilde olmayacak bir belgeyi arýyor... Bu hukukidir deðildir onu bilemem pekte önemli deðil... amma yarattýðý tartýþma ve kopan fýrtýna çok önemli...

1. Bu araþtýrmaya neden olan olay makam þöförünün babasýyla telefonda konuþtuðu ve kazan dairesinde bir sürü evrak yazýyoruz sözlerinin takibe takýlmasý olduðu söylendi...

1A. 4. gün böyle bir konuþmanýn hiç bir kayýtta olmadýðý anlaþýldý. Ama neden arama yapýldýðý açýklanmadý...

1B. Üç Savcý 3 gün boyunca! evraklarýn yakýldýðý iddia edilen kazan dairesini aradý ve külleri bulmaya uðraþtý...3. Gün sonunda Seferberlik dairesinde ''kazan dairesinin olmadýðý'' birliðin doðal gazla ýsýndýðý ufak bir çay ocaðýndan baþka bir ''ateþ yanan yer'' olmadýðý tespit edildi!!!

1C. Hakimin ''zehirleneceði korkusu ile'' sefertaþýyla geldiði bas bas baðrýldý amma bunun yalan olduðu ortaya çýkýnca bazý þeref yoksunu yazarlar ve onlarýn yazdýðý paçavralar bunu yazmadýlar bile...

1D. Birinci derece akrabalarýnýn telefon görüþmelerinin yasal bile olsa delil olamayacaðý ortaya çýktý...

2. Suikast diye koparýlan gürültüde bir binbaþý ile bir albay gözaltýna alýndý amma çok kýsa bir sürede serbest býrakýldý sonra kapalý kapýlar ardýnda kýyamet koptu bu olaylar buraya kadar geldi...

2A. Önce kesin suikast dendi amma arabalarda sapan bile çýkmadý... Kadýki subaylar ''beylik'' tabancasý taþýyabileceklerine karþýn o bile yoktu...

2B. Dinleme yapýyorlardý diye düzeltme yapýldý ama araçlarda hiç bir cihaz bulunamadý... Hele tekinde normal ''teyp''bile yoktu...

2C. Ortam taramasý yapýlýyor dendi... Ama onun için araçlarda çok daha fazla teknik malzeme olmasý gerekirdi yoktu! Buna karþýlýk arabada bulunanlar açýklandýðýnda iki araçtada yangýn söndürme cihazý olmadýðý anlaþýldý.. Aslýnda trafiðe çýkamayacaklarý anlaþýldý...

2D. Badem býyýklý Manisa'lý ben kameralardan izledim cihazlarý gördüm durum çok vahim dedi... Sonradan hiç bir cihaz kayýt olmadýðý anlaþýlýnca ben bir þey görmedim dedi...

2E. Badem býyýk manisa da iken nasýl suikastýn Ankara da olacaðý açýklanmadý..

Sonuçta aþaðýda açýklayacaðým gerçek dýþýnda hiç bir þey çýkmadý... Amma bu kepazeliðe neden olan badem býyýk ayný sýrýtkanlýðý ile görevine devam edip saçmalýyor. Biraz geliþmiþ bir ülkede azýcýk onur taþýyan siyasetçi bu duruma neden olduktan sonra gelmemek üzere gider siyaset sahnesinden... Bu ise TSK hakkýnda kuþku yarattý diye kasým kasým kasýlýyor.. yetmiyor utanmadan hakaretvari sözler ediyor... Biz buna faþizmin ayak sesleri diyoruz kýsaca...

Günün sorusu: Kozmik odadan Arýnç'a suikast belgesi çýktý mý? 22.01.2010
Kozmik odada Hakim Kadir Kayan'ýn yaklaþýk bir aydýr süren incelemesinin sona erdiði açýklandý. Ýnceleme 19 Aralýk'ta iki askeri personelin, Çukurambar'da Bülent Arýnç'a suikast giriþimi hazýrlýðý yaptýðý kuþkusu ile baþlamýþtý. Þimdi kamuoyu bu sorunun net cevabýný bekliyor. kozmik odadan Bülent Arýnç'a suikast giriþimine yönelik herhangi bir belge ve bilgi çýktý mý, çýkmadý mý?

M.E.Sezen Notu: Bence birþey çýktý Kombir çýktý çünkü memnun olmayan hainler hemen balyozu çýkardýlar evet fikri olanlarýn fikirlerini alalým kýsaca:)

http://i.milliyet.com.tr/CizerlerEnB..._mf494790.Jpeg


Al sana darbe planý
Aðla Bülent Arýnç aðla

Beni okuyanlar biliyor: AKP'nin iktidarda kalabilmesi darbe planlarý ve suikast iddialarýnýn gündeme getirileceðini iki yýldýr yazýyorum. Amaç, AKP'yi maðdur ve mazlum göstermektir. Bülent Arýnç'ýn ortaya çýkýp 'Bana asker suikast düzenlemek istedi. Buna inanmayan ahmaktýr!' biçimindeki iddiasýnýn sebebi de buydu. Bu iddia besleme iktidar medyasýnda parlatýlmýþtý. Sonrasýnda kozmik oda denilen ve askerin en gizli sýrlarýnýn bulunduðu Seferberlik Bölge Baþkanlýðý'nda 25 Aralýk'ta araþtýrma baþlatýlmýþtý. Bir aya yakýn süren bu aramalar da geçen gün tamamlandý.
Nerede Arýnç'a suikast? Nerede bu suikastçýlar? Kozmik odada, askerin en gizli sýrlarýna bile girildi. Bence girilmesi de iyi oldu. Var idiyse hukuk dýþý bir durum, hesap da sorulmalý idi. Genelkurmay Baþkanlýðý, çok akýllý bir yol izleyip; arama yapmak isteyen hakime karþý itiraz yoluna da gitmedi. Yani; asker hukuki olan bir hakkýný bile kullanmadý. Öyle yapsalar, arama gecikse; besleme basýn, basacaktý yaygarayý. Bak, asker bir þey saklýyor; bak asker hukuktan kaçýyor; diyeceklerdi. Bülent Arýnç da çýkýp 'Ben size demedim mi...' diye ince ince aðlayacaktý.
Yeniden soruyorum: Nerede bu suikast planý, nerede bu suikastçýlar? Bu iddayý sahiplenenlerde hiç mi utanma duygusu yok?
Ýþte böyle yalanlar imal ediliyor; AKP medyasýna veriliyor. Onlar da sanki bu düzenler doðru imiþ gibi ortalýðý karýþtýrýyorlar. Böylece, açlýk, yoksulluk, cahillik, iþsizlik, dünyanýnýn en pahalý akaryakýtý, en pahalý elektriði, en pahalý iletiþimi gözden kaçýrýlmýþ oluyor.
Unutmayýn ki askerin en gizli sýrlarýna kadar giren AKP; mahkeme kararý ile gelen hakimin Türkiye Ýleþim Baþkanlýðý'na (TÝB) girmesine engel olmuþtu.
Bence Bülent Arýnç'a bu saatten sonra düþen görev, bol bol aðlamaktýr.
Ona inanan ahmaklar da bu aðýt kampanyasýna katýlabilirler.

Rýza Zelyut
Günþe
http://www.gunes.com/2010/01/23/yazarlar/y4.html