İmar Kirliliğine Neden Olmak Suçu-TCK 184/5
Hazine arazisi ile paylı mülkiyet olunan bir arazide, diğer paydaş olan şirket (38/39 pay oranı) 2008 yılında belediyeden tüm ruhsatlarını alarak yapı inşaatına başlar. Sonra belediye yönetimi değişince ilk iş bu ruhsatların iptali olur. Bu iptale dayanarak inşaat sahasına gelen belediye görevlileri ruhsatsız yapı inşa edildiğine dair bir tutanak tutup giderler. Herhangi bir mühürleme işlemi yapılmaz. Mühür usulüne baktığımızda maddi olarak bir objenin (balmumu gibi) tutankla birlikte görünen yerlere asılması zorunludur demektir.
Bu süreç içerisinde şirket yönetimi hazine arazinin kendilerine satılması yada kiralanması için girişimlerde bulunurlar. Çünkü hazinenin payı çok küçük bir alandır.
2009 yılında tekrar belediye görevlileri gelerek mühür fekki yapılmış denilerek yeni bir tutanak tutulup, fotograflar çekilerek mühürleme işlemi yaparlar. Savcılık ise devreye girerek şirket yöneticilerinden birisi hakkında mühür fekki ve bir diğeri hakkında imar kirliliğine neden olmak suçundan soruşturma başlatır. Davalar açılıp devam ederken hazine alanın satışı şirkete gerçekleştirilip, tüm yapı ruhsatları alınır.
Buna ilişkin bildiğim kadarıyla TCK 184/5.maddesi hükmünce açılmış bir dava varsa bile usulsüzlük giderince bu dava düşmektedir.
Bu madde dışında herhangi bir makale yada Yargıtay kararı bulamadım. Buna ilişkin Makale ve Yargıtay kararı olan arkadaşlar yardımcı olursa sevinirim.
Bu süreç içerisinde şirket yönetimi hazine arazinin kendilerine satılması yada kiralanması için girişimlerde bulunurlar. Çünkü hazinenin payı çok küçük bir alandır.
2009 yılında tekrar belediye görevlileri gelerek mühür fekki yapılmış denilerek yeni bir tutanak tutulup, fotograflar çekilerek mühürleme işlemi yaparlar. Savcılık ise devreye girerek şirket yöneticilerinden birisi hakkında mühür fekki ve bir diğeri hakkında imar kirliliğine neden olmak suçundan soruşturma başlatır. Davalar açılıp devam ederken hazine alanın satışı şirkete gerçekleştirilip, tüm yapı ruhsatları alınır.
Buna ilişkin bildiğim kadarıyla TCK 184/5.maddesi hükmünce açılmış bir dava varsa bile usulsüzlük giderince bu dava düşmektedir.
Bu madde dışında herhangi bir makale yada Yargıtay kararı bulamadım. Buna ilişkin Makale ve Yargıtay kararı olan arkadaşlar yardımcı olursa sevinirim.