Cevap: Prof. Dr. Esin Konanç vefat etti.
Doğu Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Esin KONANÇ'ın 2006-2007 Bahar Dönemi Mezuniyet Töreni'nde yaptığı konuşmanın metni.
Yüksek Mahkemenin Sayın Başkanı,
Sayın Rektörüm ve Rektör Yardımcılarım,
Değerli Öğretim Üyeleri,
Sevgili Konuklar ve çok sevdiğimiz öğrencilerimiz,
DAÜ. Hukuk Fakültesi olarak yeni bir mezuniyeti daha kutlamanın haklı ve mutlu gururu içindeyiz. Hepinizin mezuniyetini ayrı ayrı kutlar sizler ve aileleriniz için hayırlı uğurlu olmasını dilerim.
Sevgili Öğrenciler,
Siz genç mezunların aslında fakültemiz için ayrı bir önemi ve fakültemiz tarihi içinde de ayrı bir yeri var. Zira sizler fakültemizin 10. yıl mezunlarısınız! Bildiğiniz gibi fakültemiz 1996 yılında 183 öğrenci ile eğitime başlamış ve ilk mezunlarını 2000 yılında vermiştir. Fakültemiz 2000 yılından bu yana tam anlamıyla bir patlama göstermiş ve öğrenci sayısı 1800’lere verdiği mezun sayısı ile 1015’e ulaşmıştır. Mezunlarımızın 1850’si Türkiye Cumhuriyeti, 171’i ise KKTC. vatandaşıdır. Ayrıca 2000 yılından bu yana yüksek lisans eğitimi de veren fakültemizden 18’i KKTC., 8’i TC. uyruklu olmak üzere 36 yüksek lisans öğrencisi bulunmaktadır. Fakültemizde, diğer fakültelerin aksine “bölüm” temelinde bir yapılanma olmadığı, yani fakültemizin tek bir bölümden oluştuğu düşünüldüğünde, biraz önce kullanmış olduğum “patlama” sözcüğünü ne kadar doğru kullandığım daha iyi anlaşılmaktadır. Zira, son 10 yıl içerisinde, böylesine bir öğrenci artışı DAÜ.’de hiçbir fakülteye nasip olmamıştır.
Oldukça zor, oldukça sıkıntılı günler geçirdiniz ve bugüne geldiniz. Zaman zaman nasıl üzüldüğünüzü, bizleri de nasıl üzdüğünüzü çok iyi biliyoruz. Ama her üzüntü, gördüğünüz gibi zaman içinde yok oluyor ve bugün olduğu gibi, yerini mutlu, tatlı heyecanlara bırakıyor. Bu mutlu gününüzde sizleri üzmek istemem ama gerçekleri söylemek de bir yerde biz hocalarınıza kalıyor. Söylemek istediğim şu: Bugün biliyorum mutlusunuz ama, asıl zorluklar, asıl serüven, asıl sıkıntılar bundan sonra başlayacak!
Şöyle ki, malumunuz fakültemiz, öğretim kadrosu açısından ağırlıklı olarak A.Ü. Hukuk Fakültesinin desteği altındadır. Bu destekle beraber, ağırlıklı olarak A.Ü. Hukuk Fakültesi, 9 Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden gelen öğretim üyeleri, Ankara Hukuk Fakültesinde takip edilen programı birebir izleyerek sizleri yetiştirmişler bugünlere getirmişlerdir. 4 yıllık yoğun eğitim dönemi içinde, başka hiçbir bilim alanında olmayan sayıda dersi, tam 74 dersi alarak vermiş bulunuyorsunuz. Bütün bu derslerin verilmesiyle güdülen amaç, sizlerin analitik düşünme yeteneğine sahip, pozitif hukukun temel kavramlarını özümsemiş, küreselleşmenin getirdiği yeni hukuk disiplinlerinden haberdar olan, yabancı dil bilen hukukçular olarak yetişmenizi sağlamaktır. Karşılıklı olarak bu amacı ne kadar gerçekleştirdik, sizlere neler verebildik, sizler neler aldınız bilemem... Bunu zaman içinde göstereceğiniz başarılar veya söylemek istemem ama başarısızlıklar gözler önüne serecektir. Ama gerek kişisel, gerek sizlerin yaşadığı deneyimlerden bildiğim odur ki, ister avukatlık, ister hâkimlik mesleğine yönelin, mesleğinizin ilk yılları hiç de kolay geçmeyecektir. Zira Türkiye’de şu anda 32 tane hukuk fakültesi vardır ve aralarında Ankara, İstanbul, Marmara, İzmir, Galatasaray, Bilkent, Bilgi, Yeditepe gibi ismi çok anılan fakülteler de her yıl onlarca mezun vermektedir. Bu nedenle rakipleriniz çoktur ve en az sizler kadar donanımlıdırlar! Bu kadar hukuk fakültesi mezunu olduğu dikkate alındığında nasıl bir rekabet savaşına girişeceğinizi varın siz hesaplayın! Ne yazık ki, bu gerçek sadece Türkiye için değil, KKTC. için de geçerlidir. KKTC. küçük bir ülkedir ve hâkim, savcı sayısı belli ve sınırlıdır. Oysa Yakın Doğu Hukuk ve bizden yılda yine 10’larca öğrenci mezun olmaktadır. Sadece bizim fakültemizden 10 yılda 171 öğrenci mezun olmuştur ki bu rakam Kıbrıs ölçeğinde az değildir.
Değerli genç arkadaşlarım,
Bu mutlu gününüzde içinizi daha fazla karartmak sizleri sıkmak istemiyorum... Ama bu pazardan pay alabilmenizin tek yolunun da kendinizi farklı kılmak olduğunu görüyor ve kendinizi farklı kılmanın yollarını şimdiden aramanın gerektiğini bir büyüğünüz olarak hatırlatıyorum. Sizleri diğer meslektaşlarınızdan farklı kılabilecek özelliklerinizin neler olduğunu kuşkusuz ki yine en iyi siz bilirsiniz. Ama bu özellikleriniz ne olursa olsun, başta iyi bir İngilizce diline sahip olmanızın sizleri farklı kılacağını hemen belirtmeliyim... Unutmayın ki, Türkiye’de hukukçu çoktur... KKTC.’de de bir kaç yıl sonra çok olacaktır. Evet hukukçumuz çoktur ama dil bilen hukukçumuz yoktur! Çok değil, birkaç yıl önceye kadar Türkiye Cumhuriyeti aleyhine açılan davaları, iyi dil bilen hukukçularımız olmadığı için ABD. hukuk bürolarının savunmuş olması kabul edilebilir birşey değildir. Kaldı ki, iyi dil bilen ve hukuki sorunları masa başında hasımlarıyla lâyıkıyla tartışabilen hukukçularımızın olmaması, hangi sıfatla görev yapıyor olurlarsa olsunlar, hukuk camiamızın bir bütün olarak uluslararası hukuk kavramlarına ve uluslararası hukuk düzenine uzak ve yabancı kalmasına yol açmaktadır. Bugün hukuk camiamızın insan haklarından, Avrupa Birliği ile sürdürülen görüşmelere kadar, tüm sorunlarını içe dönük değerlerle çözmeye çalışmasının temel nedeni de budur. Kanımca, dünyanın en yaşlı sorunu olarak nitelendirilen Kıbrıs sorununa da başta barolarımız olmak üzere tüm hukuk camiamızın uzak kalmasının altında Türk hukukçularının yabancı dil eksikliği yatmaktadır. Bu nedenle genç hukukçular, başta İngilizce olmak üzere yabancı dilinizi lütfen kuvvetlendiriniz. İnanın bana sizi farklı kılacaktır.
Sevgili genç hukukçular,
Çok isabetli bir seçim yaparak DAÜ, Hukuk Fakültesişne gelmiş, bu fakültede okumak bahtiyarlığına erişmiş bulunuyorsunuz. "çok isabetli bir seçim" diyorum zira, biraz önce sizlere fakültemizin kısa zamanda nasıl bir gelişme gösterdiğini anlattım. Kuşkusuz ki bu gelişmelerin temel nedeni fakülte ve üniversite idaresinin önümüzdeki yıllarda hukukçu sayısında meydana gelecek olan artışları şimdiden görerek gerek idari, gerek akademik açıdan kendisini her yıl yenilemesi ve diğer hukuk fakülteleri ile bir fark yaratma çabasına girmiş olmasıdır. Bu bağlamda amacımız, dil bilen, uzmanlaşmış, yeni hukuk disiplinlerinden haberi olan, hukuki bilgiye nasıl ulaşılacağını bilen, uluslararası hukuk kavramlarına açık hukukçular yetiştirmektir. Fakültemiz programı ve bu programı size okutan öğretim üyeleri, eğer sizler almak niyetindeyseniz size bunları verecek güçtedir. Burada size düşen çalışmak ve yine çalışmaktır.
Değerli Meslektaşlarım
Meslek grupları tek tek bireylerle birlikte toplumda yerleşen ve tanınan “ortak bilinç”in oluşmasında kuşkusuz ki çok önemli bir yere sahiptirler. “Ortak bilinç”in oluşma süreci içinde ise bir meslek grubu olarak hukukçuların yeri ve rolü herhalde yadsınamaz. Tam tersine, insan haklarına saygılı, laik ve sosyal bir toplumsal bilincin yaratılmasında kanımca hukukçular çok önemli bir yere sahiptir. Ancak bir ülkede töre cinayetlerinden, aile içi şiddetten, yargısız infazlardan ve kayıplardan söz edilebiliyorsa, yargı mensupları hedef gösterilebiliyorsa, yargı mercileri basılıp yargıçlar öldürülebiliyorsa, bu demektir ki ya o ülkenin hukukçuları toplumsal bilincin oluşmasına katkı koymayarak sorumluluklarını yerine getirmemişler, ya da bu sorumluluğu hissedecek şekilde yetiştirilmemişlerdir. Biz siz genç meslektaşlarımızı bu sorumlulukları hissedecek şekilde yetişdirdiğimize inanıyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle, sizlerin bu günlere gelmenize değerli katkılar koymuş bulunan akademik ve yönetsel personelim adına mezuniyetinizi candan kutlar, eğitim yılı boyunca birlik, dirlik ve düzen için çalışan akademik ve yönetsel personelime teşekkürlerimi sunarım.
Prof. Dr. Esin KONANÇ
Saygılarımla
Dekan